dize - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dize



Bedeutungen von dem Begriff "dize" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
dize verse n.
General
dize line of poetry n.
dize verse n.
dize line n.
Computer
dize string n.
Religious
dize stichos n.

Bedeutungen, die der Begriff "dize" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 143 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dize kadar gelen çizme knee boot n.
oniki hecelik dize alexandrine n.
altı ayaklı dize hexameter n.
ikinci dize second line n.
dize kadar uzanan bir tür deri ayakkabı brogan shoe n.
dize veya özlü söz içeren bir kağıda sarılmış şekerleme motto n.
dize veya özlü söz içeren bir kağıda sarılmış şekerleme motto kiss n.
kısa dize posy n.
dize getirmek bring somebody to his knees v.
dize gelmek fall on one's knees v.
diz dize oturmak sit close together v.
dize gelmek surrender v.
dize gelmek come to heel v.
dize getirmek bring to heel v.
dize kadar yükselen knee-high adj.
dize ile ilgili verse adj.
dize ait suffraginous adj.
dize özgü suffraginous adj.
iki dize olarak distichously adv.
Phrasals
döverek/yumruklayarak dize getirmek punch someone out v.
(birinin veya bir şeyin) önünde dize gelmek fall (down) at something v.
önünde dize gelmek fall at v.
Colloquial
dize getirmek bring to heel v.
dize getirmek bring down v.
Idioms
birini dize getirmek bring someone to his knees v.
dize getirmek beat someone to his knees v.
dize getirmek bring somebody to heel v.
dize gelmek come to heel v.
dize gelmek crush into submission v.
dize getirmek bring to heel v.
dize getirmek bring someone to heel v.
dize getirmek call somebody to heel v.
(birinin veya bir şeyin) önünde dize gelmek fall down at (one's) feet v.
(birini/bir şeyi) dize getirmek bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v.
(birini) dize getirmek bring to (one's) knees v.
birini dize getirmek bring somebody to their knees v.
birini/bir şeyi dize getirmek bring somebody/something into line v.
birini/bir şeyi dize getirmek bring someone or something to their knees v.
birini dize getirmek bring someone to heel v.
birini dize getirmek call someone to heel v.
birini dize getirmek bring someone to their knees v.
dize getirmek bring to knees v.
birini dize getirmek bring to one's knees v.
(birini) dize getirmek call (someone) to heel v.
dize gelmek fall on knees v.
dize kadar knee-deep adj.
(ekinler) dize kadar gelmiş knee-high by the 4th of july adj.
dize kadar knee high adv.
Technical
altı ayaklı dize exametron n.
Computer
bilinmeyen dize unknown string n.
çoklu dize multi string n.
diğer dize other string n.
değişken dize variable string n.
dize numarası string number n.
dize deposu string storage n.
dize dizini array index n.
dize değeri string value n.
dize depolama birimi string storage n.
dize düzenleyicisi string editor n.
geçersiz dize invalid string n.
ikinci dize second string n.
iç dize hatası internal string error n.
ilk dize first string n.
örnek dize sample string n.
önerilen dize suggested verse n.
sekizli dize octet string n.
unicode dize unicode string n.
dize düzenle edit string expr.
dize çok uzun string too long expr.
dize çok büyük string too big expr.
Textile
dize kadar inen bir kadın mantosu topper n.
Furniture
(oymalı mobilya bacağında) dize benzer çıkıntı shoulder n.
Automotive
düşük hızlı dize motor low speed diesel engine n.
Medical
dize benzeyen genual adj.
Anatomy
dize ait genicular adj.
dize benzeyen eklem yerleri olan geniculated adj.
Literature
alkaik dize alcaic verse n.
ayakta hece eksikliği olan, metrik olarak tamamlanmamış dize catalectic n.
metrik olarak tamamlanmamış dize catalexis n.
dize durağı cesura n.
üç ölçülü vezin halinde yazılmış kıtada bir dize trimeter n.
iki satırdan oluşan dize (şiirde) dimeter n.
dize başındaki bir veya daha fazla vurgusuz hece anacrusis n.
dize başındaki bir veya daha fazla vurgusuz hece anakrousis n.
alt dize underverse n.
ikinci dize underverse n.
dize kıtığı cheville n.
hafif, nüktedan ve süslü dize vers de société n.
kısa dize verselet n.
11 heceden oluşan dize hendecasyllabic n.
on bir heceden oluşan dize hendecasyllable n.
sonuna iki hece isteyen dize brachycatalectic n.
yunan ve latin destanlarında kullanılan altı ayaklı dize ölçüsü hexameter n.
ingiliz şiirindeki altı ayaklı dize ölçüsü hexameter n.
birbiriyle bağlantılı bir dize serisinin açılış dizesi hokku n.
altı ayaklı dize homeric verse n.
bir veya daha fazla ek hece içeren dize hypermeter n.
normal ölçüden bir tane daha fazla hece içeren dize hypermetrical verse n.
son ayağında iki heceli vezin olan daktilik bir altı ayaklı dize miurus n.
tek bir dize monostich n.
kelimelerine sırayla birer hece veya ölçü birimi eklenen dize veya kıta rhopalic n.
kelimelerine sırayla birer hece veya ölçü birimi eklenen dize veya kıta olma rhopalism n.
kafiyeli dize rime n.
bağlantılı dize linked verse n.
sekizli hece ölçüsüyle yazılmış dize octameter n.
nicel iambik üç ölçülü dize choliamb n.
nicel iambik üç ölçülü dize choliambus n.
nicel iambik üç ölçülü dize scazon n.
on heceli dize decasyllabic n.
düz yazı etkisi yaratmak için birden fazla ölçü ile oluşturulan dize logaoedic n.
karışık ölçülü dize logaoedic n.
sekiz ölçülü dize octapody n.
sekiz ölçülü dize octonarian n.
sekiz ölçülü dize octonarius n.
sekiz heceli dize octosyllable n.
paeon ölçüsüyle yazılmış bir dize paeon n.
sapfo stilinde yazılmış (dize) sapphic n.
15 heceli dize fifteener n.
bir tür dize ölçüsü paroemiac n.
(orta çağ ingiliz şiirinde) iki dize şeklinde basılıp her bir dizede yedi tam ve bir yarım ayak vezni bulunan şiir septenary n.
(orta çağ ingiliz şiirinde) iki dize şeklinde basılıp her bir dizede yedi tam ve bir yarım ayak vezni bulunan şiir septenar n.
klasik şiirde bir dize formu priapean n.
dize durağına ilişkin cesural adj.
dize durağına ait cesural adj.
duraklı (dize) end-stopped adj.
karışık ölçülü dize ile ilgili logaoedic adj.
sekiz ölçülü (dize) octapodic adj.
sekiz ölçülü (dize) octonarian adj.
(dize, mısra) beş ölçülü pentapodic adj.
sapfo stilinde yazılmış (dize) sapphic adj.
belirli sayıda ölçüye sahip (dize) anlamı veren son ek -meter suf.
Linguistics
dize durağı caesura n.
satırdaki son kelimenin dize durağından hemen önceki kelime ile uyaklı olduğu latince mısra leonine verse n.
(yunanca veya latince dize hecesi) kısa short adj.
(ingilizce dize hecesi) vurgusuz short adj.
Religious
(hinduizmde) vedaların ilk kısmını oluşturan ilahi ve dize derlemesi sanhita n.
Sport
dize vurma hacking n.
Music
iki dize distich n.
çalışan bacağın önce dize kadar çekilip ardından öne, yana veya arkaya doğru açılarak gerilmesi développé n.
Archaic
dize gelme yieldance n.
belden dize kadar uzanan, kadife, brokar veya zırhlı etek base n.
romantik bir dize romaunt n.
Slang
kişinin cinsel ilişkiye açık olduğu mesajını veren dize kadar uzun çizmeler fuck-me boots n.