Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
brass
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"brass"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 37 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
brass
adj.
pirinç
General
2
General
brass
n.
mangır
3
General
brass
n.
yüksek rütbeli subaylar
4
General
brass
n.
para
5
General
brass
n.
cüret
6
General
brass
n.
tıngır
7
General
brass
n.
küstahlık
8
General
brass
n.
pirinçten yapılmış eşya veya kaide
9
General
brass
n.
bando
10
General
brass
n.
yüzsüzlük
11
General
brass
n.
mermi kovanı
12
General
brass
n.
pirinç
13
General
brass
n.
bir uzunluk birimi
14
General
brass
n.
kamu idaresinin veya işletme yönetiminin üst seviyeleri
15
General
brass
n.
bir kulaca eşdeğer bir uzunluk birimi
16
General
brass
v.
pirinçle kaplamak
17
General
brass
adj.
sarı
18
General
brass
adj.
pirinçten yapılmış
19
General
brass
adj.
yankı yapan
20
General
brass
adj.
çınlayan
Technical
21
Technical
brass
n.
pirinç
22
Technical
brass
n.
sarı metal
23
Technical
brass
n.
pirinç anı plaketi
24
Technical
brass
n.
bakır alaşımından yapılmış yatak burcu
25
Technical
brass
adj.
sarı
26
Technical
brass
adj.
pirinç kaplanmış
Furniture
27
Furniture
brass
n.
pirinçten yapılmış mobilya aksesuarı
Automotive
28
Automotive
brass
n.
pirinç levha
29
Automotive
brass
n.
pirinç alaşım
Chemistry
30
Chemistry
brass
n.
pirinç
31
Chemistry
brass
n.
pirinç alaşım
Hunting
32
Hunting
brass
n.
pirinç sarı metal kovan
Music
33
Music
brass
n.
pirinç veya madeni alaşımdan yapılmış çalgılar
34
Music
brass
n.
grubun veya orkestranın pirinç enstrüman çalan bölümü
British Slang
35
British Slang
brass
n.
fahişe
36
British Slang
brass
n.
orospu
37
British Slang
brass
n.
para
Bedeutungen, die der Begriff
"brass"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 380 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
top brass
n.
amir
2
General
brass hat
n.
yüksek rütbeli subay
3
General
top brass
n.
şef
4
General
brass band
n.
bando
5
General
brass tube
n.
pirinç boru
6
General
brass plating
n.
pirinç kaplama
7
General
brass band
n.
mızıka
8
General
brass pipe
n.
pirinç boru
9
General
brass knuckles
n.
pirinç muşta
10
General
top brass
n.
üst rütbeli subaylar
11
General
admiralty brass
n.
gemici pirinci
12
General
naval brass
n.
gemici pirinci
13
General
beta brass
n.
beta pirinci
14
General
red brass
n.
kırmızı pirinç
15
General
brass farthing
n.
metelik
16
General
the brass
n.
bando
17
General
red brass
n.
kızıl pirinç
18
General
cartridge brass
n.
fişek pirinci
19
General
yellow brass
n.
sarı pirinç
20
General
top brass
n.
yüksek rütbeli subay
21
General
brass knuckles
n.
muşta
22
General
brass knucks
n.
muşta
23
General
brass mirror
n.
pirinç ayna
24
General
brass cage
n.
pirinç kafes
25
General
brass knob handle
n.
pirinç topuz kulp
26
General
brass fastener
n.
maşa raptiye
27
General
brass brads
n.
maşa raptiye
28
General
brass fasteners
n.
maşa raptiye
29
General
brass pot
n.
pirinç çömlek
30
General
high brass
n.
üst düzey yetkili
31
General
high brass
n.
üst düzey çalışan
32
General
high brass
n.
yüksek rütbeli çalışan
33
General
horse brass
n.
pirinç at aksesuarı
34
General
horse brass
n.
koşum takımına takılan yuvarlak dekoratif bir pirinç aksesuar
35
General
get down to brass tacks
v.
ayakları yere basarak konuşmak
36
General
get down to brass tacks
v.
sadede gelmek
37
General
get down to brass tacks
v.
pratikten söz etmek
38
General
as bold as brass
adj.
son derece yüzsüz
39
General
as bold as brass
adj.
saygısız
40
General
as bold as brass
adj.
küstah
41
General
brass-collar
adj.
bir siyasi parti hangi adayı çıkarırsa çıkarsın ona oy veren
42
General
brass-collar
adj.
bir siyasi partiden şaşmayan
43
General
brass-visaged
adj.
küstah
44
General
brass-visaged
adj.
cesur
Phrasals
45
Phrasals
brass off
v.
