Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | aşılamak | vaccinate v. | ||
The children were all vaccinated against measles. Çocukların tamamı kızamığa karşı aşılanmıştı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | aşılamak | immunize v. | ||
It is essential to immunize children against common diseases. Çocukları yaygın hastalıklara karşı aşılamak çok önemlidir. More Sentences |
||||
General | aşılamak | inculcate v. | ||
I tried to inculcate some tenacity into her mind. Ona biraz azim aşılamaya çalıştım. More Sentences |
||||
General | aşılamak | infuse v. | ||
The speech of the President infused new hope into the desperate people. Başkan'ın konuşması umutsuz insanlara yeni bir umut aşıladı. More Sentences |
||||
General | aşılamak | instil v. | ||
She is still trying to instil some discipline into her son. Hala oğluna biraz disiplin aşılamaya çalışıyor. More Sentences |
||||
General | aşılamak | indoctrinate v. | ||
Even today the Vietnamese government indoctrinates its citizens with pure antireligious ideas. Bugün bile Vietnam hükümeti vatandaşlarına saf din karşıtı fikirler aşılamaktadır. More Sentences |
||||
General | aşılamak | inspire v. | ||
We must, once again, inspire citizens with the desire to vote and the desire to become involved in community life. Vatandaşlarımıza bir kez daha oy kullanma ve toplum hayatına katılma arzusu aşılamalıyız. More Sentences |
||||
General | aşılamak | instill v. | ||
We must instill a sense of duty in our children. Çocuklarımıza görev bilinci aşılamalıyız. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | aşılamak | impress upon v. | ||
Parents try to impress upon their children the importance of honesty and hard work. Ebeveynler çocuklarına dürüstlüğün ve sıkı çalışmanın önemini aşılamaya çalışırlar. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | aşılamak | vaccinate v. | ||
We already vaccinate our cattle for a whole array of diseases and consume them daily. Sığırlarımızı zaten bir dizi hastalık için aşılıyoruz ve onları her gün tüketiyoruz. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | aşılamak | inoculate v. | ||
General | ||||
General | aşılamak | bud v. | ||
General | aşılamak | suggest v. | ||
General | aşılamak | transfuse v. | ||
General | aşılamak | envenom v. | ||
General | aşılamak | pass on an illness v. | ||
General | aşılamak | inseminate v. | ||
General | aşılamak | infect v. | ||
General | aşılamak | implant v. | ||
General | aşılamak | engraft v. | ||
General | aşılamak | infuse into v. | ||
General | aşılamak | ingraft v. | ||
General | aşılamak | imbue v. | ||
General | aşılamak | impregnate v. | ||
General | aşılamak | fertilize v. | ||
General | aşılamak | fertilise v. | ||
General | aşılamak | immunise v. | ||
General | aşılamak | administer (a medicine) v. | ||
General | aşılamak | tinct [obsolete] v. | ||
General | aşılamak | tincture v. | ||
General | aşılamak | engraff [obsolete] v. | ||
General | aşılamak | enrace [obsolete] v. | ||
General | aşılamak | grain v. | ||
General | aşılamak | ingraff [obsolete] v. | ||
General | aşılamak | inbreathe v. | ||
General | aşılamak | invest v. | ||
General | aşılamak | penetrate v. | ||
General | aşılamak | indue (with) v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | aşılamak | graft (something) on v. | ||
Phrasals | aşılamak | impress on v. | ||
Phrasals | aşılamak | graft on v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | aşılamak | vax v. | ||
Agriculture | ||||
Agriculture | aşılamak | graft v. | ||
Education | ||||
Education | aşılamak | endoctrine [obsolete] v. | ||
Archaic | ||||
Archaic | aşılamak | imp v. | ||
Archaic | aşılamak | stew v. |