a ball - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

a ball



Bedeutungen von dem Begriff "a ball" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Modern Slang
a ball n. 3.5 gram kokain
a ball n. kokain

Bedeutungen, die der Begriff "a ball" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 118 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
a ball of wool n. yün yumağı
a ball of dough n. bir topak hamur
rolling into a ball n. dertop
a ball of yarn n. bir yumak iplik
ball of a steelyard n. kantar topu
ball in a cup n. fincan-top oyunu
wind something into a ball v. bir şeyi yumak yapmak
roll into a ball v. dertop olmak
roll into a ball v. top yapmak
wind something into a ball v. bir şeyi sarmak
bounce a ball v. top zıplatmak
throw/give a ball v. balo vermek
be invited to a ball v. bir baloya davet edilmek
juggle a soccer ball v. top sektirmek
catch a ball v. top yakalamak
have a ball interj. iyi eğlenceler
Colloquial
a ground ball with eyes n. (beyzbol) yere çarpıp iki veya daha fazla iç saha oyuncusunun arasından geçen top
Idioms
a ground ball with eyes n. topun aradan geçmesi
a ground ball with eyes n. topun ulaşılmayacak bir noktaya gitmesi
a totally different ball game n. hiç alışık olunmayan bir durum
a totally different ball game n. bambaşka bir durum
a ball and chain n. ayak bağı
a totally different ball game n. bambaşka bir alem
a whole new ball game n. bambaşka bir durum
a totally different ball game n. bambaşka bir durum
a whole new ball game n. bambaşka bir alem
a ball and chain n. köstek
a ball and chain n. pranga
a slime ball n. samimiyetsiz ve yapay
a ball and chain [uk] n. birinin karısı (mizahi bir söylem)
a ball and chain [uk] n. birinin kocası (mizahi bir söylem)
a ball and chain [uk] n. birinin eşi (mizahi bir söylem)
a ball of fire n. gayretli kimse
a ball of fire n. tuttuğunu koparan kimse
a ball of fire n. ateş topu
a ball of fire n. yerinde duramayan kimse
a ball of fire n. enerjik/coşkulu kimse
a crystal ball n. kristal küre (geleceği tahmin etmenin zorluğunu ima eden bir ifade)
a crystal ball n. geleceği gösteren küre (geleceği tahmin etmenin zorluğunu ima eden bir ifade)
a different/new ball game n. (tamamen) farklı/yeni bir durum
a (whole) different/new ball game n. (tamamen) farklı/yeni bir durum
a whole new ball game n. bambaşka bir şey
a whole new ball game n. apayrı bir konu
a whole new ball game n. çok farklı/çok daha zor bir konu
a whole new ball game n. çok daha karmaşık bir şey/durum
a whole other ball of wax n. bambaşka bir şey
a whole other ball of wax n. apayrı bir konu
a whole other ball of wax n. çok farklı/çok daha zor bir konu
a whole other ball of wax n. çok daha karmaşık bir şey/durum
pocket a ball v. topu bilardo masasının cebine sokmak
pitch someone a curve ball v. birinin yüreğini ağzına getirmek
have a ball v. çok eğlenmek
have a ball v. güzel zaman geçirmek
have (oneself) a ball v. gününü gün etmek
have a ball v. güzel eğlenmek
curl up into a ball v. (utançtan/korkudan) tortop olmak
roll up in a ball v. (utançtan/korkudan) tortop olmak
curl up in a ball v. (utançtan/korkudan) tortop olmak
roll up into a ball v. (utançtan/korkudan) tortop olmak
have a lot on the ball [us] v. dikkatli olmak
have a lot on the ball [us] v. bilgili olmak
have a lot on the ball [us] v. hızlı harekete geçmek
have a lot on the ball [us] v. akıllı olmak
have a lot on the ball [us] v. hızlı hareket etmek
have a lot on the ball [us] v. bir çok meziyeti olmak
have a lot on the ball [us] v. bir çok yeteneği olmak
have a lot on the ball v. işe yaramak
have a lot on the ball v. işe yarar biri olmak
have (yourself) a ball [us] v. gününü gün etmek
have something/a lot on the ball [us] v. dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak
have something/a lot on the ball [us] v. kafası basar/çalışır olmak
have something/a lot on the ball [us] v. yeterli/belirli düzeyde akla/zekaya sahip olmak
have something/a lot on the ball [us] v. bir işi iyi yapabilmek
have something/a lot on the ball [us] v. zeki/akıllı olmak
pitch (one) a curve (ball) v. (birinin) ağzını açık bırakmak
pitch (one) a curve (ball) v. (birini) mat etmek
pitch (one) a curve (ball) v. (birini) kurnazlıkla alt etmek
pitch (one) a curve (ball) v. (birini) afallatmak
bald as a coot/billiard ball adj. kel
bald as a coot/billiard ball adj. keltoş
bald as a coot/billiard ball adj. kabak gibi
bald as a coot/billiard ball adj. dımdızlak
bald as a coot/billiard ball adj. dazlak
bald as a coot ball adj. kel
bald as a coot ball adj. kabak kafa
bald as a coot ball adj. kelaynak
bald as a coot ball adj. dımdızlak
bald as a coot ball adj. ayna kafa
bald as a coot ball adj. keltoş
bald as a coot ball adj. silme kel
bald as a coot ball adj. ampul
bald as a billiard ball adj. kel
bald as a billiard ball adj. kabak kafa
bald as a billiard ball adj. kelaynak
bald as a billiard ball adj. dımdızlak
bald as a billiard ball adj. ayna kafa
bald as a billiard ball adj. keltoş
bald as a billiard ball adj. silme kel
bald as a billiard ball adj. ampul
a different ball of wax expr. bambaşka
a different ball of wax expr. farklı
a different ball of wax expr. hiç benzer yanı olmayan
as round as a ball expr. tostoparlak
(as) bald as a billiard ball expr. kel
(as) bald as a billiard ball expr. keltoş
(as) bald as a billiard ball expr. kabak gibi
(as) bald as a billiard ball expr. dımdızlak
(as) bald as a billiard ball expr. dazlak
(as) bald as a billiard ball expr. kabak kafa
(as) bald as a billiard ball expr. kelaynak
(as) bald as a billiard ball expr. ayna kafa
(as) bald as a billiard ball expr. keltoş
(as) bald as a billiard ball expr. silme kel
(as) bald as a billiard ball expr. ampul
Sport
lob a ball v. (teniste) topa vurmak
Football
rise for a high ball v. kafaya çıkmak
rise for a high ball v. kafa topuna çıkmak
Slang
a sleaze ball n. pisliğin teki