yavaş yavaş - Türkisch Englisch Wörterbuch

yavaş yavaş

Bedeutungen von dem Begriff "yavaş yavaş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 34 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yavaş yavaş gradually adv.
Galicia's green coast is gradually turning black.
Galiçya'nın yeşil kıyıları yavaş yavaş siyaha dönüyor.

More Sentences
yavaş yavaş slowly adv.
Sadly, she is ill and is only slowly recovering.
Ne yazık ki hasta ve yavaş yavaş iyileşiyor.

More Sentences
General
yavaş yavaş gradual adj.
There has been a gradual decrease in my grades.
Notlarımda yavaş yavaş bir düşüş oldu.

More Sentences
yavaş yavaş slowly adv.
Research seems to show that our traditions are tending to converge slowly.
Araştırmalar, geleneklerimizin yavaş yavaş birbirine yaklaşma eğiliminde olduğunu göstermektedir.

More Sentences
yavaş yavaş by degrees adv.
She is getting used to this rural life by degrees.
Bu kırsal yaşama yavaş yavaş alışıyor.

More Sentences
yavaş yavaş bit by bit adv.
Bit by bit, he could attract her with his behaviour.
Yavaş yavaş, davranışlarıyla onu kendine çekmeyi başardı.

More Sentences
Colloquial
yavaş yavaş bit by bit expr.
Tom is getting better bit by bit.
Tom yavaş yavaş iyileşiyor.

More Sentences
General
yavaş yavaş parcelwise [obsolete] adj.
yavaş yavaş inch by inch adv.
yavaş yavaş leisurely adv.
yavaş yavaş step by step adv.
yavaş yavaş at leisure adv.
yavaş yavaş little by little adv.
yavaş yavaş by slow degrees adv.
yavaş yavaş piecemeal adv.
yavaş yavaş by inches adv.
yavaş yavaş by and by adv.
yavaş yavaş step-wise adv.
yavaş yavaş tardily adv.
yavaş yavaş languidly adv.
yavaş yavaş slow adv.
yavaş yavaş by small and small adv.
yavaş yavaş snail-like adv.
yavaş yavaş soakingly adv.
Phrases
yavaş yavaş by easy stages in easy stages adv.
Colloquial
yavaş yavaş inch-by-inch adj.
yavaş yavaş little by little adv.
yavaş yavaş softly-softly adv.
yavaş yavaş at (your) leisure expr.
Idioms
yavaş yavaş a step at a time n.
yavaş yavaş slower and slower expr.
yavaş yavaş one step at a time expr.
yavaş yavaş at one's leisure expr.
Music
yavaş yavaş poco a poco adv.

Bedeutungen, die der Begriff "yavaş yavaş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yavaş slow adj.
We started to sail at a slow speed.
Yavaş bir hızda yelken açmaya başladık.

More Sentences
yavaş gelişen retarded adj.
General
yavaş pişirici slow cooker n.
The slow cooker has become a familiar household appliance in many kitchens.
Yavaş pişirici, birçok mutfakta tanıdık bir ev aleti haline geldi.

More Sentences
zarar vermek (yavaş yavaş/sinsice) undermine v.
Excessive or insufficient weight gain can undermine the health of both the fetus and the mother.
Aşırı veya yetersiz kilo alımı hem fetüsün hem de annenin sağlığına zarar verebilir.

More Sentences
yavaş yavaş kaynamak simmer v.
Let the paste sauce simmer for a few more minutes.
Salça sosunu birkaç dakika daha yavaş yavaş kaynamaya bırakın.

More Sentences
yavaş ilerlemek nose v.
The car nosed through the crowds.
Araba kalabalığın arasından yavaş ilerleyerek geçti.

More Sentences
yavaş yavaş hareket ettirmek inch v.
The operator inched the crane forward.
Operatör vinci ileri doğru yavaş yavaş hareket ettirdi.

More Sentences
yavaş ilerlemek crawl v.
The train crawled by us, leaving behind a trail of smoke.
Tren arkamızda bir duman izi bırakarak yanımızdan yavaşça ilerledi.

More Sentences
yavaş yavaş çıkmak trickle v.
The fans started to trickle away from the stadium when their opponents scored the third goal.
Taraftarlar, karşı takım üçüncü golü attıktan sonra gruplar halinde stadyumdan yavaş yavaş çıkmaya başladılar.

More Sentences
yavaş tempoda koşmak jog v.
He jogs a couple of miles every morning.
Her sabah birkaç mil yavaş tempo koşar.

More Sentences
yavaş yazmak write slowly v.
Tom writes slowly.
Tom yavaş yazar.

More Sentences
yavaş konuşmak speak slow v.
Tom speaks slower than Bill.
Tom, Bill'den daha yavaş konuşur.

More Sentences
yavaş yürümek walk slowly v.
Tom is walking slowly.
Tom yavaş yürüyor.

More Sentences
yavaş yavaş ilerlemek edge v.
He edged his way towards the exit.
Çıkışa doğru yavaş yavaş ilerledi.

More Sentences
yavaş yavaş yürümek walk slowly v.
Walk slowly.
Yavaş yavaş yürüyün.

More Sentences
yavaş yavaş geçmek ease v.
The movie star eased her way through thousands of fans.
Film yıldızı binlerce hayranının arasından yavaş yavaş geçti.

More Sentences
yavaş yavaş yükselmek edge v.
Real estate prices are beginning to edge up again.
Emlak fiyatları yeniden yavaş yavaş yükselmeye başladı.

More Sentences
yavaş yavaş tırmanmak clamber v.
The hiker had to clamber up the steep cliff to reach the top.
Yürüyüşçü zirveye ulaşmak için dik uçuruma yavaş yavaş tırmanmak zorunda kaldı.

More Sentences
yavaş yavaş bitirmek nibble v.
Her excessive shopping habits have been nibbling her enormous fortune.
Aşırı alışveriş alışkanlığı onun muazzam servetini yavaş yavaş bitiriyor.

More Sentences
yavaş slower adj.
Talk slower.
Yavaş konuş.

More Sentences
yavaş yavaş olan gradual adj.
The changes have been gradual.
Değişiklikler yavaş yavaş oldu.

More Sentences
en yavaş slowest adj.
After all, a payment system is a network, and a network develops at the rate of the slowest members that belong to it.
Sonuçta, bir ödeme sistemi bir ağdır ve bir ağ, kendisine ait olan en yavaş üyeler oranında gelişir.

More Sentences
yavaş sluggish adj.
Poverty and sluggish social reform have led to an increase in crime and the growth of the shadow economy.
Yoksulluk ve sosyal reformlardaki yavaşlama suç oranlarının artmasına ve kayıt dışı ekonominin büyümesine yol açmıştır.

More Sentences
yavaş hareket eden slow moving adj.
Traffic is slow moving.
Trafik yavaş hareket ediyor.

More Sentences
yavaş slow adj.
Working with slow films isn't suitable for newbies.
Yavaş filmlerle çalışmak yeni başlayanlar için uygun değildir.

More Sentences
daha yavaş slower adj.
As the presidency has pointed out, slower growth will affect the nominal value of budgetary positions.
Cumhurbaşkanlığının da belirttiği gibi daha yavaş büyüme bütçe pozisyonlarının nominal değerini etkileyecektir.

More Sentences
çok yavaş very slow adj.
Finding long-term solutions has nevertheless been a very slow process in recent years.
Bununla birlikte, uzun vadeli çözümler bulmak son yıllarda çok yavaş ilerleyen bir süreç olmuştur.

More Sentences
çok yavaş too slow adj.
I am told that progress was far too slow and there was far too much bureaucracy.
Bana ilerlemenin çok yavaş olduğu ve çok fazla bürokrasi olduğu söylendi.

More Sentences
oldukça yavaş rather slow adj.
This is rather slow, especially if you take into consideration the average capacity of its battery.
Bu, özellikle pilinin ortalama kapasitesini dikkate alırsanız oldukça yavaştır.

More Sentences
oldukça yavaş quite slow adj.
Progress has been made but it is quite slow.
İlerleme kaydedilmiştir ancak bu oldukça yavaştır.

