yön - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yön



Bedeutungen von dem Begriff "yön" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Archaic
yon şurada
yon orada
yon ötede
yon ötedeki
yon şuradaki
yon oradaki

Bedeutungen von dem Begriff "yön" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 41 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yön aspect n.
yön direction n.
yön way n.
General
yön turn n.
yön regard n.
yön channel n.
yön sense n.
yön rubric n.
yön weather n.
yön bearings n.
yön complexion n.
yön quarter n.
yön party n.
yön side n.
yön streak n.
yön facet n.
yön respect n.
yön way n.
yön course n.
yön direction n.
yön orientation n.
yön bearing n.
yön tack n.
yön airt n.
yön wa [scotland] n.
yön idol [obsolete] n.
yön confrontment [obsolete] n.
yön coast [obsolete] n.
yön duct [obsolete] n.
yön point n.
yön in terms of prep.
yön dir. (direction) abrev.
Trade/Economic
yön course n.
Technical
yön trend n.
yön direction n.
yön way n.
yön run n.
Aeronautic
yön bearing n.
Marine
yön steering n.
yön set n.
Chemistry
yön handedness n.

Bedeutungen, die der Begriff "yön" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yön göstergeleri directional signs n.
roket yön göstericisi misille guidance n.
rüzgarın estiği yön windward n.
saptırıcı yön deflector n.
zayıf yön foible n.
namazda yönelinen yön qibla n.
yön tayini bearings n.
modaya yön veren/etkileyen kişi veya grup taste maker n.
yön değiştirme swing n.
manyetik pusulanın iğnesince gösterilen yön magnetic north pole n.
yön (bir hareketin) tack n.
yön oku direction arrow n.
geminin rüzgara göre yaptığı yön değişikliği tack n.
yön (bir yelkenlinin) tack n.
roket yön gösterimi missile guidance n.
alçak frekans yön bulucusu low frequency direction finder n.
yön bulma işareti landmark n.
ters yön retrograde n.
yön bulma direction finding n.
manyetik bir iğne aracılığıyla yön belirten pusula magnetic compass n.
yön verme collimating n.
yön değiştirme veer n.
rüzgarın geldiği yön upwind n.
yön değiştirme chops and changes n.
yön (bir düşüncenin takip ettiği) tack n.
ana yön the cardinal point n.
zıt yön opposite direction n.
ortak yön common direction n.
bir aracın gitmekte olduğu yön course n.
yön duyusu sense of direction n.
elverişsiz koşullara yön veren kişi handicapper n.
radyo yön bulucuları radio direction finders n.
yön gösterici tabela direction sign n.
doğru yön right direction n.
yön duygusu bump of locality n.
yön kestirme yeteneği sense of direction n.
yön duygusu sense of direction n.
yön belirleme boning n.
yön değiştirme deflection n.
(yön) saptırma deflection n.
yön levhası destination board n.
bellini-tosi yön bulucusu bellini-tosi direction finder n.
ortak yön community n.
ters yön reverse direction n.
güçlü yön strength n.
karşılaştırmada eksik yön pale in comparison n.
aksi yön opposite direction n.
güçlü yön one's strength n.
yön bulma yeteneği sense of direction n.
yön bulma hissi sense of direction n.
olumlu yön positive side n.
olumsuz yön negative side n.
yan yön side n.
iyi yön good side n.
kötü yön bad side n.
yön tabelası fingerpost n.
yön tabelası direction sign n.
yön levhası direction sign n.
yön oku directional arrow n.
yön değiştirme deflexion n.
(yön) saptırma deflexion n.
olumlu yön/taraf upside n.
yasal yön legal aspect n.
yön bulma navigation n.
köpek podyumda iken, köpeğin dikkatini çekip hareketlerine yön verilmesi double handling n.
yön duygusu sense of direction n.
yön kartı card n.
cazip yön captation [obsolete] n.
yön değiştirme change of direction n.
karara yön veren şey tribunal n.
yargıya yön veren şey tribunal n.
yön değiştirme yeri turnoff n.
piyasaya yön veren güçlü kurum eight-hundred-pound gorilla n.
yön bulma becerisi sense of direction n.
ani yön değişikliği jog n.