çok sinirlendirmek
46
Phrasals
brass off
v.
çileden çıkarmak
47
Phrasals
brass off
v.
küplere bindirmek
48
Phrasals
brass off
v.
öfkeden çıldırtmak
49
Phrasals
brass off
v.
deli etmek
50
Phrasals
brass off
v.
gıcık etmek
51
Phrasals
brass off
v.
sinirini bozmak
Colloquial
52
Colloquial
big brass
n.
ağırtoplar
53
Colloquial
big brass
n.
kodamanlar
54
Colloquial
big brass
n.
büyük oyuncular
55
Colloquial
big brass
n.
üst sıralar
56
Colloquial
the top brass
n.
idari kadro
57
Colloquial
the top brass
n.
yönetici kadro
58
Colloquial
brass hats
n.
yüksek rütbeli subaylar
59
Colloquial
brass neck [uk]
n.
sinir
60
Colloquial
brass neck [uk]
n.
küstahlık
61
Colloquial
brass-balled
adj.
cesur
62
Colloquial
brass-tacks
adj.
kısa ve öz
Idioms
63
Idioms
big brass
n.
(güç ve etki açısından bir gruptaki) büyükler/büyük adamlar
64
Idioms
big brass
n.
kodamanlar
65
Idioms
big brass
n.
(büyük) patronlar
66
Idioms
big brass
n.
tepedekiler
67
Idioms
brass ceiling
n.
askerlikte kadınların yükselmesinin önündeki soyut engel/bariyer
68
Idioms
brass ceiling
n.
askeriyedeki cam tavan
69
Idioms
brass neck [uk]
n.
cesareti olma
70
Idioms
brass neck [uk]
n.
cesaret etme
71
Idioms
brass neck [uk]
n.
bir şey yapma cesaretini gösterme
72
Idioms
brass neck [uk]
n.
cüret etme
73
Idioms
brass neck [uk]
n.
(bir şeyi yapacak) yüzü olma/bulma
74
Idioms
brass neck [uk]
n.
(bir şeyi yapacak kadar) sinirleri sağlam olma
75
Idioms
brass neck [uk]
n.
(bir şeyi yapmaya) sinirleri dayanma
76
Idioms
brass neck [uk]
n.
(bir şeyi yapmayı) gözü yeme
77
Idioms
brass neck [uk]
n.
utanmaz
78
Idioms
brass neck [uk]
n.
arsız
79
Idioms
brass neck [uk]
n.
küstah
80
Idioms
brass neck [uk]
n.
yüzsüz
81
Idioms
brass nerve
n.
cesareti olma
82
Idioms
brass nerve
n.
cesaret etme
83
Idioms
brass nerve
n.
bir şey yapma cesaretini gösterme
84
Idioms
brass nerve
n.
cüret etme
85
Idioms
brass nerve
n.
(bir şeyi yapacak) yüzü olma/bulma
86
Idioms
brass nerve
n.
(bir şeyi yapacak kadar) sinirleri sağlam olma
87
Idioms
brass nerve
n.
(bir şeyi yapmaya) sinirleri dayanma
88
Idioms
brass nerve
n.
(bir şeyi yapmayı) gözü yeme
89
Idioms
brass nerve
n.
utanmaz
90
Idioms
brass nerve
n.
arsız
91
Idioms
brass nerve
n.
küstah
92
Idioms
brass nerve
n.
yüzsüz
93
Idioms
brass tacks
n.
can alıcı nokta
94
Idioms
brass tacks
n.
(bir meselenin) temel/öncelikli yönleri
95
Idioms
brass tacks
n.
temel/asıl/öncelikli mesele/konu
96
Idioms
brass tacks
n.
sadet
97
Idioms
brass ceiling
n.
