aggravated - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

aggravated

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "aggravated" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
aggravated adj. fenalaşmış
aggravated adj. kötüleşmiş
aggravated adj. kışkırtılan
aggravated adj. kışkırtılmış
aggravated adj. tahrik edilmiş
Law
aggravated adj. ağır (suç)

Bedeutungen, die der Begriff "aggravated" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 25 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
aggravated provocation n. ağır tahrik
be aggravated v. fenalaşmak
Law
aggravated assault n. ağır saldırı
aggravated assault n. ağır fiili saldırı
aggravated trespass n. ihlal
aggravated trespass n. başkasının arazisine tecavüz etme
aggravated trespass n. mülke izinsiz girme
aggravated trespass n. yasalara uygun faaliyetlere müdahale etme
aggravated injury n. ağırlaşmış yaralama
aggravated life imprisonment n. ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
aggravated felony court n. ağır ceza mahkemesi
aggravated larceny n. ağır cezayı gerektiren hırsızlık
aggravated assault and battery n. ağır cezayı gerektiren müessir fiil
aggravated larceny n. ağır hırsızlık
aggravated larceny n. ağır hırsızlık suçu
aggravated torture n. ağırlaşmış işkence
aggravated life imprisonment n. ağırlaştırılmış ömür boyu hapis
aggravated murder n. ağırlaştırılmış cinayet
aggravated fraud n. nitelikli dolandırıcılık
aggravated larceny n. sirkat
Politics
aggravated circumstances n. ağır koşullar
aggravated circumstances n. ağırlaşmış koşullar
Medical
capillary permeability aggravated by stress n. strese bağlı oluşmuş kapiller geçirgenlik
Modern Slang
aggravated stupidity n. ağır aptallık
agged (aggravated) adj. kötüleşmiş