|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
insana benzer büyük fosil |
pithecanthropus n.
|
|
2 |
General |
kılavuz fosil |
key fossil n.
|
|
3 |
General |
solucan fosil izi |
wormcast n.
|
|
4 |
General |
mikro fosil |
microfossil n.
|
|
5 |
General |
fosil kalıntı |
fossil record n.
|
|
6 |
General |
kılavuz fosil |
zonal fossil n.
|
|
7 |
General |
fosil yakıt |
fossil fuel n.
|
|
8 |
General |
fosil yakıtı enerjisi |
fossil fuel energy n.
|
|
9 |
General |
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesi konusunda bilgili kimse |
oryctologist [obsolete] n.
|
|
10 |
General |
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesi |
oryctology [obsolete] n.
|
|
11 |
General |
fosil kaydı |
fossil record n.
|
|
12 |
General |
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesine ait |
oryctological [obsolete] adj.
|
|
13 |
General |
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesiyle ilgili |
oryctological [obsolete] adj.
|
|
14 |
General |
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesine ait |
oryctologic adj.
|
|
15 |
General |
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesiyle ilgili |
oryctologic adj.
|
|
16 |
General |
fosil gibi |
fossil adj.
|
|
|
17 |
General |
fosil anlamı veren son ek |
-ite suf.
|
|
Trade/Economic |
|
18 |
Trade/Economic |
fosil ekonomisi |
fossil economy n.
|
|
Politics |
|
19 |
Politics |
fosil yakıt teşviği |
fossil fuel subsidy n.
|
|
Technical |
|
20 |
Technical |
fosil yakıtlı santral |
fossil-fired power plant n.
|
|
21 |
Technical |
fosil yakıt |
fossil fuel n.
|
|
22 |
Technical |
fosil balık |
ichthyolite n.
|
|
23 |
Technical |
fosil yakıtlar |
fossilfuels n.
|
|
24 |
Technical |
fosil yakıtlı santral |
fossil power plant n.
|
|
25 |
Technical |
fosil yakıtlar |
fossil fuels n.
|
|
26 |
Technical |
katı fosil yakıtlar |
solid fossil fuels n.
|
|
27 |
Technical |
katı fosil yakıtlar |
solid mineral fuels n.
|
|
28 |
Technical |
fosil yakıt tabanlı |
fossil-fuel-based adj.
|
|
Automotive |
|
29 |
Automotive |
fosil yakıt |
fossil fuel n.
|
|
Marine |
|
30 |
Marine |
fosil karst |
fossile karst n.
|
|
Mining |
|
31 |
Mining |
kehribar (amber) benzeri bir fosil reçine |
chemawinite n.
|
|
32 |
Mining |
fosil reçine |
fossil resin n.
|
|
33 |
Mining |
içinde fosil, metal, değerli taş, kristal veya çakıl gömülü olan doğal madde |
matrix n.
|
|
34 |
Mining |
yakıldığında sert, keçi gibi bir koku açığa çıkaran bir fosil reçine |
hircine n.
|
|
Biology |
|
35 |
Biology |
fosil fil |
fossil elephant n.
|
|
36 |
Biology |
deniz lalesi sapının fosil boğumu |
entrochite n.
|
|
|
37 |
Biology |
ventriculites veya ilgili cinslerden olan fosil sünger |
ventriculite n.
|
|
38 |
Biology |
yakınsak evrim sonucunda iki fosil türünün benzer görünüşe sahip olup akraba olmaması |
homeomorphy n.
|
|
39 |
Biology |
scaphites veya akraba cinslere mensup fosil kafadanbacaklı |
scaphite n.
|
|
40 |
Biology |
deniz lalesi sapının fosil boğumunu içeren |
entrochal adj.
|
|
Marine Biology |
|
41 |
Marine Biology |
tetrabranchia alt sınıfından olan yumuşakça ya da fosil |
tetrabranchiate n.
