The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Englisch	Türkisch
1	lobby	lobi	n.
	The footboy is waiting for you in the lobby. Belboy lobide sizi bekliyor. The fight among the parliament members started in the lobby. Meclis üyeleri arasındaki kavga lobide başladı. No phone recording is allowed in the lobby. Lobide telefonla kayıt yapmak yasak. The environmental lobby is the main supporter of the protests. Çevreci lobisi protestoların ana destekçisi. There is a great difference between all the pressure and lobbies and being subjected to threats and abuse. Tüm baskı ve lobiler ile tehdit ve istismara maruz kalmak arasında büyük bir fark vardır. We know what lobby it is that stops us doing this on alcohol, which stops us having the labelling that is necessary. Alkol konusunda bunu yapmamızı engelleyen ve gerekli etiketlemeyi yapmamızı engelleyen lobinin ne olduğunu biliyoruz. Finally, I should also like to draw your attention to the link between the tobacco lobby and politicians. Son olarak, tütün lobisi ile politikacılar arasındaki bağlantıya da dikkatinizi çekmek isterim. The anti-prohibitionist lobby has to suffer some heavy blows. Yasaklama karşıtı lobi ağır darbeler almalıdır. The Commission is entirely wrong to assert that lobby groups are scaremongering. Komisyon, lobi gruplarının korku tellallığı yaptığını iddia etmekle tamamen yanılmaktadır. The EU Member States must lobby hard for this with the United Nations. AB Üye Devletleri bunun için Birleşmiş Milletler nezdinde yoğun lobi faaliyetlerinde bulunmalıdır. The industrial lobby has once again triumphed over the interests of animals who suffer unnecessarily. Endüstriyel lobi bir kez daha gereksiz yere acı çeken hayvanların çıkarlarına galip gelmiştir. Apparently, the postal service is a very strong lobby, and rightly so. Görünüşe göre, posta servisi çok güçlü bir lobi ve haklı olarak da öyle. I believe that is important and something which has been strenuously resisted over the years by the wine lobby. Bunun önemli olduğuna ve şarap lobisi tarafından yıllardır şiddetle karşı çıkılan bir husus olduğuna inanıyorum. On more than one point, the draft text reflects the pressure exerted by the agrifood lobby. Taslak metin, birden fazla noktada tarımsal gıda lobisinin uyguladığı baskıyı yansıtmaktadır. The car lobby has led too many people up the garden path. Otomobil lobisi çok fazla insanı bahçe yoluna yönlendirdi. The car lobby was unsuccessful today and I am pleased about that. Araba lobisi bugün başarısız oldu ve ben bundan memnuniyet duyuyorum. My only criticism is that an attempt has been made to hijack the report on behalf of the Taiwan lobby. Tek eleştirim, raporun Tayvan lobisi adına ele geçirilmeye çalışılmasıdır. Why should we apply it, especially to women's organisations other than the European Women's Lobby? Bunu neden özellikle Avrupa Kadın Lobisi dışındaki kadın örgütlerine uygulayalım? The military industrial lobby has even succeeded in having this agency included in the draft EU Constitution. Askeri sanayi lobisi bu kurumun AB Anayasası taslağına dahil edilmesini sağlamayı bile başarmıştır. The industrial lobby has once again triumphed over the interests of animals who suffer unnecessarily. Sanayi lobisi, gereksiz yere acı çeken hayvanların çıkarlarına karşı bir kez daha zafer kazanmıştır. This is not about giving in to the agricultural lobby for the umpteenth time. Bu, tarım lobisine bilmem kaçıncı kez boyun eğmekle de ilgili değildir. This is not about giving in to the agricultural lobby for the umpteenth time. Bu konu tarım lobisine bilmem kaçıncı kez boyun eğmekle ilgili değildir. I would ask this industrial lobby, which has embarrassed many herbalists, are your own products so safe and legal? Birçok aktarın yüzünü kızartan bu sanayi lobisine sormak isterim, kendi ürünleriniz bu kadar güvenli ve yasal mı? The European Women’s Lobby is a great organisation made up of many others. Avrupa Kadın Lobisi, diğer pek çok kuruluşun bir araya gelmesiyle oluşmuş büyük bir örgüttür. I regret the attempt by the car industry lobby