begin - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
begin başlamak v.
  • Let's begin to play the game.
  • Hadi oyunu oynamaya başlayalım.
  • Lunch begins at 13.30 pm.
  • Öğle yemeği 13.30'da başlıyor.
  • We should begin with rule number 1.
  • Bir numaralı kuralla başlamalıyız.
Show More (1983)
begin başlatmak v.
  • If the Council does not approve all Parliament's proposals legislative conciliation may be begun very swiftly.
  • Konsey, Parlamentonun tüm önerilerini onaylamazsa yasal uzlaşma çok hızlı bir şekilde başlatılabilir.
  • We again urged the Chinese to begin a dialogue with the Dalai Lama.
  • Çinlileri bir kez daha Dalai Lama ile diyalog başlatmaya çağırdık.
  • In many ways it marks another stage down the road begun by Willy Brandt when he was mayor of Berlin.
  • Birçok açıdan Willy Brandt'ın Berlin Belediye Başkanı iken başlattığı yolda yeni bir aşamaya işaret ediyor.
Show More (8)
begin söze başlamak v.
  • Hello everyone,' she began. 'Let's all take a seat.'
  • "Herkese merhaba," diye söze başladı. "Hepimiz oturalım."
Show More (-2)
begin koyulmak v.
  • Let's begin our work at once.
  • Derhal işimize koyulalım.
Show More (-2)
begin açmak v.
  • School begins on the eighth of April.
  • Okullar Nisan'ın sekizinde açılıyor.
Show More (-2)