|
|
42 |
Marine Biology |
tetrabranchia alt sınıfından olan yumuşakça ya da fosil |
tetrabranch n.
|
|
43 |
Marine Biology |
küçük bir tekerleği andıran fosil deniz lalesi |
trochite n.
|
|
44 |
Marine Biology |
fosil bir mercan cinsi |
alveolite n.
|
|
45 |
Marine Biology |
fosil bir mercan cinsi |
alveolites n.
|
|
46 |
Marine Biology |
yaşayan fosil |
living fossil n.
|
|
47 |
Marine Biology |
fosil derisidikenli |
echinite n.
|
|
48 |
Marine Biology |
fosil ekinoid |
echinite n.
|
|
49 |
Marine Biology |
fosil balık |
monifier n.
|
|
50 |
Marine Biology |
zargana ve akraba fosil formları içeren bir parlak pullu bir balık takımı |
rhomboganoidei n.
|
|
51 |
Marine Biology |
fosil körbalıklardan oluşan bir cins |
myxinikela n.
|
|
52 |
Marine Biology |
fosil körbalıklardan oluşan bir cins |
genus myxinikela n.
|
|
53 |
Marine Biology |
karbonifer dönem'de yaşamış fosil bir körbalık türü |
myxinikela siroka n.
|
|
54 |
Marine Biology |
modern zarganaları ve birçok ilgili fosil balığı içeren parlak pullu bir balık takımı |
ginglymodi n.
|
|
55 |
Marine Biology |
bazı sınıflandırmalarda crassostrea cinsi olarak adlandırılan, istiridyeye benzer bir fosil yumuşakça cinsi |
gryphaea n.
|
|
56 |
Marine Biology |
dikenli fosil sırt yüzgeci |
ichthyodorulite n.
|
|
57 |
Marine Biology |
fosil dermal yüzgeç |
ichthyodorulite n.
|
|
58 |
Marine Biology |
fosil dikenli yüzgeç |
ichthyodorulite n.
|
|
59 |
Marine Biology |
dikenli fosil sırt yüzgeci |
ichthyodorylite n.
|
|
60 |
Marine Biology |
fosil dermal yüzgeç |
ichthyodorylite n.
|
|
61 |
Marine Biology |
fosil dikenli yüzgeç |
ichthyodorylite n.
|
|
62 |
Marine Biology |
coelancanthidae familyasından olan canlı veya fosil |
coelacanthid n.
|
|
63 |
Marine Biology |
kretas dönemi kayaçlarında bulunan fosil bir foraminifera cinsi |
parkeria n.
|
|
64 |
Marine Biology |
fosil amonit içeren |
ammonitiferous adj.
|
|
65 |
Marine Biology |
fosil ekinoid gibi |
echinital adj.
|
|
66 |
Marine Biology |
fosil derisidikenliye benzeyen |
echinital adj.
|
|
Astronomy |
|
67 |
Astronomy |
fosil galaksi |
fossil galaxy n.
|
|
Zoology |
|
68 |
Zoology |
bir tür ufak fosil |
acritarch n.
|
|
69 |
Zoology |
typotheria alt takımından bir fosil |
typothere n.
|
|
70 |
Zoology |
fosil kuşgiller |
archaeornithes n.
|
|
71 |
Zoology |
fosil böcekler |
fossil insects n.
|
|
72 |
Zoology |
fosil kuşları |
archaeornithes n.
|
|
73 |
Zoology |
fosil organizmalar üzerindeki takson |
ichnotaxon n.
|
|
74 |
Zoology |
fosil balıklar |
placodermi n.
|
|
75 |
Zoology |
ancodonta cinsi fosil |
ancodont n.
|
|
76 |
Zoology |
bazı fosil amfibile ve sürüngenlerde köprücük kemiğinin arasındaki ve aşağısındaki zar dokudan gelişen bir kemik |
episternum n.
|
|
|
77 |
Zoology |
eptatretus cinsine ait fosil bir myxini |
eptatretus n.
|
|
78 |
Zoology |
hamam böcekleri ve termitler arasındaki kayıp halka olduğu düşünülen ve yaşayan fosil olarak adlandırılan, avustralya'ya özgü tek yaşayan bir termit |
mastotermes darwiniensis n.
|
|
79 |
Zoology |
hamam böcekleri ve termitler arasındaki kayıp halka olduğu düşünülen ve yaşayan fosil olarak adlandırılan, avustralya'ya özgü tek yaşayan bir termit |
giant northern termite n.
|
|
80 |
Zoology |
hamam böcekleri ve termitler arasındaki kayıp halka olduğu düşünülen ve yaşayan fosil olarak adlandırılan, avustralya'ya özgü tek yaşayan bir termit |
darwin termite n.
|
|
81 |
Zoology |
pensilvanya'da bulunan en eski fosil amfibi |
hynerpeton n.
|
|
82 |
Zoology |
pensilvanya'da bulunan en eski fosil amfibi |
genus hynerpeton n.
|
|
83 |
Zoology |
pensilvanya'da bulunan devonyan bir fosil amfibi |
hynerpeton bassetti n.
|
|
84 |
Zoology |
fosil sucul sürüngenlere ait bir alt sınıf |
ichthyopterygia n.
|
|
85 |
Zoology |
cystoidea sınıfından olan fosil |
cystid n.
|
|
86 |
Zoology |
serpula cinsi solucana ait fosil kabuk |
serpulite n.
|
|
Botanic |
|
87 |
Botanic |
yeni zelanda'da büyük miktarlarda meydana gelen fosil reçinesi |
ambrite n.
|
|
88 |
Botanic |
avrupa ve amerika'ya özgü kömüre dönüşmüş bir fosil bitki |
asterophyllite n.
|
|
89 |
Botanic |
fosil şeklinde bulunan bir ağaç cinsi |
ulodendron n.
|
|
90 |
Botanic |
yeni zelanda'ya özgü bir ağaç olan kaurinin fosil reçinesi |
kapia n.
|
|
91 |
Botanic |
karbonifer döneme ait açık tohumlu bir fosil bitki familyası |
bennettitaceae n.
|
|
92 |
Botanic |
karbonifer döneme ait açık tohumlu bir fosil bitki familyası |
family bennettitaceae n.
|
|
93 |
Botanic |
gövdesinde spiral şeklinde dizilmiş yaprak izlerinin bulunduğu bir fosil bitki familyası |
lepidodendraceae n.
|
|
94 |
Botanic |
gövdesinde spiral şeklinde dizilmiş yaprak izlerinin bulunduğu bir fosil bitki familyası |
family lepidodendraceae n.
|
|
95 |
Botanic |
lepidodendron veya akrabası bir cinse ait bitki veya fosil |
lepidodendrid n.
|
|
96 |
Botanic |
lepidodendraceae familyasına ait, kurtayaklarına benzeyen fosil ağaçların bulunduğu bir cins |
lepidodendron n.
|
|
97 |
Botanic |
baltık bölgesinde yetişen, cadı fındığı benzeri çiçekleri olan fosil bitkilerin bulunduğu bir cins |
hamamelidanthum n.
|
|
98 |
Botanic |
baltık bölgesinde yetişen, cadı fındığı benzeri çiçekleri olan fosil bitkilerin bulunduğu bir cins |
genus hamamelidanthum n.
|
|
99 |
Botanic |
cadı fındığı benzeri ağacı olan fosil bitkilerin bulunduğu bir cins |
hamamelidoxylon n.
|
|
100 |
Botanic |
cadı fındığı benzeri ağacı olan fosil bitkilerin bulunduğu bir cins |
genus hamamelidoxylon n.
|
|
101 |
Botanic |
en eski damarlı bitkilerden biri kabul edilen devonyan fosil bir bitki cinsi |
horneophyton n.
|
|
102 |
Botanic |
en eski damarlı bitkilerden biri kabul edilen devonyan fosil bir bitki cinsi |
genus horneophyton n.
