Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
vendaje de martin
long time no see!
sedimentationsgeschwindigkeit
control structure
Übernahmeorte
common sole (solea solea)
person up
chemistry assistant
aufsitzkehrmaschine
wirtsart
biological clearance rate
cobalt content of iron ores
down tube friction lever
federación uruguaya de sanitarios
fine fiber
kaynak seviyelendirme
enfants du divorce
cháhuar
konsol aygıtı
speckkäfer
structural performance criterion
shunt accident
lathyrus hirsutus
bir şey için kaygılanmak
ravenala
basa
Verlauf
Sätze
Bedeutungen von dem Begriff
"basa"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Automotive
1
Automotive
basa
valve seat
n.
Bedeutungen, die der Begriff
"basa"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 274 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
tıka basa yemek
stuff
v.
When he's hungry, Marco is capable of
stuffing
himself with a kilogram of baked goods.
Acıktığında, Marco bir kilo unlu mamulü
tıka basa yiyebilir.
More Sentences
2
General
tıka basa doldurmak
pack
v.
I thought I was going to suffocate on that train, which was absolutely
packed.
Tıka basa dolu
olan trende boğulacağımı sandım.
More Sentences
3
General
tıka basa doldurmak
stuff
v.
Tom told me he was
stuffed.
Tom bana
tıka basa dolu
olduğunu söyledi.
More Sentences
4
General
üstüne basa basa söylemek
emphasize
v.
She slowly repeated her lines,
emphasizing
each word.
Her kelimeyi
üstüne basa basa söyleyerek
repliklerini yavaşça tekrarladı.
More Sentences
5
General
tıka basa dolu
jam-packed
adj.
Due to the typhoon, the train schedule was disturbed and all the trains were
jam-packed.
Tayfun nedeniyle tren tarifesi bozulmuştu ve tüm trenler
tıka basa doluydu.
More Sentences
6
General
tıka basa dolu
jam-packed
adj.
The store is
jam-packed.
Mağaza
tıka basa dolu.
More Sentences
Colloquial
7
Colloquial
tıka basa dolu
packed
adj.
I'm all
packed.
Tıka basa doluyum.
More Sentences
General
8
General
tıka basa doyurma
englutting
n.
9
General
tıka basa yeme
englutting
n.
10
General
tıka basa yeme
engorgement
n.
11
General
tıka basa yiyen kimse
gorger
n.
12
General
tıka basa yemek yiyen kimse
overeater
n.
13
General
tıka basa yiyen kimse
slabberer
n.
14
General
tıka basa doldurmak
encumber
v.
15
General
tıka basa doldurmak
overfill
v.
16
General
tıka basa doldurmak
clutter
v.
17
General
tıka basa yemek
gorge
v.
18
General
tıka basa yemek
stuff oneself
v.
19
General
tıka basa yemek
glut oneself with
v.
20
General
tıka basa yemek
englut
v.
21
General
tıka basa dolu olmak
be overcrowded
v.
22
General
tıka basa doyurmak
englut
v.
23
General
tıka basa yemek
make a pig of oneself
v.
24
General
ağzını tıka basa doldurmak
tuck into
v.
25
General
tıka basa doldurmak
clutter up
v.
26
General
tıka basa yemek
cram
v.
27
General
midesini bir şey ile tıka basa doldurmak
gorge oneself on
v.
28
General
tıka basa yedirmek
surfeit
v.
29
General
tıka basa yemek
glut oneself on
v.
30
General
tıka basa doldurmak
choke up
v.
31
General
tıka basa doldurmak
stoke
v.
32
General
tıka basa yemek
overeat
v.
33
General
tıka basa doldurmak
tuck away
v.
34
General
tıka basa yemek
stodge
v.
35
General
tıka basa yedirmek
cram
v.
36
General
tıka basa doldurmak
glut
v.
37
General
tıka basa yedirmek
stuff somebody
v.
38
General
tıka basa doldurmak
cram
v.
39
General
tıka basa doldurmak
jam
v.
40
General
üstüne basa basa açıklamak
imply
v.
41
General
tıka basa doldurmak
overcrowd
v.
42
General
tıka basa yedirmek
satiate
v.
43
General
tıka basa yedirmek
stuff
v.
44
General
bir şeyi tıka basa doldurmak
glut something with something
v.