yön bulma işareti meith [scotland] n.
yön tabelası mercury [obsolete] n.
farklı ve modaya yön veren tarz high style n.
birincil yön highway n.
iyi bilinen yön highway n.
pusulada ana yön hinge [obsolete] n.
zararlı veya rahatsız eden yön mischief n.
yanlış yön misdirection n.
yanlış yön misturn n.
tatsız yön lowlight n.
vasat yön lowlight n.
oyunda yön game n.
zıt yön rightabout n.
ters yön rightabout n.
hakim yön grain n.
yön üzerindeki etki rudder n.
yön veren araç rudder n.
yön değiştiren araç rudder n.
aniden yön değiştirme chuck n.
politikaya yön verme veya sesini duyurma fırsatını elinden alma disenfranchisement n.
politikaya yön verme veya sesini duyurma fırsatını elinden alma disenfranchisement n.
zayıf yön weak side n.
yön belirsizliği indetermination n.
tuhaf yön curiosity n.
büyüleyici yön fascination n.
modaya yön veren kimse fash pack n.
modaya yön veren kimse fashion arbiter n.
zayıf yön feet of clay n.
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası finger post n.
yön tabelası fingerboard n.
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası fingerboard n.
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası fingerpost n.
yön duygusunun ayarlanması orientation n.
(körling taşı) yön değiştirme pull n.
yelkenlinin rüzgar nedeniyle yön değiştirmesi tack n.
(rüzgar, akıntı) yön set n.
yer yön duygusu bearings n.
saygı uyandıran yön ve özellikler beauty n.
göreceli yön prospect n.
güneye bakan yön southward n.
(pusulada) yön bearing n.
koşarak yön bulma orienteering n.
yön değiştirmek chop about v.
yön değiştirmek (gemi) put about v.
yanlış yön göstermek misdirect v.
yön değiştirmek change direction v.
yön değiştirmek put about v.
yön değiştirmek veer v.
yön değiştirmek haul off v.
yön değiştirmek go about v.
yön değiştirmek come over v.
yön değiştirmek avert v.
yön değiştirmek shift v.
yön değiştirmek (rüzgar) shift v.
yön değiştirmek haul up v.
yön değiştirmek chop round v.
yön değiştirmek haul v.
yeniden yön vermek reorient v.
yön bulmak find direction v.
yön göstermek give someone a direction v.
trafiğe yön vermek divert the traffic v.
yön göstermek nudge somebody in direction v.
yön göstermek point somebody in direction v.
yeni bir yön çizmeye karar vermek veer off in a new direction v.
geleceğine yön vermek shape one's future v.
yön almak take course v.
yön almak take route v.
yön almak take a path v.
yön değiştirmek cut v.
iyi yön vermek take a good turn v.
yön vermek take turn v.
yön değiştirmek change the direction v.
yön vermek address v.
kuzey yarımkürede saat yönünün tersine yönde ve güneyde saat yönünde yön değiştirmek back v.
aniden yön değiştirmek cant v.
yön vermek channel v.
yön değiştirmek throw about v.
birden yön değiştirmek zig v.
birden yön değiştirmek zag v.
yön vermek wise v.
yön değiştirmek whimple v.
hızla yön değiştirtmek whipsaw v.
yön değiştirmek break v.
yanlış yön göstermek misderive [obsolete] v.
yön değiştirmek depart v.
keskin şekilde yön değiştirmek dip v.
yön göstermek direction v.
birden yön değiştirmek overcome [obsolete] v.
bakışları sürekli yön değiştirmek roll v.
(koşum hayvanları) sahibin verdiği yön talimatlarına uymak gee v.
(koşum hayvanı) sahibin verdiği yön talimatlarına uymak gee ho v.
(haritayı) herhangi iki nokta arasındaki yön çizgisi doğadaki konumuna karşılık gelene kadar döndürmek orient v.
yön levhalarıyla işaretlemek signpost v.
yön belirtmek signpost v.
yön göstermek signpost v.
