dredge - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dredge

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "dredge" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 39 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
dredge n. deniz dibi tarama
dredge n. tarak makinası
dredge n. ağlı kepçe
dredge n. tarak gemisi
dredge n. tarak dubası
dredge n. tarak
dredge n. dip tarama aracı
dredge n. tırmık
dredge n. ekskavatör
dredge n. tarama aygıtı
dredge n. kutu içerisindekileri serpmek için deliklerin bulunduğu kısım
dredge v. tarakla temizlemek (limanı)
dredge v. dibini taramak (deniz/ırmak vb'nin)
dredge v. taramak
dredge v. üzerine serpmek
dredge v. dibini taramak
dredge v. tarakla temizlemek
dredge v. serpiştirmek
dredge v. taraklamak
dredge v. (ırmak vb) tarakla temizlemek
dredge v. yiyeceğin üzerine serpmek
dredge v. tarak makinesi kullanmak
Technical
dredge n. dip tarama makinesi
dredge n. taraklı makina
dredge n. tarama makinesi
dredge v. nehir, deniz gibi yerlerin zeminini temizlemek
dredge v. (dip tarama aracıyla) çıkarmak
dredge v. (ağlı kepçeyle) derinleştirmek
dredge v. (ağlı kepçeyle) kazmak
dredge v. (kuru süreç sırlamasında) sıcak malı kuru emaye tozuyla kaplamak
Textile
dredge n. tarak makinesi
Marine
dredge n. dip taramada kullanılan tekne veya mavna
Mining
dredge n. az değerli maden
Gastronomy
dredge v. hafifçe una bulamak
Marine Biology
dredge n. ağlıkızak
dredge n. drec
Agriculture
dredge n. tırmık
dredge n. tarama aygıtı
Fishery
dredge n. kabuklu deniz hayvanı yakalamada kullanılan bir tür ağ

Bedeutungen, die der Begriff "dredge" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 55 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
suction dredge n. emici tarak
sucking dredge n. emici tarak
sucking dredge n. emme tarağı
flour dredge n. un kutusu
flour dredge n. pane bulama tepsisi
flour dredge n. panko tepsisi
dredge up v. deşmek
dredge up v. eşelemek
dredge for v. araştırma yapmak
dredge up v. araştırmak
dredge for v. araştırmak
dredge something up v. kurcalamak
dredge something up v. saplanıp kalmak
dredge something up v. eşelemek
Phrasals
dredge up v. suyun bulunduğu yeri kazarak suyun seviyesini artırmak
dredge up v. suyun derinliklerinden bir şey çıkarmak
dredge up v. suyun dibinden çıkarmak
dredge up v. hoş olmayan bir konuyu deşmek/eşelemek
dredge up v. hoş olmayan bir konuyu açmak
dredge up v. hoş olmayan/üzücü bir konunun üstüne gitmek
dredge up v. yarasını deşmek
dredge up v. hoş olmayan/üzücü bir konuyu tekrar su yüzüne çıkarmak/açmak/hatırlatmak
dredge up v. uzun bir araştırma sonucu bulmak/elde etmek
dredge up v. araştırıp bulmak
dredge up v. bulup buluşturmak
dredge up v. büyük çabalar sonucu bir şeye ulaşmak/bir şeyi elde etmek
dredge someone or something v. birini/bir şeyi sudan kepçeyle çıkartmak
dredge someone or something v. birini/bir şeyi suyun dibinden çıkarmak
dredge someone or something v. bulmak için zorlamak
dredge someone or something v. yaratmak
dredge someone or something v. zorla bulup çıkartmak
dredge up v. dibini kazarak suyu derinleştirmek
dredge up v. suyu eşelemek
dredge up v. suyun altından çıkarmak
Technical
clamshell dredge n. çeneli kazıcı
floating dredge n. dubalı tarak
suction dredge n. emici tarak
self-propelled dredge n. kendiliğinden hareket etme kapasitesine sahip tarak gemisi
suction-cutter dredge n. kesici-emici tarak
bucket dredge n. kovalı tarak
shell clam dredge n. kovan aynası
dredge cut n. tarama
dredge pump n. tarak pompası
dredge cut n. tarakla kazı
dredge up v. dibini tarakla temizlemek
Construction
clamshell dredge n. çeneli kazıcı
clamshell dredge n. kepçeli tarak
Marine
dredge material disposal site n. taranan malzemenin boşaltım alanı
floating dredge n. yüzer tarak gemisi
Mining
gold dredge n. altın tarak makinesi
Gastronomy
dredge [dialect] [uk] n. birlikte ekilen karışık tahıllar
dredge [dialect] [uk] n. malt yapımı için birlikte yetiştirilen yulaf ve arpa karışımı
coat or dredge with flour v. bulamak
Fishery
oyster dredge n. alkarna
oyster dredge n. (istiridyelerin denizden çıkarılması için kullanılan) dişli ağızlı ağır demirden tarak