çelik tavan
98
Idioms
brass ceiling
n.
orduda kadınların rütbe alarak ilerlemesine karşı soyut engel
99
Idioms
brass ceiling
n.
ordudaki cinsiyet ayrımcılığı engeli
100
Idioms
brass farthing
n.
asgari tutar
101
Idioms
cold enough to freeze the balls off a brass monkey
n.
aşırı soğuk
102
Idioms
the brass ring
n.
başarının karşılığı
103
Idioms
brass monkey weather
n.
buz gibi hava
104
Idioms
the brass ring
n.
büyük ödül
105
Idioms
brass monkey weather
n.
çok soğuk hava
106
Idioms
the brass ring
n.
elde edilen başarı karşılığı alınan ödül
107
Idioms
as bold as brass
n.
gözü kara
108
Idioms
the top brass
n.
idari kademe
109
Idioms
brass farthing
n.
metelik
110
Idioms
the top brass
n.
omzu kalabalık komutan
111
Idioms
the top brass
n.
üst yönetim kademesi
112
Idioms
the top brass
n.
yüksek rütbeli subay
113
Idioms
the top brass
n.
(askeri) üst düzeydeki görevli
114
Idioms
a brass hat
n.
güçlü/etkili kimse
115
Idioms
a brass hat
n.
nüfuzlu/sözü geçen kimse
116
Idioms
a brass hat
n.
yetkili kimse
117
Idioms
a brass hat
n.
otorite sahibi kimse
118
Idioms
brass farthing
n.
beş kuruş
119
Idioms
brass farthing
n.
beş para
120
Idioms
brass monkey
n.
aşırı soğuk (hava)
121
Idioms
brass monkey
n.
dondurucu soğuk (hava)
122
Idioms
brass monkey
n.
buz gibi (hava)
123
Idioms
brass monkey
n.
dondurucu (hava)
124
Idioms
brass monkeys
n.
aşırı soğuk (hava)
125
Idioms
brass monkeys
n.
dondurucu soğuk (hava)
126
Idioms
brass monkeys
n.
buz gibi (hava)
127
Idioms
brass monkeys
n.
dondurucu (hava)
128
Idioms
brass neck/nerve [uk]
n.
cüret etme
129
Idioms
brass neck/nerve [uk]
n.
yüzü olma
130
Idioms
brass neck/nerve [uk]
n.
yüz bulma
131
Idioms
brass neck/nerve [uk]
n.
arsızlık
132
Idioms
brass neck/nerve [uk]
n.
yüzsüzlük
133
Idioms
brass ring
n.
başarının karşılığı
134
Idioms
brass ring
n.
ödül
135
Idioms
brass ring
n.
mükafat
136
Idioms
brass ring
n.
başarıya/zenginliğe ulaşma şansı
137
Idioms
brass ring
n.
başarıyı/zenginliği elde etme şansı
138
Idioms
be not worth a brass farthing
v.
beş para etmez olmak
139
Idioms
be not worth a brass farthing
v.
on para etmemek
140
Idioms
be not worth a brass farthing
v.
metelik olmak
141
Idioms
be not worth a brass farthing
v.
zerre kadar değeri olmamak
142
Idioms
double in brass
v.
başka bir göreve daha bakmak
143
Idioms
double in brass
v.
ikinci bir görev daha üstlenmek
144
Idioms
double in brass
v.
başka birinin yerine de bakmak
145
Idioms
double in brass
v.
ikinci bir şapka daha giymek/taşımak
146
Idioms
double in brass
v.
iki kişinin işini yapmak
147
Idioms
double in brass
v.
iki karpuzu bir koltuğa sığdırmak
148
Idioms
double in brass
v.
çift/iki enstrüman çalmak
149
Idioms
have the brass face to (do something)
v.
(bir şey yapmaya) yüzü olmak
150
Idioms
have the brass face to (do something)
v.
(bir şey yapmaya) yüz bulmak
151
Idioms
have the brass face to (do something)
v.
(bir şey yapmaya) yüzü tutmak
152
Idioms
have the brass face to (do something)
v.
(bir şey yapmaya) cesareti olmak
153
Idioms
have the brass face to (do something)
v.
(bir şey yapmaya) cesaret/cüret etmek
154
Idioms
have the brass face to (do something)
v.
(bir şey yapmaya) çekinmemek
155
Idioms
have the brass face to (do something)
v.
(bir şey yapma) cesaretini/yüzsüzlüğünü göstermek
156
Idioms
part brass rags with (one)
v.
tartışmalı ayrılmak/boşanmak
157
Idioms
part brass rags with (one)
v.
kavgalı ayrılmak/boşanmak
158
Idioms
part brass rags with (one)
v.
tartışarak ayrılmak/boşanmak
159
Idioms
part brass rags with (one)
v.
kavga ederek ayrılmak/boşanmak
160
Idioms
part brass rags with (one)
v.
ilişkisini kesmek
161
Idioms
part brass rags with (one)
v.
ipleri koparmak
162
Idioms
part brass rags with (one)
v.
iplerini koparmak
163
Idioms
part brass rags with (one)
v.
bağlarını koparmak
164
Idioms
part brass rags with
v.
tartışmalı ayrılmak/boşanmak
165
Idioms
part brass rags with
v.
kavgalı ayrılmak/boşanmak
166
Idioms
part brass rags with
v.
tartışarak ayrılmak/boşanmak
167
Idioms
part brass rags with
v.
kavga ederek ayrılmak/boşanmak
168
Idioms
part brass rags with
v.
ilişkisini kesmek
169
Idioms
part brass rags with
v.
ipleri koparmak
170
Idioms
part brass rags with
v.
iplerini koparmak
171
Idioms
part brass rags with
v.
bağlarını koparmak
172
Idioms
get down to brass tacks
v.
asıl konuya gelmek
173
Idioms
have the brass neck to do something (brit)
v.
bir şeyi yapmaya cesareti olmak
174
Idioms
have the brass to do something
v.
bir şeyi yapmaya cüret etmek
175
Idioms
have the brass balls to do something (us)
v.
bir şeyi yapmaya cesareti olmak
176
Idioms
have the brass balls to do something
v.
bir şeyi yapmaya cesaret etmek
177
Idioms
have the brass neck to do something
v.
bir şeyi yapmaya cesaret etmek
178
Idioms
have the brass neck to do something
v.
bir şeyi yapmaya cüret etmek
179
Idioms
have the brass to do something
v.
bir şeyi yapmaya cesaret etmek
180
Idioms
have the brass balls to do something
v.
bir şeyi yapmaya cüret etmek
181
Idioms
brass someone off
v.
çok sinirlendirmek
182
Idioms
brass someone off
v.
çileden çıkarmak
183
Idioms
brass someone off
v.
küplere bindirmek
184
Idioms
get down to brass tacks
v.
sadede gelmek
185
Idioms
come down to brass tacks
v.
sadede gelmek
186
Idioms
double in brass
v.
iki kişilik iş yapmak
187
Idioms
double in brass
v.
aynı anda başkasının işini de yapmak
188
Idioms
double in brass
v.
iki işi birden yapmak
189
Idioms
bold as brass
adj.
küstah
190
Idioms
bold as brass
adj.
saygısız
191
Idioms
bold as brass
adj.
yüzsüz
192
Idioms
down to brass tacks
adj.
asıl konuya odaklanmış
193
Idioms
down to brass tacks
adj.
sadede gelmiş
194
Idioms
down to brass tacks
adj.
asıl önemli olan yönlere odaklanmış
195
Idioms
cold enough to freeze the balls off a brass monkey
expr.
buz gibi
196
Idioms
as bold as brass
expr.
çok cesur
197
Idioms
where there's muck there's brass
expr.
çok para kazanmak istiyorsan elini kirleteceksin
198
Idioms
cold enough to freeze the balls off a brass monkey
expr.
çok soğuk
199
Idioms
brass monkey weather
expr.
dondurucu soğuk
200
Idioms
bold as brass
expr.
