Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
ziyade
"ziyade"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
ziyade
too much
i.
2
Genel
ziyade
more
i.
3
Genel
ziyade
excess
i.
4
Genel
ziyade
excessive
s.
5
Genel
ziyade
much
zf.
6
Genel
ziyade
moe [dialect]
zf.
"ziyade"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 134 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
maldan ziyade hizmet sunan faaliyet alanı
service industry
i.
2
Genel
gelişmiş teknolojiden ziyade buharla çalışan makinaların değişik yorumlamalarını içeren bir bilim-kurgu türü
steampunk
i.
3
Genel
mantıktan ziyade duygu üzerine söylemlerle destek kazanmaya çalışan siyasi lider
demagogue
i.
4
Genel
ideal ya da ahlaki boyutundan ziyade faydacı ve pratik yönü ağır basan
realistic
i.
5
Genel
mantığından ziyade duygularıyla hareket eden kimse
emotionalist
i.
6
Genel
bilinçli çabadan ziyade sezgilerle hareket edilen sakin dikkatlilik durumu
zen
i.
7
Genel
kardan ziyade zarar ettiren şey
money-loser
i.
8
Genel
para kazanmaktan ziyade keyif için çiftçilik yapan zengin erkek
gentleman farmer
i.
9
Genel
eseri sanattan ziyade süs olarak görülen kimse
omamentalist
i.
10
Genel
eseri sanattan ziyade süs olarak görülen kimse
omamentist
i.
11
Genel
pratik bilgiden ziyade spekülatif ya da teorik bilgiye dayanan bilgelik
sapience [obsolete]
i.
12
Genel
bütünden ziyade parça veya bireyle ilişkili olma
particularity
i.
13
Genel
dinin dogmatik inançtan ziyade insan ahlakına dayandığı ve bu nedenle geliştirilebilir olduğu düşüncesi
perfectibility
i.
14
Genel
teorikten ziyade uygulama ile ilgilenen kimse
practic
i.
15
Genel
teorikten ziyade uygulamayı savunan kimse
practicalist
i.
16
Genel
idealistten ziyade pratik yaklaşan kimse
pragmatic
i.
17
Genel
metnin anlamından ziyade yorumcunun kendi görüşlerini ifade eden özellikle kutsal yazılara ilişkin bir yorum
eisegesis
i.
18
Genel
nitelikten ziyade nicelik
quantity over quality
i.
19
Genel
akademik düzeyden ziyade yaşa bakılarak öğrenciye sınıf atlatma
social promotion
i.
20
Genel
uçlardan ziyade merkezi daha yüksek olmak
hog
f.
21
Genel
(birine) insandan ziyade nesne gibi davranmak
objectify
f.
22
Genel
bütünden ziyade tek bir bölüme önem vermek
partialize
f.
23
Genel
gerçeklerden ziyade hikayelere dayanan
anecdotal
s.
24
Genel
tıbbi nedenler ya da bağımlılıktan ziyade keyif için alınan (uyuşturucu)
recrational
s.
25
Genel
şimdiki zaman veya gelecekten ziyade geçmişle ilgili
backward-looking
s.
26
Genel
şimdiki zaman veya gelecekten ziyade geçmişle ilgili
backward looking
s.
27
Genel
sonsuzluktan ziyade zamanla ilişkili
temporary [obsolete]
s.
28
Genel
gerçeklikten ziyade isteklere dayanan
wishful
s.
29
Genel
düşünce veya duygulardan ziyade zihnin dışındaki şeyleri kast eden
objective
s.
30
Genel
düşünce veya duygulardan ziyade zihnin dışındaki şeylerle uğraşan
objective
s.
31
Genel
(sanat eseri) anlamından ziyade duygusal olarak etkileyen
decorative
s.
32
Genel
kanıttan ziyade varsayıma dayanan
divinatory
s.
33
Genel
morfolojiden ziyade metabolik tepkimeler ya da fonksiyonel özellikler bakımından farklılık gösteren
physiologic
s.
34
Genel
morfolojiden ziyade metabolik tepkimeler ya da fonksiyonel özellikler bakımından farklılık gösteren
physiological
s.
