cob - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

cob

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "cob" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 38 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
cob n. erkek kuğu
cob n. küçük yuvarlak ekmek
cob n. midilli
cob n. topak
cob n. koçan
cob n. kısa bacaklı binek atı
cob n. kerpiç
cob n. mısır koçanı
cob n. vuruş
cob n. popoya vurma
cob n. küçük tahıl yığını
cob n. küçük saman yığını
cob n. genellikle silindir şeklindeki süt şekeri kristali dizisi
cob n. tepe kısım
cob n. baş kısım
cob v. geçmek
cob v. geride bırakmak
cob v. yenmek
cob v. galip olmak
cob v. üstün gelmek
cob v. düz bir cisimle dövmek
cob v. kürek çekmek
Trade/Economic
cob n. ispanyol amerikan doları
cob n. eskiden kullanılmış ispanyol amerikan doları sikkesi
Technical
cob n. küçük, yuvarlak kömür, cevher yığını
Construction
cob v. çamur bloklarla inşa etmek
cob v. duvardaki boşlukları çamur gibi maddeyle tıkamak
Mining
cob v. (cevheri) tasnif etmeden önce küçük parçalara ayırmak
cob v. atık malzemeleri (cevher topaklarından) el çekiçleriyle ayırmak
Food Engineering
cob n. mısır koçanı
Marine Biology
cob n. dere iskorpiti
Zoology
cob n. kobus cinsi antilop
cob n. örümcek
Ornithology
cob n. karakanatlı martı
Slang
cob n. (anüse sokulan) parmak
cob v. anüse hızla parmak sokmak
British Slang
cob n. ekmek parçası
cob v. atmak

Bedeutungen, die der Begriff "cob" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 39 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
corn cob n. mısır koçanı
mealie cob [africa] n. mısır koçanı
cob [dialect] [uk] n. öncü
cob [dialect] [uk] n. lider
cob [dialect] n. ringa balığı kafası
cob [africa] n. mısır başağı
cob [uk] n. yoncanın tohum başı
cob [dialect] [uk] n. hasır sepet
cob [dialect] [uk] n. sele
cob [dialect] [uk] v. (harman dövmek)
cob [dialect] [uk] v. zahmetsizce atmak
cob [dialect] [uk] v. öylece atıvermek
Colloquial
cob [uk] v. dövmek
cob [uk] v. poposuna şaplatmak
Idioms
have a cob on v. küplere binmek
have a cob on v. zıvanadan çıkmak
have a cob on v. tepesi atmak
have a cob on v. çileden çıkmak
have a cob on v. fenalık geçirmek
have a cob on v. afakanlar basmak
have a cob on v. tepesinin tası atmak
get a cob on v. küplere binmek
get a cob on v. zıvanadan çıkmak
get a cob on v. tepesi atmak
get a cob on v. çileden çıkmak
get a cob on v. fenalık geçirmek
get a cob on v. afakanlar basmak
get a cob on v. tepesinin tası atmak
Trade/Economic
close of business (cob) n. mesai bitimi
cob money n. (eskiden) abd'de ispanyol kolonilerinin çıkardığı gümüş sikke
Industry
cob (close of business) abrev. mesai bitimi
Technical
cob coal n. kelle kömür
cob coal n. yuvarlak kütleye sahip kömür
Construction
cob wall n. kerpiç duvar
Gastronomy
corn on the cob n. koçanda mısır
cob loaf [uk] n. yuvarlak ekmek
Botanic
cob [uk] n. fındık
Ornithology
sea cob n. büyük kara sırtlı martı
British Slang
cob on n. ruh hali