(meseleye) gereken doğrultuda yön vermek slant v.
yön değiştirmek change v.
yön verici collimating adj.
durmadan yön değiştiren choppy adj.
yön değiştiren (rüzgar) choppy adj.
yön değiştirdi shifted adj.
tek yön one way adj.
yön sinyali alan directional adj.
yön ile ilgili directional adj.
yön değiştiren veerable adj.
aniden yön değiştiren broken adj.
görüntüyle yön belirleyen optic adj.
politikaya yön verme hakkı alınmış disenfranchized adj.
politikaya yön verme hakkı alınmış disenfranchised adj.
yön şaşırtıcı disorientating adj.
saban hareketi gibi dönüşümlü yön değiştiren ploughwise adj.
yön verilmiş shaped adj.
yön levhalarıyla işaretlenmiş signposted adj.
ters yön reverse adj.
yön/konum değiştirmeden true adv.
ilk pusula noktasından yarım yön ötede half adv.
yön dışında impolarily [obsolete] adv.
pusulanın güneydoğu ile doğu arasında gösterdiği yön sebe (southeast by east) abrev.
pusulanın güneydoğu ile güney arasında gösterdiği yön sebs (southeast by south) abrev.
Phrasals
yön değiştirmek cast about v.
yön değiştirmek cast around v.
yön değiştirmek come round v.
yön çizgisinden sapmak fall away v.
yön değiştirmek pivot around (something) v.
yön değiştirmek train off v.
belli bir tutumla yönlendirmek/yön vermek lead by v.
yön değiştirmek tail away v.
yön değiştirmek tail off v.
(ile) yön vermek steer with v.
(gemi) dönmek/yön değiştirmek come about v.
yön değiştirmek cut off v.
birden yön değiştirmek veer away from (someone or something) v.
(yol) u dönüşüne yakın yön değiştirmek switch back v.
(bir şeye/tarafa) doğru yön değiştirmek sway to (something) v.
(bir şeye/tarafa) doğru yön değiştirmek sway toward (something) v.
(bir şeye, görüşe, inanca, duyguya) doğru yön değiştirmek swing to (something) v.
(bir şeye, görüşe, inanca, duyguya) doğru yön değiştirtmek swing to (something) v.
(başkalarının düşüncelerine/kararlarına göre) yön değiştirmek drift with (something) v.
yön değiştirmek glance away v.
Phrases
(biriyle/bir şeyle) ortak (özellik, yön) in common (with someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) müşterek (yön, özellik) in common (with someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) benzer (yön, özellik) in common (with someone or something) expr.
Colloquial
doğru yön right direction n.
(basketbol) savunma oyuncusunu ekarte etmek için belli bir doğrultuda top sürerken aniden yön değiştirme crossover n.
(buz pateni) hız kazanmak ya da yön değiştirmek üzere ayakları birbiri ardına hareket ettirme crossover n.
tarz bir yön snazz n.
diğer bir yön the other thing n.
geleceğe yön vermek steer the future v.
geleceğe yön vermek shape the future v.
Idioms
vicdana yön veren ilkeler dictates of conscience n.
rüzgara/havaya göre yön değiştirme a change of tack n.
zayıf yön blind side n.
piyasaya yön veren güçlü kurum 800-pound gorilla n.
zayıf yön blind side n.
iyi yön redeeming feature n.
avantajlı olduğu yön/taraf long suit n.
birinin avantajlı olduğu yön/taraf one's long suit n.
bir şeyin çarpıcı bir şekilde yön değiştirmesi turn of the tide n.
olayların bir tarafın yararına olacak şekilde yön değiştirmesi turn of the tide n.
akıntının yön değiştirmesi turn of the tide n.
bir şeyin çarpıcı bir şekilde yön değiştirmesi turning of the tide n.
olayların bir tarafın yararına olacak şekilde yön değiştirmesi turning of the tide n.
bilinmeyen bir şey/yön/nokta a blind spot n.
iyi yön a bright spot n.
iyi yön the bright spot n.
pozitif yön better angels n.
iyi/olumlu yön bright side n.
iyi yön bright spot n.
olumlu taraf/yön/yan bright spot n.
vicdana yön veren ilkeler the dictates of conscience [cliché] n.
iyi yön the bright side n.
karşılaştırmada eksik yön pale by comparison v.
yönlendirmek/yön göstermek point the way v.