|
|
103 |
Botanic |
(eski adıyla) fosil kurtayağı |
lycopodite n.
|
|
104 |
Botanic |
karbonifer dönem'e tarihlenen fosil bir bitki cinsi |
lyginopteris n.
|
|
105 |
Botanic |
karbonifer dönem'e tarihlenen fosil bir bitki cinsi |
genus lyginopteris n.
|
|
106 |
Botanic |
cycadales takımından bitkiye ait fosil gövde |
cycad n.
|
|
107 |
Botanic |
fosil ağaçsı kibrit otlarını içine alan bir bitki cinsi |
sigillaria n.
|
|
108 |
Botanic |
sigillaria cinsi ağaçsı fosil bir bitki türü |
sigillarid n.
|
|
109 |
Botanic |
sphenopsida alt şubesine mensup bitki veya fosil |
sphenopsid n.
|
|
110 |
Botanic |
stigmaria cinsi bitki veya fosil |
stigmaria n.
|
|
111 |
Botanic |
sigillaria cinsi ağaçsı fosil bitkilere benzer |
sigillarian adj.
|
|
Archaeology |
|
112 |
Archaeology |
iskelet, fosil vb. organik kalıntının organik olmayan replikası |
cast n.
|
|
113 |
Archaeology |
triyas dönemine ait ve soyu tükenmiş olan, vücudunun alt tarafında kemik plakaları bulunan çok büyük bir fosil amfibi |
labyrinthodon n.
|
|
114 |
Archaeology |
triyas dönemine ait ve soyu tükenmiş olan, vücudunun alt tarafında kemik plakaları bulunan çok büyük bir fosil amfibi |
mastodonsaurus n.
|
|
115 |
Archaeology |
ağır gövdeli semender veya timsaha benzeyen, düz kafatası ve konik dişleri olan, triyas dönemine ait soyu tükenmiş fosil amfibiler |
labyrinthodonta n.
|
|
116 |
Archaeology |
ağır gövdeli semender veya timsaha benzeyen, düz kafatası ve konik dişleri olan, triyas dönemine ait soyu tükenmiş fosil amfibiler |
labyrinthodontia n.
|
|
117 |
Archaeology |
kabaca insan eline benzeyen, adını labyrinthodont sürüngenleri tarafından yapıldığına inanılan fosil ayak izinden alan, nesli tükenmiş bir hayvan |
cheirotherium n.
|
|
118 |
Archaeology |
özellikle de nannoplanktonlardan biri olan çok küçük fosil organizma |
nannofossil n.
|
|
119 |
Archaeology |
özellikle de nannoplanktonlardan biri olan çok küçük fosil organizma |
nanofossil n.
|
|
120 |
Archaeology |
fosil kalıntısı |
reliquiae n.
|
|
121 |
Archaeology |
bitki veya hayvanın fosil kalıntısı |
reliquiae n.
|
|
122 |
Archaeology |
halkalı solucanların tarih öncesi dönemlerde oluşturduğu fosil izleri |
nereites n.
|
|
123 |
Archaeology |
nesli tükenmiş tentaculites cinsinden fosil |
tentaculite n.
|
|
124 |
Archaeology |
hem ata hem de gelişmiş canlı formunun özelliklerini taşıyan fosil |
transitional fossil n.
|
|
125 |
Archaeology |
bir trilobit fosil cinsi |
triarthrus n.
|
|
126 |
Archaeology |
silüryen dönemde yaşamış bir fosil trilobit cinsi |
trinucleus n.
|
|
127 |
Archaeology |
üzerinde bitki ve hayvan figürleri bulunan taş veya fosil |
typolite n.
|
|
128 |
Archaeology |
düz veya dikenli olabilen küçük ve dallı bacaklı bir fosil cinsi |
ambocoelia n.
|
|
129 |
Archaeology |
fosil ve minerallerde dallı ağaç görünümü meydana gelmesi |
arborization n.
