agree - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

agree

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "agree" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 42 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
agree v. aynı fikirde olmak
agree v. anlaşmak
agree v. razı olmak
agree v. hemfikir olmak
agree v. kabul etmek
General
agree v. razı olmak
agree v. uyuşmak
agree v. mutabık olmak
agree v. aynı fikirde olmak
agree v. hemfikir olmak
agree v. rıza göstermek
agree v. birleşmek
agree v. kabul etmek
agree v. mutabık kalmak
agree v. yaramak
agree v. uygun olmak
agree v. muvafakat etmek
agree v. eyvallah demek
agree v. bağıtlaşmak
agree v. iyi geçinmek
agree v. anlaşmak
agree v. kararlaştırmak
agree v. katılmak
agree v. uzlaşmak
agree v. anlaşma sağlamak
agree v. -e göre olmak
agree v. tutmak (bir başka şeyi)
agree v. uymak (bir başka şeye)
Trade/Economic
agree v. anlaşmak
agree v. mutabık olmak
agree v. kararlaştırmak
agree v. kabul etmek
agree v. mutabık kalmak
agree v. muvafakat etmek
agree v. sözleşmek
agree v. uyuşmak
Law
agree v. anlaşmak
agree v. mutabık olmak
Politics
agree v. mutabakata varmak
Technical
agree v. bağdaşmak
agree v. uymak
Computer
agree expr. katılıyorum

Bedeutungen, die der Begriff "agree" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 246 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
agree to v. kabul etmek
agree with v. aynı fikirde olmak
agree on v. üzerinde mutabık kalmak
agree to give in marriage v. söz kesmek
agree on v. kararlaştırmak
agree to do the same thing v. sözbirliği etmek
agree with v. iyi gelmek
agree with v. bağdaşmak
agree with v. anlaşmak
agree with v. yaramak
agree with v. katılmak
agree together v. sözleşmek
agree to v. razı olmak
agree to tell the same story v. ağızbirliği etmek
fail to agree v. anlaşamamak
get one's to agree v. onayını almak
get one's to agree v. rızasını almak
get one's to agree v. rıza almak
agree with v. uymak
agree beforehand v. önceden kabul etmek
agree on price v. fiyatta anlaşmak
agree with the decision v. karara katılmak
agree by writing v. yazı ile kabul etmek
agree with the decisions v. kararlara katılmak
agree to disagree v. aynı fikirde olmamaya razı olmak
come to agree v. hemfikir olmak
come to agree v. mutabık olmak
come to agree v. rıza göstermek
come to agree v. kabullenmek
come to agree v. muvafakat etmek
come to agree v. sonunda razı olmak
agree to v. boyun eğmek
agree to v. uygun bulmak
agree to v. uymak
agree the conditions v. şartları kabul etmek
agree with v. (alınan karara vb) sıcak yaklaşmak
agree in principle v. prensipte anlaşmak
agree to v. muvafakat etmek
agree with v. tetabuk etmek
agree on the price v. fiyatta uzlaşmak
agree to v. rıza göstermek
agree upon the price v. fiyatta mutabık olmak
agree about the price v. fiyatta mutabık olmak
agree about the price v. fiyat üzerinde uyuşmak
agree a proposition v. teklifi kabul etmek
agree upon v. üzerinde anlaşmaya varmak
agree upon v. kararlaştırmak
agree and confirm v. kabul ve teyit etmek
agree on v. üstünde anlaşmak
agree on v. üzerinde anlaşmak
agree upon v. anlaşma sağlamak
not agree with v. dokunmak
agree with one is saying v. dediklerine katılmak
agree on something v. bir şey üzerinde anlaşmak
agree to someone's terms v. şartlarını kabul etmek
agree to pay someone’s salary and expenses v. maaşını ve harcamalarını ödemeyi kabul etmek
agree with someone's opinion v. düşüncesine katılmak
agree with someone's opinion v. fikrine katılmak
agree with someone's opinion v. görüşüne katılmak
agree on a compromise v. anlaşma sağlamak
agree on a compromise v. uzlaşmak