yön/istikamet değiştirmek change tack v.
yön/istikamet değiştirmek try a different tack v.
yön değiştirmek change course v.
sahada yön değiştirmek reverse (one's) field v.
bir geminin rüzgarın estiği yön bakımından düşmanından avantajlı konumda olması get the weather gage of (someone or something) v.
tartışmaya/eyleme yön vermek hold the stage v.
yön belirlemek blaze a way v.
aniden (bir tarafa doğru) yön değiştirmek jog to (some direction) v.
sahada yön değiştirmek reverse field v.
her yön all points of the compass expr.
her yön every point of the compass expr.
ifade edilmesi güç bir yön/taraf there's something about (someone or something) expr.
yanlış yön off the beam expr.
her yön/açı whole megillah expr.
her yön/açı whole schmeer expr.
akımın gittiği yön where the puck is going expr.
modanın gittiği yön where the puck is going expr.
son gelişmelerin gittiği yön where the puck is going expr.
rüzgarın estiği yön where the puck is going expr.
akımın gittiği yön where the puck is heading expr.
modanın gittiği yön where the puck is heading expr.
son gelişmelerin gittiği yön where the puck is heading expr.
rüzgarın estiği yön where the puck is heading expr.
Speaking
hangi yön? which direction? expr.
Trade/Economic
işletmeye yön veren amaç business driver n.
parasal yön monetary aspect n.
reel yön real aspect n.
sektöre yön verenler movers and shakers n.
ticarette yön değiştirme trade diversion n.
yön belirleme orientation n.
(bir sektöre vb.) yön veren mover and shaker n.
(bir sektöre vb.) yön verenler movers and shakers n.
eksik yön soft spot n.
ekonomiye yön vermek steer the economy v.
ekonomiye yön vermek direct the economy v.
Law
giriş izni veren yön veya geçiş order n.
Politics
devlet politikasına yön verenler state policymakers n.
siyasete yön verenler policy makers n.
stratejik yön strategic direction n.
yön vermek dominate v.
Insurance
varış limanının buzlanma nedeniyle malın boşaltılmasına elverişli olmaması dolayısıyla geminin en yakın bir diğer limanda malı boşaltabilmesi için yön değiştirmesine izin veren hüküm ice deviation clause n.
Technical
rüzgar yön ölçeri air sock n.
rüzgar yön göstergesi air sock n.
rüzgar yön ölçeri air-sleeve n.
rüzgar yön göstergesi air-sleeve n.
araba, uçak ve gemilerde yön ve konum bulmayı sağlayan aparat navigator n.
akıllı yön bulma sistemi navigation n.
akımın yön değiştirmesi deflection of current n.
alçak frekans yön bulucusu low frequency direction finder corrector n.
altıgensel sıkı istifli yön hexagonal close-packed direction n.
ana yön cardinal point n.
ana yön main path n.
ana yön etkisi cardinal point effect n.
beş ağızlı yön kontrol valfi five-port directional control valve n.
boylamasına yön longitudinal direction n.
bakışımsız yön sapma asymmetrical deflection n.
bellini tosi yön bulucusu bellini tosi direction finder n.
boyuna yön longitudinal direction n.
buhara yön verme steam steering n.
çapraz yön cross direction n.
dört yollu yön kontrol valfi four port directional control valve n.
dört ana yön cardinal points n.
enine yön cross direction n.
görüntü analizi yaparak konum ve yön bulma visual odometry n.
güneşin battığı yön west n.
geri yön kavramalı şanzıman geri vitesi reverse gear n.
hattın yön değiştirme gecikmesi line turnaround n.
ileri yön kavraması forward clutch n.
itibari yön tayini assumed orientation n.
ileri-geri yön forward-reverse-lever n.
katot ışınlı yön bulucu cathode ray direction finder n.
nispi yön relative bearing n.
otomatik yön bulucu automatic direction finder n.
otomatik yön ölçümü automatic hearing measurement n.
radyo dalgaları yön algılayıcı radio compass n.
rüzgar yön ölçeri windsock n.
rüzgar yön ve süratinin anı olarak büyük oranda değişmesi windshear n.
rüzgar yön göstergesi wind sock n.
rüzgar yön göstergesi wind tee n.
