grain - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

grain

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "grain" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 117 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
grain n. tahıl
grain n. tane
grain n. tanecik
General
grain n. çok küçük miktar
grain n. tane (arpa/buğday/mısır vb)
grain n. çok küçük parça
grain n. taş damarı
grain n. granül
grain n. evin
grain n. mizaç
grain n. huy
grain n. habbe
grain n. tohum
grain n. zerre
grain n. çizgi
grain n. damar
grain n. elyaf
grain n. ağaç damarı
grain n. hububat
grain n. bir ölçü birimi
grain n. ağacın yıllık halkası
grain n. tutam
grain n. çimke
grain n. mümkün olan en küçük miktar
grain n. (şeker) ince kristal
grain n. kermes
grain n. tanelerle kaplı görünümü veren yüzeysel pürüzlülük
grain n. granüllü görünüm
grain n. (bir şeyin) pürüzlü tarafı
grain n. derinin dış kısmı
grain n. granüller üzerindeki izler
grain n. granüllü görünüm vermek için yapay olarak işlenmiş yüzey
grain n. buğday tanesi ağırlığına dayanan bir ağırlık birimi
grain n. bir su sertlik derecesi
grain n. paralel sırt ve vadilerin doğrusal duruşu
grain n. paralel sırt ve vadilerin doğrusal duruş yönü
grain n. yarığa dik açıda olan ve yarıktan daha az göze çarpan kaya yarılma yönü
grain n. pürüzlülüğü veya sertliği belirleyen partikül dizilimi
grain n. partikül diziliminin belirlediği pürüzlülük veya sertlik
grain n. aşındırıcının sertliği veya inceliği
grain n. hakim yön
grain n. rokette kullanılan bir parça barut yükü
grain n. maddenin partiküllerinin nispi boyutu
grain n. fotoğraf emülsiyonundaki çok sayıda partikülden her biri
grain n. televizyon görüntüsünün pürüzlenmesi
grain n. kristal malzemelerdeki bölünme çizgileri
grain n. kristal katıyı oluşturan çok sayıdaki kristalden her biri
grain n. (yiyecek) kristallenme
grain n. ağaç dalı
grain n. bitki gövdesi
grain n. tanesel biçim
grain n. ağaç parçası içindeki damarların düzeni
grain v. sepilemek
grain v. tanelemek
grain v. öğütmek
grain v. ağacı damarlı boyamak
grain v. derine işlemek
grain v. nüfuz etmek
grain v. doyurmak
grain v. aşılamak
grain v. (özellikle sabunu) tuz katarak çöktürmek
grain v. odun veya taş şekli verecek şekilde boyamak veya süslemek
grain v. kumaş üzerine tanecik basmak
grain v. (kağıt, taş, metal) yüzeyini granüllü hale getirmek
grain v. tahılla beslemek
grain v. boğmak
grain v. boğazlamak
grain v. (hayvanı) tahılla beslemek
grain v. dokusunu tanecikli hale getirmek
grain v. dokusunu sertleştirmek
grain v. meyve vermek
Technical
grain n. doku
grain n. elyaf
grain n. gren
grain n. greyn
grain n. hububat
grain n. tanecik
grain n. tahıl
grain n. zerrecik
grain n. (kum, şeker, tuz, barut gibi) küçük ve sert partikül
grain n. fotoğrafik malzemenin ışığa duyarlı kristalleri
grain n. metalde kristal
grain n. inci veya mücevher ağırlığını ölçmek için kullanılan bir birim
grain n. eski bir altın saflığı birimi
grain n. malzemede tek bir kristal yapısı veya yönünün olduğu bölge
grain n. temeli sabitlemek için kalıpta kullanılan ince metal parçası
grain v. deriyi yumuşatmak
Mechanic
grain n. tane
Textile
grain n. hav yönü
grain n. kumaş çizgisi
grain n. kumaş çözgüsünün iplik yönü
grain n. boyanan veya boyanacak bir malzemenin lifi veya ipliği
grain n. makine yönü
Construction
grain n. tane
Dyeing
grain n. kermesten elde edilen kırmızı boya
grain n. kırmız
grain n. kırmızdan elde edilen parlak kırmızı boya
grain n. has boya
grain n. solmaz boya
grain n. açık sarımsı bir kahverengi
Aeronautic
grain n. yakıt şarjı
grain n. katı yakıt kütlesi
Anatomy
grain n. damar tabaka ağı
Food Engineering
grain n. hububat tanesi
grain n. hububat tohumu
Botanic
grain n. tane
Agriculture
grain n. (sigorta poliçesi veya ticaret listesinde) çeşitli bitkilerin kabuklu veya kabuğu ayrılmış tohumları
grain n. kabuklu veya kabuğu ayrılmış tohumlar içeren bitki
grain n. ahududu gibi meyvelerde küçük tanecik
grain n. çanak yaprağın arkasındaki yuvarlak çıkıntı
Tobacco
grain n. işlenmiş ve fermente edilmiş puro yaprağının üzerindeki küçük çıkıntılar
Fishery
grain v. (balığı) tahıl kullanarak zıpkınla yakalamak
Sport
grain n. golf egzersiz sahası üzerindeki bıçakların eğim yönü
Photography
grain n. kumlanma
Archaic
grain n. renk
grain n. renk tonu
grain n. gölge

Bedeutungen, die der Begriff "grain" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 498 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
grain size analysis n. tane büyüklüğü analizi
General
grain elevator n. tahıl ambarı
growing grain n. ekin
grain of wood n. ağaç damarı
grain bin n. zahire ambarı
fine grain n. ince tanecik
a grain of common sense n. bir nebze anlayış
grain trade n. tahıl ticareti
end grain n. makta
grain alcohol n. hububat alkolü
grain refining n. tane inceltme
grain of n. tanesi
store of grain n. zahire
grain refining n. tane inceltilmesi
grain size analysis n. tane büyüklüğü analizi
grain as feed n. yemlik tahılları
grain refining n. tane inceltmesi
grain as feed n. yemlik tahıllar
ear of grain n. başak
grain alcohol n. ispirto
coarse grain n. iri tane
grain moth n. hububat güvesi
grain for threshing n. harman
grain cargo n. tahıl yükü
grain elevator n. silo
grain thickness n. tane iriliği
straight grain n. boyuna damar
austenite grain size n. ostenit tane büyüklüğü
coarse grain n. kaba tane
end grain n. sokoro
end grain n. suyuna dik kenar
end grain n. başağaç
grain side n. (deri) tüysüz yüz
grain-shaped macaroni n. arpa şehriye
grain mill n. değirmen
two-grain spelt n. hayvan yemi olarak da kullanılan bir cins buğday
whole grain n. tam tahıl
grain price n. tahıl fiyatı
a grain of allowance n. az tolerans
a grain of allowance n. ufak hoşgörü
grain [dialect] n. deniz kolu
grain [dialect] n. dal
grain [dialect] n. çatal
grain [dialect] n. ağaçlarda dallanma çatalı
grain field n. tahıl tarlası
scarlet in grain n. iyi boyanmış kırmızı kumaş
grain corridor n. tahıl koridoru
go against the grain v. birinin tabiatına aykırı olmak
grow grain v. buğday yetiştirmek
grind the grain into flour v. tahılı öğütüp un haline getirmek
dyed in grain adj. solmaz
dyed in grain adj. sağlam
fine-grain adj. ince taneli
in grain adj. kökleşmiş
close-grain adj. (odun) pürüzsüz dokulu
close-grain adj. (odun) ince damarlı
close-grain adj. (konuşma bakımından) dikkatli ve net
Phrases
a grain of expr. bir tutam (tuz vb)
with a grain of salt expr. inanmayarak
with a grain of salt expr. ihtiyat kaydıyla
with a grain of salt expr. kuşkuyla
with a grain of salt expr. şüphe ile
with a grain of salt expr. şüpheyle
Idioms
a grain of mustard seed n. potansiyeli yüksek kimse veya şey
a grain of mustard seed n. önü açık kimse veya şey
a grain of mustard seed n. geleceği parlak kimse veya şey
ain't got a grain of sense n. ahmak
ain't got a grain of sense n. aptal