More Sentences
yavaş slowly adv.
Impatient citizens complain that the wheels of European bureaucracy turn infinitely slowly.
Sabırsız vatandaşlar, Avrupa bürokrasisinin çarklarının sonsuz derecede yavaş döndüğünden yakınıyor.

More Sentences
daha yavaş more slowly adv.
It is absolutely essential that companies in areas developing more slowly adopt the latest technology and know-how.
Daha yavaş gelişen bölgelerdeki şirketlerin en son teknoloji ve teknik bilgiyi benimsemeleri kesinlikle çok önemlidir.

More Sentences
yavaş olma laggardness n.
yavaş koşma jogging n.
yavaş silme slow wipe n.
yavaş paralanma low order burst n.
yavaş yavaş gevşeme easing off n.
yavaş ilerleme crawl n.
yavaş yavaş ilerleyen yangın creeping fire n.
yavaş at lob n.
kısıtlamaların yavaş yavaş kaldırılması easing of restrictions n.
önce kuvvetli sonra yavaş forte piano n.
yavaş yavaş yok olma fading away n.
yavaş yavaş gözden kaybolma evanescing n.
yavaş hareket eden kimse snail n.
yavaş koşma jog n.
müşteri bulmak için yavaş ilerleyen taksi crawler n.
yavaş gelişen afet creeping disaster n.
yavaş yavaş ödeme (borç vb) sinking n.
yavaş yavaş ödeme (borç) sinking n.
yavaş gezinti jog n.
yavaş atılan top lob n.
yavaş koşma dogtrot n.
yavaş yavaş kaybolma evanescence n.
yavaş hareket etme segnity n.
görüntü ve sesin yavaş yavaş görülmesi ve duyulması fade in n.
değişimi yavaş yavaş gerçekleştirme gradualism n.
okuması yavaş nonreader n.
yavaş yavaş gözden kaybolma fading n.
yavaş ilerleme jog-trot n.
yavaş tempo koşu jog-trot n.
yavaş hareket slow movement n.
yavaş şehir citta slow n.
yavaş şehir slow city n.
yavaş şehir (akımı) cittaslow n.
yavaş şehir (akımı) slow city n.
yavaş akan bir nehir a slow moving river n.
yavaş bir dans a slow dance n.
yavaş başlangıç slow start n.
yavaş dalga slow wave n.
yakıttan tasarruf etmek için arabayı yavaş kullanma hypermiling n.
yakıttan tasarruf etmek için arabayı yavaş kullanma hyper-miling n.
yavaş yavaş dolaşma amble n.
yavaş öğrenme backwardness n.
okuması yavaş non-reader n.
yavaş koşu jogging n.
tempolu ve yavaş koşu jogging n.
yavaş yavaş azaltma tapering n.
Yavaş yürüyüş plod n.
yavaş yavaş sahibinin komutlarına uyan eğitimsiz at green broke n.
yavaş öğrenen kimse a slow learner n.
yavaş yavaş gelişme slow build up n.
yavaş yavaş tüketme absumption [obsolete] n.
yavaş yavaş yok etme absumption [obsolete] n.
yavaş yavaş azalma/küçülme tail-off n.
yavaş okuma poor reading n.
cüz'i miktarda kalana dek yavaş yavaş azalma tapering off n.
yavaş yavaş incelme taper n.
yavaş gelen kimse lagger n.
dört müzik vuruşunda iki hızlı bir yavaş şekilde peş peşe gerçekleştirilen bale hareketi chassé n.
yavaş yavaş yürüme tolutation [obsolete] n.
çok yavaş şey tortoise n.
çok yavaş kimse tortoise n.
rahvan gider gibi yavaş adımlarla yürüyen at trippler [south african] n.
atın yavaş adımlarla yürüme şekli tripple n.
yavaş yavaş ortadan kaybolma die–away n.
yavaş hareket etme jog trot n.
yavaş yavaş solma fadeaway n.
yavaş yavaş ilerleme wafture n.
yavaş veya yalpalayarak hareket etme jickajogging n.
yavaş yavaş yok olma fadeout n.
yavaş yavaş yok olma fade-out n.