sağlam yön head grain n.
radyo ile yön bulma direction finder n.
radyo işaretlerinin alındığı yön radio bearing n.
rüzgar yön göstergesi wind sleeve n.
sıkı istifli yön close packed direction n.
telsiz yön bulucu radio direction finder n.
tek yön sabitlenmiş plak one-way reinforced slab n.
tek yön akış valfi check valve n.
tek yön kavraması one way clutch n.
tek yön sabitlenmiş plak one-way reinforced plate n.
tek yön one direction n.
uçağa yerde yön verme steering n.
uzun yön longitudinal direction n.
yön gösterici direction indicator n.
yön bulucu direction finder n.
yön değiştirme kulesi junction tower n.
yön verici anten frame serial n.
yön seçici direction selector n.
yön değiştirme gecikmesi turnaround time n.
yön değiştirme kanadı reversing blade n.
yön seçiciliği directivity n.
yön değiştirme şalteri reversing switch n.
yön tuşu direction key n.
yön değiştirici deflector n.
yön değiştirmesi polarity reversal n.
yön değiştirme valfi change valve n.
yön belirten sinyal direction indicator n.
yön değiştirme kontaktörü reversing contactor n.
zayıf elektrik akımı yön bulucusu galvanoscope n.
yön göstergesi direction indicator n.
yön imleci index of direction n.
yön rehberi azimuth guidance n.
yön değiştirme supapu the waste gate valve n.
yön sinyali direction indicator n.
yön değiştirme valfi change-over valve n.
yön işaretleri signage n.
yol kaplaması üzerindeki yön gösterin işaretler directional road way n.
yön belirteçleri direction indices n.
yön değiştirme vanası flow diversion valve n.
yön denetim valfi direction control valve n.
yön değiştirme sürgülü valfi change slide valve n.
yön belirleme rotation n.
yön göstergesi sivici turn signal switch n.
yön değiştirici valf diverter valve n.
yön değiştirme deflection n.
yön değiştirme deflexion n.
yön verici collimator n.
yön verme aracı sighting device n.
yön verme guide n.
yön bulucu çabuk anten direction finder antenna n.
yön valfi direction valve n.
yön şalteri direction switch n.
yön bulucu position finder n.
yön göstergesi turn signal n.
yön kazığı directing staff n.
yön değiştirici merdane bending roll n.
yön bulma direction finding n.
yön bağımlı ışıyıcı anisotropic radiator n.
yön değiştirme hücresi reversing chamber n.
kilit sürgüsünün sivrildiği yön bevel n.
(araca) direksiyon ile yön veren kimse wheelsman n.
yön bulucu goniometer n.
yön belirleme ağı fixer network n.
radyo veya radarlı yön bulma kurulumlarından oluşan kombinasyon fixer network n.
yön belirleme ağı fixer system n.
radyo veya radarlı yön bulma kurulumlarından oluşan kombinasyon fixer system n.
yön vermek direct v.
bir çizgi veya yön üzerinde tekdüze hareket eden translational adj.
bir çizgi veya yön üzerinde tekdüze hareket eden translatory adj.
bir çizgi veya yön üzerinde tekdüze hareket ile ilgili translatory adj.
ışık etkisiyle yön değiştiren heliotropic adj.
tek yön sabitlenmiş one-way slab adj.
tek yön one way adj.
bir çizgi veya yön üzerinde tekdüze hareket ederek translationally adv.
Computer
alt yön tepsi face-down tray n.
ana yön main path n.
arka üst yön rear face-up n.
çift yön modu duplexmode n.
hattın yön değiştirme gecikmesi line turnaround n.
imleç yön tuşu cursor movement key n.
otomatik yön ölçümü automatic bearing measurement n.
radyo ile yön bulma direction finder n.
telsizle yön bulma radio direction finder n.
yön tuşu direction key n.
yön değiştirici anahtar change-over switch n.
yön tuşları directional pad n.
yön tuşları direction keys n.
yön değiştirmesi polarity reversal n.
yön tuş takımı directional pad n.
yön tuşları joypad n.
yön tuşları d-pad n.
yön tuş takımı joypad n.
yön değiştirme süresi modem turnaround time n.
yön saptırma deflection n.
yön tuşu arrow key n.
yön saptırma deflexion n.
yön tabelası signpost n.
yön tuş takımı d-pad n.
yön değiştirme gecikmesi turnaround time n.
yön saptırıcı deflector n.
yön göster view direction expr.
Informatics
imleç yön tuşu cursor movement key n.
referans yön reference direction n.
yön bulucu direction finder n.
yön tuşları direction keys n.
yön değiştirici anahtar change-over switch n.
yön bağımlı anisotropic adj.
Telecom
analog hücreler arası aktarım yön mesajı anolog handoff direction message n.
hattın yön değiştirme gecikmesi line turnaround n.
hızlı ileri yön fast forward n.
ileri yön veri kanalı forward data channel n.
telsiz yön bulucu radio direction finder n.
temiz ileri yön işareti clear forward signal n.
uzatılmış hücreler arası aktarım yön mesajı extended handoff direction message n.
yön bulma direction finding n.
Electric
alçak frekans yön bulucusu low frequency direction finder n.
yön bulucu çabuk anten direction finder antenna n.
düzenli aralıklarla yön değiştirmek alternate v.
Mechanic
çekiş kuvvetinin hareket ettiği yön çizgisinin düzlemle yaptığı açı angle of traction n.
Radio
yön duyarlı directional adj.
yön seçici directional adj.
Textile
modaya yön veren kimse fashion icon n.
Architecture
yön değişimi break n.
Automotive
hız/yön değişikliğini bir vites grubundan diğerine aktaran kısa şaft tumbling shaft n.
arka aksın yön vermesi rear axle steer n.
aracın sürüldüğü yön direction in which vehicle is driving n.
çift pivot eksenli yön verme double pivot steering n.
değişken yön kumandası oranı variable steering ratio n.
far düşey yön eğim kontrolü headlight vertical aim control n.
içe-dışa dönüklük yön verme etkisi toe steer n.
kat yön vermesi ply steer n.
otomatik yön verme etkisi automatic steering effect n.
sıçramaya bağlı yön kaybı bump steer n.
sekonder hava enjeksiyonu yön değiştiricisi secondary air injection diverter n.
tarafsız yön verme neutral steer n.
tek pivot eksenli yön verme single pivot steering n.
ters yön uyarı düzeni wrong-way driving assistance n.
toplam yön verme oranı steering overall ratio n.
yaprak yaylı aynı yön pahlı yarıklı yağ kontrol segmanı double beveled slotted oil scraper ring with leaf spring n.
yalpaya bağlı yön verme roll steer n.
yön çeviren regülatör buck-boost regulator n.
yön işareti direction sign n.
yön kararlılığı directional stability n.
yön levhası signpost n.
yön verme açısı değişimi step steering input n.
yön verme aksı steer axle n.
yön verme geometrisi steering geometry n.
yön verme kazancı steering gain n.
yön belirteci direction indicator n.
yön gösterge lambası direction indicator lamp n.
yön belirticiler direction indicators n.
yön değiştirme şalteri reversing switch n.
yön gösterge ikaz lambası direction indicator warning light n.
yön gösterge rölesi direction indicator relay n.
yön gösterge sivici direction indicator switch n.
yön belirlemek navigate v.
yön vermek steer v.
Traffic
önceliği olan yön priority over oncoming vehicles n.
tehlikeli madde taşıyan araçlar için mecburi yön direction for vehicles carrying dangerous goods n.
yön göstergesi directional sign n.
yön okları arrow marks n.
yön levhası direction sign n.
gezginler için yön tabelası waypost n.
ileri ve sağa mecburi yön straight or right only expr.
ileri mecburi yön straight only expr.
ileride sola mecburi yön left only ahead expr.
ileri ve sola mecburi yön straight or left only expr.
sağa ve sola mecburi yön right or left only expr.
sağa mecburi yön right only expr.
sola mecburi yön left only expr.
Railway
demir yolunda çarpışmayı önleyici, yön değiştirici noktalar catch points n.
Aeronautic
uçaklarda yön ve mesafe bilgisi veren bir navigasyon sistemi navarho n.
pervaneleri yön değiştirebilen uçak tiltrotor n.