to discredit the EEVC tests. Otomobil endüstrisi lobisinin EEVC testlerini itibarsızlaştırma girişimini esefle karşılıyorum. I very much regret the attitude of the USA to that conference and the influence of its gun lobby. ABD'nin bu konferanstaki tutumundan ve silah lobisinin etkisinden büyük üzüntü duyuyorum. I therefore endorse the special status of the Women's Lobby and stress that it should be maintained. Bu nedenle Kadın Lobisinin özel statüsünü destekliyor ve bunun sürdürülmesi gerektiğini vurguluyorum. That is pandering to the lobby and has nothing to do with the cultural discrepancies that exist between our peoples. Bu lobiye yaranmaktır ve halklarımız arasında var olan kültürel farklılıklarla hiçbir ilgisi yoktur. Especially at a time when the European Women's Lobby has other priorities within the framework of funding. Özellikle de Avrupa Kadın Lobisi'nin fon çerçevesinde başka öncelikleri olduğu bir dönemde. I would ask this industrial lobby, which has embarrassed many herbalists, are your own products so safe and legal? Birçok bitki uzmanını utandıran bu endüstriyel lobiye sormak isterim, kendi ürünleriniz bu kadar güvenli ve yasal mı? Unfortunately, a number of fellow MEPs, mainly from the liberal and green groups, have fallen for this lobby. Ne yazık ki, başta liberal ve yeşil gruplardan olmak üzere bazı AP üyesi dostlarımız bu lobiye kanmış durumdalar. We started to wait in the lobby. Lobide beklemeye başladık. Wi-Fi access in the lobby is free for guests. Lobide Wi-Fi erişimi konuklar için ücretsizdir. The ACHAT Kulmbach offers free Wi-Fi internet access in the hotel lobby. ACHAT Kulmbach, otel lobisinde ücretsiz Wi-Fi internet erişimi sunmaktadır. The rest of the lobby was empty. Lobinin geri kalanı boştu. There are free newspapers in the lobby. Lobide ücretsiz gazeteler mevcuttur. There was a bar in the lobby. Lobide bir bar vardı. This hotel also features wedding services and a television in the lobby. Bu otelde ayrıca düğün organizasyonu hizmeti ve lobide televizyon sunulmaktadır. Upon entering Paluri Hotel, you will be impressed by the spacious lobby area. Paluri Hotel'e girdiğinizde geniş lobi alanından etkileneceksiniz. Wait for other rooms to be closed or try a different lobby. Diğer odaların kapanmasını bekleyin veya farklı bir lobi deneyin. We met in the lobby of the hotel. Otelin lobisinde buluştuk. We sat in the lobby for a little while. Bir süre lobide oturduk. The bars offer a variety of drinks at the beach, disco, and the lobby area. Barlar plajda, diskoda ve lobi alanında çeşitli içecekler sunmaktadır. The Cloister Inn provides free tea and coffee in the lobby. Cloister Inn'in lobisinde ücretsiz çay ve kahve sunulmaktadır. The defense and financial sectors have the largest lobbying budgets. Savunma ve finans sektörleri en büyük lobi bütçelerine sahiptir. The lobby bar is right next to the reception. Lobi bar resepsiyonun hemen yanındadır. The lobby café is open until midnight every day. Lobi kafe her gün gece yarısına kadar açıktır. The lobby is so warm and inviting. Lobi çok sıcak ve davetkar. I'll be waiting for you in the lobby. Seni lobide bekliyor olacağım. That is because no such lobby exists. Çünkü böyle bir lobi yok. Let’s take a look at the lobby. Lobiye bir göz atalım. Others, like snacks in the lobby, can be written off as a business expense. Lobideki atıştırmalıklar gibi diğerleri iş gideri olarak yazılabilir. The maximum number of rooms for the lobby has been reached. Lobi için maksimum oda sayısına ulaşıldı. I talked to the people in the lobby. Lobideki insanlarla konuştum. I’ll be waiting for you in the lobby. Seni lobide bekliyor olacağım. The lobby of the hotel is very impressive. Otelin lobisi oldukça etkileyici. Guests can relax and watch TV in the lobby. Konuklar lobide dinlenebilir ve TV izleyebilirler. Be creative when designing your lobby logo and let your imagination run. Lobi logonuzu tasarlarken yaratıcı olun ve hayal gücünüzü çalıştırın. Concierge services are available and free newspapers are offered in the lobby. Konsiyerj hizmetleri