leisure - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

leisure

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "leisure" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
leisure n. boş vakit
General
leisure n. işsizlik
leisure n. uygun zaman
leisure n. boş zaman faaliyeti
leisure n. tatil
leisure n. dinlence
leisure n. serbestlik
leisure n. fırsat
leisure n. boş vakit
leisure n. boş zaman
leisure n. serbest zaman
leisure n. serbest zaman aktivitesi
leisure n. boş zaman aktivitesi
leisure n. rahatlık
leisure n. kaygısızlık
leisure n. ağırdan alma
leisure adj. işsiz
leisure adj. gündelik
leisure adj. boş
leisure adj. serbest
leisure adj. rahat
leisure adj. vakti olan
leisure adj. boş zaman faaliyetine uygun
Trade/Economic
leisure n. aylaklık
Computer
leisure n. boş zaman

Bedeutungen, die der Begriff "leisure" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 93 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
leisure traveller n. dinlence yolcusu
leisure time n. boş vakit
leisure industry n. eğlence endüstrisi
leisure traveller n. iş veya zorunluluk dışında bir sebeple seyahat eden kimse
leisure class n. aylak sınıf
leisure activity n. boş vakit faaliyeti
leisure activity n. boş zamanlarda yapılan aktivite
leisure times n. işten arta kalan zamanlar
leisure times n. boş zamanlar
leisure time n. işten arta kalan zaman
leisure time n. boş zaman
leisure time activities n. boş zaman faaliyetleri
leisure yachting n. boş zaman yatçılığı
commercialization of leisure n. (disneyland vb gibi) park/oyun alanı gibi insanların boş zaman etkinliklerine cevap veren alanların ticarileşmesi
leisure class n. rahat sınıf
leisure center n. sosyal tesis
leisure center n. dinlence merkezi
leisure center n. eğlence merkezi
leisure centre n. dinlence merkezi
leisure centre n. eğlence merkezi
leisure cruise n. eğlence gezisi
at leisure adj. boş zamanda serbest
at leisure adj. serbest
at leisure adj. boş zamanda
at leisure adj. boş zamanı olan
at leisure adv. boş zamanlarda
at leisure adv. yavaş yavaş
at leisure adv. acelesiz
at one's leisure adv. vakti olduğu zaman
at one's leisure adv. boş zamanlarında
at leisure adv. acele etmeden
Phrases
a life of leisure n. ekmek elden su gölden yaşam
Proverb
marry in haste and repent at leisure iyice düşünmeden evlenirsen düşünmeye vakit bulunca pişman olursun
busiest men have the most leisure çalışkan bir insanın her şeye vakti vardır
idle folk have the least leisure tembelin boş zamanı olmaz
idle people have the least leisure tembelin boş zamanı olmaz
Colloquial
a lady of leisure n. boş oturan kadın
a lady of leisure n. çalışmaya gerek duymayan kadın
leisure sickness n. boş zaman hastalığı
at one's leisure expr. boş zamanlarında
at (your) leisure expr. acele etmeden
at (your) leisure expr. boş zamanında
at (your) leisure expr. yavaş yavaş
at (your) leisure expr. serbest zamanında
at (your) leisure expr. vakti olduğunda
Idioms
man of leisure n. sefa adamı
busman's holiday leisure n. tatilde de işte yaptığının aynısını yapma
man/woman/gentleman/lady of leisure n. çalışmaya gerek duymayan/ihtiyacı olmayan adam/kadın
man/woman/gentleman/lady of leisure n. boş oturan adam/kadın
man/woman/gentleman/lady of leisure n. sefa adamı
man/woman/gentleman/lady of leisure n. çalışmayan ve vaktini istediği gibi geçiren zengin adam/kadın
man/woman/gentleman/lady of leisure n. çalışmaya ihtiyacı olmayıp keyfince/gönlünce yaşayan adam/kadın
a lady of leisure n. çalışmaya ihtiyacı olmayan kadın
be at leisure v. boş vakti olmak
be at leisure v. boş zamanı olmak
at (one's) leisure expr. (birinin) keyfine göre
at (one's) leisure expr. rahatça
at (one's) leisure expr. acele etmeden
at (one's) leisure expr. rahat rahat
at (one's) leisure expr. serbestçe
at one's leisure expr. acele etmeden
at one's leisure expr. boş zamanında
at one's leisure expr. yavaş yavaş
at one's leisure expr. serbest zamanında
at one's leisure expr. vakti olduğunda
at one's leisure expr. birinin keyfine göre
at one's leisure expr. rahatça
at one's leisure expr. rahat rahat
Trade/Economic
intertemporal substitution of leisure n. boş vaktin zamanlararası ikamesi
work-leisure optimum n. çalışma boş zaman optimum bileşimi
leisure industry n. eğlence endüstrisi
optimal work-leisure position n. optimal çalışma boş zaman pozisyonu
Institutes
european home and leisure accident surveillance system n. avrupa ev ve iş yeri harici kazalar sistemi
Tourism
leisure travel agent n. dinlence seyahat acentesi
leisure-tourism n. dinlenme turizmi
leisure services n. dinlence hizmetleri
leisure centre n. sosyal tesis
leisure day visitor n. tatil günü ziyaretçisi
Technical
leisure time n. boş zaman
Textile
leisure wear n. spor giysi
leisure suit n. gündelik takım
leisure wear n. rahat giysiler
Automotive
leisure activity vehicle n. gezinti aracı
Aeronautic
leisure airline n. keyifleri için ucuza uçakla seyahat edenlerin havayolu
Marine
leisure skipper n. amatör kaptan
leisure skippers n. amatör kaptanlar
leisure fishing n. serbest balıkçılık
leisure time n. serbest zaman
leisure fishing boat n. serbest balıkçı botu
Medical
leisure activities n. boş zaman faaliyetleri
Social Sciences
leisure class n. aylak/tembel sınıf veya kitle
Sport
international sports and leisure marketing (isl) n. uluslararası spor ve eğlence pazarlama
Star Wars
leisure shuttle n. tatil mekiği