35
Genel
teoriden ziyade somut gerçeklerle temas eden
shirt-sleeve
s.
36
Genel
teoriden ziyade somut gerçeklerle temas eden
shirt-sleeves
s.
37
Genel
teoriden ziyade somut gerçeklerle temas eden
shirt-sleeved
s.
38
Genel
en ziyade
at most
zf.
39
Genel
daha ziyade
a fortiori
zf.
40
Genel
daha ziyade
rather
zf.
41
Genel
-den ziyade
rather
zf.
42
Genel
pek ziyade
bad
zf.
43
Genel
haddinden ziyade
roaring
zf.
44
Genel
daha ziyade
more of an
ed.
45
Genel
-den daha ziyade
rather than
bağ.
46
Genel
-den ziyade
rather than
bağ.
47
Genel
-den ziyade
but rather
bağ.
48
Genel
-den daha ziyade
instead of
bağ.
49
Genel
-den ziyade
instead of
bağ.
Phrases
50
İfadeler
nicelikten ziyade nitelik
quality over quantity
expr.
Colloquial
51
Konuşma Dili
eğlendirmekten ziyade iç bayan etkinlik
enterdrainment
i.
Idioms
52
Deyim
(diplomasiden ziyade) askeri kuvvet
blood and iron
i.
53
Deyim
kendi çıkarlarından ziyade şirketin çıkarlarını düşünen çalışan
company man
i.
54
Deyim
hükümlerini yazılı kanunlardan ziyade kişisel ideolojilerine göre veren yargıç/yargı
activist judge [us/south africa]
i.
55
Deyim
öfkeden ziyade hüzün içinde bir çehre
a countenance more in sorrow than in anger
i.
56
Deyim
öfkeden ziyade elem içinde bir çehre
a countenance more in sorrow than in anger
i.
57
Deyim
öfkeden ziyade keder yansıtan bir yüz
a countenance more in sorrow than in anger
i.
58
Deyim
hükümleri yazılı kanunlardan ziyade kişisel ideolojilere göre verilen adalet/yargı
activist justice
i.
59
Deyim
kızgınlıktan ziyade hayal kırıklığından dolayı yapmak
do something more in sorrow than in anger
f.
60
Deyim
fiziksel güçten ziyade zeka ile
more with brains than with brawn
zf.
61
Deyim
bilgiden/beceriden ziyade/daha çok şansla
more by luck than judgement
expr.
62
Deyim
öfkeden ziyade hüzün içinde
more in sorrow than in anger
expr.
63
Deyim
bilgiden/beceriden ziyade/daha çok şansla
more by luck than judgment
expr.
Speaking
64
Konuşma
ziyade olsun
thank you
expr.
Trade/Economic
65
Ticaret/Ekonomi
en ziyade müsaadeye mazhar millet tarifesi
most-favoured-nation-tariff
i.
66
Ticaret/Ekonomi
beceriden ziyade etnisiteye, cinsiyete veya cinsel yönelime göre işe alma
diversity hire
i.
67
Ticaret/Ekonomi
beceriden ziyade etnisiteye, cinsiyete veya cinsel yönelime göre işe alma
diversity hiring
i.
68
Ticaret/Ekonomi
fiyatları çoğunlukla tesadüfi ekonomik faktörlerden ziyade arz ve talep tarafından belirlenen (piyasa)
technical
s.
Law
69
Hukuk
örf ve adet hukukundan ziyade yazılı kanunlarla belirtilen suç
regulatory offence
i.
70
Hukuk
örf ve adet hukukundan ziyade yazılı kanunlarla belirtilen suç
regulatory offense
i.
71
Hukuk
iddianın kendisinden ziyade niteliğine itiraz ederek iddianın doğruluğunu ima eden önerme
negative pregnant
i.
72
Hukuk
birden ziyade şeylere taalluk eden borç
alternative obligation
i.
73
Hukuk
en ziyade müsaadeye mazhar millet kaydı
most-favored-nation clause
i.
74
Hukuk
(antik roma hukuku) medeni veya çıkarcı olmaktan ziyade faydalı veya hakkaniyetli
bonitary
s.
