fosil - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

fosil



Bedeutungen von dem Begriff "fosil" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
fosil fossil n.
fosil petrifaction n.
Technical
fosil fossil n.
Geology
fosil fossil n.

Bedeutungen, die der Begriff "fosil" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 235 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
insana benzer büyük fosil pithecanthropus n.
kılavuz fosil key fossil n.
solucan fosil izi wormcast n.
mikro fosil microfossil n.
fosil kalıntı fossil record n.
kılavuz fosil zonal fossil n.
fosil yakıt fossil fuel n.
fosil yakıtı enerjisi fossil fuel energy n.
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesi konusunda bilgili kimse oryctologist [obsolete] n.
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesi oryctology [obsolete] n.
fosil kaydı fossil record n.
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesine ait oryctological [obsolete] adj.
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesiyle ilgili oryctological [obsolete] adj.
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesine ait oryctologic adj.
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesiyle ilgili oryctologic adj.
fosil gibi fossil adj.
fosil anlamı veren son ek -ite suf.
Trade/Economic
fosil ekonomisi fossil economy n.
Politics
fosil yakıt teşviği fossil fuel subsidy n.
Technical
fosil yakıtlı santral fossil-fired power plant n.
fosil yakıt fossil fuel n.
fosil balık ichthyolite n.
fosil yakıtlar fossilfuels n.
fosil yakıtlı santral fossil power plant n.
fosil yakıtlar fossil fuels n.
katı fosil yakıtlar solid fossil fuels n.
katı fosil yakıtlar solid mineral fuels n.
fosil yakıt tabanlı fossil-fuel-based adj.
Automotive
fosil yakıt fossil fuel n.
Marine
fosil karst fossile karst n.
Mining
kehribar (amber) benzeri bir fosil reçine chemawinite n.
fosil reçine fossil resin n.
içinde fosil, metal, değerli taş, kristal veya çakıl gömülü olan doğal madde matrix n.
yakıldığında sert, keçi gibi bir koku açığa çıkaran bir fosil reçine hircine n.
Biology
fosil fil fossil elephant n.
deniz lalesi sapının fosil boğumu entrochite n.
ventriculites veya ilgili cinslerden olan fosil sünger ventriculite n.
yakınsak evrim sonucunda iki fosil türünün benzer görünüşe sahip olup akraba olmaması homeomorphy n.
scaphites veya akraba cinslere mensup fosil kafadanbacaklı scaphite n.
deniz lalesi sapının fosil boğumunu içeren entrochal adj.
Marine Biology
tetrabranchia alt sınıfından olan yumuşakça ya da fosil tetrabranchiate n.
tetrabranchia alt sınıfından olan yumuşakça ya da fosil tetrabranch n.
küçük bir tekerleği andıran fosil deniz lalesi trochite n.
fosil bir mercan cinsi alveolite n.
fosil bir mercan cinsi alveolites n.
yaşayan fosil living fossil n.
fosil derisidikenli echinite n.
fosil ekinoid echinite n.
fosil balık monifier n.
zargana ve akraba fosil formları içeren bir parlak pullu bir balık takımı rhomboganoidei n.
fosil körbalıklardan oluşan bir cins myxinikela n.
fosil körbalıklardan oluşan bir cins genus myxinikela n.
karbonifer dönem'de yaşamış fosil bir körbalık türü myxinikela siroka n.
modern zarganaları ve birçok ilgili fosil balığı içeren parlak pullu bir balık takımı ginglymodi n.
bazı sınıflandırmalarda crassostrea cinsi olarak adlandırılan, istiridyeye benzer bir fosil yumuşakça cinsi gryphaea n.
dikenli fosil sırt yüzgeci ichthyodorulite n.
fosil dermal yüzgeç ichthyodorulite n.
fosil dikenli yüzgeç ichthyodorulite n.
dikenli fosil sırt yüzgeci ichthyodorylite n.
fosil dermal yüzgeç ichthyodorylite n.
fosil dikenli yüzgeç ichthyodorylite n.
coelancanthidae familyasından olan canlı veya fosil coelacanthid n.
kretas dönemi kayaçlarında bulunan fosil bir foraminifera cinsi parkeria n.
fosil amonit içeren ammonitiferous adj.
fosil ekinoid gibi echinital adj.
fosil derisidikenliye benzeyen echinital adj.
Astronomy
fosil galaksi fossil galaxy n.
