dindar - Türkisch Englisch Wörterbuch

dindar

Bedeutungen von dem Begriff "dindar" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 26 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
dindar devout adj.
Mr. Bord has remained a devout Protestant all his life.
Bay Bord, tüm hayatı boyunca dindar bir Protestan olarak kaldı.

More Sentences
dindar religious adj.
He was a religious person before he became an atheist.
Ateist olmadan önce dindar biriydi.

More Sentences
dindar religionist n.
General
dindar devotee n.
The charity was organized by a Muslim devotee.
Hayır etkinliği dindar bir Müslüman tarafından organize edilmişti.

More Sentences
dindar pious adj.
You can tell Mrs. Evan is pious at first glance.
Bayan Evan'ın dindar olduğunu ilk bakışta anlayabilirsiniz.

More Sentences
dindar religious adj.
I do not come from a religious family.
Dindar bir aileden gelmiyorum.

More Sentences
dindar holy adj.
Her father lived a holy life.
Babası dindar bir hayat yaşadı.

More Sentences
dindar godly adv.
Nothing can substitute peace in any godly family.
Dindar bir ailede huzurlu olmanın yerini hiçbir şey tutamaz.

More Sentences
dindar religieuse n.
dindar votary n.
dindar idolastre [obsolete] n.
dindar idolater n.
dindar godfearing adj.
dindar faithful adj.
dindar prayerful adj.
dindar god-fearing adj.
dindar frum (yiddish) adj.
dindar gracious adj.
dindar heavenly-minded adj.
dindar fanatical adj.
dindar devotional n.
Religious
dindar fanatic n.
dindar religiose adj.
Archaic
dindar devote adj.
dindar feal adj.
Slang
dindar orth n.

Bedeutungen, die der Begriff "dindar" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 78 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dindar olmak be religious v.
My grandmother thinks that I am religious.
Büyükannem dindar olduğumu düşünüyor.

More Sentences
Speaking
dindar mısın? are you religious? expr.
Are you religious?
Dindar mısın?

More Sentences
General
ikiyüzlü dindar tartufe n.
dindar geçinen tartufe n.
ikiyüzlü dindar tartuffe n.
dindar kişi religious person n.
dindar geçinen tartuffe n.
dindar nesil pious generation n.
dindar geçinme tartuffery n.
dindar geçinme tartuffism n.
dindar olmayan kimse nonreligious person n.
dindar eğilim pious disposition n.
dindar yaşamaya yemin eden kimse (keşiş, rahibe) votary n.
aşırı derecede dindar kimse holier-than-thou n.
dindar kimse holy joe n.
göstermelik dindar kimse holy willie n.
dindar kadın idolatress n.
dindar kimse devote [obsolete] n.
dindar kimse devout [obsolete] n.
dindar erkek devot n.
dindar kimse devoto n.
dindar kadın dévote n.
vecd ile kendinden geçmiş dindar kimse convulsionary n.
dindar olmayan kimse stranger n.
dindar olmak be devout v.
çok dindar devoutly religious adj.
dindar olmayan nonreligious adj.
göstermelik dindar sanctimonious adj.
dindar geçinen tartuffish adj.
dindar olmayan hickory adj.
dindar geçinen goody-goody adj.
görünüşte dindar olan pious adj.
oldukça dindar semipious adj.
biraz dindar semipious adj.
dindar bir şekilde devoutly adv.
dindar bir şekilde godly adv.
dindar bir şekilde piously adv.
dindar bir şekilde godlily adv.
dindar bir şekilde devotionally adv.
Phrasals
dindar bir şekilde yaşamak saint it v.
Colloquial
(aşağılayıcı) koyu dindar evanjelik hristiyan grubu godsquad n.
sözde dindar craw-thumper [ireland] n.
Idioms
dindar kadın woman of god n.
kilisede çok dindar kimselerin oturduğu köşe amen corner n.
dindar kimse a man of the cloth n.
dindar kimse a man of god n.
gereğinden fazla dindar olmak be more catholic than the pope v.
dini bütünden daha dindar olmak be more catholic than the pope (himself) v.
aşırı dindar olmak be more catholic than the pope (himself) v.
gereğinden fazla dindar olmak outpope the pope v.
aşırı dindar olmak outpope the pope v.
Politics
dindar kesim religious section n.
toplumun dindar kesimi religious section of society n.
Religious
iran'da dindar veya derviş abdal n.
yahudi yasalarına ve ayinlerine sıkı şekilde uyulmasını teşvik etmek amacıyla 3.yy'da kurulan dindar bir tarikatın inanç ve uygulamaları chasidism n.
yahudi yasalarına ve ayinlerine sıkı şekilde uyulmasını teşvik etmek amacıyla 3.yy'da kurulan dindar bir tarikatın inanç ve uygulamaları chassidism n.
dindar kimse religionary n.
dinine içtenlikle sadık olan dindar kimseler the devout n.
kilisedeki bir grup dindar amen corner n.
dindar olmama ungodliness n.
dinginciliği benimsemiş dindar kimse quietist n.
(hristiyanlık'ta) dünyevi zevklerden feragat ederek münzevi yaşam süren dindar kimse renunciate n.
dindar kimse pietist n.
dindar kimse sati n.
dindar kadınların yardım amaçlı oluşturduğu cemaat sisters of charity n.
kalbim temiz diyen dindar solifidian n.
tanrının da isa ile beraber çarmıhta acı çekerek öldüğünü savunan dindar patripassian n.
dindar olmayan undevout adj.
dindar olmayan unevangelical adj.
aşırı derecede dindar hyperorthodox adj.
(hristiyanlık'ta) dünyevi zevklerden feragat ederek münzevi yaşam süren dindar kimseye ait veya ilişkin renunciate [rare] adj.
dindar olmayan indevout adj.
bir parça dindar olan semireligious adj.
Archaic
dindar kimse devotionist n.
Slang
dindar mahkum rev n.
aşırı dindar kimse holy joe n.
British Slang
kilise üyesi dindar kimse devil dodger n.
dindar tayfa god squad n.