cash in - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

cash in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "cash in" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
cash in v. ölmek
cash in v. nalları dikmek
cash in v. yararlanmak
cash in v. kazanç sağlamak
cash in v. paraya çevirmek
cash in v. faydalanmak
Phrasals
cash in v. bir şeyi nakde çevirmek
cash in v. oyun sonunda elindeki fişleri nakde çevirmek
cash in v. kredi kartı puanlarını kullanarak bir şey almak
cash in v. bir fırsattan yararlanarak kâr etmek
cash in v. fırsat bilip kazanç sağlamak
cash in v. bir fırsattan yararlanmak
cash in v. bir fırsatı değerlendirmek
cash in v. parasını çekmek
cash in v. hisselerini satmak
cash in v. ölmek
cash in v. defteri dürülmek
cash in v. bozdurmak
cash in v. (nakde) çevirmek
cash in v. ayrılmak
cash in v. çıkmak
cash in v. kumar oyunundan çekilmek
cash in v. hesapları kapatıp anlaşmadan çekilmek
Trade/Economic
cash in v. paraya çevirmek

Bedeutungen, die der Begriff "cash in" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 155 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
in cash adv. peşin
General
cash-in advance n. peşin ödeme
pay cash in hand v. avucuna saymak
pay in hard cash v. peşin ödemek
cash in on v. faydalanmak
work cash in hand v. peşin çalışmak
cash a cheque in the bank v. çeki bankada bozdurmak
pay upfront in cash v. nakden ve peşinen ödemek
pay in cash and in advance v. nakden ve peşinen ödemek
pay cash-in-hand v. (parayı) elden yatırmak
pay cash-in-hand v. parayı elden yatırmak
cash in on v. menfaat sağlamak
cash in on v. çıkar sağlamak
have cash in hand v. parası olmak
be in cash v. parası olmak
receive payment in cash v. ödemeyi peşin almak
in cash adv. peşin olarak
in cash adv. nakden
in cash adv. nakdi
in cash adv. nakit olarak
Phrasals
cash something in (for something) v. bir şeyi (bir şeye) çevirmek
cash something in (for something) v. bir para birimini başka bir para birimine çevirmek
cash something in (for something) v. bir para birimini bozdurmak
cash something in (for something) v. hisse senedi, ipotek bozdurmak
cash something in (for something) v. bir şeyi nakde çevirmek
cash something in (for something) v. oyun fişlerini nakde çevirmek/bozdurmak
cash something in v. bir şeyi nakde çevirmek
cash something in v. bir şeyi bozdurmak
Colloquial
cash in one's chips v. tahtalıköyü boylamak
Idioms
cash in (one's) checks v. defteri dürülmek
cash in (one's) checks v. öbür dünyayı boylamak
cash in (one's) checks v. tahtalı köyü boylamak
cash in (one's) checks v. ruhunu teslim etmek
cash in (one's) checks v. mortoyu çekmek
cash in (one's) checks v. nalları dikmek
cash in checks v. defteri dürülmek
cash in checks v. öbür dünyayı boylamak
cash in checks v. tahtalı köyü boylamak
cash in checks v. ruhunu teslim etmek
cash in checks v. mortoyu çekmek
cash in checks v. nalları dikmek
cash (one's) chips in v. oyun sonunda elindeki fişleri nakde çevirmek
cash (one's) chips in v. bir topluluktan çıkmak
cash (one's) chips in v. bir toplantıdan ayrılmak
cash (one's) chips in v. defteri kapamak
cash (one's) chips in v. geceyi kapamak
cash (one's) chips in v. bu gecelik bu kadar demek
cash (one's) chips in v. ölmek
cash (one's) chips in v. defteri dürülmek
cash (one's chips) in v. oyun sonunda elindeki fişleri nakde çevirmek
cash (one's chips) in v. geceyi kapamak
cash (one's chips) in v. bu gecelik bu kadar demek
cash (one's chips) in v. ölmek
cash (one's chips) in v. defteri dürülmek
cash one's checks in v. ölmek
cash one's checks in v. defteri dürülmek
cash in on opportunity v. bir fırsattan yararlanmak
cash in on opportunity v. bir fırsatı değerlendirmek
cash in one's chips v. bir şeylerini satmak
cash in one's chips v. ecel şerbetini içmek
cash in one's chips v. kendine ait olan şeyleri (hisse vb) satmak
cash in one's chips v. öbür dünyayı boylamak
cash in one's chips v. ölmek
cash in one's chips v. ruhunu teslim etmek
cash in (one's) chips v. kumar fişi bozdurmak
cash in (one's) chips v. kumarda kazandıklarını nakde çevirmek
cash in (one's) chips v. bahis bozdurmak
cash in (one's) chips v. gidip yatmak
cash in (one's) chips v. bir ortamdan ayrılıp yatmaya gitmek
cash in chips v. oyun fişlerini nakde çevirmek/bozdurmak
cash in chips v. tahtalıköyü boylamak
cash in chips v. bir topluluktan çıkmak/ayrılmak
cash in chips v. defteri kapamak
cash in chips v. geceyi kapamak
cash in chips v. bu gecelik bu kadar demek
cash in chips v. ölmek
cash in chips v. defteri dürülmek
cash in chips v. öbür dünyayı boylamak
cash in chips v. kumar fişi bozdurmak
cash in chips v. bahis bozdurmak
cash in chips v. gidip yatmak
cash in chips v. bir ortamdan ayrılıp yatmaya gitmek
cash in on (something) v. (bir şeyden) faydalanmak
cash in on (something) v. (bir şeyden) istifade etmek
cash in on (something) v. (bir şeyden) yararlanmak
cash in on (something) v. (bir şeyden) çıkar sağlamak
cash in on (something) v. (bir şeyden) menfaat sağlamak
cash in your chips v. sahip olduklarını bozdurmak/paraya çevirmek
cash in your chips v. yatırımını satmak/bozdurmak/paraya çevirmek
in cold cash expr. tamamen peşin
in cold cash expr. nakit
Trade/Economic
cash in hand n. ankes
in-kind and in-cash n. ayni ve nakdi
cash in bank n. bankadaki para
cash in bank account n. banka mevduat hesabı
cash remittance in bank n. bankaya nakit ödemesi
cash in bank n. bankada mevcut para
current investments and cash at bank and in hand n. cari yatırımlar ve bankada ya da elde bulunan nakit
cash in hand internal n. dahili kasa
cash in hand internal account n. dahili kasa hesapları
cash outflows due to investment in non-current assets n. duran varlık yatırımlarına ilişkin nakit çıkışları
cash in hand n. eldeki para
cash in hand n. eldeki nakit
cash in hand n. elde mevcut para
cash in hand n. elde bulunan para
cash in hand external n. harici kasa
shortage in the cash n. kasa açığı
cash in hand distributor n. kasa dağıtıcısı
surplus in the cash n. kasa fazlası
cash in hand n. kasa mevcudu
cash received from increase in short term liabilities n. kısa vadeli yabancı kaynak artışlardan sağlanan nakit
foreign currencies in cash and banks n. kasa ve bankalardaki döviz mevcutları
capital in cash n. mali sermaye
value in cash n. nakdi değer
funds in cash n. nakit fon
cash in reserve n. nakit değer
cash in transit n. nakil durumunda para
cash in-flows n. nakit girişleri
cash in transit n. nakil halindeki para
capital in cash n. nakdi sermaye
cash in transit n. nakil halinde para
pay in cash n. naki̇t ödeme
payment in cash n. naki̇t ödeme
increase in cash n. nakit artışı
payment in cash n. nakit olarak ödeme
guarantees received in cash n. nakit olarak alınan garantiler
contracts that may be settled in shares or cash n. ödemesi hisse alımı ya da nakitle yapılabilen sözleşmeler
cash in advance n. peşin para
guarantees paid in cash n. peşin ödenen garantiler
cash in advance n. peşin ödeme
cash in transit n. para nakliyesi
cash-in n. paraya dönüştürme
cash shorts discrepancies in the result of taking physical inventory and deliveries n. sayım ve tesellüm noksanları
cash over discrepancies in the result of taking physical inventory and deliveries n. sayım ve tesellüm fazlaları
cash items in process of collection n. tahsilat sürecindeki nakit kalemler
cash items in process of collection n. tahsil edilmekte olan nakit kalemler
cash received from increase in long term liabilities n. uzun vadeli yabancı kaynak artışlardan sağlanan nakit
pay in cash v. nakit ödeme yapmak
be in cash v. parası olmak
in cash and at once adv. nakden ve defaten
in cash and kind expr. ayni ve nakdi
value received in cash expr. bedeli para olarak alınmıştır
in cash expr. nakit olarak
in hard cash expr. nakit para ile
in cash expr. peşin olarak
Law
capital in cash n. nakdi sermaye
cash in hand expr. akçe
Politics
in cash or in kind expr. ayni veya nakdi olarak
Slang
cash in one's chips v. mortoyu çekmek
cash in one's chips v. mortu çekmek
cash in your chips [us] v. kumar masasından kalkmak/ayrılmak
cash in your chips [us] v. bir kumar oyunundan çıkmak/çekilmek
cash in your chips [us] v. bir şeye son verip ayrılmak
cash in your chips [us] v. bırakıp gitmek
cash in your chips [us] v. bir şeyden çekilmek