edged - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

edged

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "edged" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
edged adj. keskin
edged adj. sivri
edged adj. ağızlı
edged adj. kenarlı
Technical
edged adj. sivri bilenmiş
Slang
edged adj. sarhoş
edged adj. kafası güzel
edged adj. kafası iyi
edged adj. kafası kıyak
edged adj. kafası yüksek

Bedeutungen, die der Begriff "edged" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 117 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
edged weapon n. sivri uçlu silah (kılıç, bıçak vb)
double-edged compliment n. iğneli kompliman
double-edged sword n. iki tarafı keskin kılıç
two-edged sword n. acem kılıcı
edged weapon n. kesici silah
double edged adj. çift taraflı
double edged adj. iki tarafı keskin
double-edged adj. çift ağızlı
keen-edged adj. keskin
double-edged adj. iki ağızlı
double-edged adj. iki tarafı keskin
gilt-edged adj. sağlam
double-edged adj. hem lehte hem aleyhte olan
gilt-edged adj. güvenilir
gilt-edged adj. birinci derecede
two-edged adj. iki yüzü keskin
sharp-edged adj. keskin kenarlı
sharp-edged adj. keskin
two-edged adj. iki ağızlı
two-edged adj. iki etkili
two-edged adj. iki anlamlı
keen-edged adj. keskin ağızlı
deckle-edged adj. kenarları tırtıklı
deckle-edged adj. kenarları kesilmemiş
hard-edged adj. keskin hatlı
razor-edged adj. keskin köşeli
razor-edged adj. keskin kenarlı
razor-edged adj. keskin ağızlı (jilet, ustura vb.)
razor-edged adj. çok keskin
razor-edged adj. çok kesici
white-edged adj. beyaz kenarı olan
marble-edged adj. kenarları mermer gibi çeşitli renklerde damarlara veya beneklere sahip olan (kitap)
hard-edged adj. aşırı
hard-edged adj. şiddetli
hard-edged adj. haşin
hard-edged adj. kati
hard-edged adj. huzur bozucu
gilt-edged adj. çok zengin
gilt-edged adj. çok varlıklı
one-edged adj. tek tarafı keskin olan
one-edged adj. tek kenarlı (kesici alet, kılıç, jilet)
feather-edged adj. incecik kenarlı
feather-edged adj. (çit tahtası) bir kenarı diğerinden ince olan
Idioms
double-edged sword n. hem yararlı hem de zararlı durum
two-edged sword n. hem yararlı hem de zararlı durum
a double-edged sword n. hem yararlı hem de zararlı durum
a double-edged sword n. iki tarafı keskin kılıç
double-edged sword n. iki tarafı keskin kılıç
two-edged sword n. iki tarafı keskin kılıç
gilt-edged investment n. sağlam yatırım
a double-edged sword n. hem avantajlı hem dezavantajlı durum
a two-edged sword n. hem avantajlı hem dezavantajlı durum
a double-edged sword n. hem iyi hem kötü tarafı olan durum
a double-edged sword n. hem avantajlı hem dezavantajlı durum
a double-edged sword n. hem yararlı hem zararlı durum
a double-edged sword n. iki tarafı keskin kılıç
a double-edged weapon n. hem iyi hem kötü tarafı olan durum
a double-edged weapon n. hem avantajlı hem dezavantajlı durum
a double-edged weapon n. hem yararlı hem zararlı durum
a double-edged weapon n. iki tarafı keskin kılıç
double-edged sword n. iki ucu keskin kılıç
be a double-edged weapon v. hem iyi hem kötü yanı olmak
be a double-edged weapon v. hem avantajı hem de dezavantajı olmak
be a double-edged sword v. hem iyi hem kötü yanı olmak
be a double-edged sword v. hem avantajı hem de dezavantajı olmak
be a double-edged sword v. hem iyi hem kötü yanı olmak
be a double-edged sword v. hem avantajı hem dezavantajı olmak
be a double-edged weapon v. hem iyi hem kötü yanı olmak
be a double-edged weapon v. hem avantajı hem dezavantajı olmak
hard-edged adj. dengeli
hard-edged adj. dik kafalı
hard-edged adj. sebatli
hard-edged adj. tutarlı
it's ill jesting with edged tools expr. ateşle oynama, yanarsın
it's ill jesting with edged tools expr. tehlikeli işlere girişmenin/insanlara bulaşmanın sonu muhtemelen kötü biter
it's ill jesting with edged tools expr. tehlikeli işlere girişme/insanlara bulaşma
it's ill jesting with edged tools expr. arı kovanına çomak sokmak
Trade/Economic
gilt-edged securities n. birinci sınıf tahvil ve hisse senedi
gilt edged securities n. birinci sınıf hisse senetleri
gilt edged bill n. güvenilir senet
gilt-edged bill n. sağlam senet
gilt edged bill n. sağlam senet
gilt edged bill n. sağlam poliçe
gilt edged securities n. sağlam hisse senedi ve tahviller
gilt-edged adj. ingiltere merkez bankasının bastığı (tahviller)
Law
gilt edged adj. birinci derecede
gilt edged adj. güvenilir
gilt edged adj. sağlam
Technical
thin-edged blade n. ince kenarlı kanat
sharp-edged weir n. keskin kenarlı savak
sharp-edged objects n. keskin veya sivri uçlu nesneler
edged tool n. kesici aygıt
edged tool n. keskin takım
edged tool n. köşe keskisi
keen edged adj. bilenmiş
double-edged adj. çift ağızlı
two-edged adj. iki tarafı keskin
double-edged adj. iki ucu keskin
double-edged adj. iki uçlu
two-edged adj. iki ağızlı
two-edged adj. iki ucu keskin
double-edged adj. iki tarafı keskin
feather edged adj. keskin kenarlı
sharp-edged adj. keskin ağızlı
keen edged adj. keskin ağızlı
sharp-edged adj. keskin köşeli
round-edged adj. yuvarlak kenarlı
round-edged adj. yuvarlak kenarlı
round-edged adj. yuvarlak köşeli
gilt-edged adj. yaldız kenarlı
Construction
feather-edged coping n. tek yöne eğimli harpuşta
Automotive
parallel edged steering linkage n. paralel kenarlı direksiyon mafsal bağlantısı
bevel edged oil control ring with coil spring n. spiral yaylı ve kenarları pahlı yağ kontrol segmanı
three-edged file n. üçgen eğe
Botanic
prickly-edged leaf n. dikenli kenarları olan yaprak
sawtoothed-edged adj. (yaprak kenarı) testere dişli
sawtoothed-edged adj. (yaprak kenarı) tırtıklı