|
|
130 |
Archaeology |
fosil ve minerallerde dallı ağaç görünümü meydana gelmesi |
arborisation n.
|
|
131 |
Archaeology |
günümüz insanı ile büyük insansı maymun arasında özellikler gösteren çeşitli fosil primatlara verilen ad |
man ape n.
|
|
132 |
Archaeology |
fosil saz |
juncite n.
|
|
133 |
Archaeology |
homo erectus türünden olan fosil |
homo erectus n.
|
|
134 |
Archaeology |
homo floresiensis türünden olan fosil |
homo floresiensis n.
|
|
135 |
Archaeology |
homo habilis türünden olan fosil |
homo habilis n.
|
|
136 |
Archaeology |
gobi çölü'nde bulunmuş ve 75 milyon yıl öncesinde tarihlenmiş uzun arka bacaklı bir fosil |
mononychus olecranus n.
|
|
137 |
Archaeology |
güney-orta amerika'daki fosil kalıntıları ile keşfedilen soyu tükenmiş bir hominin |
rhodesian man n.
|
|
138 |
Archaeology |
güney-orta amerika'daki fosil kalıntıları ile keşfedilen soyu tükenmiş bir hominin |
homo rhodesiensis n.
|
|
139 |
Archaeology |
fosil kafadanbacaklı gagası |
rhyncholite n.
|
|
140 |
Archaeology |
australopithecus afarensis türüne ait fosil örneği |
lucy n.
|
|
141 |
Archaeology |
rotalia cinsine ait fosil bir foraminifer |
rotalite n.
|
|
142 |
Archaeology |
deliklilere ait fosil foraminifer |
rotalite n.
|
|
Environment |
|
143 |
Environment |
fosil su |
fossil water n.
|
|
144 |
Environment |
fosil yakıtı |
fossil fuel n.
|
|
145 |
Environment |
fosil yakıt kullanan elektrik santrali |
fossil fuel plant n.
|
|
146 |
Environment |
fosil kaynakları |
fossil resources n.
|
|
147 |
Environment |
taşlaşmış/fosil orman |
petrified forest n.
|
|
148 |
Environment |
ince katmanda bulunan ve tek bir topluluğun izlerinden oluşan fosil fauna |
faunula n.
|
|
149 |
Environment |
fosil enerji |
fossil energy n.
|
|
150 |
Environment |
fosil yakıt ile salınan ısı enerjisi |
fossil energy n.
|
|
151 |
Environment |
fosil yakıt ile ilgili olmayan |
nonfossil adj.
|
|
152 |
Environment |
fosil yakıttan türetilmemiş |
nonfossil adj.
|
|
153 |
Environment |
fosil yakıt dışı |
nonfossil adj.
|
|
154 |
Environment |
fosil yapılı |
fossil adj.
|
|
155 |
Environment |
fosil yakıta ait |
fossil adj.
|
|
156 |
Environment |
fosil yakıt ile ilgili |
fossil adj.
|
|
Geography |
|
157 |
Geography |
fosil fasiyesi |
fossil facies n.
|
|
158 |
Geography |
fosil yakıtlar |
fosil fuels n.
|
|
159 |
Geography |
fosil buz |
fossil ice n.
|
|
160 |
Geography |
kuzeybatı colorado ile kuzeydoğu utah'taki zengin fosil yataklarını içeren alan |
dinosaur national monument n.
|
|
Geology |
|
161 |
Geology |
devoniyen dönem kaya özelliğine sahip, deniz yosununa ait olduğu düşünülen tüy şeklinde fosil |
cauda galli n.
|
|
162 |
Geology |
los angeles'ta bulunan, 40 bin ila 8 bin yıl öncesini kapsayan dönemde içlerine hapsolmuş tarih öncesi hayvan ve bitkilerden fosil oluşmuş asfalt havuzları |
la brea tar pits n.
|
|
163 |
Geology |
çok sayıda fosil içeren, genellikle ince detaylarına kadar korunmuş ve yumuşak vücut parçalarının göründüğü bir kaya yatağı |
lagerstätte n.