Zoology
bir tür ufak fosil acritarch n.
typotheria alt takımından bir fosil typothere n.
fosil kuşgiller archaeornithes n.
fosil böcekler fossil insects n.
fosil kuşları archaeornithes n.
fosil organizmalar üzerindeki takson ichnotaxon n.
fosil balıklar placodermi n.
ancodonta cinsi fosil ancodont n.
bazı fosil amfibile ve sürüngenlerde köprücük kemiğinin arasındaki ve aşağısındaki zar dokudan gelişen bir kemik episternum n.
eptatretus cinsine ait fosil bir myxini eptatretus n.
hamam böcekleri ve termitler arasındaki kayıp halka olduğu düşünülen ve yaşayan fosil olarak adlandırılan, avustralya'ya özgü tek yaşayan bir termit mastotermes darwiniensis n.
hamam böcekleri ve termitler arasındaki kayıp halka olduğu düşünülen ve yaşayan fosil olarak adlandırılan, avustralya'ya özgü tek yaşayan bir termit giant northern termite n.
hamam böcekleri ve termitler arasındaki kayıp halka olduğu düşünülen ve yaşayan fosil olarak adlandırılan, avustralya'ya özgü tek yaşayan bir termit darwin termite n.
pensilvanya'da bulunan en eski fosil amfibi hynerpeton n.
pensilvanya'da bulunan en eski fosil amfibi genus hynerpeton n.
pensilvanya'da bulunan devonyan bir fosil amfibi hynerpeton bassetti n.
fosil sucul sürüngenlere ait bir alt sınıf ichthyopterygia n.
cystoidea sınıfından olan fosil cystid n.
serpula cinsi solucana ait fosil kabuk serpulite n.
Botanic
yeni zelanda'da büyük miktarlarda meydana gelen fosil reçinesi ambrite n.
avrupa ve amerika'ya özgü kömüre dönüşmüş bir fosil bitki asterophyllite n.
fosil şeklinde bulunan bir ağaç cinsi ulodendron n.
yeni zelanda'ya özgü bir ağaç olan kaurinin fosil reçinesi kapia n.
karbonifer döneme ait açık tohumlu bir fosil bitki familyası bennettitaceae n.
karbonifer döneme ait açık tohumlu bir fosil bitki familyası family bennettitaceae n.
gövdesinde spiral şeklinde dizilmiş yaprak izlerinin bulunduğu bir fosil bitki familyası lepidodendraceae n.
gövdesinde spiral şeklinde dizilmiş yaprak izlerinin bulunduğu bir fosil bitki familyası family lepidodendraceae n.
lepidodendron veya akrabası bir cinse ait bitki veya fosil lepidodendrid n.
lepidodendraceae familyasına ait, kurtayaklarına benzeyen fosil ağaçların bulunduğu bir cins lepidodendron n.
baltık bölgesinde yetişen, cadı fındığı benzeri çiçekleri olan fosil bitkilerin bulunduğu bir cins hamamelidanthum n.
baltık bölgesinde yetişen, cadı fındığı benzeri çiçekleri olan fosil bitkilerin bulunduğu bir cins genus hamamelidanthum n.
cadı fındığı benzeri ağacı olan fosil bitkilerin bulunduğu bir cins hamamelidoxylon n.
cadı fındığı benzeri ağacı olan fosil bitkilerin bulunduğu bir cins genus hamamelidoxylon n.
en eski damarlı bitkilerden biri kabul edilen devonyan fosil bir bitki cinsi horneophyton n.
en eski damarlı bitkilerden biri kabul edilen devonyan fosil bir bitki cinsi genus horneophyton n.
(eski adıyla) fosil kurtayağı lycopodite n.
karbonifer dönem'e tarihlenen fosil bir bitki cinsi lyginopteris n.
karbonifer dönem'e tarihlenen fosil bir bitki cinsi genus lyginopteris n.
cycadales takımından bitkiye ait fosil gövde cycad n.
fosil ağaçsı kibrit otlarını içine alan bir bitki cinsi sigillaria n.
sigillaria cinsi ağaçsı fosil bir bitki türü sigillarid n.
sphenopsida alt şubesine mensup bitki veya fosil sphenopsid n.
stigmaria cinsi bitki veya fosil stigmaria n.
sigillaria cinsi ağaçsı fosil bitkilere benzer sigillarian adj.
Archaeology
iskelet, fosil vb. organik kalıntının organik olmayan replikası cast n.
triyas dönemine ait ve soyu tükenmiş olan, vücudunun alt tarafında kemik plakaları bulunan çok büyük bir fosil amfibi labyrinthodon n.
triyas dönemine ait ve soyu tükenmiş olan, vücudunun alt tarafında kemik plakaları bulunan çok büyük bir fosil amfibi mastodonsaurus n.
ağır gövdeli semender veya timsaha benzeyen, düz kafatası ve konik dişleri olan, triyas dönemine ait soyu tükenmiş fosil amfibiler labyrinthodonta n.
ağır gövdeli semender veya timsaha benzeyen, düz kafatası ve konik dişleri olan, triyas dönemine ait soyu tükenmiş fosil amfibiler labyrinthodontia n.
kabaca insan eline benzeyen, adını labyrinthodont sürüngenleri tarafından yapıldığına inanılan fosil ayak izinden alan, nesli tükenmiş bir hayvan cheirotherium n.
özellikle de nannoplanktonlardan biri olan çok küçük fosil organizma nannofossil n.
özellikle de nannoplanktonlardan biri olan çok küçük fosil organizma nanofossil n.
fosil kalıntısı reliquiae n.
bitki veya hayvanın fosil kalıntısı reliquiae n.
halkalı solucanların tarih öncesi dönemlerde oluşturduğu fosil izleri nereites n.
nesli tükenmiş tentaculites cinsinden fosil tentaculite n.
hem ata hem de gelişmiş canlı formunun özelliklerini taşıyan fosil transitional fossil n.
bir trilobit fosil cinsi triarthrus n.
silüryen dönemde yaşamış bir fosil trilobit cinsi trinucleus n.
üzerinde bitki ve hayvan figürleri bulunan taş veya fosil typolite n.
düz veya dikenli olabilen küçük ve dallı bacaklı bir fosil cinsi ambocoelia n.
fosil ve minerallerde dallı ağaç görünümü meydana gelmesi arborization n.
fosil ve minerallerde dallı ağaç görünümü meydana gelmesi arborisation n.
günümüz insanı ile büyük insansı maymun arasında özellikler gösteren çeşitli fosil primatlara verilen ad man ape n.
fosil saz juncite n.
homo erectus türünden olan fosil homo erectus n.
homo floresiensis türünden olan fosil homo floresiensis n.
homo habilis türünden olan fosil homo habilis n.
gobi çölü'nde bulunmuş ve 75 milyon yıl öncesinde tarihlenmiş uzun arka bacaklı bir fosil mononychus olecranus n.
güney-orta amerika'daki fosil kalıntıları ile keşfedilen soyu tükenmiş bir hominin rhodesian man n.
güney-orta amerika'daki fosil kalıntıları ile keşfedilen soyu tükenmiş bir hominin homo rhodesiensis n.
fosil kafadanbacaklı gagası rhyncholite n.
australopithecus afarensis türüne ait fosil örneği lucy n.
rotalia cinsine ait fosil bir foraminifer rotalite n.
deliklilere ait fosil foraminifer rotalite n.
Environment
fosil su fossil water n.
fosil yakıtı fossil fuel n.
fosil yakıt kullanan elektrik santrali fossil fuel plant n.
fosil kaynakları fossil resources n.
taşlaşmış/fosil orman petrified forest n.
ince katmanda bulunan ve tek bir topluluğun izlerinden oluşan fosil fauna faunula n.
fosil enerji fossil energy n.
fosil yakıt ile salınan ısı enerjisi fossil energy n.
fosil yakıt ile ilgili olmayan nonfossil adj.
fosil yakıttan türetilmemiş nonfossil adj.
fosil yakıt dışı nonfossil adj.
fosil yapılı fossil adj.
fosil yakıta ait fossil adj.
fosil yakıt ile ilgili fossil adj.
Geography
fosil fasiyesi fossil facies n.
fosil yakıtlar fosil fuels n.
fosil buz fossil ice n.
kuzeybatı colorado ile kuzeydoğu utah'taki zengin fosil yataklarını içeren alan dinosaur national monument n.
Geology
devoniyen dönem kaya özelliğine sahip, deniz yosununa ait olduğu düşünülen tüy şeklinde fosil cauda galli n.
los angeles'ta bulunan, 40 bin ila 8 bin yıl öncesini kapsayan dönemde içlerine hapsolmuş tarih öncesi hayvan ve bitkilerden fosil oluşmuş asfalt havuzları la brea tar pits n.
