rich - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
rich zengin adj.
  • Today, our people, our distinct rich cultural heritage and our national identity are facing the threat of extinction.
  • Bugün halkımız, farklı ve zengin kültürel mirasımız ve ulusal kimliğimiz yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
  • Tom's rich, but not rich enough.
  • Tom zengin ama yeterince zengin değil.
  • The poor get poorer, and the rich get richer.
  • Fakir daha fakir, zengin daha zengin oluyor.
Show More (5)
rich varlıklı adj.
  • I'm not poor, but not rich either.
  • Fakir değilim ama varlıklı da sayılmam.
  • Tom is the richest one here.
  • Buranın en varlıklısı Tom.
  • My family is not rich.
  • Ailem varlıklı değildir.
Show More (0)
rich yoğun adj.
  • Tom is probably not as rich as you think he is.
  • Tom muhtemelen senin düşündüğün kadar yoğun değil.
Show More (-2)
rich verimli adj.
  • The basin of a river usually has rich farmland.
  • Bir nehir havzasının genellikle verimli tarım arazileri vardır.
Show More (-2)