yavaş yanan kibrit vesuvian n.
yavaş süreç mill n.
yavaş rutin mill n.
yavaş hareket eden şey lug n.
yavaş tepki slow response n.
(köpek yürüyüşüne benzer) yavaş yürüyüş dogtrick n.
yavaş çalışan kimse dretch [dialect] [uk/scotland] n.
(fikir, tutum) yavaş ve azar azar ortaya çıkma drizzle n.
(televizyonda, filmlerde) görüntünün daire içinde yavaş yavaş ortaya çıkması iris n.
yavaş, düzenli, uzun adımlar ile yürüme pacing n.
sürecin çok yavaş ilerleyip gecikme yaratan kısmı pinch point n.
(atletler için) yavaş tempolu ara egzersizleri de içeren hızlı egzersiz serisi interval n.
yaşlı yavaş at pelter n.
yavaş pişirme slow-cooking n.
yavaş yürüme plodding n.
yavaş satan kitap plug n.
yavaş şey slackness n.
yavaş hareket slink n.
yavaş idrak etme slow-wittedness n.
yavaş kimse slow n.
görece daha yavaş ilerleme kaydedilen durum slow lane n.
yavaş gelişim slow lane n.
yavaş yavaş yanma smolderingness n.
yavaş yavaş yanma smoulderingness n.
yavaş hareket eden araç smv (slow-moving vehicle) n.
(beyzbolda) yüksekten ve yavaş atılan top blooper n.
(piyasa yapmak için) arabayla yavaş yavaş dolanma cruising n.
yavaş büyüme indolence n.
yavaş iyileşme indolence n.
yavaş iyileşme indolence n.
yavaş yavaş yıpratmak wear down v.
birini yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak let someone down gently v.
yavaş yavaş hareket etmek inch v.
yavaş yavaş ilerletmek edge v.
bir şeyi yavaş yavaş gevşetmek work something loose v.
yavaş koşmak jog v.
üzücü bir olayı yavaş yavaş kabullenmek come to terms with something v.
yavaş yavaş gözden kaybolmak evanesce v.
yavaş yavaş çökmek (bina vb) subside v.
yavaş yavaş azalmak wear off v.
yavaş yavaş yok olmak fade away v.
yavaş yavaş aşılamak instill in v.
yavaş yavaş zerketmek instill in v.
baş göstermek (yavaş yavaş) unfold v.
yavaş sürmek (araba) tootle v.
yavaş yavaş yürümek trail along v.
gürültü yavaş yavaş kesilmek die away v.
yavaş yavaş azalmak dwindle v.
yavaş yavaş geliştirmek evolve v.
yavaş yavaş hareket ettirmek ease v.
yavaş yavaş aşılamak instill with v.
yavaş yavaş ilerlemek inch along v.
arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek pick one's way through v.
yavaş yavaş öğretmek instill v.
yavaş yavaş kaybolmak tail off v.
görünmek (yavaş yavaş) unfold v.
yavaş yavaş katmak fold v.
yavaş yavaş zerketmek instill into v.
yavaş yavaş yok etmek (şevk/inisiyatif vb'ni) stultify v.
yavaş yavaş aşılamak instill into v.
yavaş yavaş pişirmek stew v.
yavaş ilerlemek wear on v.
yavaş yavaş hareket ettirmek inch along v.
bir şeyden yavaş yavaş bir parçacığı koparmak chip away v.
yavaş yavaş yıpranmak wear down v.
yavaş yavaş gelişmek evolve v.
yavaş ilerlemek (trafik) crawl v.
yavaş yavaş öne geçmek draw ahead v.
yavaş yavaş belirli bir hale girmek work oneself into v.
yavaş gitmek poke v.
yavaş yavaş dolaşmak amble v.
yavaş yavaş kullanımdan kaldırmak phase out v.
kızdırdıktan sonra yavaş yavaş soğutarak sertleştirmek anneal v.
kızdırdıktan sonra yavaş yavaş soğutarak sertleştirmek neal v.
yavaş yavaş yürümek amble v.
çok yavaş yemek eat like a bird v.
yavaş davranmak act slowly v.
(ses/görüntü) yavaş yavaş açmak fade-up v.
yavaş yavaş girmek insinuate v.
yavaş yavaş koşmak jog v.
yavaş yavaş kaynatmak (balığı) poach v.
bir tarafa doğru yavaş yavaş gitmek edge v.
yavaş yavaş bir yere girmek work one's way into v.
yavaş ve zorlukla yürümek plod v.
yavaş yavaş öldürmek kill slowly v.
hızlı başlayıp yavaş bitmek fizzle out v.
yavaş yavaş azalmak ebb away v.
yavaş yavaş kendine gelmek slowly recover v.
yavaş yavaş kendine gelmek gradually recover v.
(taşıt) yavaş yavaş ilerlemek labour v.
yavaş yavaş tüketmek nurse v.
yavaş tempoda koşmak run at a slow pace v.
bir yiyeceği yavaş yavaş çiğnemek fletcherise v.
bir yiyeceği yavaş yavaş çiğnemek fletcherize v.
çok yavaş ilerlemek move so slowly v.
(taşıt) yavaş yavaş ilerlemek labor v.
yavaş yavaş öğretmek instil v.
yavaş yavaş yok etmek absume [obsolete] v.
yavaş yavaş tüketmek absume [obsolete] v.
bir şey yaparken yavaş davranmak tarry v.
yavaş yavaş tükenmek trail v.
(at) yavaş yavaş yürümek tripple v.
yavaş yavaş yanaşmak edge v.
yavaş yavaş ilerletmek edge v.
yavaş yavaş azalmak lapse v.
yavaş yavaş yok etmek erode v.
(zaman) yavaş ilerlemek wear v.
yavaş veya yalpalayarak hareket etmek jigajig v.
cenaze, anma töreni için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) knell v.
özellikle bir cenaze için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) knoll v.
yavaş yavaş ölmek wear v.
yavaş yavaş sona ermek wear v.
yavaş gelişmek limp v.
yavaş yavaş yürümek harl v.
yavaş yavaş yürümek harle [dialect] [uk] v.
(gruplar halinde) bir yere yavaş yavaş hareket etmek migrate v.
yavaş veya belli belirsiz hareketlerle belirli bir duruma gelmek work v.
görünmemek için yavaş yavaş hareket etmek brush v.
yavaş hareket etmek mouch [uk] v.
yavaş hareket etmek mouse v.
yavaş çalıştırmak lose v.
yavaş işletmek lose v.
yavaş yavaş meyletmek glide v.
yavaş yavaş ve fark etmeden geçmek (zaman) glide v.
yavaş yavaş elde etmek grow v.
yavaş ancak istikrarlı bir şekilde ilerlemek ooze v.
yavaş yavaş büyümek compile v.
yavaş yavaş oluşmak ingender v.
yavaş yavaş yok etmek dwine v.
yavaş koşmak dogtrot v.
yavaş hareket etmek dogtrot v.
yavaş ve telaşsız bir şekilde hareket etmek drift v.
kasten az veya yavaş çalışmak dog v.
yavaş yavaş tanınmak filter out v.
yavaş yavaş inişe geçmek flag v.
yavaş yürümek plodge [dialect] v.
yavaş ve zorlukla yürümek plough v.
yavaş ve zorlukla yürümek plow v.
yavaş yavaş kaybolmak seep v.
yavaş tempoda sunulmak seep v.
yavaş yavaş geçmek shadow v.
yavaş yavaş karışmak shadow v.
bir şeye yavaş yavaş tırmanmak shimmy v.
yavaş yavaş ilerlemek shug v.
yavaş yavaş kaynamak sile [dialect] [uk] v.
yavaş veya heyecansız şekilde oluşmak simmer v.
yavaş yavaş ilerlemek slide v.
yavaş yavaş gitmek slinker v.
yavaş yavaş tırmanmak slog v.
yavaş ve zorlukla yürümek slug v.
yavaş alkışlarla eşlik etmek slow-handclap v.
yavaş yavaş yürümek slow gait v.
yavaş yavaş hareket etmek slow gait v.
karda yürürmüşçesine yavaş ilerlemek slug [us] [canada] v.
yavaş fırça darbeleri ile boyamak smoosh v.
yavaş yavaş gitmek snail v.
yavaş yavaş ilerlemek snail v.
yavaş yavaş dolmak stand v.
yavaş yavaş yürümek stog [scotland] v.
yavaş yavaş uygulamak subintroduce v.
(halat) yavaş yavaş serbest bırakmak surge v.
(halat) yavaş yavaş gevşetmek surge v.
yavaş yavaş ilerlemek labour v.
yavaş yavaş ilerlemek labor v.
(haber vb.) yavaş yavaş ulaşmak filter v.
yavaş hareket etmek spar v.
yavaş gelişen tardive adj.
yavaş yavaş gözden kaybolmuş evanesced adj.
yavaş yavaş etkileyen slow adj.
yavaş gentle adj.
yavaş hareket eden stodgy adj.
yavaş giden slow adj.
yavaş dilatory adj.
yavaş yavaş kaybolan sinking adj.
yavaş quiet adj.
yavaş easy adj.
yavaş hareket eden tardy adj.
ses hızından daha yavaş olan subsonic adj.
yavaş giden tardy adj.
insanın inisiyatifini yavaş yavaş yok eden stultifying adj.
çok yavaş pianissimo adj.
yavaş olan tardy adj.
yavaş insensible adj.
yavaş low adj.
yavaş giden sluggish adj.
yavaş lingering adj.
yavaş largo adj.
yavaş logy adj.
yavaş harekete geçen inert adj.
yavaş öğrenen backward adj.
yavaş gradual adj.
yavaş işleyen inert adj.
yavaş languid adj.
delirtecek kadar yavaş poky adj.
yavaş soft adj.
yavaş slack adj.
yavaş mild adj.
çok yavaş snaillike adj.
yavaş tardy adj.
yavaş ilerleyen lingering adj.
yavaş ve ağır hareket eden logged adj.
çok yavaş dead slow adj.
yavaş yürüyen slow-gaited adj.
yavaş gitme drudge adj.
sesten yavaş subsonic adj.
yavaş torpid adj.
yavaş hareket eden slow-going adj.
yavaş ilerleyen slow adj.
yavaş ilerleyen slow-footed adj.
yavaş hareket eden slow-footed adj.
yavaş ilerleyen dilatory adj.
yavaş ilerleyen slow-going adj.
yavaş ilerleyen laggard adj.
yavaş hareket eden laggard adj.
yavaş ilerleyen tardy adj.
yavaş hareket eden slow adj.
yavaş hareket eden dilatory adj.
ortalamadan daha yavaş slower-than-average adj.
yavaş ilerleyen/gerçekleşen/ortaya çıkan slow-to-materialize adj.
çok yavaş snail-like adj.
yavaş alışan slow-to-warm-up adj.
(bir yere) yavaş ısınan slow-to-warm-up adj.
yavaş slow-paced adj.
yavaş slow-footed adj.
yavaş gelişen indolent adj.
yavaş tame adj.
yavaş hareket eden tame adj.
yavaş hareket eden tardigrade adj.
yavaş yürüyen tardigradous adj.
yavaş hareket eden tardigradous adj.
çok yavaş hareket eden tedious [obsolete] adj.
acı verecek kadar yavaş torturous adj.
yavaş hareket eden turtle-footed adj.
aşırı yavaş ultraslow adj.
yavaş easy-going adj.
yavaş easygoing adj.
yavaş kavrayan unapprehensive adj.
yavaş yavaş sızan encroaching adj.
yavaş yavaş gelişmemiş unevolved adj.
yavaş unhasty adj.
yavaş unhurrying adj.
yavaş blate [scotland] adj.
yavaş ve alçak hışırtı sesi çıkaran whispering adj.
yavaş ve alçak (ses) whispering adj.
yavaş hareket eden wingless adj.
yavaş algılayan blunt adj.
yavaş anlayan blunt adj.
yavaş ve istikrarlı measured adj.
yavaş hooly [scotland] adj.
(ağırlık nedeniyle) yavaş lumbering adj.
(ağırlık nedeniyle) yavaş lumberly adj.
yavaş giden mushy adj.
yavaş delayed adj.
yavaş kuruyan (kağıt hamuru) greasy adj.
sakar ve yavaş heavy adj.
yavaş, tembel loggy adj.
yavaş ilerleyen long adj.
aşırı yavaş overslow adj.
çok yavaş overslow adj.
yavaş imprompt adj.
yavaş yavaş şüphe uyandıran insinuating adj.
yavaş costive adj.
yavaş ilerleyen dragging adj.
aşırı yavaş ilerleyen draggy adj.
(borçlarını) yavaş ödeyen dreich [scotland] adj.
yavaş hareket eden drawling adj.
(borçlarını) yavaş ödeyen driegh adj.
algısı yavaş dunch [dialect] [uk] adj.
yavaş algılayan dunny [dialect] [uk] adj.
algılaması yavaş dull-witted adj.
yavaş gelişen picktooth adj.
algılaması yavaş fat-headed adj.
algılaması yavaş fatheaded adj.
yavaş yavaş giden pedetentous [obsolete] adj.
yavaş flagging adj.
birinci sınıf postadan daha yavaş iletilen second-class adj.
yavaş kuruyan semidrying adj.
yavaş ve beceriksiz hareket eden shambling adj.
yavaş hareket eden slo-mo adj.
yavaş slo-mo adj.
yavaş etki eden slow-acting adj.
yavaş çalışan slow-acting adj.
yavaş işleyen slow motion adj.
yavaş ilerleyen slow-motion adj.
yavaş hareket eden slow motion adj.
yavaş konuşan slow-speaking adj.
yavaş ilerleyen slow-moving adj.
yavaş satan slow-moving adj.
yavaş işleyen slow-moving adj.
yavaş işleyen slow-motion adj.
yavaş sayılan slowish adj.
yavaş konuşan slow-spoken adj.
yavaş yavaş yanan smouldry adj.
yavaş yavaş yanma smoldering [us] adj.
yavaş yavaş yanan smouldering [uk] adj.
yavaş snaily adj.
(ateş) yavaş harlanan soft adj.
(ateş) yavaş yavaş yanan soft adj.
sinir bozucu şekilde yavaş pokey adj.
sinir bozucu şekilde yavaş poky adj.
yavaş iyileşen indolent adj.
yavaş speedless adj.
yavaş steady adj.
yavaş bir hızla at a slow rate adv.
yavaş bir şekilde logily adv.
geciktirmek için yavaş hareket ederek dilatorily adv.
çok yavaş olarak pianissimo adv.
yavaş gingerly adv.
yavaş kavrayan bir halde backwardly adv.
ilerde yavaş yavaş by and by adv.
yavaş bir şekilde lingeringly adv.
yavaş leisurely adv.
yarı yavaş andante adv.
çok yavaş glacially adv.
(soyut bir şeyle) yavaş yavaş etrafını saracak şekilde in adv.
yavaş bir şekilde slow adv.
yavaş ve sabit bir şekilde soakingly adv.
yavaş gently does it interj.
yavaş anlamı veren ön ek brady- pref.
Phrasals
(yoldaki birisinden) yavaş yavaş uzaklaşmak edge away v.
yavaş yavaş aşındırmak nibble away at something v.
yavaş yavaş tüketmek eat away at something v.
bir yerden yavaş yavaş çıkmak drift out v.
(yavaş yavaş) bir yere doğru ilerlemek drift in v.
yavaş yavaş karanlık çökmek creep up v.
(alev) yavaş yavaş sönmek flicker out v.
yavaş yavaş geriye çekilmek inch back v.
yavaş yavaş ileriye doğru gitmek inch forward v.
yavaş tempoda koşmak jog along v.
(bir duygu/his) yavaş yavaş sarmak/bürümek steal over someone v.
yavaş yavaş ...e dönüşmek change gradually into something v.
yavaş yavaş ...e dönüşmek turn gradually into something v.
yavaş yavaş ...e dönüşmek verge into something v.
bir şeyi yavaş yavaş yok etmek/ortadan kaldırmak chip away at something v.
yavaş yavaş bir şeye hazırlanmak build up to something v.
artış göstermek (yavaş bir şekilde ve küçük oranlarda) tick up v.
(su) yavaş yavaş donmak catch over v.
yavaş yavaş azaltmak taper off v.
yavaş yavaş kaybolmak pass off v.
yavaş yavaş düşmek fall away v.
yavaş yavaş yıpranmak prey on v.
yavaş yavaş inişe geçmek fall away v.
yavaş yavaş eski haline dönmek/döndürmek pull around v.
yavaş yavaş iyileşmek pull around v.
(iki veya daha çok kişi veya şey) arasında yavaş yavaş yürümek step between (someone or something) v.
yavaş yavaş yıpratmak eat into v.
yavaş yavaş yok etmek eat into v.
yavaş yavaş yıpratmak eat away v.
yavaş yavaş tüketmek eat into v.
yavaş yavaş çürütmek eat away v.
yavaş yavaş tüketmek/sömürmek eat into (something) v.
yavaş yavaş aşındırmak/çürütmek eat into (something) v.
yavaş yavaş yiyip bitirmek eat into (something) v.
yavaş yavaş yıpratmak eat into (something) v.
yavaş yavaş kaybolmak fade back v.
yavaş yavaş gözden kaybolmak fade back v.
(bir yere) yavaş yavaş girmek filter in (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş girmek filter into (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş sızmak filter in (some place) v.
bir yeri yavaş yavaş doldurmak filter in v.
(bir yerden) yavaş yavaş geçmek filter in (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş sızmak filter into (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş yayılmak filter in (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş yayılmak filter into (some place) v.
(bilgi, kaynak, iletişim) (üst düzey çalışanlara) yavaş ulaşmak filter up v.
(bir yerden) yavaş yavaş geçmek filter into (some place) v.
(bir şeyden) yavaş yavaş kaybolmak/silinmek pass from (something) v.
hafızadan/bellekten yavaş yavaş yok olmak recede from (someone or something) v.
yavaş yavaş uzaklaşmak/silinmek pass from something v.
bir şeyden yavaş yavaş silinmek/yok olmak pass from something v.
bir görüntüyü yavaş yavaş kaybederek diğer görüntüye geçmek (film, tv video, kitap kurgusunda) dissolve into (something) v.
(bir iş) üzerinde yavaş yavaş çalışmak tip away (at something) v.
arkada yavaş yavaş yok olmak fade back v.
yavaş yavaş hissetmek/çözmek feel out v.
birini (bir şeye) yavaş yavaş alıştırmak ease someone into (something) v.
birine (bir şeyi) yavaş yavaş tanıtmak ease someone into (something) v.
yavaş yavaş anlamaya çalışmak feel out v.
yavaş yavaş (bir şeye) başlamak phase into (something) v.
yavaş yavaş buzunu çözdürmek thaw out v.
yavaş yavaş buzunu çözmek thaw out v.
yavaş yavaş çözülmek thaw out v.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş bilgi sızdırmak tease out of (someone or something) v.
yavaş yavaş erimek thaw out v.
(birini/bir şeyi) yavaş yavaş deşifre etmek tease out of (someone or something) v.
birinin/bir şeyin yavaş yavaş buzunu çözmek thaw someone or something out v.
yavaş yavaş ilerlemek nose in v.
yavaş yavaş burnunu sokmak nose in v.
golfte yavaş oynadığı için birilerinin önüne geçerek oyuna devam etmek play through v.
golfte önünde bulunan yavaş ilerleyen bir gruptan izin alarak oynamaya devam etmek play through v.
golfte çok yavaş oynadıkları için izin alarak öndeki grubu geçip oynamaya devam etmek play through v.
yavaş yavaş ilerlemek work through v.
yavaş yavaş koşmak jog on v.
yavaş yavaş ilerlemek jog along v.
yavaş tempoda koşmak jog on v.
yavaş yavaş ilerlemek jog on v.
(bir şeyi) ağır ağır/yavaş yavaş yapmak loiter over (something) v.
bir şeyi bir şeyden yavaş yavaş çıkarmak edge somethingout v.
bir şeyi bir şeyden yavaş yavaş çıkarmak edge something out of something v.