guilt - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

guilt

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "guilt" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
guilt n. suçluluk
General
guilt n. suç
guilt n. günahkarlık
guilt n. suçluluk duygusu
guilt n. kabahat
guilt n. töhmet
guilt n. cürüm
guilt n. sorumluluk
guilt n. suçluluk psikolojisi
guilt v. (birini) suçlu hissettirmek
Law
guilt n. cürüm
guilt n. kabahat
guilt n. kusur
guilt n. suç
guilt n. kanunlar karşısında cezaya tabi olma

Bedeutungen, die der Begriff "guilt" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 101 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
guilt feelings n. suçluluk duygusu
incurrence of guilt n. suçun meydana gelmesi
conscious-sense of one’s guilt n. suçluluk duygusu
guilt feelings n. suçluluk psikolojisi
guilt trip n. suçluluk psikolojisi
a sense of guilt n. suçluluk hissi
a strong feeling of guilt n. büyük suçluluk duygusu
a strong feeling of guilt n. derin suçluluk duygusu
a strong feeling of guilt n. ağır suçluluk duygusu
anticipated guilt n. beklenen suçluluk duygusu
blood guilt n. cinayet suçu
blood guilt n. kan dökme suçu
pang of guilt n. suçluluk duygusu
pang of guilt n. suçluluk hissi
guilt [obsolete] n. kişinin görevini ihmal etmesi
guilt [obsolete] n. kişinin görevini becerememesi
guilt [obsolete] n. suiistimal
guilt [obsolete] n. cezayı hak etme durumu
guilt [obsolete] n. hak ettiğini bulma
guilt pang n. suçluluk duygusu
feel a twinge of guilt about (something) v. vicdan azabı duymak
feel a twinge of guilt about something v. vicdan azabı çekmek
admit guilt v. suçu kabul etmek
assuage guilt v. suçluluğu hafifletmek
be on a guilt trip v. vicdan azabı duymak
be on a guilt trip v. vicdan azabı çekmek
guilt (into) v. (birini) suçlu hissettirerek bir şey yapmaya ikna etmek
guilt free adj. suçsuz
guilt ridden adj. suçluluk duygusundan muzdarip
guilt ridden adj. suçluluk duygusu içinde
guilt-laden adj. suç yüklü
guilt-laden adj. suçla yüklü
guilt-sick adj. aşırı vicdan azabı çeken
guilt-sick adj. pişmanlıktan hastalanmış
Phrasals
guilt out v. birinin suçluymuş gibi hissetmesine sebep olmak
Colloquial
guilt complex n. suçluluk kompleksi
guilt complex n. derin ve sürekli suçluluk duygusu
guilt complex n. güçlü suçluluk duygusu
guilt-trip v. (birisini) yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
guilt-trip v. (birini) suçlu hissettirerek manipüle etmeye çalışmak
racked with guilt adj. vicdan azabı çeken
racked with guilt adj. suçluluk duygusu altında ezilen
racked with guilt adj. vicdan azabı duyan
Idioms
a guilt trip n. ağır suçluluk duygusu
a guilt trip n. büyük suçluluk duygusu
a guilt trip n. derin suçluluk duygusu
a guilt trip n. vicdan yaptıracak söz
a guilt trip n. suçluluk hissettirecek söz
a guilt trip n. duygu sömürüsü
absolve from guilt v. aklanmak
absolve from guilt v. temize çıkmak
absolve from guilt v. suçsuzluğu ispatlanmak
send somebody on a guilt trip v. birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
be on a guilt trip about something v. bir konu hakkında kendini çok suçlu hissetmek
put a guilt trip on somebody v. birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
push the guilt under the rug v. suçluluk hissini hasıraltı etmek
lay/put a guilt trip on somebody (us) v. yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone v. yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
send somebody on a guilt trip (brit) v. yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone v. birine kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone v. birine suçluluk hissettirmek
lay a guilt trip on someone v. birine duygu sömürüsü yapmak
guilt trip v. suçluluk psikolojisine sokmak
guilt trip v. suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on (one) v. (birine) kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on (one) v. (birine) suçluluk hissettirmek
lay a guilt trip on (one) v. (birine) duygu sömürüsü yapmak
guilt-ridden adj. suçluluk duygusuyla dolu
absolved from guilt adj. masumluğu ispatlanmış
absolved from guilt adj. aklanmış
absolved from guilt adj. suçsuzluğu ispatlanmış
absolved from guilt adj. temize çıkmış
Trade/Economic
associate in guilt n. suç ortağı
Law
blood guilt n. aileye duyulan sorumluluk
blood guilt n. soya dayalı sorumluluk
admission of guilt n. suçun kabul edilmesi
guilt by association n. yardım ve yataklık suçu
presumption of guilt n. suçluluk karinesi
presumption of guilt n. masumiyet karinesi
Politics
war guilt n. savaş suçlusu
Psychology
excessive guilt n. aşırı suçluluk duygusu
survivor's guilt n. birçok insanın hayatını kaybettiği durumlarda kurtulanlar tarafından hissedilen suçluluk duygusu
survivor guilt n. birçok insanın hayatını kaybettiği durumlarda kurtulanlar tarafından hissedilen suçluluk duygusu
unconscious guilt n. bilinçdışı suçluluk
survivor guilt n. hayatta kalma sendromu
survivor's guilt n. hayatta kalma sendromuw
survivor guilt n. hayatta kalma suçluluğu
survivor's guilt n. hayatta kalma suçluluğu
survival guilt n. hayatta kalma suçluluğu
survivor's guilt n. kurtulanlar tarafından hissedilen suçluluk duygusu
neurotic guilt n. nevrotik suçluluk duygusu
survivor's guilt n. sağ kalma suçluluğu
survivor guilt n. sağ kalma suçluluğu
excessive guilt n. raskolnikov sendromu
guilt driven depression n. suçluluk duygusu sonucu oluşan depresyon
delusions of guilt n. suçluluk kuruntusu
guilt feelings n. suçluluk duyguları
initiative versus guilt n. suçluluk duygusuna karşı inisiyatif
Social Sciences
white guilt n. beyaz ırk suçluluğu
Literature
ripple of guilt n. suçluluk duygusu
Religious
guilt offering n. bir günaha karşılık kefaret