cümle - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

cümle



Bedeutungen von dem Begriff "cümle" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
cümle sentence n.
General
cümle proposition n.
cümle sentence n.
cümle clause n.
cümle statement n.
Linguistics
cümle phrase n.
cümle sent (sentence) n.
cümle sentential adj.
Music
cümle phrase n.

Bedeutungen, die der Begriff "cümle" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 228 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
cümle yapısı wording n.
anafikri barındıran cümle thesis statement n.
cümle tamamlama testi (olmayan kelimeler) cloze test n.
konuşma ve hazır cümle kitapları conversation and phrase books n.
cümle kapısı main door n.
matematiksel cümle mathematical sentence n.
cümle yapısı sentence structure n.
cümle parçası phrase n.
metne eklenmiş sözcük veya cümle interpolation n.
cümle vurgusu sentence stress n.
basit cümle simple sentence n.
yazıya sözcük veya cümle ekleyerek asıl metni değiştirme interpolation n.
anahtar cümle key phrase n.
bir kelimenin bir cümle içerisinde iki farklı anlamda kullanılması zeugma n.
cümle akışı flow of the sentence n.
cümle kapısı front-entrance door n.
kısa cümle short sentence n.
cümle ortası mid-sentence n.
örnek cümle example sentence n.
olumlu cümle positive sentence n.
cümle çeşidi sentence type n.
cümle tipi sentence type n.
özlü esprili cümle veya şaka one-liner n.
geniş zamanlı cümle sentence in present tense n.
iki anlamlı bir kelime yüzünden kolaylıkla yanlış anlaşılan bir cümle garden path sentence n.
olumsuz cümle negative sentence n.
çeşitli şekillerde ifade edilen ifade veya cümle amphibology n.
çeşitli şekillerde ifade edilen ifade veya cümle amphiboly n.
bileşik cümle complex sentence n.
yan cümle consequent n.
düşük cümle grammatically incorrect sentence n.
gramer yönünden yanlış cümle grammatically incorrect sentence n.
cümle tamamlama sentence completion n.
bir dilin alfabesindeki tüm harflerin kullanılmasıyla oluşturulan cümle, mısra v.b. pangram n.
bir dilin alfabesindeki tüm harflerin kullanılmasıyla oluşturulan cümle holoalphabetic sentence n.
bağlaçsız birleşik cümle run-on sentence n.
bağlaçsız birleşik cümle fused sentence n.
karmaşık cümle complex sentence n.
cümle şeması sentence diagram n.
cümle diyagramı sentence diagram n.
cümle kurma making sentence n.
cümle kurma forming sentence n.
cümle kurma building sentence n.
akademik bir makalede ilk cümle attention getter n.
muğlak cümle ambiguous sentence n.
koşul bildiren bağlaçla kurulan bileşik cümle material implication n.
paragrafın, bölümün başındaki kelime veya cümle headword n.
tek satırlık cümle monogram [obsolete] n.
popüler cümle buzz phrase n.
moda olan cümle buzz phrase n.
ek cümle ryder [obsolete] n.
amblemin yanında yer alan cümle impresa [obsolete] n.
cümle parçası diction [obsolete] n.
yazıda boşluk dolduran gereksiz cümle padding n.
cümle veya konuşmada kapanış bölümü perclose [obsolete] n.
hazır cümle kitabı phraseology [obsolete] n.
son cümle concluding sentence n.
cümle ögesi syntagma n.
cümle yapısı construction n.
yazıya sözcük veya cümle ekleyerek asıl metni değiştirmek interpolate v.
cümle oluşturmak make a sentence v.
cümle oluşturmak form a sentence v.
cümle kurmak make a sentence v.
cümle kurmak form a sentence v.
cümle analizi yapmak analyse a sentence v.
cümle veya kelimelerle anlatmak phrase v.
bir kitapta (kelime, bilgi, cümle) aramak turn up [brit] v.
tam cümle ile ifade edilen periodic adj.
tam cümle ile ifade edilen periodical adj.
cümle ile ilgili sentential adj.
cümle ile ilgili clausular adj.
az cümle ile in a nutshell adv.
cümle alem everybody pron.
Phrases
sekiz gezegenin ingilizce isimlerini (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle my very eager mother just served us nine pizzas expr.
sekiz gezegenin ingilizce isimlerini (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle my very educated mother just served us nine pizzas expr.
sekiz gezegenin ingilizce isimlerini (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle my very easy method just speeds up naming planets expr.
bir matematik denklemini hesaplarken izlenecek yolu (paretheses (parantezler), exponents (kuvvetler), multiplication (çarpma) ve division (bölme), addidition (toplama) ve subtraction (çıkartma)) hatırlamak için uydurulmuş anımsatıcı bir cümle please excuse my dear aunt sally expr.
sekiz gezegenin ingilizce isimlerini (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle my very eager mother just served us nine pumpkins expr.
ingilizce alfabenin tüm harflerini içeren bir hatırlatıcı cümle the quick brown fox jumps over the lazy do expr.
Proverb
paran varsa cümle alem kulun paran yoksa tımarhane yolun them as has, gets
Colloquial
cem-i cümle each and every expr.
cem-i cümle all together expr.
kapak, vida gibi şeylerin hangi tarafa çevrildiğinde sıkıldığını ve hangi tarafa çevrildiğinde açıldığını unutmamak için kullanılan hatırlatıcı bir cümle lefty loosey, righty tighty expr.
kapak, vida gibi şeylerin hangi tarafa çevrildiğinde sıkıldığını ve hangi tarafa çevrildiğinde açıldığını unutmamak için kullanılan hatırlatıcı bir cümle righty tighty, lefty loosey expr.
Idioms
baş harflerinden ingilizce olarak gökkuşağının renklerini (red, orange, yellow, green, blue, indigo, violet) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle richard of york gave battle in vain n.
baş harflerinden ingilizce olarak gökkuşağının renklerini (red, orange, yellow, green, blue, indigo, violet) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle roy g. biv n.
(biriyle daha üstün bir başkasının) adını aynı cümle içinde kullanmak mention (someone or something) in the same breath v.
aynı cümle içinde hem (bir şeyi) hem de (onun zıddını) söylemek say something in the same breath v.
kuşun ötüş şeklinden anlamı bir cümle çıkarma a little bit of bread and no cheese [uk] expr.
oldu bil/baş üstüne/oldu farz et/lord's prayer'da geçen bir cümle thy will be done expr.
sekiz gezegenin ingilizce isimlerini (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle my very eager mother just served us nachos expr.
sekiz gezegenin ingilizce isimlerini (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle my very eager mother just served us noodles expr.
sekiz gezegenin ingilizce isimlerini (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle my very educated mother just served us nachos expr.
sekiz gezegenin ingilizce isimlerini (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle my very educated mother just served us nine pumpkins expr.
sekiz gezegenin ingilizce isimlerini (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle my very educated mother just served us noodles expr.
ana yönlerin ingilizce isimlerini (north, east, south, west) saat yönünde hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle never eat shredded wheat expr.
baş harflerinden ingilizce olarak gökkuşağının renklerini (red, orange, yellow, green, blue, indigo, violet) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle roygbiv abrev.
Speaking
cümle kur make a sentence expr.
cümle alem all the world expr.
iki cümle bile yazamıyorum I can't even write two sentences expr.
Trade/Economic
cümle kapısı gateway n.
Law
vasiyetnameye vasiyet sahibi tarafından eklenen ve kelimesi kelimesine yer almadığında vasiyetnameyi geçersiz kılan gizli yapıdaki cümle derogatory clause in a testament n.
vasiyetnameye sahibi tarafından eklenen ve kelimesi kelimesine yer almadığında vasiyetnameyi geçersiz kılan (cümle) derogatory adj.
Advertising
son cümle baseline n.
Technical
bileşik cümle compound sentence n.
Computer
görev belirtici cümle mission statement n.
hedef belirtici cümle objective statement n.
internet ortamında komiklik olsun diye kullanılan konu ile ilintili resim/söz/kavram veya kalıp cümle internet meme n.
Informatics
cümle tabanlı bellek sentence-based memory n.
Psychology
cümle tamamlama testi sentence completion test n.
Math
bileşik cümle compound sentence n.
cümle veya cümlelerden oluşan matematik problemi word problem n.
matematiksel cümle mathematical sentence n.
açık cümle open sentence expr.
Logic
veya anlamını veren mantıksal işleç ile oluşturulmuş birleşik cümle disjunction n.
veya anlamını veren mantıksal işleç ile birbirine bağlanan iki cümle arasındaki bağıntı disjunction n.
kapalı cümle closure n.
kapalı cümle oluşturma closure n.
Education
cümle tamamlama testi sentence completion test n.
Literature
bir cümle veya paragrafı takip eden cümle veya paragrafa bağlayan bölüm transition n.
cümle sonlarında aynı hal eklerinin, çekimlerin tekrarından oluşan söz sanatı homoeoptoton n.
birbirini takip eden cümle veya satırların sonunda kulağa benzer gelen ifadelerin kullanıldığı söz sanatı homoeoteleuton n.
cümle veya dizenin tekrarı reprise n.
Linguistics
ara cümle parenthetical sentence n.
cümlenin doğal sırasının dışına çıkılıp, doğal cümle yapısının bozularak kullanılması hyperbaton n.
cümle ya da cümlecikte fiilin belirttiği olayda canlı varlığın semantik açıdan pasif olan rolü recipient role n.
dilin konuşma ya da cümle gibi yapısal birimlerinden her biri category n.
kelt dillerine özgü olup başka dilde yazılmış kelime, cümle veya deyim celticism n.
bir kelimenin biçiminin ait olduğu cümle ya da söz içindeki bir başka kelimenin varlığı ile belirlenmesi rection n.
nitelediği (veya tamladığı) isim cümlesinin anlamını sınırlamayan veya kısıtlamayan yan cümle nonrestrictive clause n.
cümle oluşturmayan kelime dizisi (bazen aşağılama amaçlı kullanılır) nonsentence n.
bağlaçlı yan cümle coordinate clause n.
bağlılaşık cümle correlative clause n.
birleşik cümle compound sentence n.
cümle ortası midsentence n.
cümle planı sentence planning n.
cümle ortası mid-sentence n.
cümle düşüklüğü sentence fragment n.
cümle kalıbı sentence pattern n.
devrik cümle inverted sentence n.
dolaylı cümle indirect sentence n.
edilgen cümle passive sentence n.
ettirgen cümle causative form n.
etken cümle active sentence n.
girişik cümle embedded sentence n.
girişik cümle complex sentence n.
olay anlatan cümle eventive sentence n.
sıfatların cümle içindeki diziliş sırası order of the adjectives n.
yalın cümle simple sentence n.
yan cümle dependent clause n.
yan cümle clause n.
yan cümle subclause n.
yan cümle subordinate clause n.
zarfların cümle içindeki diziliş sırası order of adverbs n.
cümle içinde bir sözdizimsel yapıdan diğerine geçiş anacoluthia n.
cümle içinde bir sözdizimsel yapıdan diğerine geçiş anacoluthon n.
devrik cümle yapma anastrophe n.
devrik cümle yapma inversion n.
ayrılma halindeki kelime ya da cümle ögesi elative n.
eksiltili cümle elliptical clause n.
ardışık cümle, ifade veya dizelerin başlangıcında bir kelime veya ifadenin tekrar edildiği söz sanatı epanophora n.
ek cümle epexegesis n.
yan cümle içeren temel cümle matrix n.
bir kelimenin veya başka bir cümle öğesinin sesletimle ilgili bileşenlerinin çevre etkisiyle değişmesi modification n.
sözcük, cümle gibi birimlerin öğelerinin analizi representation n.
temel cümlenin tamamlanması ile bitmeyip bir veya daha fazla sayıda yan cümle veya niteleyici ile devam eden cümle loose sentence n.
eski cümle obsoletism n.
kullanılmayan cümle obsoletism n.
kullanımdan düşmüş cümle obsoletism n.
nitelediği ismin anlamını sınırlamayan yan cümle descriptive clause n.
virgül hatalı cümle run-on sentence n.
ayrı cümlelerin noktalama kullanılmaksızın birbirine bağlandığı cümle run-on sentence n.
noktalamasız birleşik cümle run-on sentence n.
öznenin, dolaysız tümlecin veya fiile ait bir edatsal nesnenin işlevini gören yan cümle complement clause n.
öznenin, dolaysız tümlecin veya fiile ait bir edatsal nesnenin işlevini gören yan cümle complement sentence n.
kısa cümle comma n.
en az iki sıralı bağımsız tümceden ve birkaç bağlı tümceden oluşan cümle compound-complex sentence n.
gramer açısından doğru olup sözdizimi birden fazla şekilde yorumlanmaya açık cümle garden path n.
destekleyici cümle supporting sentence n.
iki sözcük, ifade veya cümle arasındaki sözdizimsel ilişki construction n.
bağlaç ve bağlı cümle kullanımıyla temel cümlenin anlamının değiştirilmesi contingency n.
cümle öğesi feature of speech n.
cümle veya pasajdaki en önemli ifade focus n.
temsil edici simge içeren cümle phraseograph n.
cümle tertibinde ihtisası olan kimse phraseologist n.
(sözcük, ifade veya cümle) pozitif veya negatif özellik polarity n.
(sözcük, ifade veya cümle) iki uçluluk polarity n.
yan cümle bağlacı subordinate clause n.
yan cümle subordination n.
tam cümle yapısı surface structure n.
cümle analizi yapmak construe v.
yanlış cümle veya sözcüklerle anlatmak misword v.
sözcükleri veya morfemleri anlamlı dizerek cümle oluşturmak construct v.
dilin ifade tarzına göre düzenlenebilen (cümle) construe v.
amaç bildiren (fiil, cümle, ifade) telic adj.
cümle üzerinde suprasentential adj.
cümle içi intrasentence adj.
cümle içi intra-sentence adj.
cümle üzeri suprasentential adj.
tek kelime içeren (cümle) holophrastic adj.
iki anlamlı sözcük yüzünden yanlış anlaşılmaya meyilli (cümle) garden-path adj.
cümle ile ilgili clausal adj.
cümle işlevi gösteren clausal adj.
cümle başında kullanılmadığı sürece küçük harfle başlayan (isim) common adj.
bir tümcenin diğerine bağlı olmasıyla oluşturulan (cümle) complex adj.
bağlı (cümle) complex adj.
birleşik (cümle) compound adj.
cümle bileşenlerine ait intrasentential adj.
cümle bileşenleriyle ilgili intrasentential adj.
(yan cümle) amacı açıklayan final adj.
(yan cümle) niyeti gösteren final adj.
yan cümle içermeyen simple adj.
(dizgeci dilbilgisinde cümle) kendi başına anlam ifade eden freestanding adj.
ana cümle olan freestanding adj.
cümle öznesi ile ilgili subjective adj.
cümle öznesi teşkil eden subjective adj.
cümle öznesi oluşturan subjective adj.
yan cümle getiren subordinating adj.
alt cümle embedded sentence expr.
Religious
kilise töreninde papaz tarafından okunup koro veya cemaat tarafından yanıtlanan kısa cümle versicle n.
Philosophy
kelime, cümle veya sembolün işaret ettiği nesne veya fikirle olan bağlantısı reference n.
Music
cümle veya pasajın her seferinde bir adım veya yarım adım daha yüksekte art arda tekrarlandığı bir melodi rosalia n.
kontrpuntal müzikte cümle point n.
kontrpuntal besteye cümle girişi point n.
Modern Slang
sonra da 20 dolar buldum (sıkıcı/kötü bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle) and then I found 20 dollars expr.
sonra da 5 dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle) and then I found 5 dollars expr.
sonra da beş dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle) and then I found five dollars expr.
sonra da on dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle) and then I found ten dollars! expr.