ain't got a grain of sense n. salak
ain't got a grain of sense n. sersem
a grain of truth n. ufak bir gerçeklik payı
grain of truth n. (ufak) bir gerçeklik payı
a grain of mustard seed n. küçük/önemsiz görünen ama geleceği parlak şey
a grain of mustard seed n. küçük/önemsiz görünen ama potansiyeli yüksek şey
a grain of mustard seed n. küçük ama gelişmeye müsait şey
dye in grain v. iyi boyamak
dye in the grain v. iyi boyamak
dye in grain v. iyice boyamak
dye in the grain v. iyice boyamak
go with the grain v. alışılmış biçimde davranmak
rub against the grain v. alışılmışın tersini yapmak
go against the grain v. alışılmışın tersini yapmak
go with the grain v. beklendiği biçimde davranmak
go against the grain v. beklenenin tersini yapmak
rub against the grain v. beklenenin tersini yapmak
separate the grain from the chaff v. değerliyi değersizden ayırmak
go with the grain v. genel gidişe uymak
go against the grain v. eşyanın tabiatına aykırı olmak
separate the grain from the chaff v. iyiyi kötüden ayırmak
go against the grain v. istemese de söylemek/yapmak
take something with a grain of salt v. ihtiyatla yaklaşmak
take something with a grain of salt v. kuşku ile karşılamak
go against the grain v. karşı olmak
separate the grain from the chaff v. samanı çöpünden ayırmak
separate the grain from the chaff v. sapı samandan ayırmak
separate the grain from the chaff v. sapla samanı ayırmak
separate the grain from the chaff v. sapla samanı karıştırmamak
take something with a grain of salt v. şüphe ile yaklaşmak
go against the grain v. tabiatına aykırı olmak
go against the grain v. tam zıddı olmak
separate the grain from the chaff v. taneyi kabuğundan ayırmak
go against the grain v. tam tersi olmak
go against the grain v. alışılmışın tersini yapmak
go against the grain v. beklenenin tersini yapmak
go against the grain v. eşyanın tabiatına aykırı olmak
go against the grain v. tabiatına aykırı olmak
go against the grain v. tam zıddı olmak
go against the grain v. tam tersi olmak
go against the grain v. alışılmışın tersini yapmak
go against the grain v. beklenenin tersini yapmak
go against the grain v. eşyanın tabiatına aykırı olmak
go against the grain v. tabiatına aykırı olmak
go against the grain v. tam zıddı olmak
go against the grain v. tam tersi olmak
be against the grain v. tabiatına aykırı olmak
be against the grain v. normal olmamak
be against the grain v. alışılmış bir şey olmamak
be against the grain v. ters bir şey olmak
be against the grain v. alışılmışın/beklenenin tersini yapmak
go against the grain v. tabiatına aykırı olmak
go against the grain v. normal olmamak
go against the grain v. alışılmış bir şey olmamak
go against the grain v. ters bir şey olmak
go against the grain v. alışılmışın/beklenenin tersini yapmak
with a grain of salt adv. çekinceli olarak
with a grain of salt adv. emin olmadan
with a grain of salt adv. tereddütle
with a grain of salt adv. tedirginlikle
with a grain of salt adv. çok güvenmeden
ain't got a grain of sense expr. akılsız
ain't got a grain of sense expr. bir gıdım aklı yok
ain't got a grain of sense expr. çok salak
against the grain expr. doğasına aykırı
ain't got a grain of sense expr. çok aptal
against the grain expr. geleneklere aykırı
against the grain expr. hoşa gitmeyen
take it with a grain of salt expr. ihtiyatla yaklaş
against the grain expr. isteksizce
ain't got a grain of sense expr. mankafa
with a grain of salt expr. kuşku ile
against the grain expr. kişiliğine aykırı
take it with a grain of salt expr. şüpheyle yaklaş
take it with a grain of salt expr. şüphe ile yaklaş
against the grain expr. tersine
against the grain expr. topluma aykırı
there's a grain of truth in every joke expr. her şakada bir gerçeklik payı vardır
Speaking
it goes against the grain for me to do it expr. bunu istemeyerek yapıyorum
Trade/Economic
heavy grain n. ağır tahıl
grain cubic capacity n. dökme yük hacmi
grain broker n. hububat komisyoncusu
grain market n. hububat piyasası
grain exporter n. hububat ihracatçısı
grain market n. hububat borsası
grain market n. tahıl piyasası
grain reserve program n. tahıl stoklama programı
grain merchant n. tahıl tüccarı
grain dealer n. tahıl tüccarı
grain products n. tahıl ürünleri
grain elevator n. zahire ambarı
Law
international grain council n. uluslararası hububat konseyi
Institutes
turkish grain board n. toprak mahsulleri ofisi
directorate general of turkish grain board n. toprak mahsulleri ofisi genel müdürlüğü
Technical
manual metal arc welding of non- alloy and fine grain steels n. alaşımsız ve ince daneli çeliklerin elle metal ark kaynağı
astm grain size index n. astm tane büyüklüğü imleci
abrasive grain n. aşındırıcı tanecik
exaggerated grain growth n. aşırı tane büyümesi
non-alloy and fine grain steels n. alaşımsız ve ince daneli çelikler
astmaustenitic grain size n. astm östenit tane büyüklüğü
astm grain size n. astm tane büyüklüğü
a.s.t.m. grain size number n. astm tane büyüklüğü sayısı
astm grain size number n. astm tane büyüklüğü sayısı
abrasive grain size n. aşındırıcı tane büyüklüğü
end to end-grain joint n. boy birleştirme
straight grain n. boyuna damar
grain cracking resistance n. cilt çatlama dayanımı (ayakkabı)
ultrafine-grain-size n. çok küçük tane büyüklüğü
glass grain n. cam tanecik
polygonized grain n. çokgenleşmiş tane
low angle grain boundary n. dar açılı tane sınırı
grain boundary n. dış kristal
grain sorghum n. darı süpürgesi
small angle grain boundary n. dar açılı tane sınırı
nonferrous grain size standards n. demirdışı tane büyüklüğü standartları
grain diameter n. dane çapı
discontinuity of the grain sizes n. dane boyutlarının süreksizliği
columnar grain n. direksi tane
grain flow n. dövme çizgileri
grain-size analysis by sieving n. elek analizi
equivalent grain size n. eşdeğer tane boyu
undersize grain n. elek altı agrega
equiaxed grain n. eş eksenli tane
grain-size analysis by sieving n. eleme ile tane boyutu analizi
equiaxed grain structure n. eş eksenli tane yapısı
gamma grain n. gamma tanesi
micrographic determination of the ferrite or austenitic grain size n. ferrit veya ostenitik tane büyüklüğünün mikrografik tayini
ferrite grain size n. ferrit tanesi büyüklüğü
rebonded fused grain refractory n. fırınlanmış kaynaşık taneli refrakter
ferrite grain n. ferrit tanesi
ferrite grain size n. ferrit tane büyüklüğü
grain size index n. gren büyüklüğü indisi
grain boundary n. gren sınırı
grain refinement n. gren küçültme
grain growth n. gren büyümesi
grain size n. granülometri
grain oriented sheet steel n. gren oryantasyonlu sac çelik
grain shape n. gren şekli
grain orienting n. gren oriyentleme
grain boundary segregation n. gren sınırı segregasyonu
grain-size curve n. granülometri eğrisi
large angle grain boundary n. geniş açılı tane sınırı
grain orientation n. gren oryantasyonu
grain-size distribution n. granülometri
columnar grain n. havuçsu tane
grain alcohol n. hububat alkolü
measuring of the standard mass per storage volume of grain n. hububat depolama birim hacmi için standart kütlenin ölçümü
jernkontoret grain size standards n. jernkontoret tane büyüklüğü standartları
fine grain print n. ince tanecikli kopya
acicular grain n. iğnemsi tane
twinned grain n. ikizlenik tane
fine grain steel n. ince taneli çelik
duplex grain size n. ikili tane büyüklüğü
large grain extruded graphite n. iri taneli sıkma grafit
fine grain stock n. ince tanecikli pelikül
fine-grain n. ince tane
fine grain film n. ince tanecikli film
large grain graphite n. iri taneli grafit
fine grain size n. ince tane boyutu/boyu
fine grain steels n. ince taneli çelikler
refined grain n. inceltilmiş tane
mixed grain size n. karışık tane boyu
coarse grain control n. kaba tanecik kontrolü
grain rolls n. kaba haddeleme merdaneleri
coarse grain n. kaba tane
continuous grain bounday film n. kesintisiz tane sınırı zarı
short grain n. kısa tane
fused-grain refractory n. kaynaşık taneli refrakter
fracture grain size n. kırılma tanesi büyüklüğü
weldable fine grain steels n. kaynaklanabilir ince taneli çelikler
discontinuous grain growth n. kesintili tane büyümesi
fracture grain size n. kırılmada tane büyüklüğü
continuous grain bounday network n. kesintisiz tane sınırı ağı
continuous grain bounday precipitate n. kesintisiz tane sınırı çökeltisi
recrystallized grain size n. kristalleşmiş tane büyüklüğü
crystal grain n. kristal tanesi
adjacent grain n. komşu tane
encircled grain n. kuşatık tane
columnar grain n. kolon biçimli tane
recrystallized grain n. kristalleşmiş tane
mcquaid-ehn grain size n. mcquaid-ehn tane büyüklüğü
martensite grain n. martensit tanesi
shearing stress parallel to grain n. liflere paralel makaslama dayanımı
fine-grain extruded graphite n. küçük taneli sıkma grafit
fine-grain n. küçük tane
average grain diameter n. ortalama tane çapı
abnormal grain growth n. olağandışı tane büyümesi
average grain size n. ortalama tane büyüklüğü
oxidation grain size n. oksitlenmiş tane büyüklüğü
austenite grain boundary n. ostenit tane sınırı
austenite grain growth n. ostenit tane büyümesi
austenite grain size n. ostenit tane büyüklüğü
prior austenite grain size n. önceki ostenit tane büyüklüğü
parabolic grain-size distribution n. parabolik tane boyutu dağılımı
pearlite grain size n. perlit tane büyüklüğü
head grain n. sağlam yön
quenched and tempered weldable fine grain steels n. su verilmiş ve temperlenmiş kaynaklanabilir ince taneli çelikler
standard grain-size micrograph n. standart tane büyüklüğü fotoğrafı
standard grain-size n. standart tane büyüklüğü
grain oriented sheet steel n. tane konumlu sac çelik
grain size distribution n. tane büyüklüğü dağılımı
grain boundary sliding n. tane sınırı kayması
grain diameter n. tane çapı
grain structure n. tane yapısı
grain deformation n. tane bozunumu
grain refinement n. tane küçültme
grain refinement n. tane küçültme
grain refining element n. tane küçültücü öğe
grain growth n. tane büyümesi
grain elongation n. tane uzaması
grain size control n. tane büyüklüğü denetimi
grain deformation n. tane ezilmesi
grain boundary n. tane sınırı
grain size n. tane boyutu
grain size structure n. tane yapısı
grain orientation n. tane konumu
grain size distribution test n. tane büyüklüğü dağılımı deneyi
grain roll n. tane merdanesi
grain shape factor n. tane şekil faktörü
grain-size index n. tane büyüklüğü sayısı
grain-size distribution curve n. tane boyutlu dağılım eğrisi
grain contrast n. tane zıtlığı
grain boundary precipitation n. tane sınırı çökelmesi
grain boundary attack n. tane sınırına saldırı
grain refiner n. tane küçültücü
grain contrast etching n. tane zıtlık dağlaması
grain boundary sulphide precipitation n. tane sınırı sülfür çökelimi
grain flow n. tane akışı
grain growth rate n. tane büyüme hızı
grain-size strengthening n. tane büyüklüğü sertleşmesi
grain boundary film n. tane sınırı zarı
grain oriented high silicon steels n. tane konumlu yüksek silisyumlu çelikler
grain-size distribution n. tane boyutlu dağılım
grain boundary precipitation n. tane sınırı çökelimi
grain-size diagram n. tane boyutu diyagramı
grain boundary area n. tane sınırı alanı
grain-size classification n. tane boyu sınıflandırması
grain boundary corrosion n. tane sınırı yenimi
grain size structure n. tane düzeni
grain boundary precipitate n. tane sınırı çökeltisi
grain pull out n. tane çıkarma
grain coarsening n. tane irileşmesi
grain bulk density n. tane yığın yoğunluğu
grain boundary migration n. tane sınırı göçü
grain-size measurement n. tane boyu ölçümü
grain size index n. tane büyüklüğü sayısı
grain pull out n. tane dökme
grain refining n. tane küçültme
grain boundary cementite n. tane sınırı sementiti
grain size measurement n. tane büyüklüğü ölçümü
grain-size degradation n. tane büyüklüğü bozulması
grain boundary etching n. tane sınırı dağlaması
uniform grain size n. tekçeşit tane boyutu
grain boundary nucleation n. tane sınırı çekirdeklenmesi
grain shape n. tane şekli
discontinuity of the grain sizes n. tane boyutlarının süreksizliği
grain boundary liquation n. tane sınırı sıvılaşması
grain boundary diffusion n. tane sınırı yayınımı
grain-size distribution n. tane boyu dağılım
grain boundary dislocation n. tane sınırı dislokasyonu
grain rolls n. taneli merdaneler
grain size n. tane büyüklüğü
grain-size variation n. tane büyüklüğü değişimi
grain grade n. tane derecesi
grain boundary segregation n. tane sınırı birikimi
grain boundary segregate n. tane sınırı birikintisi
grain shape n. tane biçimi
grain fineness number n. tane inceliği sayısı
grain orienting n. tane konumlama
grain oriented steel sheet n. tane konumlu çelik sac
elongated grain n. uzamış tane
uniform grain size n. üniform tane boyutu
elongated ferrite grain n. uzamış ferrit tanesi
spatial grain size n. üç boyutlu tane büyüklüğü
semi-logarithmic grain-size curve n. yarı logaritmik tane boyutu eğrisi
pancake grain structure n. yassı taneli yapı
adjacent grain n. yan tane
soil grain properties n. zemin tane özellikleri
round grain n. yuvarlak tane
subangular grain n. yuvarlak köşeli tane
weldable fine grain steel with high proof strength n. yüksek akma dayanımlı kaynak edilebilir ince taneli çelik
metric grain n. inciler için kullanılan bir ağırlık birimi
metric grain n. elmaslar için kullanılan bir ağırlık birimi
grain tin n. kömürle eritilmiş metalik kalay
prior austenite grain size n. kalıntı östenit tane büyüklüğü
grain oriented adj. gren oryantasyonlu
grain oriented adj. tane konumlu
Informatics
coarse grain n. inceliği olmayan
coarse grain n. kaba taneli
Mechanic
grain size n. tane büyüklüğü
Textile
top grain n. postun tüysüz yüzünden imal edilen deri
lengthways grain n. boylamasına kumaş çizgisi
straignt grain n. düz kumaş çizgisi
crossways grain n. enlemesine kumaş çizgisi
crossways grain n. enlemesine kumaş çizgisi
shoulder grain n. sırçalı boyun derisi
full grain split n. sırçalı yarma deri
full grain n. sırçalı deri
grain-leather n. tüylü yüzü işlenmiş deri
grain leather n. tanecikli deri
Construction
maximum grain size of aggregate n. agreganın maksimum tane boyutu
grain size n. granülometri
grain size curve n. granülometri eğrisi
grain size distribution n. granülometri
weldable fine grain structural steels n. ince taneli kaynaklanabilen yapı çelikleri
fine grain n. ince tane
fine grain structural steel n. ince taneli yapı çeliği
normalized fine grain structural steel n. normalize edilmiş ince taneli yapı çeliği
hot finished structural hollow sections of non-alloy and fine grain structural steels n. sıcak haddelenmiş içi boş alaşımsız ve ince taneli yapı çelikler
grain boundry n. tane sınırı
determination of grain size n. tane boyutu tayini
grain boundary n. tane sınırı
grain size n. tane boyutu
grain structure n. tane yapısı
determination of grain size and size distribution n. tane büyüklüğü ve boyut dağılımının belirlenmesi
Woodworking
end to side grain joint n. zıvanalı birleştirme
wood grain n. ağaçtaki liflerin meydana getirdiği doku
Dyeing
grain colors n. koşinil veya kermes böceğinden elde edilen boyalar
stil-de-grain yellow n. yeşilimsi açık bir sarı tonu
in grain adj. (boya) kırmızı
in grain adj. rengi atmaz
Automotive
prehoning grain size n. ön honlama taşı kum büyüklüğü
platform honing grain size n. plato honlama taşı kum büyüklüğü
finish honing grain n. son honlama taşı kum büyüklüğü
grain size n. tane büyüklüğü
Aeronautic
grain size curve n. granülometri eğrisi
cruciform grain n. istavroz kesitli yakıt
calender grain n. kalenderlenmiş tabakada farklı özellik
Marine
grain size of fill material n. dolgu malzemesinin tane boyu
grain heeling moment n. dökme tahıl yükünün enine olarak hareket etmesi sonucu oluşan moment
grain terminal n. hububat terminali
mixed grain size n. karışık tanecik büyüklüğü
median grain size n. medyan dane boyu
mean grain size n. ortalama tane boyu
grain size reynolds number n. tane boyu reynold sayısı
grain size accumulation curve n. tane boyu birikim eğrisi
grain carrier n. tane taşıyıcı
grain loading strapping n. tahıl yükü haplama işlemi
grain loading booklet n. tahıl yükleme kitapçığı
grain size analysis n. tane boyu analizi
grain size n. tanecik büyüklüğü
grain size distribution n. tane boyu dağılımı
Mining
grain size analysis n. dane boyu analizi
attenuation-grain size n. serbestleşme tane boyutu
Veterinary
distillers' grain n. damıtma-tane
distillers' grain n. damıtık mısır
distillers' grain n. damıtık tahıl
distillers' grain n. viskinin damıtma sürecinde kullanılan yan ürün
Food Engineering
crumb grain n. ekmek içi gözeneği
grain alcohol n. hububat alkolü
grain alcohol n. tahıldan çıkarılan alkol
non-wholly vitreous grain n. tam zücaci olmayan dane
long-grain rice n. uzun taneli pirinç
medium grain adj. orta daneli
whole-grain adj. ruşeym ve kepek içeren doğal veya işlenmemiş tahıla ait
whole-grain adj. ruşeym ve kepek içeren doğal veya işlenmemiş tahılla ilgili
Gastronomy
multi-grain bread n. çok tahıllı ekmek
whole grain bread n. tam tahıl ekmeği
Chemistry
grain alcohol n. etil alkol
Biochemistry
amylum grain n. lökoplastların oluşturduğu lamine nişasta
Marine Biology
grain alcohol n. etanol
Zoology
eating grain n. tanecil
Botanic
grain axis n. eksenel tohum
pollen grain n. polen tanesi
avignon grain n. fransa'da yetişen çeşitli topalak meyvelerine verilen ad
horse grain (macrotyloma uniflorum) n. eski dünya'nın tropik bölgelerine özgü, hindistan'da yiyecek ve yem olarak yetiştirilen sarılıcı bir bitki
horse grain (dolichos biflorus) n. eski dünya'nın tropik bölgelerine özgü, hindistan'da yiyecek ve yem olarak yetiştirilen sarılıcı bir bitki
rice-grain fritillary n. çikolata zambağı
oily grain n. susam
silver grain n. çeşitli ağaçların öz ışınlarının boylamsal veya teğetsel bölümler halinde oluşturduğu çizgi veya şekiller
Agriculture
heavy grain n. ağır tahıl
grain tank n. dane deposu
temperature of grain stored in silos n. dökme depolanan hububat ısısı
grain space n. hububat hacmi
grain harvest n. hububat hasadı
grain fittings n. hububat tertibatı
grain milling n. hububat öğütme
light grain n. hafif tahıl
post-harvest grain n. hasat sonrası dane
grain drill n. mibzer
whole grain n. öğütülmemiş (dane halde)
pneumatic grain elevator n. pnömatik hububat elevatörü
grain elevator n. silo
grain dryer n. tahıl kurutma makinesi
grain milling facilities n. tahılların öğütüldüğü tesis
grain seed cleaner n. tahıl temizleme makinesi
grain compaction factor n. tahıl sıkışma oranı
grain cargo certificate n. tahıl yükü sertifikası
grain milling n. tahıl öğütme
grain milling facilities n. tahıl öğütme tesisleri
single grain structure n. taneli yapı
grain size analysis n. tane büyüklüğü analizi
grain space n. tahıl yük hacmi
whole grain cereal n. tam taneli tahıl
grain silo n. tahıl ambarı
grain space n. tahıl hacmi
grain cubic capacity n. tahıl yük hacmi
grain broker n. tahıl komisyoncusu
grain fittings n. tahıl düzeni
grain elevator n. zahire ambarı
grain bin n. zahire ambarı
temperature of grain stored in silos n. yığın halinde depolanmış danenin sıcaklığı
starch grain n. nişasta tahılı
grain binder n. küçük taneleri kesmek ve sapları demetlemek için kullanılan bir alet
feed grain n. büyükbaş yemi
feed grain n. yemlik tahıl
seed grain n. gelecek yılın ekimi için hasattan saklanan tahıl tohumu
coarse-grain adj. kaba taneli (buğday vb)
fine-grain adj. küçük taneli (buğday vb)
fg (fine grain) abrev. ince taneli
Breeding
brewer's grain n. hayvan yemi olarak kullanılan bira posası
Apiculture
pollen grain n. polen taneciği
Forestry
quarter grain n. dörde kesilmiş kütüğün damarı
History
grain elevator n. tahıl ambarı
grain coast n. afrika'da, bugünkü liberya'ya karşılık gelen tarihi bir bölge
Environment
effective grain size n. etkin tane büyüklüğü
grain size distribution of soil particles n. toprak tane büyüklüğü dağılımı
Geography
grain valley n. missouri eyaletinde şehir
Meteorology
grain of sleet n. sulusepken damlası
Geology
grain size distribution n. granülometrik dağılım
Military
star grain propellant n. yıldız taneli barut
Photography
film grain n. film greni
fine-grain adj. (fotoğraf) grenli
fine-grain adj. (fotoğraf) kumlanmış
Printery
long grain adj. kağıdın uzun tarafı yönünde döndürülen (makine)
Entomology
angoumois grain moth (sitotroga cerealella) n. arpa güvesi
angoumois grain moth (sitotroga cerealella) n. larvaları depolarda bulunan tahıl çekirdekleriyle beslenen küçük bir güve
grain moth (tinea granella) n. buğday güvesi
grain weevil n. buğday biti
grain worm n. buğday biti larvası