çok cesur
201
Idioms
cold enough to freeze the balls off a brass monkey
expr.
dondurucu soğuk
202
Idioms
with brass knobs on
expr.
hatta daha da fazla
203
Idioms
where there's muck there's brass
expr.
kirli işlerde kazanılacak para da çoktur
204
Idioms
as bold as brass
expr.
küstah
205
Idioms
as bold as brass
expr.
saygısız
206
Idioms
get down to brass tacks
expr.
sadede gelelim
207
Idioms
as bold as brass
expr.
yüzsüz
208
Idioms
it doesn't matter a brass farthing
expr.
vız gelip tırıs gider
209
Idioms
with brass knobs on
expr.
ve dahası
210
Idioms
let's get down to brass tacks
expr.
sadede gelelim
211
Idioms
let's get down to brass tacks
expr.
hemen konuya girelim
212
Idioms
it's brass monkeys outside [uk]
expr.
dışarısı buz gibi
213
Idioms
it's brass monkeys outside [uk]
expr.
dışarıda hava çok soğuk
214
Idioms
it's brass monkeys outside [uk]
expr.
dışarıda dondurucu bir soğuk var
215
Idioms
it's brass monkeys outside [uk]
expr.
dışarıda götünü donduran bir soğuk var
Speaking
216
Speaking
the same to you with brass knobs on
expr.
benim için ne düşünüyorsan allah sana iki katını versin
217
Speaking
the same to you with brass knobs on
expr.
daha beter olasın emi
Technical
218
Technical
red brass
n.
yüksek bakır içeren kırmızı pirinç levha
219
Technical
red brass
n.
kalay, kurşun ve çinko ile birlikte yüksek oranda bakır içeren dökme bakır alaşımı
220
Technical
hexagonal brass rod
n.
altı köşeli pirinç çubuk
221
Technical
white brass
n.
ak pirinç
222
Technical
axle brass
n.
aks bağlantısı
223
Technical
alpha beta brass
n.
alfa beta pirinci
224
Technical
alpha brass
n.
alfa pirinci
225
Technical
alpha-beta brass
n.
alfa-beta pirinci
226
Technical
aluminium brass
n.
alüminyum pirinci
227
Technical
brass solder connector
n.
bakır lehim bağlantısı
228
Technical
beta brass
n.
beta pirinci
229
Technical
brass threaded at one end
n.
bir ucu pirinç vida dişli
230
Technical
white brass
n.
beyaz pirinç
231
Technical
dezincified brass
n.
çinkosuzlaşmış pirinç
232
Technical
rolled brass
n.
çekme pirinç
233
Technical
deep drawn brass
n.
derin çekilmiş pirinç
234
Technical
naval brass
n.
donanma pirinci
235
Technical
cast brass
n.
dökme pirinç
236
Technical
casting brass
n.
döküm pirinci
237
Technical
gamma brass
n.
gamma pirinci
238
Technical
naval brass
n.
gemici pirinci
239
Technical
red brass
n.
kızıl pirinç
240
Technical
leaded brass
n.
kurşun pirinci
241
Technical
leaded semi-red brass
n.
kurşunlu yarı-kızıl pirinç
242
Technical
cartridge brass
n.
kovan pirinci
243
Technical
leaded brass
n.
kurşunlu pirinç
244
Technical
leaded red brass
n.
kurşunlu kızıl pirinç
245
Technical
free cutting brass
n.
kolay kesilen pirinç
246
Technical
ingot brass
n.
külçe pirinç
247
Technical
nickel brass
n.
nikelli pirinç
248
Technical
(metal) brass
n.
pirinç
249
Technical
brass solder
n.
pirinç lehimi
250
Technical
brass casting
n.
pirinç döküm
251
Technical
brass pipe
n.
pirinç boru
252
Technical
brass mesh wire
n.
pirinç tellerle örerek yapılmış filtre elemanı
253
Technical
brass coating
n.
pirinç kaplama
254
Technical
brass coated battery
n.
pirinç giydirmeli batarya
255
Technical
brass seal
n.
pirinç conta
256
Technical
brass sheet
n.
pirinç sac
257
Technical
brass bath
n.
pirinç kaplama yunağı
258
Technical
brass-founder
n.
pirinç dökümcü
259
Technical
brass rolling mill
n.
pirinç haddesi
260
Technical
brass connector
n.
pirinç bağlantı elemanı
261
Technical
brass screws
n.
pirinç vidalar
262
Technical
brass strip
n.
pirinç şerit
263
Technical
brass ware
n.
pirinç eşyalar
264
Technical
brass plated tire-cord
n.
pirinç kaplı lastik teli
265
Technical
brass solder
n.
pirinç lehim
266
Technical
brass wire
n.
pirinç tel
267
Technical
brass welding rod
n.
pirinç kaynak çubuğu
268
Technical
brass plate
n.
pirinç levha
269
Technical
brass melting
n.
pirinç eritme
270
Technical
brass finishing
n.
pirinç hazırlama işlemi
271
Technical
brass melting furnaces
n.
pirinç eritme ocağı
272
Technical
brass-founder
n.
pirinç dökmeci
273
Technical
brass polisher
n.
pirinç parlaklaştırıcılar
274
Technical
brass tube
n.
pirinç boru
275
Technical
brass rolling
n.
pirinç haddeleme
276
Technical
brass hinge
n.
pirinç menteşe
277
Technical
brass plating
n.
pirinç kaplama
278
Technical
brass smith
n.
pirinççi
279
Technical
brass rod
n.
pirinç çubuk
280
Technical
brass colouring
n.
pirinç renklendirme
281
Technical
brass plated tyre-cord
n.
pirinç kaplı lastik teli
282
Technical
yellow brass
n.
sarı pirinç
283
Technical
silicon brass
n.
silisyum pirinci
284
Technical
hard brass
n.
sert pirinç
285
Technical
silicon brass
n.
silisyumlu pirinç
286
Technical
cyanide brass plating
n.
siyanürlü pirinç kaplama
287
Technical
standard brass
n.
standart pirinç
288
Technical
commercial brass
n.
ticari pirinç
289
Technical
semired brass
n.
yarıkızıl pirinç
290
Technical
bearing brass
n.
yatak pirinci
291
Technical
high lead brass
n.
yüksek kurşunlu pirinç
292
Technical
rich low brass
n.
zengin düşük pirinç
293
Technical
brass foil
n.
pirinç folyo
294
Technical
high brass
n.
yüzde 65 bakır ve yüzde 35 çinko içeren pirinç
295
Technical
high-strength brass
n.
yüksek dayanımlı pirinç
296
Technical
high-strength brass
n.
yüksek mukavemetli pirinç
297
Technical
high-strength brass
n.
sertleştirmek için %1-4 oranında manganez eklenmiş pirinç
298
Technical
low brass
n.
amiral pirinç
299
Technical
low brass
n.
%30 veya altında çinko içeren pirinç alaşımı
Computer
300
Computer
big brass
n.
büyük ve güçlü bir ana bilgisayar
Textile
301
Textile
brass snaps
n.
pirinç malzemeden yapılmış sarı çıt çıt
Construction
302
Construction
red brass
n.
kızıl pirinç
303
Construction
yellow brass
n.
sarı pirinç
Automotive
304
Automotive
brass plating
n.
çinko kaplama
305
Automotive
brass punch
n.
pirinç zımba
Marine
306
Marine
admiralty brass
n.
donanma pirinci
307
Marine
admiralty brass
n.
tobin bronzu
308
Marine
admiralty brass
n.
amiral pirinç
309
Marine
admiralty brass
n.
bahriye pirinci
310
Marine
admiralty brass
n.
gemici pirinci
311
Marine
brass telescope
n.
pirinç teleskop
312
Marine
nautical brass telescope
n.
pirinç/pirinçten deniz teleskopu
313
Marine
brass farthing
n.
zerre kadar
314
Marine
brass monkey
n.
eskiden gemilerde üstüne gülle konulan metal bir stant
Mining
315
Mining
beta brass
n.
beta pirinci
316
Mining
semi-red brass melting
n.
kızılımsı tunç eritme
317
Mining
semi-red brass
n.
kızılımsı tunç
Printing
318
Printing
brass rubbing
n.
pirinç çıkarma
319
Printing
brass rubbing
n.
pirinç çıkarma yöntemiyle yapılan baskı
Food Engineering
320
Food Engineering
dezincification resistance of brass
n.
pirincin çinkosuzlaşma dayanımı
321
Food Engineering
brass exposed to fresh or saline waters
n.
tatlı veya tuzlu sulara maruz kalan pirinç
Gastronomy
322
Gastronomy
any round brass or coper tray used as a table for serving meals
n.
sini
Chemistry
323
Chemistry
aluminum brass
n.
yüzde 76 bakır, yüzde 22 çinko ve yüzde 2 alüminyum içeren alaşım
324
Chemistry
manganese-silicon bearing brass
n.
manganlı silisli yatak pirinci
Botanic
325
Botanic
brass buttons (cotula coronopifolia)
n.
sarı çiçekli bir güney afrika otu
326
Botanic
brass buttons
n.
cotula coronopifolia bitkisinin altın sarısı çiçek başları
Religious
327
Religious
altar brass
n.
kilisedeki sunakta bulunan şamdan, haç, vazo gibi pirinç eşyalar
Military
328
Military
cartridge brass
n.
fişek pirinci
Hunting
329
Hunting
cartridge brass
n.
fişek pirinci
330
Hunting
brass head
n.
pirinç dip tablalı tüfek fişeği
Art
331
Art
brass instrument
n.
bakır nefesli çalgı
Music
332
Music
brass-band
n.
fanfar
333
Music
brass instrument
n.
nefesli çalgı
334
Music
brass instrument
n.
üflemeli çalgı
335
Music
brass section
n.
(bir orkestrada) üflemeli çalgılar bölümü
336
Music
brass section
n.
(bir orkestrada) nefesli çalgılar bölümü
337
Music
brass family
n.
pirinç enstrüman ailesi
Engineering
338
Engineering
british standard brass thread
n.
ingiliz standart pirinç vida dişi
339
Engineering
bsb (british standard brass thread)
abrev.
ingiliz standart pirinç vida dişi
Slang
340
Slang
brass balls
n.
arsızlık
341
Slang
brass balls
n.
dalyaraklık
342
Slang
top brass
n.
devlet ileri gelenleri
343
Slang
brass balls
n.
hıyarlık
344
Slang
brass balls
n.
hıyartoluk
345
Slang
brass balls
n.
hırtlık
346
Slang
brass balls
n.
hayasızlık
347
Slang
brass balls
n.
hırtapozluk
348
Slang
brass hat
n.
omzu kalabalık subay
349
Slang
brass balls
n.
kendini beğenmişlik
350
Slang
brass balls
n.
küstahlık
351
Slang
brass balls
n.
taşak
352
Slang
brass balls
n.
taşak/taşağı altı okka
353
Slang
brass hat
n.
yüksek rütbeli subay
354
Slang
a brass farthing [old-fashioned] [uk]
n.
beş para
355
Slang
a brass farthing [old-fashioned] [uk]
n.
beş kuruş
356
Slang
a brass farthing [old-fashioned] [uk]
n.
metelik
357
Slang
a brass farthing [old-fashioned] [uk]
n.
zırnık
358
Slang
brass hat
n.
yüksek rütbeli memur
359
Slang
be not worth a brass farthing [uk]
v.
işe yaramaz olmak
360
Slang
he hasn't got a brass razoo
expr.
beş parasız
361
Slang
he hasn't got a brass razoo
expr.
çok fakir
362
Slang
not a brass farthing
expr.
beş para
363
Slang
not a brass farthing
expr.
zırnık
364
Slang
not a brass farthing
expr.
beş kuruş
365
Slang
not a brass farthing
expr.
metelik
366
Slang
not a brass farthing
expr.
hiç parasız
367
Slang
not a brass farthing
expr.
malsız mülksüz
368
Slang
not a brass farthing
expr.
varlıksız
369
Slang
not worth a brass farthing [uk]
expr.
beş para etmez
370
Slang
not worth a brass farthing [uk]
expr.
on para etmez
371
Slang
not worth a brass farthing [uk]
expr.
zerre kadar bile değersiz
372
Slang
not worth a brass farthing [uk]
expr.
işe yaramaz
British Slang
373
British Slang
brass nail
n.
fahişe
374
British Slang
brass nail
n.
orospu
375
British Slang
brass-neck
n.
yüzsüz
376
British Slang
brass-neck
adj.
saygısız
377
British Slang
brass-necked
adj.
saygısız
378
British Slang
brass-necked
adj.
yüzsüz
379
British Slang
the same to you with brass knobs on
expr.
(benden) daha beter ol e mi
380
British Slang
same to you with brass knobs on!
expr.
(söylediklerini) aynen iade ediyorum!
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of brass
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy