killing - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

killing

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "killing" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 29 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
killing n. öldürme
killing n. katletme
General
killing n. vurgun
killing n. voli
killing n. av
killing n. itlaf
killing n. ortadan kaldırma
killing n. yalanlama
killing n. cinayet
killing n. ölüm
killing n. kesme
killing n. katil (eylemi)
killing n. avlama
killing n. adam öldürme
killing n. dindirme
killing n. hayvan kesme
killing adj. çok komik
killing adj. kuvvetli
killing adj. öldürücü
killing adj. çok
killing adj. yıpratıcı
killing adj. yorucu
killing adj. öldüren
Informal
killing n. büyük kazanç
killing n. kısa zamanda elde edilen büyük kazanç
Technical
killing n. fırınlama
Slang
killing n. büyük kar
killing n. son derece komik
killing adj. çok komik

Bedeutungen, die der Begriff "killing" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 107 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
honour killing n. namus cinayeti
honour killing n. töre cinayeti
killing spree n. cinayetler serisi
mercy killing n. çaresiz durumdaki hastayı öldürme
targeted killing n. hedef gözeterek öldürme
targeted killing n. hedef gözeterek yok etme
accidental killing of a person in a fight n. (bir kavga sırasında) kazara adam öldürme
killing machine n. ölüm makinesi
mercy killing n. ötanazi
killing in the name of money n. para adına öldürme
delibrate killing n. kasten öldürme
mobile killing squad n. seyyar ölüm mangası
mobile killing unit n. seyyar ölüm mangası
time killing n. zaman öldürme
time killing n. oyalanma
contract killing n. kiralık katillik
contract killing n. kiralık katillik
serial killing n. seri cinayet
serial killing n. birden fazla insanın aynı katil tarafından öldürülmesi olayı
make a killing v. voli vurmak
make a killing v. vurgun vurmak
Colloquial
make a killing v. bir servet elde etmek
make a killing v. köşe olmak
make a killing v. voliyi vurmak
you're killing it! expr. yürü be, çok iyi gidiyorsun!
Idioms
killing machine n. etrafa ölüm saçan
a killing pace n. ölümcül hız
a killing pace n. aşırı yüksek hız
a killing pace n. aşırı sürat
go at something like a boy killing snakes v. dört elle sarılmak
(one) is going to killing (someone) v. (birini) sinirden paramparça etmek
make a quick killing v. kısa yoldan/zamanda voliyi vurmak
make a quick killing v. kısa yoldan/zamanda köşeyi dönmek
make a quick killing v. kolay yoldan parayı bulmak
make a quick killing v. kolay yoldan voliyi vurmak
make a quick killing v. kısa yoldan/zamanda köşe olmak
make a quick killing v. kısa yoldan/zamanda büyük kar etmek
go at like a boy killing snakes v. dört elle sarılmak
the suspense is killing me expr. meraktan çatlıyorum
Informal
make a killing v. büyük kar elde etmek
make a killing v. servet yapmak
make a killing v. para kazanmak
Speaking
this is killing me expr. bu beni öldürüyor
it is killing me expr. bu beni öldürüyor
have you ever thought about killing me? expr. hiç beni öldürmeyi düşündün mü?
worth killing for, worth dying for, worth going to hell for expr. öldürmeye değer, ölmeye değer, uğruna cehenneme gitmeye değer
my back is killing me expr. sırtım beni öldürüyor
Law
unlawful killing n. adam öldürme
killing without intent n. kasıtsız adam öldürme
unlawful killing n. katletme
accidental killing n. kazayla adam öldürme
intentional killing n. kasten adam öldürme
killing of innocent civilians n. masum sivillerin öldürülmesi
reckless killing n. taksirle öldürme
killing by gross carelessness n. taksirle öldürme
mass killing n. toplu katliam
mass killing n. toplu öldürme
reckless killing n. taksirle adam öldürme
killing by gross carelessness n. taksirle adam öldürme
honour killing n. töre cinayeti
honor killing n. töre cinayeti
execution-style killing n. yakın mesafeden infaz/idam
extrajudicial killing n. yargısız infaz
unlawful killing n. yasadışı öldürme
lawful killing n. (nefsi müdafaa veya görev sırasında) gerçekleştirilen haklı/yasal adam öldürme
deliberate killing n. kasten öldürme
Politics
honour killing n. namus cinayeti
honour killing n. töre cinayeti
Computer
killing players n. oyuncuları öldürme
drive-by killing n. istenmeyen programın kullanıcı izni dışında bilgisayara otomatik indirilmesi
Medical
intracellular killing n. hücre içi öldürme
Math
killing vector field n. killing vektör alanı
Physics
killing vector n. killing vektörü
killing horizon n. killing ufku
Agriculture
weed-killing equipment n. (yabani) ot öldürme ekipmanı
Social Sciences
honour killing victim n. töre cinayeti kurbanı
honour killing victim n. töre kurbanı
honor killing n. namus cinayeti
Religious
ritual killing n. tanrıya kurban sunma
Military
killing ground n. ölüm sahası
killing concentration n. öldürücü gaz yoğunluğu
killing zone n. ölüm bölgesi
killing field n. toplu katliam veya soykırım sonucu çok sayıda insanın öldüğü alan
Sport
killing the ball n. topu durdurma
killing the ball n. topun oynanmasına engel olma
mercy killing n. rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi sonucu müsabakanın erken bitirilmesi
giant-killing n. daha güçsüz bir takıma beklenmedik şekilde yenilme
Basketball
killing the clock n. zaman öldürme
Football
penalty killing v. penaltı kaçırmak
Slang
lady-killing n. kadın avcılığı
lady-killing n. çapkınlık
lady-killing n. zamparalık
lady-killing n. kadınların gönlünü çalma
the killing season n. yeni doktorların hasta bakmaya başladığı dönemde artması beklenen tıbbi hatalar
make a killing v. bir servet elde etmek
make a killing v. canlıyı bulmak
made a killing v. çok para kazanmak
make a killing v. çok para kazanmak
make a killing v. parayı bulmak
(a body part) is killing (one) expr. (bir organın ya da uzvun birisinin) canını acıtması
(a body part) is killing (one) expr. … beni öldürüyor
(a body part) is killing (one) expr. … resmen ağzıma sıçıyor
(a body part) is killing (one) expr. … beni mahvediyor
something is killing someone expr. bir organın ya da uzvun birisinin canını acıtması
something is killing someone expr. … beni öldürüyor
something is killing someone expr. … resmen ağzıma sıçıyor
something is killing someone expr. … beni mahvediyor