dökülmüş - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dökülmüş



Bedeutungen von dem Begriff "dökülmüş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dökülmüş spilt adj.
dökülmüş spilled adj.
dökülmüş decanted adj.
dökülmüş run-down adj.

Bedeutungen, die der Begriff "dökülmüş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 90 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
üstüne soda dökülmüş dondurma soda n.
hav (halıdan/kumaştan dökülmüş) fluff n.
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabuk veya derileri exuviae n.
üstüne soda dökülmüş dondurma ice-cream soda n.
(soyulmuş/dökülmüş) deri exuviation n.
(dökülmüş) kabuk exuviation n.
kelimelere dökülmüş worded adj.
dökülmüş (saç) tacky adj.
kabuğu ince pullar halinde dökülmüş (ağaç) exfoliated adj.
yaprakları dökülmüş defoliated adj.
havı dökülmüş (kumaş/halı) threadbare adj.
pul pul dökülmüş exfoliated adj.
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabuk veya derileriyle ilgili exuvial adj.
ticarete dökülmüş commercialised adj.
ticarete dökülmüş commercialized adj.
grafiğe dökülmüş graphed adj.
yazıya dökülmüş written adj.
yazıya dökülmüş written out adj.
saçı dökülmüş bald adj.
dişleri dökülmüş/dökük gummy adj.
aşırı ticarete dökülmüş hyper-commercialized adj.
aşırı ticarete dökülmüş hyper-commercialised adj.
eğilerek dökülmüş tilt adj.
fıçıya dökülmüş tunned adj.
çok fazla aşınmış ve dökülmüş kısımları olan kumaş havı mangey adj.
Colloquial
dökülmüş mürekkep spilled ink n.
kağıda dökülmüş ancak üzerinde düzenleme yapılmamış yazı spilled ink n.
notalara/kağıda dökülmüş müzik map n.
üzerine malt sirkesi dökülmüş kızarmış balık ve patates greasies [new zealand] n.
Idioms
saçları dökülmüş olmak/dökülmek be thin on top v.
saçları dökülmüş olmak/dökülmek get thin on top v.
saçları dökülmüş olmak be thin on top
Industry
pik demirinden dökülmüş ve hematit gibi bazı maddelerle ısıtılarak işlenebilir hale gelmiş mallara verilen ad malleable iron castings n.
yeni dökülmüş kalıp üstündeki metal fazlalığı çıkıntısı burr n.
(mürekkep silindiri) yeni dökülmüş green adj.
Technical
basınçlı dökülmüş modeller pressure cast patterns n.
dökülmüş şey spillage n.
dökülmüş maden cast n.
dökülmüş alaşım as-cast alloy n.
elektrikli eritmeyle dökülmüş tuğla electrocast brick n.
hassas dökülmüş metal precision cast metal n.
hassas dökülmüş alaşım precision cast alloy n.
kaynaşık dökülmüş tuğla refrakterler fused-cast brick refractories n.
kuma dökülmüş çelik parça sand-cast steel component n.
kuma dökülmüş parçalar sand-cast pieces n.
kuma dökülmüş dökme demir sand-cast cast iron n.
sürekli dökülmüş çelik kütük continuously cast steel billet n.
sürekli dökülmüş çelik slab continuously cast steel slab n.
sürekli dökülmüş çelik continuously cast steel n.
sürekli dökülmüş çelik yassıkütük continuously cast steel slab n.
sürekli dökülmüş çelikler continuous cast steels n.
alttan dökülmüş bottom cast adj.
dipten dökülmüş bottom poured adj.
fırından dökülmüş tapped adj.
hassas dökülmüş precision-cast adj.
eritmeli dökülmüş fused-cast adj.
havı dökülmüş threadbare adj.
elle dökülmüş hand-cast adj.
kuma dökülmüş sand-cast adj.
kaynaşık dökülmüş fused-cast adj.
kalıba dökülmüş cast adj.
kalıp halinde dökülmüş molded adj.
kalıp halinde dökülmüş moulded adj.
sürekli dökülmüş continuously cast adj.
tabandan dökülmüş bottom poured adj.
kalıba dökülmüş run adj.
Construction
taze dökülmüş betonun tesviyesinde kullanılan ahşap alet template n.
kalıba dökülmüş beton cast concrete n.
kalıpla dökülmüş beton öğe molded concrete unit n.
yeni dökülmüş beton gibi gereçleri belirli bir süre buhar basıncı altında otoklavda tutma autoclaving n.
kalıba dökülmüş nesne mould n.
(zift dökülmüş yol yüzeyi) bozulup dalgalanmak shove v.
kalıba dökülmüş molded adj.
kalıba dökülmüş moulded adj.
yerinde dökülmüş cast-in-place adj.
Medical
saçları dökülmüş atrichous adj.
Printing
kalıba yeni dökülmüş harfin gövdesindeki kaba metal püskürtüsü break n.
yeni dökülmüş hurufat yüzeyindeki pürüz pick n.
Gastronomy
üzerine malt sirkesi dökülmüş kızarmış balık ve patates fish and chips n.
tatlı olarak tüketilen veya kalıba dökülmüş salatalarda kullanılan aromalı bir jelatin jello n.
üzerine malt sirkesi dökülmüş kızarmış balık ve patates machi chips [hinglish] n.
Zoology
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabuk veya derisi exuvia n.
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabukları veya derileri exuviation n.
Breeding
yününün bir kısmı dökülmüş koyun rosella n.
Military
dökülmüş mayınlar jettisoned mines n.
Sport
(araba yarışında) parkurdan çıkan araçları yavaşlatmak için kullanılan çakıl dökülmüş geniş alan kitty litter n.
Music
yazılı/basılı/notalara/kağıda dökülmüş müzik (eseri) sheet music n.
notaya dökülmüş parçanın (kulak eğitimi için) çalınması veya söylenmesi dictation n.
Ornithology
eski tüyleri dökülmüş (kuş) moulten adj.
eski tüyleri dökülmüş (kuş) molten adj.