Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
derece derece olan
Bedeutungen von dem Begriff
"derece derece olan"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
derece derece olan
gradual
adj.
Bedeutungen, die der Begriff
"derece derece olan"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 49 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
belirli bir konuya son derece yabancı olan insan topluluğu (bihaber kitle)
uninitiate
n.
2
General
son derece tehlikeli bir görevi olan asker
perdu [obsolete]
n.
3
General
son derece tehlikeli görevi olan asker
perdue [obsolete]
n.
4
General
son derece akıllı olan adam
solomon
n.
5
General
ikinci derece statüsü olan
associate
adj.
6
General
son derece ve bariz suç olan
heinous
adj.
Idioms
7
Idioms
(birine/bir şeye) karşı olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirme
about-face (on someone or something)
n.
8
Idioms
(birine/bir şeye) karşı olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirme
about-face (on someone or something)
n.
9
Idioms
(bir şeye) karşı olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirme
about-face on (something)
n.
10
Idioms
(birine/bir şeye) olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirmek
have about-face (on someone or something)
v.
11
Idioms
(birine/bir şeye) olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirmek
do about-face (on someone or something)
v.
12
Idioms
(bir şeye) karşı olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirmek
have about-face on (something)
v.
Law
13
Law
birinci derece ceza yargılama yetkisi olan yargıç
recorder
n.
Politics
14
Politics
siyasi görüşleri son derece radikal olan grup
the lunatic fringe
n.
15
Politics
seçimde ikinci derece göreve aday olan kimse
running-mate
n.
16
Politics
yüksek derece ihtiyat ve sorgusuz bağlılıkla ele alınacak olan
sensitive
adj.
Technical
17
Technical
başlıca görevi ikinci derece elektronlar yaymak olan elektrot
dynode
n.
18
Technical
manyetik deklinasyonu 0 derece olan bir noktadan geçen düşünsel bir hat
agonic line
n.
Computer
19
Computer
mesaj yazarken son derece rahat olan kimse
textrovert
n.
Textile
20
Textile
görünüşü ipeğe benzeyip ısı yalıtma özelliği son derece yüksek olan sentetik elyaf
orlon
n.
Marine
21
Marine
öncekiyle 180 derece farklı yönde olan (seyir, rota)
reciprocal
adj.
Medical
22
Medical
yaşam alanları deniz suyu ve kabuklu deniz ürünleri olan yüksek ölüm oranına sahip son derece tehlikeli bir bakteri türü
vibrio vulnificus
n.
Math
23
Math
küresel yüzeyler ile bağıntılı olan dördüncü derece denklemli yüzey
cyclide
n.
Geometry
24
Geometry
180 ile 360 derece arasında olan (açı)
reflex
adj.
Chemistry
25
Chemistry
bağları kuvvetli veya son derece stabil olan atom çekirdeklerinin nötron veya proton sayıları
magic number
n.
26
Chemistry
180 derece döndürüldüğünde bir parçası diğerine paralel olacak şekilde ikiz yapısı olan
hemitropal
adj.
Marine Biology
27
Marine Biology
tetraodontidae familyasına ait, çoğu son derece zehirli olan, pulsuz tropik deniz balıklarına verilen ad
toadfish
n.
Astronomy
28
Astronomy
muazzam miktarda enerji ve ışık yayan ve teleskopla bakınca yıldız benzeri bir görünüme sahip olan gökada dışındaki son derece yaşlı ve uzak gök cismi
quasi-stellar object
n.
29
Astronomy
muazzam miktarda enerji ve ışık yayan ve teleskopla bakınca yıldız benzeri bir görünüme sahip olan gökada dışındaki son derece yaşlı ve uzak gök cismi
quasi-stellar radio source
n.
30
Astronomy
muazzam miktarda enerji ve ışık yayan ve teleskopla bakınca yıldız benzeri bir görünüme sahip olan gökada dışındaki son derece yaşlı ve uzak gök cismi
quasar
n.
31
Astronomy
doksanıncı derece ile ilgili olan
nonagesimal
adj.
Zoology
32
Zoology
dişisi son derece zehirli olan bir amerikan örümceği
black widow (latrodectus mactans)
n.
Botanic
33
Botanic
fincan şeklinde belirgin bir tabana olan son derece zehirli beyaz renkli bir mantar
destroying angel (amanita phalloides)
n.
34
Botanic
fincan şeklinde belirgin bir tabana olan son derece zehirli beyaz renkli bir mantar
death cup
n.
35
Botanic
fincan şeklinde belirgin bir tabana olan son derece zehirli beyaz renkli bir mantar
death cap
n.
36
Botanic
fincan şeklinde belirgin bir tabana olan son derece zehirli beyaz renkli bir mantar
death angel
n.
37
Botanic
fincan şeklinde belirgin tabanı olan son derece zehirli beyaz bir mantar
destroying angel (amanita verna)
n.
38
Botanic
fincan şeklinde belirgin tabanı olan son derece zehirli beyaz bir mantar
fool's mushroom
n.
39
Botanic
çiçekleri eflatun renginde olan son derece gösterişli bir bitki
godetia
n.
40
Botanic
çiçekleri eflatun renginde olan son derece gösterişli bir bitki
farewell to spring
n.
41
Botanic
çiçekleri eflatun renginde olan son derece gösterişli bir bitki
clarkia amoena
n.
Education
42
Education
uluslararası geçerliliği olan diploma/lisans derecesi/unvan/derece
internationally recognized degree
n.
43
Education
derece sahibi olan
degreed
adj.
Environment
44
Environment
çevreye son derece tehlikeli olan yüksek konsantrasyonlu radyoaktif bileşenler içeren (nükleer atık)
high-level
adj.
Geography
45
Geography
pusulada kuzeydoğudan bir derece daha doğuda olan yön
nebe (northeast by east)
n.
46
Geography
pusulada kuzeydoğudan bir derece daha kuzeyde olan yön
nebn (northeast by north)
n.
Music
47
Music
belirli bir sesin sekiz diyatonik derece üstünde veya altında olan ses
octave
n.
48
Music
aralarında bir diyatonik derece olan iki notanın armonik kombinasyonu
second
n.
Mythology
49
Mythology
arnavut mitolojisine göre son derece güzel olan dağ tanrıları
perit
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of derece derece olan
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy