dealing - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dealing

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "dealing" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 13 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
dealing n. yaklaşım
dealing n. alışveriş
dealing n.
dealing n. dağıtma
dealing n. ilişki
dealing n. davranış
dealing n. uğraşma
dealing n. muamele
dealing n. ticaret
Trade/Economic
dealing n. alışveriş
dealing n.
dealing n. ticaret
dealing n. ticari işlem

Bedeutungen, die der Begriff "dealing" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 60 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
dealing with n. ilgilenme
General
cattle dealing n. hayvancılık
fraudulent dealing n. batakçılık
drug dealing n. zehir tacirliği
wheeling and dealing n. üçkağıt
plain dealing n. açık davranma
double dealing n. ikiyüzlülük
dealing ways n. başa çıkma yolları
dealing own account n. kendi hesabına işlem yapma
double dealing n. iki yüzlülük
plain dealing n. dürüstlük
wheeling and dealing n. alavere dalavere
double-dealing n. dolandırıcılık
dealing with n. ile ilgilenme
dealing with n. ile iştigal etme
double-dealing n. ikiyüzlülük
wheeler-dealing n. üçkağıt
wheeler-dealing n. entrika
mode of dealing n. ilgilenme tarzı
art dealing n. sanat simsarlığı
the means of dealing with n. ile mücadele araçları
wheeler-dealing v. ilişkisi olmak
dealing justly adj. adil
double-dealing adj. ikiyüzlü
double-dealing adj. iki yüzlü
double-dealing adj. aldatıcı
double-dealing adj. acem kılıcı gibi
double-dealing adj. sahte
plain-dealing adj. açık davranan
plain-dealing adj. açık
double-dealing adj. dolandırıcı
double-dealing adj. yalancı
double-dealing adj. ahlaksız
double-dealing adj. hain
double-dealing adj. düzenbaz
double-dealing adj. şerefsiz
Colloquial
dealing drugs expr. uyuşturucu ticareti
Speaking
we don't know what we're dealing with here expr. neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz
you don't know who you're dealing with expr. kiminle uğraştığını bilmiyorsun
we got no idea what we're dealing with here expr. neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz
Trade/Economic
dealing spread n. al-sat farkı
share dealing n. hisse senedi alımı ve satımı yapma
share dealing n. hisse senedi ticareti
share dealing n. hisse senedi ticareti yapma/yapan kimse
dealing securities n. işlem gören menkul kıymetler
insider dealing n. içerden alıp satma
way of dealing n. işleri yönetme tarzı
self-dealing n. kendi çıkarına işlem
self-dealing n. kendi yararına işlem
retail dealing n. perakendecilik
official dealing n. resmi işlem
exclusive dealing n. tek satış
insider dealing n. tüyo alarak alıp satma
Law
course of dealing n. sözleşmede tarafların kararlaştırmış oldukları önceki benzer şartları uygulayarak anlaşılmayan veya yorumlanması gereken hususları açıklığa kavuşturmaları
drug dealing n. uyuşturucu tacirliği
Politics
fair dealing n. dürüst iş yapma
Computer
dealing interface n. kullanıcı arayüzü
Geography
plain dealing n. louisiana eyaletinde yerleşim yeri
Card
dealing box n. faro oyunu kart dağıtma kutusu
Slang
drug dealing n. torbacılık