|
|
164 |
Geology |
anahtar fosil |
key fossil n.
|
|
165 |
Geology |
bir çeşit fosil iz |
cruziana n.
|
|
166 |
Geology |
fosil esaslı |
fossil-based n.
|
|
167 |
Geology |
fosil dışkı veya salgı |
coprolite n.
|
|
168 |
Geology |
fosil cevher |
fossil ore n.
|
|
169 |
Geology |
fosil grubu |
fossil community n.
|
|
170 |
Geology |
fosil kalıntı |
fossil recorder n.
|
|
171 |
Geology |
fosil ranidler |
fossil ranids n.
|
|
172 |
Geology |
fosil j-şekilli beslenme oyuğu |
dactylodites ottoi n.
|
|
173 |
Geology |
fosil yakıt santralı |
fossil fuel plant n.
|
|
174 |
Geology |
kılavuz fosil |
key fossil n.
|
|
175 |
Geology |
kılavuz fosil |
zonal fossil n.
|
|
176 |
Geology |
organizmaların göçleri sırasında oluşturdukları fosil izi |
burrow n.
|
|
177 |
Geology |
organizmaların besin ararken bıraktıkları fosil izleri |
fodinichia n.
|
|
178 |
Geology |
taşınmış fosil |
reworked fossil n.
|
|
179 |
Geology |
üreme amaçlı bırakılmış fosil iz yapısı |
calichnia n.
|
|
180 |
Geology |
çıplak gözle görülebilen fosil |
macrofossil n.
|
|
181 |
Geology |
kaya katmanlarını tarihlendirmek için fosil organizmaların incelenmesi |
biostratigraphy n.
|
|
182 |
Geology |
orta ve üst silüryen kayaçlarında yaygın olarak görülen nesli tükenmiş bir fosil mercan cinsi |
halysites n.
|
|
183 |
Geology |
(paleontolojide) fosil ekinoid |
fairy stone n.
|
|
184 |
Geology |
tuhaf şekilli fosil |
fairy stone n.
|
|
185 |
Geology |
fosil kabuğu gibi organik formun toprakta veya kayada bıraktığı iz |
mold n.
|
|
186 |
Geology |
fosil kabuklar içeren grimsi kahverengi bir kireç taşı |
lumachel n.
|
|
187 |
Geology |
fosil kabuklar içeren grimsi kahverengi bir kireç taşı |
fire marble n.
|
|
188 |
Geology |
fosil odun |
rockwood n.
|
|
189 |
Geology |
fosil kopal |
fossil copal n.
|
|
190 |
Geology |
fosil hale gelme |
fossilification n.
|
|
191 |
Geology |
fosil bilimi |
fossilism n.
|
|
192 |
Geology |
huron ırmağı kıyısındaki fosil olmayan bazı kayaçlara ait |
huronian adj.
|
|
193 |
Geology |
huron ırmağı kıyısındaki fosil olmayan bazı kayaçlara ait |
huronian adj.
|
|
194 |
Geology |
(tortul kayaçlar) fosil içeren |
fossiliferous adj.
|
|
195 |
Geology |
(tortul kayaçlar) fosil yapılı |
fossiliferous adj.
|
|
196 |
Geology |
fosil taşıyan |
fossiliferous adj.
|
|
Military |
|
197 |
Military |
fosil buzu |
fossil ice n.
|
|
Ornithology |
|
198 |
Ornithology |
jura döneminde yaşamış serçe büyüklüğünde fosil bir kuş |
sinornis n.
|
|
Reptiles |
|
199 |
Reptiles |
iki temporal açıklığı ve pullu derisi olan fosil ve yaşayan kertenkelelerin bulunduğu alt sınıfın adı |
lepidosauria n.
|
|
200 |
Reptiles |
iki temporal açıklığı ve pullu derisi olan fosil ve yaşayan kertenkelelerin bulunduğu alt sınıfın adı |
subclass lepidosauria n.