45
General
midesini bir şey ile tıka basa doldurmak
gorge oneself with something
v.
46
General
tıka basa/ağzına kadar dolmak
engorge
v.
47
General
tıka basa doldurmak
fill to overflowing
v.
48
General
tıka basa doldurmak
accumber
v.
49
General
tıka basa doldurmak
thwack [obsolete]
v.
50
General
tıka basa doldurmak
trig [dialect]
v.
51
General
tıka basa yedirmek
englut
v.
52
General
tıka basa yemek
batten
v.
53
General
karınını tıka basa doldurmak
stuff
v.
54
General
tıka basa doldurmak
heap
v.
55
General
tıka basa doldurmak
replete
v.
56
General
tıka basa dolmak
bulge
v.
57
General
tıka basa doldurmak
bulge
v.
58
General
tıka basa yemek
glut
v.
59
General
tıka basa dolmak
choke
v.
60
General
tıka basa yemek
overcram
v.
61
General
tıka basa yemek
overfeed
v.
62
General
tıka basa doldurmak
overpester [obsolete]
v.
63
General
tıka basa doldurmak
overset
v.
64
General
tıka basa doldurmak
overstuff
v.
65
General
tıka basa doldurmak
infarce [obsolete]
v.
66
General
tıka basa yedirmek
inglut [obsolete]
v.
67
General
tıka basa yedirmek
cloy
v.
68
General
tıka basa doldurmak
cloy [obsolete]
v.
69
General
tıka basa yiyecekle doldurmak
cram
v.
70
General
(bir şey ile) tıka basa doldurmak
gavage
v.
71
General
tıka basa yemek
slabber
v.
72
General
tıka basa doyurmak
stall [dialect] [uk]
v.
73
General
tıka basa yedirmek
stall [dialect] [uk]
v.
74
General
tıka basa doldurmak
stive
v.
75
General
tıka basa doymak
stoke
v.
76
General
tıka basa doldurmak
supply
v.
77
General
tıka basa yedirmek
surcloy [obsolete]
v.
78
General
tıka basa dolu
overcrowded
adj.
79
General
tıka basa doymuş
replete
adj.
80
General
tıka basa yemiş
gorged
adj.
81
General
tıka basa
chock-a-block
adj.
82
General
tıka basa dolu (koltuk vb)
overstuffed
adj.
83
General
tıka basa
choke-full
adj.
84
General
tıka basa
chockful
adj.
85
General
tıka basa
chuck-full
adj.
86
General
tıka basa
cram full
adj.
87
General
tıka basa
chock-full
adj.
88
General
tıka basa
chockablock
adj.
89
General
tıka basa dolu
overstuffed
adj.
90
General
tıka basa
capacity
adj.
91
General
tıka basa dolu
trig [dialect]
adj.
92
General
tıka basa dolu
jampacked
adj.
93
General
tıka basa dolu
jam-full
adj.
94
General
tıka basa dolduran
repletive
adj.
95
General
tıka basa dolduran
repletory
adj.
96
General
tıka basa
lucky [scotland]
adj.
97
General
tıka basa doldurulmuş
locuplete
adj.
98
General
tıka basa dolmuş
overcrammed
adj.
99
General
tıka basa dolu
cluttered
adj.
100
General
tıka basa dolu
pang [scotland]
adj.
101
General
tıka basa dolu
stocked with
adj.
102
General
tıka basa doymuş bir şekilde
gorgedly
adv.
103
General
üzerine basa basa
emphatically
adv.
104
General
üstüne basa basa
shrilly
adv.
Phrasals
105
Phrasals
tıka basa/sıkış tıkış koymak
box up
v.
106
Phrasals
tıka basa/sıkış tıkış doldurmak
box up
v.
107
Phrasals
tıka basa/sıkış tıkış yerleştirmek
box up
v.
108
Phrasals
tıka basa doldurmak
chuck (something) in (to something)
v.
109
Phrasals
tıka basa doldurmak
chuck (something) into (something)
v.
110
Phrasals
tıka basa doldurmak
chuck something into something
v.
111
Phrasals
bir şey ile tıka basa dolmak/şişmek
bulge with something
v.
112
Phrasals
çok/tıka basa içmek
tank up on something
v.
113
Phrasals
tıka basa (bir şeyin içine) doldurmak/itmek
stuff something down something
v.
114
Phrasals
tıka basa doldurmak
cram with (someone or something)
v.
115
Phrasals
tıka basa doldurmak
cram someone or something with someone or something
v.
116
Phrasals
tıka basa doldurmak
crowd with (someone or something)
v.
117
Phrasals
tıka basa doldurmak
crowd something with someone or something
v.
118
Phrasals
tıka basa doldurmak
ram (something) down
v.
119
Phrasals
(bir şeyi) tıka basa yemek
gorge with (something)
v.
120
Phrasals
tıka basa yemek
gorge with
v.
121
Phrasals
tıka basa yedirmek
stuff in
v.
122
Phrasals
tıka basa yemek
stuff in
v.
123
Phrasals
(birine) tıka basa (bir şey) yedirmek
stuff into (something)
v.
124
Phrasals
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin içine tıka basa doldurmak
stuff someone or something into someone or something
v.
125
Phrasals
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin içine tıka basa doldurmak
stuff someone or something in
v.
126
Phrasals
tıka basa yedirmek
stuff up
v.
127
Phrasals
(bir şeyle) tıka basa doldurmak
stuff with (something)
v.
128
Phrasals
tıka basa (bir şey) yedirmek
stuff with (something)
v.
129
Phrasals
tıka basa (bir şey) yemek
stuff with (something)
v.
130
Phrasals
tıka basa (bir şey) yemek/içmek
load up on (something)
v.
131
Phrasals
bir şeyi tıka basa doldurmak
clutter something up
v.
132
Phrasals
ile tıka basa doldurmak
cram with
v.
133
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeye tıka basa doluşturmak
crowd someone or something into something
v.
134
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeye tıka basa doluşturmak
crowd someone or something in something
v.
135
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeye tıka basa doluşturmak
crowd someone or something in
v.
136
Phrasals
tıka basa dolmak
chock up
v.
137
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyle) tıka basa doldurmak/doyurmak
glut (someone or something) with (something)
v.
138
Phrasals
ile tıka basa doldurmak/doyurmak
glut with
v.
139
Phrasals
bir şeyle karnını tıka basa doyurmak
gorge oneself on something
v.
140
Phrasals
midesini bir şeyle tıka basa doldurmak
gorge oneself on something
v.
141
Phrasals
bir şeyle karnını tıka basa doyurmak
gorge oneself with something
v.
142
Phrasals
midesini bir şeyle tıka basa doldurmak
gorge oneself with something
v.
143
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyle tıka basa doyurmak
gorge someone or something with something
v.
144
Phrasals
birinin/bir şeyin midesini bir şeyle tıka basa doldurmak
gorge someone or something with something
v.
145
Phrasals
midesini (bir şeyle) tıka basa doldurmak
gorge on
v.
146
Phrasals
ile karnını tıka basa doyurmak
gorge on
v.
147
Phrasals
-'i tıka basa yemek
gorge on
v.
148
Phrasals
(bir şeyle) karnını tıka basa doyurmak
gorge on (something)
v.
149
Phrasals
midesini (bir şeyle) tıka basa doldurmak
gorge on (something)
v.
150
Phrasals
(bir şeyi) tıka basa yemek
gorge on (something)
v.
151
Phrasals
bir şeyi bir şeyle ağzına kadar/tıka basa doldurmak
heap something with something
v.
152
Phrasals
ile tıka basa/ağzına kadar doldurmak
heap with
v.
153
Phrasals
(bir şeyle) tıka basa doldurmak
jam with (something)
v.
154
Phrasals
(bir şeyi) tıka basa/domuz gibi yemek
munch out (on something)
v.
155
Phrasals
(birini/kendini/bir şeyi bir şeyle) tıka basa doyurmak
satiate (someone, something, or oneself) with (something)
v.
156
Phrasals
(bir şeyden) tıka basa yemek
scarf out (on something)
v.
157
Phrasals
tıka basa yemek
stuff down
v.
158
Phrasals
(birine) tıka basa yedirmek
stuff into (someone)
v.
Phrases
159
Phrases
tıka basa yeme belirten ünlem
nom
interj.
160
Phrases
tıka basa yeme belirten ünlem
nom nom nom
interj.
Colloquial
161
Colloquial
tıka basa doldurmak
jampack
n.
162
Colloquial
tıka basa dolu konteyner
blivit
n.
163
Colloquial
karnını tıka basa doyurmak
tank up
v.
164
Colloquial
tıka basa doldurmak
jam-pack
v.
165
Colloquial
tıka basa doldurmak
crap up (something)
v.
166
Colloquial
tıka basa doldurmak
crap up
v.
167
Colloquial
tıka basa yemek
stoke up
v.
168
Colloquial
tıka basa fast food yemek
mac out
v.
169
Colloquial
tıka basa yemek
stuff your face
v.
170
Colloquial
tıka basa yemek
skoff
v.
171
Colloquial
tıka basa dolu
chocker
adj.
172
Colloquial
tıka basa dolu
bumping
adj.
173
Colloquial
tıka basa dolu
full to the gills
adj.
174
Colloquial
üzerine basa basa
big
adv.
Idioms
175
Idioms
tıka basa yemek
have a bellyful (of something)
v.
176
Idioms
midesi tıka basa dolu olmak
be as full as a tick
v.
177
Idioms
tıka basa yemek
be full as a goog
v.
178
Idioms
tıka basa yemek
eat one's head off
v.
179
Idioms
tıka basa yemek
eat one's fill
v.
180
Idioms
tıka basa yemek
fill one's face
v.
181
Idioms
tıka basa dolmak
be packed like sardines
v.
182
Idioms
tıka basa doyurmak (yiyecekler için)
stick to one's ribs
v.
183
Idioms
tıka basa yemek
eat like a pig
v.
184
Idioms
tıka basa doymak
be as full as a tick
v.
185
Idioms
tıka basa dolu olmak
be packed to the rim
v.
186
Idioms
tıka basa yemek
make a pig of oneself
v.
187
Idioms
tıka basa yemek
glut oneself
v.
188
Idioms
tıka basa yemek
eat until it comes out of one's ears
v.
189
Idioms
tıka basa yemek
stuff one's face
v.
190
Idioms
üzerine basa basa söylemek
hammer something home
v.
191
Idioms
(bir şeyle) tıka basa dolu olmak
abound in
v.
192
Idioms
-ile tıka basa doldurmak
fill something up with something
v.
193
Idioms
üzerine basa basa tekrarlamak
hammer away at
v.
194
Idioms
(bir şeyle) tıka basa dolu olmak
teem in
v.
195
Idioms
üzerine basa basa söylemek
hammer home something
v.
196
Idioms
(bir şeyle) tıka basa dolu olmak
pullulate with
v.
197
Idioms
küçük bir kaba/yere tıka basa koymak
fit a quart into a pint pot
v.
198
Idioms
küçük bir kaba/yere tıka basa koymak
squeeze a quart into a pint pot
v.
199
Idioms
(bir şeyi bir şeyle) tıka basa doldurmak
stuff (something) full of (something)
v.
200
Idioms
(birine) tıka basa (bir şey) yedirmek
stuff (someone) full of (something)
v.
201
Idioms
(bir şeyden) tıka basa yemek
stuff (oneself) full of (something)
v.
202
Idioms
(birilerini/bir şeyleri) tıka basa doluşturmak
squash (someone or something) (in) like sardines
v.
203
Idioms
(birilerini/bir şeyleri) tıka basa sığıştırmak
squash (someone or something) (in) like sardines
v.
204
Idioms
tıka basa dolmak
be squashed (in) like sardines
v.
205
Idioms
tıka basa doluşmak
be squashed (in) like sardines
v.
206
Idioms
tıka basa doymak
be stuffed like a turkey
v.
207
Idioms
tıka basa dolu olmak
be stuffed to the gills
v.
208
Idioms
tıka basa yemek
play a good knife and fork
v.
209
Idioms
tıka basa doluşmak
be packed like sardines
v.
210
Idioms
tıka basa doluşmak
be packed in like sardines
v.
211
Idioms
tıka basa dolu olmak
be chock-a-block
v.
212
Idioms
tıka basa yemek/içmek
do justice to something
v.
213
Idioms
tıka basa yemek/içmek
do justice to (something)
v.
214
Idioms
(birine) bir şeyi üzerine basa basa söylemek
drive something home (to somebody)
v.
215
Idioms
(birine) bir şeyi üzerine basa basa söylemek
hammer something home (to somebody)
v.
216
Idioms
üzerine basa basa söylemek
drive/hammer something home
v.
217
Idioms
tıka basa yemek
eat fill
v.
218
Idioms
tıka basa yemek
fill face
v.
219
Idioms
üzerine basa basa söylemek
hammer home
v.
220
Idioms
tıka basa yemek
make a pig of yourself
v.
221
Idioms
(bir şeyi) üstüne basa basa vurgulamak
ram (something) home [uk]
v.
222
Idioms
(bir şey) için karnını tam/tıka basa doyurmamak
save room (for something)
v.
223
Idioms
tıka basa doyurmak (yiyecekler için)
stick to ribs
v.
224
Idioms
tıka basa doyurmak (yiyecekler için)
stick to the ribs
v.
225
Idioms
tıka basa doyurmak (yiyecekler için)
stick to your ribs
v.
226
Idioms
tıka basa yemek
stuff face
v.
227
Idioms
tıka basa dolu
jammed to the rafters
adj.
228
Idioms
tıka basa dolu
topped up
adj.
229
Idioms
tıka basa dolu
chock-a-block
adj.
230
Idioms
tıka basa dolu
chock-a-block full with
adj.
231
Idioms
tıka basa dolu
full to the brim
adj.
232
Idioms
tıka basa dolu
filled to the brim
adj.
233
Idioms
tıka basa dolu
packed to the gills
adj.
234
Idioms
tıka basa dolu
loaded to the gills
adj.
235
Idioms
(birileriyle veya bir şeylerle) tıka basa dolu
swimming with someone or something
adj.
236
Idioms
tıka basa doymuş
(as) full as a tick
adj.
237
Idioms
midesi tıka basa dolu
(as) full as a tick
adj.
238
Idioms
tıka basa yemiş
(as) full as a tick
adj.
239
Idioms
midesi tıka basa dolu
full as a tick
adj.
240
Idioms
tıka basa doymuş
full as a tick
adj.
241
Idioms
tıka basa yemiş
full as a tick
adj.
242
Idioms
tıka basa doluşmuş
packed (in) like sardines
adj.
243
Idioms
tıka basa dolu
packed to the rafters
adj.
244
Idioms
tıka basa doluşmuş
squashed (in) like sardines
adj.
245
Idioms
tıka basa doymuş
stuffed like a turkey
adj.
246
Idioms
tıka basa doymuş
stuffed to the gills
adj.
247
Idioms
tıka basa
to the gunwales
expr.
248
Idioms
tıka basa
full to the scuppers
expr.
249
Idioms
tıka basa
to the gills
expr.
250
Idioms
ağzına kadar/tıka basa dolu
up to the gills
expr.
251
Idioms
tıka basa
to (one's) heart's desire
expr.
Speaking
252
Speaking
üstüne basa basa söylemek
highlight
v.
Archaic
253
Archaic
tıka basa dolduran şey/kimse
surfeiter
n.
254
Archaic
tıka basa doldurmak
gormandize
v.
255
Archaic
tıka basa doldurmak
gormandise
v.
256
Archaic
tıka basa doyurmak
pamper
v.
257
Archaic
tıka basa yedirmek
pamper
v.
Slang
258
Slang
bir yerin tıka basa dolu olması
nuts to butts
n.
259
Slang
tıka basa yemek
blimp out
v.
260
Slang
tıka basa yemek
oink out
v.
261
Slang
tıka basa/domuz gibi yemek
munch out
v.
262
Slang
tıka basa yemek
hog out
v.
263
Slang
tıka basa sağlıksız yiyecekler yemek
mack out
v.
264
Slang
tıka basa fast food yemek
mack out
v.
265
Slang
tıka basa mcdonald's yemek
mack out
v.
266
Slang
tıka basa (bir şey) yemek
oink out (on something)
v.
267
Slang
tıka basa doymuş
jammed up
adj.
268
Slang
tıka basa doymuş
jammed
adj.
269
Slang
tıka basa dolu
ten pounds of shit in a five-pound bag
expr.
270
Slang
tıka basa dolu
ten pounds of shit in a five-pound bag
expr.
British Slang
271
British Slang
tıka basa yemiş
pogged
adj.
272
British Slang
tıka basa yemiş
podged
adj.
273
British Slang
tıka basa dolu
fit to burst
adj.
Modern Slang
274
Modern Slang
üstüne basa basa yalan değil
all caps no cap
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of basa
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy