gitmemek

Bedeutungen von dem Begriff "gitmemek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	gitmemek	clash v.
2	General	gitmemek	linger v.
3	General	gitmemek	skip v.
Idioms
4	Idioms	gitmemek	clash against v.
5	Idioms	gitmemek	be out of keeping with v.
Technical
6	Technical	gitmemek	linger v.

Bedeutungen, die der Begriff "gitmemek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 105 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	gitmemek (gidilmesi gereken bir toplantıya/yere)	skip v.
My physics teacher doesn't care if I skip classes. Derslere gitmezsem fizik öğretmenim umursamaz. More Sentences
2	General	hoşuna gitmemek	not like v.
Why, then, did I decide to vote for this resolution that I do not like? O halde neden hoşuma gitmeyen bu önergeye oy vermeye karar verdim? More Sentences
3	General	hoşuna gitmemek	dislike v.
It is very effective in fencing, but I dislike it in politics. Eskrimde çok etkilidir ama siyasette hoşuma gitmiyor. More Sentences
4	General	yolunda gitmemek	not go well v.
So many things in my life are not going well. Hayatımda pek çok şey yolunda gitmiyor. More Sentences
5	General	gözünün önünden gitmemek	haunt v.
Tom's face haunts me. Tom'un suratı gözümün önünden gitmiyor. More Sentences
6	General	işe gitmemek	be off v.
7	General	randevusuna gitmemek	break an appointment v.
8	General	şansı yaver gitmemek	be out of luck v.
9	General	izin alarak işe gitmemek	take off from work v.
10	General	birbiriyle iyi gitmemek	clash v.
11	General	randevuya gitmemek	break an appointment v.
12	General	ile iyi gitmemek	clash with v.
13	General	hoşa gitmemek	displease v.
14	General	hasta olduğundan dolayı işe gitmemek	be off sick v.
15	General	yolunda gitmemek	not go with a swing v.
16	General	yolunda gitmemek	not go right v.
17	General	planlandığı gibi gitmemek	not go to plan v.
18	General	birbirine gitmemek	clash v.
19	General	-e gitmemek	cut v.
20	General	kötü gitmemek	get on v.
21	General	(renk) gitmemek	jar v.
22	General	hoşuna gitmemek	displease v.
23	General	artık hoşuna gitmemek	cease to appeal v.
24	General	hoşuna gitmemek	misplease v.
25	General	hoşuna gitmemek	misset v.
26	General	durup gitmemek	gib v.
27	General	hoşuna gitmemek	disfancy [obsolete] v.
28	General	doğu yönüne gitmemek	disorientate v.
29	General	hoşa gitmemek	resist [obsolete] v.
Phrasals
30	Phrasals	telefon edip hasta olduğunu söyleyerek/bahane ederek işe gitmemek	bang something in v.
31	Phrasals	(bir yere/şeye) bir süre gitmemek	take off from (something or some place) v.
32	Phrasals	(bir şeyle) gitmemek	clash with (something) v.
Colloquial
33	Colloquial	(birinin) pek hoşuna gitmemek	not do anything for (someone) v.
34	Colloquial	(birinin) pek hoşuna gitmemek	not do much for (someone) v.
35	Colloquial	birine pek gitmemek	not do a lot/for somebody v.
36	Colloquial	birine pek gitmemek	not do much for somebody v.
37	Colloquial	birine pek gitmemek	not do anything for somebody v.
38	Colloquial	(birinin) pek hoşuna gitmemek	not do a lot for (someone) v.
39	Colloquial	telefon edip hasta olduğunu söyleyerek/bahane ederek işe gitmemek	bang in (sick) v.
40	Colloquial	işe/okula gitmemek	play (the) wag [uk] v.
41	Colloquial	hasta olduğu için izinli olmak/okula gitmemek	be off sick v.
Idioms
42	Idioms	içtikleri su ayrı gitmemek	live in each other's pockets v.
43	Idioms	(giysi) gitmemek	clash with v.
44	Idioms	şansı yaver gitmemek	be out of luck v.
45	Idioms	(belirli bir dönem) talihi yaver gitmemek	be down on one's luck v.
46	Idioms	parası boşa gitmemek	get one's money's worth v.
47	Idioms	şansı yaver gitmemek	have the deck stacked against one v.
48	Idioms	şansı yaver gitmemek	have the cards stacked against one v.
49	Idioms	(artık) üzerine gitmemek/üzerine varmaktan vazgeçmek	ease off on someone v.
50	Idioms	birisinin üzerine gitmemek	cut someone a break v.
51	Idioms	birisinin üzerine gitmemek	cut someone some slack v.
52	Idioms	hiçbir şey istediği gibi gitmemek/olmamak	have nothing going for someone v.
53	Idioms	hoşuna gitmemek	take issue with v.
54	Idioms	hasta olduğunu söyleyip (ya da bahane edip) işe gitmemek	report in sick v.
55	Idioms	hasta olduğunu söyleyip (ya da bahane edip) işe gitmemek	call in sick v.
56	Idioms	üstüne fazla gitmemek	go light on v.
57	Idioms	işe gitmemek	whip the cat [obsolete] v.
58	Idioms	birinin üstüne gitmemek	give (one) some slack v.
59	Idioms	(birinin) çok üstüne gitmemek	let (one) off easy v.
60	Idioms	gidiyorum deyip gitmemek	do a melba [australia] v.
61	Idioms	parası boşa gitmemek	get/have your money’s worth v.
62	Idioms	parası boşa gitmemek	have (one's) money's worth v.
63	Idioms	(bir şey birinin) hoşuna gitmemek	be not (one's) style v.
64	Idioms	düzgün gitmemek	go out of kilter v.
65	Idioms	(birinin) üstüne fazla gitmemek	go soft on (someone) v.
66	Idioms	düzgün gitmemek	go off-kilter v.
67	Idioms	(birinin) gözünün önünden gitmemek	come back to haunt (one) v.
68	Idioms	(birinin) gözünün önünden gitmemek	return to haunt (one) v.
69	Idioms	boşa gitmemek	not be lost on (someone) v.
70	Idioms	(bir yere) gitmemek	not darken the doorstep of (some place) v.
71	Idioms	(bir yere) bir daha gitmemek/geri dönmemek	not darken the doorstep of (some place) v.
72	Idioms	işe gitmemek/işten kaytarmak için hasta numarası yapmak	be swinging the lead [uk] v.
73	Idioms	içtikleri su ayrı gitmemek	be in each other's pockets [uk] v.
74	Idioms	içtikleri su ayrı gitmemek	live in each other's pockets [uk] v.
75	Idioms	(birinin) üzerine gitmemek	cut (one) a break v.
76	Idioms	üzerine gitmemek	cut a break v.
77	Idioms	(birinin) üzerine gitmemek	cut (one) some slack v.
78	Idioms	(birinin) fazla üstüne gitmemek	go light on (someone) v.
79	Idioms	(birinin/bir şeyin) şansı yaver gitmemek	have the deck stacked against (someone or something) v.
80	Idioms	şansı yaver gitmemek	have the deck stacked against v.
81	Idioms	(birinin/bir şeyin) şansı yaver gitmemek	have the cards stacked against (someone or something) v.
82	Idioms	hiçbir şey (birinin/bir şeyin) istediği gibi gitmemek/olmamak	have nothing going for (someone or something) v.
83	Idioms	şansı yaver gitmemek	have the cards stacked against v.
84	Idioms	(birinin/bir şeyin) şansı yaver gitmemek	have the cards stacked up against (someone or something) v.
85	Idioms	üzerine gitmemek	hold (one's) fire v.
86	Idioms	üzerine gitmemek	hold one's fire v.
87	Idioms	hiçbir yere gitmemek	lead nowhere v.
88	Idioms	bir yere gitmemek	lead nowhere v.
89	Idioms	içtikleri su ayrı gitmemek	live in (one's) pocket v.
90	Idioms	hiçbir zaman (bir yere) gitmemek/girmemek	never set foot in (some place) v.
91	Idioms	asla (bir yere) gitmemek/girmemek	never set foot in (some place) v.
92	Idioms	asla bir yere gitmemek	not darken somewhere's doorstep [old-fashioned] v.
93	Idioms	asla bir yere gitmemek	not darken somewhere's door v.
94	Idioms	(bir yere) gitmemek	not set foot in (some place) v.
95	Idioms	gözünün önünden gitmemek	return to haunt v.
96	Idioms	(biri/bir şey) hoşuna gitmemek	take issue with (someone or something) v.
Traffic
97	Traffic	trafikte sıkışık ana yollardan gitmemek için ara sokakları kullanmak	rat-running n.
Archaic
98	Archaic	hoşa gitmemek	miscontent v.
99	Archaic	hoşa gitmemek	mislike v.
100	Archaic	hoşa gitmemek	displeasure v.
Slang
101	Slang	hoşuna gitmemek	bum v.
102	Slang	hoşuna gitmemek	bum out v.
103	Slang	şansı hiç yaver gitmemek	can't take a trick [australia] v.
104	Slang	hoşuna gitmemek	piss in (someone's) cheerios v.
105	Slang	hoşuna gitmemek	pee in (someone's) cheerios v.