mevcuttur ve lobide ücretsiz gazeteler sunulmaktadır. Exit the game and go back to the lobby. Oyundan çıkın ve lobiye geri dönün. I saw Tom waiting in the lobby. Tom'un lobide beklediğini gördüm. You're not supposed to wear your slippers down to the lobby. Lobiye terliklerinizle inmemeniz gerekiyor. I have friends waiting for me in the lobby. Beni lobide bekleyen arkadaşlarım var. I have friends waiting for me in the lobby. Lobide beni bekleyen arkadaşlarım var. Tom met Mary in the lobby. Tom, Mary ile lobide buluştu. Tom met Mary in the lobby. Tom, Mary ile lobide tanıştı. I have a friend waiting for me in the lobby. Lobide beni bekleyen bir arkadaşım var. I'm waiting in the lobby. Lobide bekliyorum. Meet me in the lobby. Beni lobide karşıla. Meet me in the lobby. Benimle lobide buluş. Neither Tom nor Mary is waiting in the lobby. Ne Tom ne de Mary lobide bekliyor. We'll wait for Tom in the lobby. Tom'u lobide bekliyor olacağız. Nobody was in the lobby. Lobide kimse yoktu. We'll wait for Tom in the lobby. Tom'u lobide bekleyeceğiz. We'll wait in the lobby. Lobide bekleyeceğiz. I saw Tom waiting in the lobby. Tom'u lobide beklerken gördüm. I saw you waiting in the lobby. Senin lobide beklediğini gördüm. Tom has been waiting patiently in the lobby for three hours. Tom üç saattir lobide sabırla bekliyor. Was there anyone in the lobby? Lobide kimse var mıydı? Tom is downstairs in the lobby. Tom alt katta lobide. Tom is downstairs in the lobby. Tom aşağıda lobide. There was a brass quintet playing in the lobby of the hotel. Otelin lobisinde bir beşli çalıyordu. Tom is in the lobby waiting for Mary. Tom lobide Mary'yi bekliyor. Are you in the lobby? Siz lobide misiniz? Tom met Mary in the hotel lobby. Tom, Mary'yle otel lobisinde buluştu. Just hang around in the lobby until the basketball game. Basketbol maçına kadar lobide takıl. I'll be waiting for you in the lobby. Seni lobide bekliyor olacağım. The lobby was empty. Lobi boştu. I saw you waiting in the lobby. Seni lobide beklerken gördüm. Tom will be waiting for us in the lobby. Tom bizi Lobide bekliyor olacak. I'll be waiting for you in the lobby. Sizi lobide bekliyor olacağım. Tom will be waiting in the lobby. Tom lobide bekliyor olacak. Tom's mother chased Tom as he ran naked around the lobby. Tom lobide çıplak koşarken annesi onu kovaladı. Wait for us in the lobby. Lobide bizi bekle. I just saw Tom in the lobby. Tom'u az önce lobide gördüm. I promised Tom I'd meet him in the lobby. Tom'a onunla lobide buluşacağıma söz verdim. I saw her waiting in the lobby. Onun lobide beklediğini gördüm. Wait for us in the lobby. Bizi lobide bekle. I saw her waiting in the lobby. Onu lobide beklerken gördüm. I saw him waiting in the lobby. Onun lobide beklediğini gördüm. Are you in the lobby? Lobide misin? I'll be waiting in the lobby. Lobide bekliyor olacağım. We'll be waiting for you in the lobby. Sen lobide bekliyor olacağız. We'll be waiting for you in the lobby. Sizi lobide bekliyor olacağız. I'll meet you down in the lobby. Seninle lobide buluşuruz. I saw him waiting in the lobby. Onu lobide beklerken gördüm. I saw them waiting in the lobby. Onların lobide beklediğini gördüm. I'll meet you in the lobby. Seninle lobide buluşacağım. I'll meet you in the lobby. Lobide buluşuruz. I'll wait for you in the lobby. Seni lobide bekleyeceğim. I saw them waiting in the lobby. Onları lobide beklerken gördüm. I'd like you to wait in the lobby. Lobide beklemeni istiyorum. Tom was supposed to meet me in the lobby. Tom'un benimle lobide buluşması gerekiyordu. Tom was waiting for Mary in the lobby. Tom lobide Mary'yi bekliyordu. I'll be waiting for you in the lobby. Ben de seni lobide bekliyor olacağım. Tom was waiting for Mary in the lobby. Tom Mary'yi lobide bekliyordu. Tell him to wait in the lobby. Ona lobide beklemesini söyle. Tom told Mary he'd stay in the lobby and wait for her. Tom, Mary'ye lobide kalıp onu bekleyeceğini söyledi. Tell them to wait in the lobby. Onlara lobide beklemesini söyle. Tell them to wait in the lobby. Onlara lobide beklemelerini söyle. Tell