agree to disagree v. anlaşamadıkları konusunda anlaşmak
Phrasals
not agree with (someone or something) v. (bir konuda birine) katılmamak
not agree with (someone or something) v. (bir konuda biriyle) aynı görüşte olmamak
not agree with (someone or something) v. (bir konuda biriyle) aynı hisleri paylaşmamak
not agree with (someone or something) v. (bir konuda biriyle) mutabık olmamak
not agree with (someone or something) v. (bir konuda biriyle) hemfikir olmamak
not agree with (someone or something) v. (bir konuda biriyle) uzlaşmamak
not agree with (someone or something) v. (bir şeyi) uygun bulmamak/desteklememek
not agree with (someone or something) v. (bir şeyi) tasvip etmemek
not agree with (someone or something) v. midesine dokunmak
not agree with (someone or something) v. midesini bulandırmak
not agree with (someone or something) v. midesine iyi gelmemek
agree with v. aynı görüşte olmak
agree with v. aynı görüşü paylaşmak
agree with v. hemfikir olmak
agree to something v. bir şeyi kabul etmek
agree to something v. bir şeye razı olmak
agree to something v. bir şeye rıza göstermek
agree to something v. bir konuda anlaşmak
agree upon someone or something v. biri/bir şey üzerinde anlaşmak
agree upon someone or something v. birini/bir şeyi kararlaştırmak
agree upon someone or something v. birini/bir şeyi belirlemek
agree upon someone or something v. biri/bir şey üzerinde karara varmak
agree on someone or something v. biri/bir şey üzerinde anlaşmak
agree on someone or something v. birini/bir şeyi kararlaştırmak
agree on someone or something v. birini/bir şeyi belirlemek
agree on someone or something v. biri/bir şey üzerinde karara varmak
agree with someone v. biriyle aynı fikirde olmak
agree with someone v. birine katılmak
agree with someone v. biriyle anlaşmak
agree with someone v. biriyle aynı görüşte olmak
agree with someone v. biriyle hemfikir olmak
agree with someone v. biriyle aynı görüşü paylaşmak
agree with someone v. birine iyi gelmek
agree with someone v. birine yaramak
agree with someone v. birinin midesine iyi gelmek/midesine dokunmamak
agree with something v. bir şeyle iyi gitmek
agree with something v. bir şeyle uyuşmak
agree with something v. bir şeye uymak
agree with something v. bir şeyle bağdaşmak
agree with something v. bir şeye uygun olmak
agree (with something) (in something) v. diğer dil bilgisi özellikleriyle uyumlu olmak
agree to something v. bir şeyi kabul etmek
agree to something v. bir şeye razı olmak
agree to something v. bir şeye rıza göstermek
agree to something v. bir konuda anlaşmak
agree upon someone or something v. biri/bir şey üzerinde anlaşmak
agree upon someone or something v. birini/bir şeyi kararlaştırmak
agree upon someone or something v. birini/bir şeyi belirlemek
agree upon someone or something v. biri/bir şey üzerinde karara varmak
agree on someone or something v. biri/bir şey üzerinde anlaşmak
agree on someone or something v. birini/bir şeyi kararlaştırmak
agree on someone or something v. birini/bir şeyi belirlemek
agree on someone or something v. biri/bir şey üzerinde karara varmak
agree with someone v. biriyle aynı fikirde olmak
agree with someone v. birine katılmak
agree with someone v. biriyle anlaşmak
agree with someone v. biriyle aynı görüşte olmak
agree with someone v. biriyle hemfikir olmak
agree with someone v. biriyle aynı görüşü paylaşmak
agree with someone v. birine iyi gelmek
agree with someone v. birine yaramak
agree with someone v. birinin midesine iyi gelmek/midesine dokunmamak
agree with something v. bir şeyle iyi gitmek
agree with something v. bir şeyle uyuşmak
agree with something v. bir şeye uymak