|
|
Entomology |
|
201 |
Entomology |
fosil böcek |
entomolite n.
|
|
Slang |
|
202 |
Slang |
taş, mineral, değerli taş, fosil koleksiyoneri |
rock hound n.
|
|
Modern Slang |
|
203 |
Modern Slang |
silika veya kuvars kristalleriyle taşlaştırılmış fosil dinozor kemiği |
agatized dinosaur bone n.
|
|
Paleontology |
|
204 |
Paleontology |
taşınmış fosil |
derived fossil n.
|
|
205 |
Paleontology |
diprotodon cinsi hayvana ait fosil |
diprotodon n.
|
|
206 |
Paleontology |
indeks fosil |
guide fossil n.
|
|
207 |
Paleontology |
hangi jeolojik dönemde yaşadığı bilindiğinden içinde bulunduğu kayaç katmanının tarihlenmesinde kullanılabilen fosil |
guide fossil n.
|
|
208 |
Paleontology |
bir fosil balık cinsi |
gyracanthus n.
|
|
209 |
Paleontology |
fosil izi |
ichnite n.
|
|
210 |
Paleontology |
fosil izi |
ichnolite n.
|
|
211 |
Paleontology |
fosil yumurta |
ovulite n.
|
|
212 |
Paleontology |
demokratik kongo cumhuriyeti'nde ortaya çıkan sert bir fosil reçine |
congo n.
|
|
213 |
Paleontology |
demokratik kongo cumhuriyeti'nde ortaya çıkan sert bir fosil reçine |
congo copal n.
|
|
214 |
Paleontology |
demokratik kongo cumhuriyeti'nde ortaya çıkan sert bir fosil reçine |
congo gum n.
|
|
215 |
Paleontology |
fosil bir kaplumbağa cinsi |
gopherus n.
|
|
216 |
Paleontology |
fosil bir kaplumbağa cinsi |
genus gopherus n.
|
|
217 |
Paleontology |
yaygın görülen mezozoik bir fosil |
belemnite n.
|
|
218 |
Paleontology |
coryphodon cinsi fosil |
coryphodon n.
|
|
219 |
Paleontology |
cyathophyllidae familyasından fosil bir mercan |
cyathophylloid n.
|
|
220 |
Paleontology |
cyathophyllidae familyasından fosil bir mercan |
cup corals n.
|
|
221 |
Paleontology |
anahtar fosil |
index fossil n.
|
|
222 |
Paleontology |
anahtar fosil |
guide fossil n.
|
|
223 |
Paleontology |
anahtar fosil |
zone fossil n.
|
|
224 |
Paleontology |
çokgen biçimli hücreleri olan bir fosil mercan cinsi |
favosites n.
|
|
225 |
Paleontology |
tarak biçimli yaprakları olan karbonlu fosil bitkileri içeren bir cins |
pecopteris n.
|
|
226 |
Paleontology |
boynuz biçimli fosil deniz kabuğu |
cornu ammonis n.
|
|
227 |
Paleontology |
kuşu andıran fosil kalıntısı |
ornithoidichnite n.
|
|
228 |
Paleontology |
cycadofilicales takımı ile eş zamanlı nesli tükenmiş fosil bir açık tohumlu bitki şubesi |
pteridospermaphyta n.
|
|
229 |
Paleontology |
enkrinit kayaca ait fosil kök |
screw stone n.
|
|
230 |
Paleontology |
lyginopteridales takımından olan fosil |
seed fern n.
|
|
231 |
Paleontology |
indeks fosil |
index fossil n.
|
|
232 |
Paleontology |
gösterge fosil |
index fossil n.
|
|
233 |
Paleontology |
fosil örneği |
fossil specimen n.
|
|
234 |
Paleontology |
fosil numunesi |
fossil specimen n.
|
|
235 |
Paleontology |
pycnodontidae familyasından olan balık veya fosil |
pycnodont n.
|
|