dostluk

Bedeutungen von dem Begriff "dostluk" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	dostluk	friendship n.
The argument damaged their friendship. Bu tartışma aralarındaki dostluğa zarar verdi. More Sentences
General
2	General	dostluk	amity n.
Amity between nations is very important for a country. Milletler arası dostluk bir ülke için çok önemlidir. More Sentences
3	General	dostluk	friendliness n.
It is a time for real friendliness. Gerçek dostluğun zamanıdır. More Sentences
4	General	dostluk	fellowship n.
I bid you greetings and may there be peace through fellowship between us. Sizi selamlıyorum ve diliyorum ki aramızda dostluk yoluyla barış olsun. More Sentences
5	General	dostluk	camaraderie n.
The camaraderie among fellow employees made the job bearable for me. Çalışan arkadaşlar arasındaki dostluk, işi benim için katlanılabilir hale getirdi. More Sentences
6	General	dostluk	friendship n.
Every people need the support of friendship. Her insan dostluğun sağladığı desteğe ihtiyaç duyar. More Sentences
7	General	dostluk	companionship n.
These rules are profoundly democratic and promote dialogue and companionship. Bu kurallar son derece demokratiktir ve diyalog ve dostluğu teşvik eder. More Sentences
8	General	dostluk	neighborliness n.
9	General	dostluk	amicability n.
10	General	dostluk	attachment n.
11	General	dostluk	relationship n.
12	General	dostluk	society n.
13	General	dostluk	connexion n.
14	General	dostluk	good fellowship n.
15	General	dostluk	connection n.
16	General	dostluk	neighbourliness n.
17	General	dostluk	comradeship n.
18	General	dostluk	aloha [hawaiian] n.
19	General	dostluk	hail-fellow n.
20	General	dostluk	hail-fellow-well-met n.
21	General	dostluk	bon-accord n.
22	General	dostluk	concord n.
23	General	dostluk	palship n.
Idioms
24	Idioms	dostluk	on a friendly footing expr.
Technical
25	Technical	dostluk	amity n.

Bedeutungen, die der Begriff "dostluk" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 71 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	dostluk maçı	friendly n.
A fight broke out in the friendly between rival teams the other night. Önceki gece rakip takımlar arasında oynana dostluk maçında kavga çıktı. More Sentences
2	General	samimi dostluk	sincere friendship n.
The worst solitude is to be destitute of sincere friendship. En kötü yalnızlık, samimi dostluktan yoksun olmaktır. More Sentences
3	General	erkekler arası yakın dostluk	bromance n.
The bromance between the two actors was evident in the movie. İki erkek oyuncu arasındaki yakın dostluk hissi filmde açıkça görülüyordu. More Sentences
4	General	kurmak (dostluk)	strike up v.
We must strike up a dialogue. Diyalog kurmalıyız. More Sentences
Politics
5	Politics	dostluk antlaşması	treaty of friendship n.
The United States had a treaty of friendship with Mexico. Birleşik Devletler'in Meksika ile bir dostluk antlaşması vardı. More Sentences
General
6	General	dostluk bağı	cement n.
7	General	sıkı dostluk	intimacy n.
8	General	rastgele dostluk	pickup n.
9	General	ebedi dostluk	eternal friendship n.
10	General	yakın dostluk	close friendship n.
11	General	dostluk bilekliği	friendship bracelet n.
12	General	dostluk kolyesi	friendship necklace n.
13	General	dostluk kurma	building rapport n.
14	General	dostluk etmek	neighbor n.
15	General	dostluk etmek	neighbour n.
16	General	dostluk eli	right hand n.
17	General	dostluk beslenen evcil hayvan	companion n.
18	General	dostluk ruhu	good-fellowship n.
19	General	kalıcı dostluk	abiding friendship n.
20	General	dostluk sözleşmesi yapma	contesseration [obsolete] n.
21	General	kadınlar arası dostluk	female bonding n.
22	General	bir grup insan arasında doğal olarak oluşan dostluk ve iyi niyet	freemasonry n.
23	General	dostluk ormanı	forest of friendship n.
24	General	dostluk ormanı	friendship forest n.
25	General	dostluk veya beraberliği teşvik amacıyla toplanma	social gathering n.
26	General	dostluk veya beraberliği teşvik amacıyla toplanma	social affair n.
27	General	dostluk/arkadaşlık hissi	fraternity n.
28	General	dostluk duygusu	fraternity n.
29	General	dostluk kurmaya çalışmak	cultivate v.
30	General	dostluk kurmaya çalışmak	cultivate a friendship v.
31	General	dostluk etmek	friends with v.
32	General	ile dostluk kurmak	cement good relations with v.
33	General	dostluk kurmak	make friends with v.
34	General	dostluk etmek	be friends with v.
35	General	dostluk eli uzatmak	give a friendly hand v.
36	General	dostluk kurmak	pick up v.
37	General	dostluk eli uzatmak	offer a hand of friendship v.
38	General	dostluk kurmak	form a friendship v.
39	General	dostluk mesajı yollamak	greet v.
40	General	coşku ve neşeyle dostluk gösteren	back-slapping adj.
Phrases
41	Phrases	dostluk başka alışveriş başka	friendship is one thing business is another expr.
42	Phrases	dostluk aynı düşünceleri paylaşmaktır	friendship is one mind in two bodies expr.
43	Phrases	(biriyle/bir şeyle) ortaklık/dostluk içinde	in with (someone or something) expr.
Proverb
44	Proverb	samimiyetsiz/iki yüzlü insanlar yalnızca iyi günde dostluk eder	a false friend and a shadow stay only while the sun shines
Colloquial
45	Colloquial	dostluk kurmak	make a friend v.
46	Colloquial	dostluk ve samimiyet göstermek	backslap v.
Idioms
47	Idioms	sahte yakınlık/dostluk gösterisi yapan kimse (çoğunlukla politikacı)	glad-hander n.
48	Idioms	(dostluk) eskiye/geçmişe dayanmak	go a long way back v.
49	Idioms	(biriyle) dostluk etmek	be friends with (someone) v.
50	Idioms	(biriyle) dostluk kurmak	make friends (with one) v.
51	Idioms	dostluk başka alışveriş başka	eat and drink with your friends but do not trade with them expr.
Politics
52	Politics	dostluk antlaşması	treaty of amity n.
53	Politics	filistinle dayanışma ve dostluk derneği	association of friendship and solidarity with the palestinian people n.
54	Politics	çin dostluk grubu	china friendship group n.
55	Politics	dostluk ve işbirliği antlaşması	agreement of friendship and cooperation n.
56	Politics	dostluk antlaşması	entente cordiale n.
57	Politics	karşılıklı dostluk	mutual amity n.
58	Politics	iç işlerine müdahale etmeksizin başka bir ülke ile dostluk ve işbirliği içerisinde olma	good-neighborliness n.
59	Politics	iç işlerine müdahale etmeksizin başka bir ülke ile dostluk ve işbirliği içerisinde olma	good-neighbourliness n.
60	Politics	dünya barışının tüm dünyanın dostluk temelinde bir araya gelmesiyle sağlanabileceği doktrini	internationalism n.
History
61	History	ingiltere-fransa dostluk antlaşması	entente cordiale n.
Religious
62	Religious	bazı modern hristiyan cemaatlerinde düzenlenen dostluk ziyafetine benzer sembolik ziyafet	love feast n.
63	Religious	dostluk ziyafeti	love feast n.
Military
64	Military	iyi niyetli dostluk paktı	cordial treaty pact n.
65	Military	iyi niyetli dostluk sözleşmesi	cordial treaty pact n.
Sport
66	Sport	spor yoluyla dostluk	friendship through sport n.
67	Sport	dostluk maçı	friendly match n.
Football
68	Football	dostluk maçı	friendly game (friendly) n.
69	Football	dostluk maçı	friendly game n.
Archaic
70	Archaic	(arkadaşlık, dostluk) sağlam	strict adj.
Slang
71	Slang	(iki kişi arasındaki) arkadaşlık/dostluk ruhu	kindred spirit n.