agree with something v. bir şeyle bağdaşmak
agree with something v. bir şeye uygun olmak
agree (with something) (in something) v. diğer dil bilgisi özellikleriyle uyumlu olmak
Phrases
hereto agree expr. buradakiler hususunda anlaşmaktadır
hereto agree … expr. buradakiler … hususunda anlaşmaktadır
rather agree expr. kısmen katılmak
neither agree nor disagree expr. ne katılıyorum ne katılmıyorum
Proverb
birds in their little nests agree birlikte yaşayan insanların birbirleriyle iyi geçinmesi gerekir
birds in their little nests agree aynı çatı altında yaşayanlar iyi geçinmeli
Colloquial
agree on v. okeyleşmek
(some food) didn't agree with (someone) v. (bir yiyecek) dokunmak
not agree with (someone or something) v. (bir kişi ya da bir konu) hakkında uyuşmamak
not agree with (someone or something) v. görüş birliğinde olmamak
not agree with (someone or something) v. fikir ayrılığı yaşamak
not agree with (someone or something) v. (bir şeyi) uygun bulmamak
not agree with (someone or something) v. (bir şeyi) desteklememek
not agree with (someone or something) v. (bir şeyi) tasvip etmemek
couldn't agree more v. tamamen katılmak
couldn't agree more v. tamamen aynı fikirde olmak/hemfikir olmak
couldn't agree more v. tamamen aynı görüşte olmak
couldn't agree more v. tamamen aynı görüşü/fikri paylaşmak
couldn't agree more v. kesinlikle katılmak
couldn't agree more v. tamamıyla katılmak
couldn't agree more v. doğru söze ne denir
then something didn't agree with you expr. o zaman sana bir şey dokunmuştur
I couldn't agree (with you) more expr. (sana) tamamen katılıyorum
I couldn't agree (with you) more expr. (seninle) tamamen aynı fikirdeyim/hemfikirim
I couldn't agree (with you) more expr. (seninle) tamamen aynı görüşteyim
I couldn't agree (with you) more expr. (seninle) tamamen aynı görüşü/fikri paylaşıyorum
I couldn't agree (with you) more expr. (sana) tamamen katılıyorum
I couldn't agree (with you) more expr. (seninle) tamamen aynı fikirdeyim/hemfikirim
I couldn't agree (with you) more expr. (seninle) tamamen aynı görüşteyim
I couldn't agree (with you) more expr. (seninle) tamamen aynı görüşü/fikri paylaşıyorum
iawtc (I agree with this comment) expr. bu görüşe/yoruma katılıyorum
iawtp (I agree with the/this post) expr. bu gönderiye/yazılanlara katılıyorum
Idioms
urge someone to agree with you v. birini hizaya getirmek
urge someone to agree with you v. birini yola getirme
persuade or force someone to agree with you v. birini hizaya getirmek
persuade or force someone to agree with you v. birini yola getirme
not agree with (someone or something) v. (biriyle) aynı fikirde olmamak
not agree with (someone or something) v. (biriyle) aynı düşüncede olmamak
not agree with (someone or something) v. bir konuda (birine) katılmamak
not agree with (someone or something) v. (bir fikri, düşünceyi, öneriyi, bulguyu) desteklememek
not agree with (someone or something) v. (bir fikri, düşünceyi, öneriyi, bulguyu) uygun bulmamak
not agree with (someone or something) v. (bir fikre, düşünceye, öneriye, bulguya) arka çıkmamak
not agree with (someone or something) v. (yemek) midesini veya bağırsaklarını bozmak
not agree with (someone or something) v. (yemek) bünyesine iyi gelmemek
not agree with (someone or something) v. (yemek) dokunmak
not agree with (someone or something) v. (yemek) hasta etmek
agree to differ v. aynı görüşte olmamayı kabullenip geçmek
agree to differ v. aynı görüşte/fikirde olmamayı olgunca karşılamak
agree to differ v. aynı görüşte olmamayı kabullenip tartışmayı bitirmek
agree to disagree v. aynı görüşte/fikirde olmamayı olgunca karşılamak
agree to disagree v. aynı görüşte olmamayı kabullenip tartışmayı bitirmek
agree on all hands v. ağız birliği yapmak
agree on all hands v. söz birliği yapmak
not agree with v. (midesine vb) dokunmak
not agree with (someone or something) v. (bir şeyi/birini) hoş görmemek
not agree with (someone or something) v. sindirim sistemini bozmak
not agree with someone v. (bir yiyecek/içecek) birine iyi gelmemek
not agree with someone v. (bir yiyecek/içecek) birine dokunmak
not agree with someone v. (bir yiyecek/içecek) birine yaramamak
not agree with someone v. birinin midesine iyi gelmemek/midesine dokunmak
not agree with someone v. (bir yiyecek/içecek) birine iyi gelmemek
not agree with someone v. (bir yiyecek/içecek) birine dokunmak
not agree with someone v. (bir yiyecek/içecek) birine yaramamak
not agree with someone v. birinin midesine iyi gelmemek/midesine dokunmak
agree to disagree v. uzlaşamamayı kabullenmek
I couldn't agree more expr. daha fazla katılamazdım
Speaking
I agree expr. aynı fikirdeyim
I agree with you expr. aynı fikirdeyiz
I couldn't agree more expr. aynı fikirdeyim
I don't agree with you expr. ben öyle düşünmüyorum
I agree with you expr. ben de seninle aynı fikirdeyim
I agree expr. bence de
I couldn't agree with you more expr. doğru söze ne hacet
I couldn't agree with you more expr. doğru söze ne denir
I agree with what you're saying expr. dediklerine katılıyorum
I'm sure they'd all agree expr. eminim hepsi kabul ederdi
do we agree? expr. hemfikir miyiz?
why did you agree to marry him? expr. onunla evlenmeyi neden kabul ettin?
why did you agree to marry her? expr. neden onunla evlenmeyi kabul ettin?
I couldn't agree more expr. kesinlikle katılıyorum
I agree with you up to a point expr. sana bir noktaya kadar katılıyorum
I agree with you expr. seninle aynı fikirdeyim
I absolutely agree with you expr. size kesinlikle katılıyorum
I agree with you expr. sana katılıyorum
I don't agree with you expr. seninle aynı fikirde değilim
I totally agree with you expr. sana aynen katılıyorum
I agree with you expr. size katılıyorum
I absolutely agree with you expr. sana kesinlikle katılıyorum
I have carefully read and agree to the terms and conditions expr. şartları dikkatlice okudum ve kabul ettim
I couldn't agree more expr. tamamıyla katılıyorum
I couldn't agree more expr. tamamen katılıyorum
I agree 100 percent expr. yüzde yüz katılıyorum
I agree 100 percent expr. 100 de 100 katılıyorum
I don't agree expr. aynı fikirde değilim
I don't agree expr. katılmıyorum
I don't agree expr. kabul etmiyorum
I don't agree expr. hemfikir değilim
Trade/Economic
agree, declare and undertake n. kabul, beyan ve taahhüt
agree on the price v. fiyat konusunda mutabık kalmak
agree upon the price v. fiyat konusunda mutabık kalmak
agree to pay the stated sum at maturity v. vade hululünde tespit edilmiş tutarı ödemek
agree, declare and represent expr. kabul, beyan ve taahhüt
strongly agree expr. kesinlikle katılıyorum (anket vb gibi formlarda)
the parties hereto hereby agree as follows expr. taraflar aşağıdaki şekilde mutabakata varmış bulunmaktadır
Law
declare and agree v. beyan ve ikrar etmek
Politics
agree to a right v. bir hakkın varlığı konusunda mutabakata varmak
agree to disagree v. anlaşamadıkları konusunda uzlaşmak
Computer
yes, I agree expr. evet, kabul ediyorum
agree strongly expr. kesinlikle katılıyorum
I do not agree expr. kabul etmiyorum
agree strongly expr. kesinlikle katılıyorum
I agree expr. kabul ediyorum
I agree that expr. kabul ediyorum
Football
agree a deal for a player v. (bir futbolcuyu) renklerine bağlamak
Modern Slang
agree to disbelieve v. inanmamak konusunda anlaşmak
agree to disbelieve v. inanmasa da konuyu kapatmak