(biriyle) konuşmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

(biriyle) konuşmak



Bedeutungen von dem Begriff "(biriyle) konuşmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 12 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
(biriyle) konuşmak conversation v.
Phrasals
(biriyle) konuşmak dialogue with (one) v.
(biriyle) konuşmak rap with (one) v.
(biriyle) konuşmak communicate with (one) v.
(biriyle) konuşmak contact with (one) v.
(biriyle) konuşmak link with (someone) v.
(biriyle) konuşmak speak with (someone) v.
(biriyle) konuşmak talk to (one) v.
Idioms
(biriyle) konuşmak get ahold of (one) v.
(biriyle) konuşmak have a word with (one) v.
(biriyle) konuşmak touch base (with someone) v.
Slang
(biriyle) konuşmak holler at (someone) v.

Bedeutungen, die der Begriff "(biriyle) konuşmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 97 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
biriyle selamlaşıp konuşmak be on speaking terms with v.
biriyle konuşmak have a word with someone v.
biriyle küçümseyici bir biçimde konuşmak talk down to v.
biriyle anladığı dilden konuşmak give somebody a taste of their own medicine v.
biriyle anladığı dilden konuşmak give somebody a dose of their own medicine v.
biriyle özel konuşmak talk to someone privately v.
(biriyle) hayran hayran konuşmak honey v.
Phrasals
(biriyle) bir konuda konuşmak broach (something) with (someone) v.
(biriyle) bir konuda konuşmak broach something with someone v.
(biriyle) bir konuda konuşmak broach something to someone v.
biriyle konuşmak talk with v.
biriyle konuşmak talk at someone v.
biriyle konuşmak speak with v.
biriyle konuşmak talk to v.
(biriyle) bir konuda konuşmak/görüşmek dialogue with (one) v.
biriyle konuşmak dialogue with someone v.
biriyle konuşmak go to someone v.
biriyle bir konu/sorun hakkında konuşmak go to someone v.
biriyle sıkıntılı bir durumu konuşmak go to someone v.
biriyle konuşmak go to someone v.
biriyle bir konu/sorun hakkında konuşmak go to someone v.
biriyle sıkıntılı bir durumu konuşmak go to someone v.
biriyle bi konu veya biri hakkındaki problemlerini/sıkıntılarını konuşmak go to someone v.
(biriyle) bir şeyi konuşmak raise with (someone) v.
(biriyle) bir meseleyi konuşmak take something up (with someone) v.
(biriyle) görüşüp son görüşmeden beri neler olup bittiğini konuşmak catch up with (someone) v.
biriyle konuşmak communicate with someone v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine konuşmak confer on (someone or something) with (one) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında konuşmak confer with (one) about (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine konuşmak confer with (one) on (someone or something) v.
(biriyle) telefonda konuşmak connect (with someone) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında konuşmak converse with someone (about someone or something) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında konuşmak converse (with someone) about someone or something v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında konuşmak converse about (someone or something) with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) konuşmak converse with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında konuşmak converse with (someone or something) about (someone or something) v.
biriyle biri/bir şey hakkında konuşmak discuss someone or something with someone v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında konuşmak discuss (someone or something) with (one) v.
(biriyle bir şekilde) konuşmak do (something) by (one) v.
biriyle açık açık konuşmak give it to someone (straight) v.
(biriyle) konuşmak/görüşmek istemek inquire for (one) v.
(biriyle) açık konuşmak level with (one) v.
biriyle açık konuşmak level with someone v.
(biriyle) fısıltıyla konuşmak murmur at (one) v.
(biriyle) fısır fısır konuşmak murmur at (one) v.
(biriyle biri/bir şey hakkındaki) anılardan konuşmak/bahsetmek reminisce with (one) (about someone or something) v.
(biriyle) bir meseleyi konuşmak take (something) up with (one) v.
biriyle saygısızca konuşmak talk at v.
(biriyle) küçümseyici bir biçimde konuşmak talk down to (one) v.
(biriyle) yüksekten konuşmak talk down to (one) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili konuşmak/dedikodu yapmak/tartışmak talk of (someone or something) v.
Colloquial
biriyle konuşmak istemek need someone to talk to v.
biriyle konuşmak be onto somebody v.
(biriyle) açık açık konuşmak give it to (one) straight v.
biriyle açık açık konuşmak have it out with someone v.
biriyle bir problemi çözmek için samimi bir şekilde konuşmak/tartışmak have it out with someone v.
Idioms
biriyle özel konuşmak have a word in somebody's ear v.
biriyle bir konuyu konuşmak/tartışmak hash something over with someone v.
biriyle anladığı dilden konuşmak give someone a taste of their own medicine v.
biriyle para konuşmak talk money with someone v.
biriyle anladığı dilden konuşmak give someone a dose of their own medicine v.
güvensizlik sergilemeden biriyle dürüst bir şekilde konuşmak look someone in the eye v.
(bir şeyler konuşmak için) biriyle bir kenara çekilmek get off to the side with someone v.
(bir şeyler konuşmak için) biriyle bir kenara çekilmek go off to the side with someone v.
(bir şeyler konuşmak için) biriyle bir kenara çekilmek move off to the side with someone v.
(bir şeyler konuşmak için) biriyle bir kenara çekilmek step off to the side with someone v.
(biriyle) kısa ve sert bir şekilde konuşmak get short with (one) v.
(biriyle) kinayeli konuşmak have a jab at (someone or something) v.
(biriyle) kısa konuşmak be short with (one) v.
(biriyle) ters ve kısa konuşmak be short with (one) v.
(biriyle) alaycı bir şekilde konuşmak call (one) names v.
(biriyle) sonra görüşmek/konuşmak catch (someone) some other time v.
(biriyle) başka zaman görüşmek/konuşmak catch (someone) some other time v.
(biriyle) kafa kafaya verip konuşmak get into a huddle (with somebody) v.
(biriyle) kendi aralarında konuşmak get into a huddle (with somebody) v.
(biriyle) kafa kafaya verip konuşmak go into a huddle (with somebody) v.
(biriyle) kendi aralarında konuşmak go into a huddle (with somebody) v.
(biriyle) kafa kafaya verip konuşmak get/go into a huddle (with somebody) v.
(biriyle) baş başa verip konuşmak get/go into a huddle (with somebody) v.
(biriyle bir şey hakkında) ayaküstü konuşmak have a word (with somebody) (about something) v.
(biriyle bir şey hakkında) çabucak/hızlıca bir şeyler konuşmak have a word (with somebody) (about something) v.
(biriyle bir şey hakkında) özel olarak konuşmak have a word (with somebody) (about something) v.
(biriyle) ayaküstü konuşmak have a word in (one's) ear v.
(biriyle) çabucak/hızlıca bir şeyler konuşmak have a word in (one's) ear v.
(biriyle) özel olarak konuşmak have a word in (one's) ear v.
(biriyle) ayaküstü konuşmak have a word in someone's ear v.
(biriyle) çabucak/hızlıca bir şeyler konuşmak have a word in someone's ear v.
(biriyle) özel olarak konuşmak have a word in someone's ear v.
(biriyle) biraz konuşmak have a word with (one) v.
(biriyle) alakasız şekilde konuşmak talk past (one) v.
(bir şeyler konuşmak için biriyle) bir kenara çekilmiş off to the side (with someone) adj.
Slang
(biriyle) sonra görüşmek/konuşmak catch (one) another time v.
(biriyle) başka zaman görüşmek/konuşmak catch (one) another time v.
(biriyle) sonra görüşmek/konuşmak catch (one) later v.
(biriyle) sonra görüşmek/konuşmak catch (one) on the flip side v.
(biriyle) başka zaman görüşmek/konuşmak catch (one) on the flip side v.
(biriyle) saçma sapan konuşmak shit v.