75
Hukuk
(antik roma hukuku) medeni veya çıkarcı olmaktan ziyade faydalı veya hakkaniyetli
bonitarian
s.
Politics
76
Siyasal
en ziyade müsaadeye mazhar millet tarifesi
most favoured nation tariff
i.
77
Siyasal
en ziyade müsaadeye mazhar millet tarifesi
most favoured-nation-tariff
i.
78
Siyasal
devletin seçilmişten ziyade atanmışlar tarafından yönetilmesi
bureaucracy
i.
Industry
79
Sanayi
finansal ve politik kurumlardan ziyade ürünlerin üretim ve dağıtımı ile işverenler ve çalışan ilişkilerine ait veya ilgili
material
s.
Tourism
80
Turizm
uyumaktan ziyade eğlence veya toplantılar için kullanılan otel odası
hospitality suite
i.
Media
81
Medya
haberden ziyade yazarın bir konudaki yorumunu/karşıt görüşünü belirten yazı
op-ed piece
i.
Technical
82
Teknik
kilidi döndürme hareketinden ziyade içe doğru ittirme ile açan anahtar
thrust key
i.
83
Teknik
kilidi döndürme hareketinden ziyade içe doğru ittirme ile açan anahtar
push key
i.
Medical
84
Medikal
fiziki muayeneden ziyade hastanın ifadelerinden yola çıkarak tespit edilen semptom
rational symptom
i.
Psychology
85
Psikoloji
kan ve vahşetten ziyade bilinmeyenin ve anlaşılmaz olanın dehşetini vurgulayan kurgusal bir korku alt türü
cosmic horror
i.
86
Psikoloji
akıl ve ahlaktan ziyade duygu ve hislere yönelik
thymocentric
s.
Logic
87
Mantık
önermeler arasındaki ilişkiyi içerikten ziyade biçim açısından inceleyen mantık
aristotelian logic
i.
88
Mantık
bilimsel prensiplerden ziyade deneye güvenen kimse
empiric
i.
89
Mantık
(asıl anlamdan ziyade bir diğer önerme üzerinden çıkarım yapılabilen) önerme
implicature
i.
90
Mantık
terimin anlamından ziyade geçerli olduğu nesneler açısından
extensity
s.
Physics
91
Fizik
uzay ve zamanın mutlak kavramlardan ziyade göreceli kavramlar olduğu teorisi
theory of relativity
i.
92
Fizik
uzay ve zamanın mutlak kavramlardan ziyade göreceli kavramlar olduğu teorisi
einstein's theory of relativity
i.
93
Fizik
uzay ve zamanın mutlak kavramlardan ziyade göreceli kavramlar olduğu teorisi
relativity
i.
94
Fizik
uzay ve zamanın mutlak kavramlardan ziyade göreceli kavramlar olduğu teorisi
relativity theory
i.
95
Fizik
gerçek bir materyalin özelliklerinden ziyade termodinamik yasaları ile tanımlanan sıcaklığı
thermodynamic temperature
i.
96
Fizik
gerçek bir materyalin özelliklerinden ziyade termodinamik yasaları ile tanımlanan sıcaklığı
absolute temperature
i.
Biology
97
Biyoloji
türler arasındaki doğal ve gerçek ilişkilerden ziyade yüzeysel verilere dayanan sınıflandırma
artificial classification
i.
98
Biyoloji
genetik unsurlardan ziyade gıda veya yem koşullarından kaynaklanan
trophogenic
s.
Biochemistry
99
Biyokimya
yarı iletkenlerden ziyade organik moleküllerden yapılmış mikroçip
microarray
i.
Marine Biology
100
Deniz Biyolojisi
kemikten ziyade kıkırdak iskeleti olan köpekbalığı, vatoz gibi balıkları içeren sınıf
cartilaginous fish (chondrichthyes)
i.
Zoology
101
Zooloji
rastgele çiftleşmeden ziyade daha fazla ortak özelliği olan bireylerin çiftleşmesi
assortative mating
i.
102
Zooloji
kolonide üremeden ziyade beslenmeden sorumlu polip
hydranth
i.
Botanic
103
Botanik
türler arasındaki doğal ve gerçek ilişkilerden ziyade yüzeysel verilere dayanan sınıflandırma
artificial order
i.
Agriculture
104
Tarım
yemekten ziyade şarap yapımına uygun elma
cider-apple
i.
105
Tarım
sulamadan ziyade doğal yağışa dayanan çiftçilik ile ilgili
rainfed
s.
Social Sciences
106
Sosyal Bilimler
olayların insanlardan ziyade tarihi koşullardan etkilendiğini savunan kuram
historicism
i.
Linguistics
107
Dilbilim
durumdan ziyade eylem tanımlayan fiil
nonstative
i.
108
Dilbilim
biçimsel yapıdan ziyade dilin anlamsal içeriği ile ilgilenen dilbilimci
notionalist
i.
109
Dilbilim
bir dilin kurallarından ziyade ana konuşucuları tarafından kullanılma şekli
usage
i.
110
Dilbilim
dili ve düşünceyi bilgi aktarma aracından ziyade eylem şekli olarak analiz etme tekniği
dramatism
i.
111
Dilbilim
yazıdan ziyade konuşma dilinde daha sık rastlanan ifade
conversationalism
i.
112
Dilbilim
yazıdan ziyade konuşma dilinde daha sık rastlanan ifade
conversationism
i.
113
Dilbilim
durumdan ziyade eylem tanımlayan (fiil)
nonstative
s.
114
Dilbilim
durumdan ziyade eylem tanımlayan (fiil)
active
s.
115
Dilbilim
dilbilgisel yapıdan ziyade anlama dayalı
notional
s.
116
Dilbilim
kelimelerden ziyade gerçekliğe ait
extradictionary
s.
117
Dilbilim
dilbilgisel yapıdan ziyade anlama dayalı olarak
notionally
zf.
History
118
Tarih
(eski israil’de) evden ziyade çadırda yaşayan ve şarap içmeyen aşiretin üyesi olan kimse
rechabite
i.
Archaeology
119
Arkeoloji
maymunsu özelliklerden ziyade insansı özellikler taşıyan canlı
humanoid
i.
Religious
120
Dini
mutlak'ın bilgisinin insanın mantıksal süreçlerden ziyade yüksek bir dini bilinç ile erişilebileceği doktrini
metagnosticism
i.
Philosophy
121
Felsefe
david hume'un felsefesine göre hizmet bilincinden ziyade doğal eğilimden gelen erdem
natural virtue
i.
122
Felsefe
ahlaki yasaların, sabit ya da evrenselden ziyade anlam ve uygulama bakımından göreceli olduğu görüşü
antinomianism
i.
123
Felsefe
bir şeyin ne olabileceğinden ya da ne olması gerektiğinden ziyade ne olduğunu ele alan
assertoric [obsolete]
s.
Geography
124
Coğrafya
manyetik kutuplardan ziyade dünyanın eksenine göre belirlenen (yön)
true
s.
Geology
125
Jeoloji
yeryüzünün bazalttan ziyade gabrodan oluşan kıtasal alt kabuğu
sima
i.
Hunting
126
Silah/Atıcılık
görme duyusundan ziyade koku duyusu ile avlanan tazı
scenthound
i.
Sport
127
Spor
yeteneğinden ziyade çalışmasıyla başarılı olan atlet
grinder
i.
Art
128
Sanat
eserleri sanattan ziyade dekorasyon olarak görülen kimse
ornamentalist
i.
129
Sanat
eserleri sanattan ziyade dekorasyon olarak görülen kimse
ornamentist
i.
Cinema
130
Sinema
izleyicinin hikayeyi yönetmenin açıklamalarından ziyade eylemler aracılığıyla anlamasını sağlayan bir anlatım tekniği
show, don't tell
i.
Photography
131
Fotoğrafçılık
figürden ziyade manzara öğeleri içeren fotoğraf
scenic
i.
Archaic
132
Eski Kullanım
cennetten ziyade yeryüzüyle ilgili
terrestrial
s.
133
Eski Kullanım
cennetten ziyade yeryüzüne ait
terrestrial
s.
134
Eski Kullanım
akıldan ziyade fiziksel beceri gerektiren
illiberal
s.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of ziyade
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy