abreast

Bedeutungen von dem Begriff "abreast" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	abreast n.	haberdar
This is the only Parliament that is kept so well abreast of the day-to-day expenditure situation. Bu Parlamento, günlük harcama durumundan bu kadar iyi haberdar olan tek Parlamentodur. More Sentences
2	General	abreast adv.	yan yana
The cycling lane isn't suitable for riding two abreast. Bisiklet yolu iki kişinin yan yana gitmesine uygun değil. More Sentences
3	General	abreast n.	yenilikleri takip eden
4	General	abreast n.	son gelişmeler ile ilgili bilgi sahibi
5	General	abreast adv.	bir hizada
6	General	abreast adv.	beraber
7	General	abreast adv.	aynı hizada
8	General	abreast adv.	başabaş
9	General	abreast adv.	yanyana
10	General	abreast adv.	aynı seviyede
Aeronautic
11	Aeronautic	abreast n.	saf nizamı (kol uçuşunda)
Marine
12	Marine	abreast v.	bordalamak
13	Marine	abreast adv.	borda doğrultusunda
14	Marine	abreast adv.	apazlama
15	Marine	abreast adv.	borda yönünde
16	Marine	abreast adv.	borda bordaya
17	Marine	abreast adv.	borda yönü

Bedeutungen, die der Begriff "abreast" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 50 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Idioms
1	Idioms	keep abreast of v.	gelişmeleri takip etmek
It is also important to keep abreast of developments in training techniques. Eğitim tekniklerindeki gelişmeleri takip etmek de önemlidir. More Sentences
General
2	General	five-abreast n.	yan yana araç çeken beş at
3	General	five-abreast n.	beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek
4	General	five-abreast n.	at arabasına bağlanan beşli çubuk
5	General	four-abreast n.	dört atın yan yana gitmesini sağlayan aparat
6	General	four-abreast n.	yan yana hizalanmış dört at
7	General	keep abreast of v.	haberdar etmek
8	General	keep abreast of v.	(son gelişmeler hakkında) bilgi sahibi olmak
9	General	keep abreast of v.	(son gelişmelerden) haberdar olmak
10	General	keep abreast of v.	ile atbaşı gitmek
11	General	keep abreast v.	son gelişmelerden haberdar olmak
12	General	keep abreast of all the latest developments v.	gelişmeleri takip etmek
13	General	get abreast v.	aynı düzeye gelerek uyum sağlamak
14	General	get abreast v.	borda bordaya gelmek
15	General	get abreast v.	aynı düzeye gelmek
16	General	abreast of adj.	-e ayak uyduran
17	General	abreast of adj.	ayak uyduran
18	General	abreast of adj.	ayak uydurarak
19	General	abreast of adj.	gelişmelerden haberdar
20	General	abreast with adv.	ayak uydurarak
Idioms
21	Idioms	keep abreast of the times v.	zamana ayak uydurmak
22	Idioms	keep abreast of v.	gelişmeleri izlemek
23	Idioms	keep abreast of v.	güncel kalmak
24	Idioms	keep abreast of v.	çağını izlemek
25	Idioms	keep abreast of v.	(son gelişmelerden) haberdar olmak
26	Idioms	stay abreast of (someone or something) v.	gelişmelerden haberdar olmak
27	Idioms	stay abreast of (someone or something) v.	ayak uydurmak
28	Idioms	stay abreast of (someone or something) v.	yetişmek/geri kalmamak
29	Idioms	stay abreast of (someone or something) v.	gelişmeleri yakından takip etmek
30	Idioms	stay abreast of (someone or something) v.	gelişmelerden habersiz kalmamak
31	Idioms	stay abreast of (someone or something) v.	gündemi takip etmek
32	Idioms	keep abreast of something v.	son gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmak
33	Idioms	keep abreast of something v.	son gelişmelerden haberdar olmak
34	Idioms	keep abreast of something v.	bir şey hakkında güncel kalmak
35	Idioms	keep abreast of something v.	bir şeyden haberdar olmak
36	Idioms	keep abreast of something v.	gelişmeleri izlemek
37	Idioms	keep abreast of something v.	gelişmeleri takip etmek
38	Idioms	keep abreast of something v.	bir şeyi yakından takip etmek
39	Idioms	stay abreast of something v.	bir şeyden haberdar olmak
40	Idioms	abreast of someone or something adj.	birine/bir şeye yetişen
41	Idioms	abreast of someone or something adj.	birinden/bir şeyden geri kalmayan
42	Idioms	abreast of someone or something adj.	birinin/bir şeyin hızını veya temposunu yakalayan
43	Idioms	abreast of someone or something adj.	birine/bir şeye ayak uyduran
44	Idioms	abreast of someone or something adj.	biri/bir şey hakkındaki gelişmeleri takip etden/izleyen
45	Idioms	abreast of someone or something adj.	biriyle/bir şeyle atbaşı giden
46	Idioms	abreast of someone or something adj.	biri/bir şey hakkında güncel kalan
47	Idioms	abreast of someone or something adj.	birini/bir şeyi yakından takip eden
48	Idioms	abreast of someone or something adj.	birinden/bir şeyden haberdar
Marine
49	Marine	line-abreast n.	borda hattı
Agriculture
50	Agriculture	abreast milk parlour n.	paralel duraklı sağım odası