koşullar - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

koşullar



Bedeutungen von dem Begriff "koşullar" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
koşullar conditions n.
General
koşullar circumstances n.
koşullar things n.
koşullar terms n.
koşullar state of affair n.
koşullar circs n.
koşullar appearances n.
koşullar circumstance n.
Trade/Economic
koşullar term n.
Insurance
koşullar terms n.

Bedeutungen, die der Begriff "koşullar" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 229 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
lenf dokularının genişlemesiyle çıkan koşullar lymphomatoses n.
kötü koşullar rigour n.
şimdiki koşullar present conditions n.
ekonomik koşullar economic conditions n.
değişen koşullar changing conditions n.
varolan koşullar present conditions n.
kötü koşullar rigor n.
sosyal koşullar social conditions n.
kullanım koşullar terms of use n.
genel koşullar general terms n.
termofilik koşullar thermophilic conditions n.
tarihsel koşullar historical conditions n.
denk koşullar equal conditions n.
genel koşullar general requirements n.
genel koşullar general conditions n.
ürüne bağlı koşullar product-related conditions n.
ön koşullar outline specifications n.
hüküm süren koşullar prevailing circumstances n.
sakin koşullar settled conditions n.
yerleşik koşullar settled conditions n.
kötü koşullar poor conditions n.
kalitesiz koşullar poor conditions n.
mevcut koşullar current circumstances n.
uygun koşullar appropriate conditions n.
uygun koşullar suitable conditions n.
uygun koşullar proper conditions n.
yeni koşullar new conditions n.
sözkonusu koşullar the given conditions n.
belirtilen koşullar the given conditions n.
sözkonusu koşullar the given circumstances n.
belirtilen koşullar the given circumstances n.
nesnel koşullar objective conditions n.
yeni koşullar new circumstances n.
kötü/zayıf/olumsuz koşullar poor conditions n.
sosyal ve ekonomik koşullar social and economic conditions n.
geçerli koşullar conditions applying n.
geçerli koşullar valid conditions/terms n.
tehlikeli koşullar dangerous conditions n.
tehlikeli koşullar hazardous conditions n.
makul olmayan koşullar unreasonable conditions n.
temel koşullar principle conditions n.
insanlık dışı koşullar inhuman conditions n.
bir kişinin doğumu veya buna eşlik eden koşullar natals n.
doğal durum veya koşullar naturals [obsolete] n.
mevcut koşullar time n.
ordunun işleyişini ve birlik komutanının kararlarını etkileyen koşullar ve durumlar uncertain environment n.
güneşlenme veya yüzmeye uygun koşullar bathing n.
içinde yetişilen koşullar lap n.
doğal koşullar dışında bitki yetiştirme yöntemi mangonism [obsolete] n.
belirli koşullar altında eski biçimine dönen metalik malzeme marmem n.
güzel fırsatlar veya koşullar sunan yer haven n.
çiftleşmeye uygun koşullar breeding n.
zorlu koşullar altında kaçma hijra n.
zorlu koşullar altında kaçma hijrah n.
içgözlemsel analizde deneycinin belirlediği fiziksel koşullar altında deneyimlerini anlatan kimse observer n.
acımasız koşullar rigours n.
zorlu koşullar rigours n.
sert koşullar rigours n.
acımasız koşullar rigors n.
zorlu koşullar rigors n.
sert koşullar rigors n.
daha avantajlı koşullar elde etme umuduyla bir sözleşmeyi imzalamayı geciktiren kimse holdout n.
belirli koşullar altında elde edilebilecek en iyi sonuç optimum n.
genel koşullar rough (in) n.
çeki hayvanlarının çekme güçlerinin standart koşullar altında test edildiği bir yarışma draw n.
değişen koşullar ve yeni fikirlerden bihaber kimse dodo n.
toz pembe koşullar romance n.
kızak kullanımına elverişli koşullar sledding n.
normal (koşullar) normality n.
aşırı soğuk koşullar için tasarlanmış arctic adj.
büyüme için uygun koşullar gerektiren miffy adj.
kötü koşullar sunan hostile adj.
kötü koşullar altında god-forsaken adj.
bu koşullar altında in the circumstances adv.
denk koşullar altında under equal conditions adv.
normal koşullar altında under normal conditions adv.
koşullar münasip olduğunda when conditions are suitable adv.
kötü koşullar altında under bad conditions adv.
Phrases
koşullar ne olursa olsun by hell or high water expr.
koşullar ne olursa olsun hell or high water expr.
bu koşullar altında as a result of these circumstances expr.
Bu koşullar göz önüne alındığında given these circumstances expr.
olumsuz koşullar altında under adverse circumstances expr.
koşullar el verdiğinde when circumstances allow expr.
koşullar ne olursa olsun no matter what happens expr.
koşullar ne olursa olsun whatever may come expr.
diğer koşullar sabitken all other things (else) being equal expr.
aynı koşullar altında all other things (else) being equal expr.
diğer koşullar sabitken all other things (else) being equal expr.
aynı koşullar altında all other things (else) being equal expr.
bu koşullar altında at this rate expr.
bu koşullar altında at that rate expr.
Colloquial
koşullar çok iyi olmasa da elinden gelenin en iyisini yapmak make the best of it v.
(mecaz) çalkantılı koşullar white-water adj.
Idioms
hayali koşullar never-never land n.
rahat koşullar comfortable circumstances n.
rahat koşullar comfortable circumstances n.
çok rahat koşullar bed of roses n.
daha iyi iş/yaşam/koşullar greener pastures n.
değişken koşullar shifting sands n.
insanın elini kolunu bağlayan ekonomik koşullar/getiriler golden handcuffs n.
kişinin işten ayrılmaması için sunulan ekonomik koşullar golden handcuffs n.
bir yarıştaki/mücadeledeki adil koşullar a fair field and no favor [dated] n.
genel koşullar/şartlar a state of affairs n.
ilgili koşullar strings attached n.
koşullar uygun olduğunda harekete geçmek hoist your sail when the wind is fair v.
zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmak make the best of a bad situation v.
beklenmedik koşullar yüzünden ortadan kalkmak be ruled out of court v.
koşullar gerektiğinde istisna yapmak make allowance for (someone or something) v.
koşullar gerektiğinde istisna yapmak make allowances for (someone or something) v.
zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmak make the best of a bad bargain v.
koşullar gerektiğinde biri için istisna yapmak make allowances for somebody v.
diğer koşullar sabitken all other things being equal expr.
koşullar ne olursa olsun come hell or high water expr.
genelde avustralya'nın kırsal kesimlerinde bir işi veya sabit bir adresi olmadan, eğlence amaçlı ya da ekonomik koşullar nedeniyle seyahat etmek on the wallaby (track) expr.
koşullar ne olursa olsun come hell and high water expr.
belirli koşullar sağlanana kadar başkasının kontrolünde/başkasına emanet in escrow expr.
belirli koşullar sağlanana kadar el süremeyeceği durumda in escrow expr.
Trade/Economic
belirli koşullar altında yürürlüğe girecek sözleşmeler executory contract n.
bir alım satım sözleşmesinde fiyat ve öteki koşullar terms of exchange n.
cazip koşullar attractive terms n.
daha uygun koşullar more favorable terms n.
daha düzgün koşullar more favorable terms n.
ekonomik koşullar economic conditions n.
ekonomik koşullar economic climate n.
emsal koşullar conditions precedent n.
geçerli ekonomik koşullardan bağımsız olan ve ekonomik koşullar değiştikçe sabit tutulan politikalar nonactivist policy n.
firma dışından kaynaklanan işçi başarısını etkileyen koşullar macro motivation n.
gerekli koşullar qualifying conditions n.
genel koşullar general terms and conditions n.
hüküm ve koşullar terms and conditions n.
hükümler ve koşullar terms and conditions n.
istisnai koşullar exceptional conditions n.
işin dışsal çevre ortamı yerine doğrudan doğruya işin kendisine ve işçinin o işi yerine getirmesine ait koşullar job content n.
ödemeye ilişkin şart ve koşullar terms and conditions of payment n.
referans koşullar reference conditions n.
rekabetçi koşullar altında satıcıların fiyatları belirlemeleri competitive bidding n.
sosyoekonomik koşullar socioeconomic circumstances n.
toplumsal koşullar social conditions n.
üzerinde özel koşullar yazılı tahvil stamped bond n.
yasal koşullar legal requirements n.
yasal koşullar legal requirement n.
zorunlu koşullar mandatory stipulations n.
mevcut koşullar weathers n.
mevcut koşullar altında ek fon ödünç almaya izin veren open-end adj.
belirli koşullar dahilinde sözleşmeye ek borçlanmaya izin veren open-ended adj.
Law
abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebilmesi için gereken koşullar chapter 11 [usa] n.
abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebilmesi için gereken koşullar chapter xi n.
belirli koşullar altında fesh etme hakkı right to terminate under certain conditions n.
cezai koşullar penal conditions n.
şartlar ve koşullar terms and conditions n.
(eskiden) mahkumu belirli koşullar altında bir günlüğüne serbest bırakan mahkeme kararı day rule n.
koşullar değiştiği takdirde things thus standing expr.
Politics
ağır koşullar aggravated circumstances n.
ağırlaşmış koşullar aggravated circumstances n.
ekonomik koşullar economic conditions n.
hafifletici koşullar attenuating circumstances n.
sınırlı koşullar streamlined conditionality n.
tüketici sözleşmelerindeki haksız koşullar unfair terms in consumer contracts n.
ulusal siyasal koşullar national political conditions n.
uygun koşullar favorable conditions n.
yasal koşullar legal conditions n.
öngörülen koşullar uyarınca subject to the conditions expr.
Insurance
asli koşullar original conditions n.
elde olmayan nedenler ve koşullar altında anlaşmanın yerine getirilememesi sonucu sözleşmenin iptali frustration n.
Technical
asgari koşullar minimum conditions n.
bir sistemi dengede tutan sıcaklık ve basınç gibi dış koşullar potential equilibrium n.
çevresel koşullar environmental conditions n.
durağan koşullar static conditions n.
doğurucu koşullar germanative conditions n.
en uygun koşullar optimum conditions n.
oksitlemeyen koşullar nonoxidizing conditions n.
standart koşullar standard conditions n.
teknik koşullar technical conditions n.
teknik koşullar technical requirements n.
sıkı belirlenmiş koşullar altında ölçülebilir cihaz özelliği device characteristic n.
barışçıl koşullar altında abd ve dost bir ülkenin hükümeti arasındaki işbirliğine dayalı lojistik uygulamalarına ilişkin usul ve uygulama anlaşmaları cooperative logistic support arrangements n.
belirli koşullar altında karakteristik olarak oluşan typomorphic adj.
belirlenmiş koşullar altında under specified conditions expr.
Computer
dayanak koşullar reference conditions n.
Mechanic
elverişsiz koşullar unfavourable conditions n.
makinenin yapımıyla ilgili koşullar altında yapabileceği işi belirten formül modulus of a machine n.
makinenin yapımıyla ilgili koşullar altında yapabileceği işi belirten formül the efficiency of the machine n.
Construction
değişen koşullar changed conditions n.
strüktürel koşullar structural requirements n.
yapısal koşullar structural requirements n.
Dyeing
tropikal koşullar altında kullanım için uygun ağartıcı tropical bleach n.
Automotive
rahat koşullar relaxed conditions n.
Aeronautic
görerek meteorolojik koşullar visual meteorological conditions n.
hava aracının belirli koşullar altında gidebileceği süre endurance n.
Mining
oluştuğu koşullar nedeniyle karakteristik mineral yüzeyine sahip olmayan metamorfik mineral xenoblast n.
Medical
yetersiz hijyenik koşullar inadequate hygienic conditions n.
Food Engineering
kararlı koşullar steady state n.
yatışkın koşullar steady state n.
Math
belirli koşullar altında çarpım veya integralleri toplamı sıfıra veya 1'e eşit olan orthogonal adj.
Logic
bir ifadenin doğru olduğu koşullar truth-condition n.
Chemistry
(kimyasal sistemi) kontrollü koşullar altında reaksiyon geliştirmek için sürdürmek incubate v.
Biology
hayvanların gnotobiyotik koşullar altında yetiştirilmesini inceleyen biyoloji dalı gnotobiotics n.
(çevresel koşullar etkisi ile) genetik varyasyon kopyalamak phenocopy v.
(çevresel koşullar etkisi ile) genetik varyasyon yaratmak phenocopy v.
farklı koşullar altında yaşayabilen euryoecious adj.
yaşam için uygun koşullar sağlayan biophile adj.
Botanic
bakterinin uygun olmayan koşullar altında aldığı pasif hal endospore n.
bitkilerdeki hastalık belirtilerinin bazı çevresel koşullar altında baskılanması masking n.
Agriculture
sulu koşullar irrigated conditions n.
(soğan) olumsuz koşullar sebebiyle sert dış tabaka oluşturmak scallion v.
Tobacco
ek koşullar additional conditions n.
özel koşullar special conditions n.
Forestry
federal hükümetin koruduğu, yalnızca kontrollü koşullar altında ekilip biçilebilen veya avlanılabilen büyük orman alanı national forest n.
Social Sciences
sosyo-ekonomik koşullar bakımından farklılık gösteren bireylerin, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimlerindeki farklılık digital gap n.
davranış şeklini etkileyen koşullar situation n.
Education
lisans diploması için gerekli koşullar conditions for award of bachelor’s diploma n.
ön koşullar prerequisites n.
Environment
havasız koşullar anaerobic conditions n.
meşru koşullar allowable criterion n.
bitkilerin kontrollü koşullar altında büyük ölçekte yetiştirilebildiği yapı phytotron n.
Geography
sabah uygun koşullar altında askeri operasyonların sınırlı da olsa yapılabildiği zaman dilimi begin morning nautical twilight n.
atmosferik koşullar ile ilgili epedaphic adj.
sabah uygun koşullar altında askeri operasyonların sınırlı da olsa yapılabildiği zaman dilimi bmnt (begin morning nautical twilight) abrev.
Meteorology
meteorolojik koşullar meteorological conditions n.
Geology
tamamen yerel koşullar altında belirlenen autogenous adj.
tamamen yerel koşullar altında gelişen autogenous adj.
Military
kuvvetlerin düşman birlikleriyle karşılaşması durumunda hangi sınırlamalar ve koşullar altında muharebeyi başlatıp sürdüreceklerini tarif eden bir askeri direktif rule of engagement n.
belirli koşullar altında hedefe yapılan bir dizi atış course n.
Abbreviation
diğer tüm koşullar sabit kaldığında cet. par. (ceteris paribus) adv.
Latin
koşullar değiştiği takdirde rebus sic stantibus expr.
Engineering
devrenin uygun koşullar olmaksızın çalışmamasını sağlayan güvenlik cihazı interlock n.
Entomology
olumsuz koşullar nedeniyle kesintiye uğrayana kadar sürekli birbiri ardına gelen nesiller üreten homodynamic adj.
Slang
belirsiz koşullar dizisi ball of wax n.