Tom Mary is waiting for him in the lobby. Tom'a Mary'nin onu lobide beklediğini söyle. Are you still in the lobby? Hâlâ lobide misin? Tom met Mary in the hotel lobby. Tom, Mary ile otel lobisinde karşılaştı. Are you telling me there are more people waiting in the lobby? Bana lobide bekleyen daha çok insan olduğunu mu söylüyorsun? Tom walked through the revolving door into the hotel lobby. Tom döner kapıdan geçip otelin lobisine girdi. Tom entered the lobby and found Mary waiting. Tom lobiye girdi ve Mary'yi beklerken buldu. Please wait in the lobby. Lütfen lobide bekle. I'm in the lobby. Lobideyim. Tom went down to the lobby to meet Mary. Tom, Mary'yle buluşmak için lobiye indi. Please wait in the lobby. Lütfen lobide bekleyin. Tom went down to the lobby to meet Mary. Tom, Mary ile buluşmak için lobiye indi. Tell her to wait in the lobby. Ona lobide beklemesini söyle. Tom told Mary he'd stay in the lobby and wait for her. Tom, Mary'ye lobide kalacağını ve onu bekleyeceğini söyledi. Tell Tom to wait in the lobby. Tom'a lobide beklemesini söyle. We're waiting in the hotel lobby. Otel lobisinde bekliyoruz. There's one man and two women waiting for you in the lobby. Lobide sizi bekleyen bir adam ve iki kadın var. Tom was reading a newspaper in the lobby when I last saw him. Tom onu son gördüğümde lobide gazete okuyordu. Please come to the lobby by 7 o'clock. Lütfen 7'ye kadar lobiye gel. Tom was reading a newspaper in the lobby when I last saw him. Tom'u son gördüğümde lobide gazete okuyordu. There are some people singing in the lobby. Lobide şarkı söyleyen bazı insanlar var. There are three people waiting for you in the lobby. Lobide seni bekleyen üç kişi var. There are three people waiting for you in the lobby. Lobide sizi bekleyen üç kişi var. There's one man and two women waiting for you in the lobby. Lobide seni bekleyen bir erkek ve iki kadın var. Tom and Mary agreed to meet in the lobby. Tom ve Mary lobide buluşmaya karar verdiler. Can I charge my phone in the lobby? Telefonumu lobide şarj edebilir miyim? What time should I come to the lobby tomorrow? Yarın saat kaçta lobiye gelmeliyim? Tom agreed to meet with Mary in the lobby. Tom lobide Mary ile görüşmeyi kabul etti. Are you telling me there are more people waiting in the lobby? Lobide bekleyen daha çok kişi olduğunu mu söylüyorsun? Don't go through the lobby. Lobiden geçmeyin. Can you guys meet me in the lobby? Benimle lobide buluşabilir misiniz? Can you guys meet me in the lobby? Siz beni lobide karşılayabilir misiniz? Can you wait for us in the lobby? Bizi lobide bekleyebilir misin? Can you wait for us in the lobby? Bizi lobide bekleyebilir misiniz? Everybody in the lobby is waiting to talk to Tom. Lobideki herkes Tom'la konuşmak için bekliyor. Three beautiful ladies just walked into the lobby. Üç güzel hanımefendi az önce lobiye girdi. Please come to the lobby by 7 o'clock. Lütfen saat 7'de lobiye gel. Tom agreed to meet with Mary in the lobby. Tom, Mary ile lobide buluşmayı kabul etti. Tom and Mary arranged to meet in the lobby. Tom ve Mary lobide buluşmayı ayarladılar. Tom said Mary was likely to be waiting in the lobby. Tom, Mary'nin muhtemelen lobide bekleyeceğini söyledi. Tom said Mary was likely to be waiting in the lobby. Tom, Mary'nin lobide bekliyor olabileceğini söyledi. Tom waited for Mary in the lobby. Tom, Mary'yi lobide bekledi. Tom waited for Mary in the lobby. Tom lobide Mary'yi bekledi. Wait in the lobby. Lobide bekle. Tom and Mary are waiting for you in the lobby. Tom ve Mary lobide seni bekliyor. Tom and Mary are waiting in the lobby. Tom ve Mary lobide bekliyorlar. Tom and Mary arranged to meet in the lobby. Tom ve Mary lobide buluşma ayarladılar. Tom and Mary are waiting for you in the lobby. Tom ve Mary sizi lobide bekliyorlar. Don't go through the lobby. Lobiden geçme. Tom is going to be waiting in the lobby. Tom lobide bekliyor olacak. You're not supposed to wear your slippers down to the lobby. Terliklerinizle lobide gezmemeniz gerekir. Tom is still waiting for Mary in the lobby. Tom lobide hala Mary'yi bekliyor. Would you mind waiting in the lobby? Lobide bekler misiniz? Would you mind waiting in the lobby? Lobide bekleyebilir misiniz? The lobby was totally empty. Lobi tamamen boştu. The main lobby appears empty. Ana lobi boş görünüyor. I'd like you to wait in the lobby with Tom. Tom'la lobide beklemeni istiyorum. Tom is still waiting for Mary in the lobby. Tom hala lobide Mary'yi bekliyor. Your fiancee is in the lobby. Nişanlınız lobide. I'd like you to wait in the lobby with Tom. Tom'la birlikte lobide beklemeni istiyorum. I'll be in the lobby waiting. Lobide bekliyor olacağım. I'll meet you in the lobby at three. Saat üçte sizi lobide karşılayacağım. Tom is waiting for Mary in the lobby. Tom lobide Mary'yi bekliyor. Tom is waiting for us in the lobby. Tom lobide bizi bekliyor. Your fiancee is in the lobby. Nişanlın lobide. Tom asked Mary to meet him in the lobby. Tom, Mary'den onunla lobide buluşmasını istedi. Tom asked Mary to wait in the lobby. Tom Mary'den lobide beklemesini istedi. Tom asked Mary to wait in the lobby. Tom, Mary'den lobide beklemesini istedi. Tom can wait in the lobby. Tom lobide bekleyebilir. Tom is going to be waiting for us in the lobby. Tom lobide bizi bekliyor olacak. Tom is going to be waiting for us in the lobby. Tom bizi lobide bekliyor olacak. You should wait in the lobby. Lobide beklemelisin. Tom asked Mary to meet him in the lobby. Tom Mary'den onunla lobide buluşmasını istedi. The man waiting in the lobby wouldn't give me his name. Lobide bekleyen adam bana adını vermedi. I told Tom to wait for me in the lobby. Tom'a beni lobide beklemesini söyledim. Tom is waiting in the lobby. Tom lobide bekliyor. Tom met Mary in the lobby. Tom lobide Mary ile bir araya geldi. I'll meet you in the lobby at three. Saat üçte lobide buluşuruz. Tom is waiting for us in the lobby. Tom bizi lobide bekliyor. Show More (195)
2	lobby	lobi oluşturmak	v.
	The group is lobbying against women's rights. Grup kadın haklarına karşı lobi oluşturuyor. There are few inhabitants who are therefore unable to form a strong lobby in terms of either numbers or wealth. Bu nedenle ne sayı ne de servet açısından güçlü bir lobi oluşturamayan az sayıda sakin var. There are few inhabitants who are therefore unable to form a strong lobby in terms of either numbers or wealth. Bu nedenle ne sayı ne de servet açısından güçlü bir lobi oluşturamayan az sayıda sakin vardır. Lobbyists' job is to lobby. Lobicilerin işi lobi oluşturmaktır. Show More (1)
3	lobby	lobi faaliyeti yürütmek	v.
	The military-industrial complex is organising in order to lobby Brussels intensively. Askeri-endüstriyel kompleks Brüksel'de yoğun bir lobi faaliyeti yürütmek üzere örgütleniyor. I know he has been very active in lobbying round Parliament for his proposal. Teklifi için Parlamento'da çok aktif bir lobi faaliyeti yürüttüğünü biliyorum. Industry has been lobbying hard, with arguments which are understandable but which I believe cannot be honoured. Endüstri, anlaşılabilir ancak onurlandırılamayacağına inandığım argümanlarla sıkı bir lobi faaliyeti yürütüyor. We have received strenuous lobbying, particularly on whole-body vibration. Özellikle tüm vücut titreşimi konusunda yoğun lobi faaliyetleri yürüttük. Show More (1)
4	lobby	lobi yapmak	v.
	Sami had many jurors lobbying on his behalf. Sami'nin adına lobi yapan birçok jüri üyesi vardı. Sami had many jurors lobbying on his behalf. Sami'nin lehine lobi yapan birçok jüri üyesi vardı. Lobbyists' job is to lobby. Lobicilerin işi lobi yapmaktır. Show More (0)
5	lobby	kulis	n.
	The lobby on the law caused the cancellation. Yasa üzerine yapılan kulis çalışmaları onun iptaline neden oldu. Show More (-2)
6	lobby	kulis yapmak	v.
	For some strange reason, those agencies have not lobbied us. Garip bir nedenden dolayı, bu kurumlar bize kulis yapmadılar. Show More (-2)
7	lobby	lobi faaliyetlerinde bulunmak	v.
	This House has lobbied in favour of a reduced rate of VAT for labour-intensive services. Bu Meclis, emek yoğun hizmetler için indirimli KDV oranı lehinde lobi faaliyetlerinde bulunmuştur. Show More (-2)