çok sayıda fosil içeren, genellikle ince detaylarına kadar korunmuş ve yumuşak vücut parçalarının göründüğü bir kaya yatağı lagerstätte n.
anahtar fosil key fossil n.
bir çeşit fosil iz cruziana n.
fosil esaslı fossil-based n.
fosil dışkı veya salgı coprolite n.
fosil cevher fossil ore n.
fosil grubu fossil community n.
fosil kalıntı fossil recorder n.
fosil ranidler fossil ranids n.
fosil j-şekilli beslenme oyuğu dactylodites ottoi n.
fosil yakıt santralı fossil fuel plant n.
kılavuz fosil key fossil n.
kılavuz fosil zonal fossil n.
organizmaların göçleri sırasında oluşturdukları fosil izi burrow n.
organizmaların besin ararken bıraktıkları fosil izleri fodinichia n.
taşınmış fosil reworked fossil n.
üreme amaçlı bırakılmış fosil iz yapısı calichnia n.
çıplak gözle görülebilen fosil macrofossil n.
kaya katmanlarını tarihlendirmek için fosil organizmaların incelenmesi biostratigraphy n.
orta ve üst silüryen kayaçlarında yaygın olarak görülen nesli tükenmiş bir fosil mercan cinsi halysites n.
(paleontolojide) fosil ekinoid fairy stone n.
tuhaf şekilli fosil fairy stone n.
fosil kabuğu gibi organik formun toprakta veya kayada bıraktığı iz mold n.
fosil kabuklar içeren grimsi kahverengi bir kireç taşı lumachel n.
fosil kabuklar içeren grimsi kahverengi bir kireç taşı fire marble n.
fosil odun rockwood n.
fosil kopal fossil copal n.
fosil hale gelme fossilification n.
fosil bilimi fossilism n.
huron ırmağı kıyısındaki fosil olmayan bazı kayaçlara ait huronian adj.
huron ırmağı kıyısındaki fosil olmayan bazı kayaçlara ait huronian adj.
(tortul kayaçlar) fosil içeren fossiliferous adj.
(tortul kayaçlar) fosil yapılı fossiliferous adj.
fosil taşıyan fossiliferous adj.
Military
fosil buzu fossil ice n.
Ornithology
jura döneminde yaşamış serçe büyüklüğünde fosil bir kuş sinornis n.
Reptiles
iki temporal açıklığı ve pullu derisi olan fosil ve yaşayan kertenkelelerin bulunduğu alt sınıfın adı lepidosauria n.
iki temporal açıklığı ve pullu derisi olan fosil ve yaşayan kertenkelelerin bulunduğu alt sınıfın adı subclass lepidosauria n.
Entomology
fosil böcek entomolite n.
Slang
taş, mineral, değerli taş, fosil koleksiyoneri rock hound n.
Modern Slang
silika veya kuvars kristalleriyle taşlaştırılmış fosil dinozor kemiği agatized dinosaur bone n.
Paleontology
taşınmış fosil derived fossil n.
diprotodon cinsi hayvana ait fosil diprotodon n.
indeks fosil guide fossil n.
hangi jeolojik dönemde yaşadığı bilindiğinden içinde bulunduğu kayaç katmanının tarihlenmesinde kullanılabilen fosil guide fossil n.
bir fosil balık cinsi gyracanthus n.
fosil izi ichnite n.
fosil izi ichnolite n.
fosil yumurta ovulite n.
demokratik kongo cumhuriyeti'nde ortaya çıkan sert bir fosil reçine congo n.
demokratik kongo cumhuriyeti'nde ortaya çıkan sert bir fosil reçine congo copal n.
demokratik kongo cumhuriyeti'nde ortaya çıkan sert bir fosil reçine congo gum n.
fosil bir kaplumbağa cinsi gopherus n.
fosil bir kaplumbağa cinsi genus gopherus n.
yaygın görülen mezozoik bir fosil belemnite n.
coryphodon cinsi fosil coryphodon n.
cyathophyllidae familyasından fosil bir mercan cyathophylloid n.
cyathophyllidae familyasından fosil bir mercan cup corals n.
anahtar fosil index fossil n.
anahtar fosil guide fossil n.
anahtar fosil zone fossil n.
çokgen biçimli hücreleri olan bir fosil mercan cinsi favosites n.
tarak biçimli yaprakları olan karbonlu fosil bitkileri içeren bir cins pecopteris n.
boynuz biçimli fosil deniz kabuğu cornu ammonis n.
kuşu andıran fosil kalıntısı ornithoidichnite n.
cycadofilicales takımı ile eş zamanlı nesli tükenmiş fosil bir açık tohumlu bitki şubesi pteridospermaphyta n.
enkrinit kayaca ait fosil kök screw stone n.
lyginopteridales takımından olan fosil seed fern n.
indeks fosil index fossil n.
gösterge fosil index fossil n.
fosil örneği fossil specimen n.
fosil numunesi fossil specimen n.
pycnodontidae familyasından olan balık veya fosil pycnodont n.