labor - Türkisch Englisch Wörterbuch

labor

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "labor" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 86 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
labor n. iş gücü
This company uses cheap labor to increase its profit margins.
Bu şirket kâr marjını artırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.

More Sentences
labor n. emek
This job requires heavy manual labor.
Bu iş ağır el emeği gerektiriyor.

More Sentences
labor n. çalışma
But we don't force children into labor!
Ama çocukları çalışmaya zorlamıyoruz!

More Sentences
labor v. çalışmak
They labored over the budget for the fiscal year 1997.
Onlar 1997 mali yılı bütçesi üzerinde çalıştılar.

More Sentences
labor n. işgücü
labor n. doğum sancısı
labor v. uğraşmak
General
labor n. işçilik
The board is considering a reduction in unit labor costs.
Kurul, birim işçilik maliyetlerinde bir indirim yapmayı düşünüyor.

More Sentences
labor n. çalışma
In 2012, the Occupational Health and Safety Law was enacted by the Ministry of Labor and Social Security.
2012 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarılmıştır.

More Sentences
labor n.
Raising kids is a labor of love.
Çocuk yetiştirmek bir sevgi işidir.

More Sentences
labor n. emek
Value is produced in the labor process, and this is a very important aspect of class struggle.
Değer emek sürecinde üretilir ve bu sınıf mücadelesinin çok önemli bir yönüdür.

More Sentences
labor v. güçlükle ilerlemek
Is she OK? I saw her laboring up the stairs.
Durumu iyi mi? Merdivenleri güçlükle çıkarken gördüm de onu.

More Sentences
labor v. çalışmak
They labored in the factories.
Fabrikalarda çalıştılar.

More Sentences
Trade/Economic
labor n. çalışma
And I sentence you to ten years hard labor.
Ve seni on yıl ağır çalışma cezasına çarptırıyorum.

More Sentences
labor n. emek
True examples of the collapse of even a stable labor tradition in history there is a lot.
Tarihte istikrarlı bir emek geleneğinin bile çöküşünün gerçek örnekleri çoktur.

More Sentences
labor n. işçilik
And I sentence you to ten years hard labor.
Ve sizi on yıl ağır işçiliğe mahkum ediyorum.

More Sentences
labor n.
Raising a child is a labor of love.
Çocuk yetiştirmek bir sevgi işidir.

More Sentences
labor n. iş gücü
Capital, land and labor are the three key factors of production.
Sermaye, toprak ve iş gücü üretiminin üç ana faktörüdür.

More Sentences
Politics
labor n. çalışma
And I sentence you to ten years hard labor.
Seni on yıl ağır işlerde çalışmaya mahkum ediyorum.

More Sentences
labor n. emek
The only labor Hegel knows and recognizes is abstract mental labor.
Hegel'in bildiği ve tanıdığı tek emek soyut zihinsel emektir.

More Sentences
labor n.
Raising children is a labor of love.
Çocuk yetiştirmek bir sevgi işidir.

More Sentences
labor n. iş gücü
This machine saves us a lot of labor.
Bu makine bize çok fazla iş gücünden tasarruf ettiriyor.

More Sentences
Mechanic
labor n. işçilik
The repair bill includes parts and labor.
Tamir faturasına parçalar ve işçilik dahil.

More Sentences
labor n.
Project Labor Agreements shall be used on large-scale construction projects exceeding $25 million.
Proje İş Sözleşmeleri, 25 milyon doları aşan büyük ölçekli inşaat projelerinde kullanılacaktır.

More Sentences
Automotive
labor n. işçilik
The repair bill includes parts and labor.
Tamir faturası parçaları ve işçiliği kapsıyor.

More Sentences
Medical
labor n. doğum
She went into labor late last night.
Dün gece geç saatlerde doğuma girdi.

More Sentences
labor n. doğum eylemi
Four major hormonal systems are active during labor and birth.
Doğum eylemi ve doğum sırasında dört ana hormonal sistem aktiftir.

More Sentences
General
labor n. amel
labor n. hizmet
labor n. doğum sancısı
labor n. zahmet
labor n. zorluk
labor n. meşakkat
labor n. sıkıntı
labor n. işçi sınıfı
labor n. görev
labor n. geminin denizde çalkalanması
labor n. emekçiler
labor n. amele
labor n. teksas'ta eskiden kullanılan yaklaşık 177 dönümlük bir arazi alanı
labor v. emek vermek
labor v. doğurma halinde olmak
labor v. alın teriyle yapmak
labor v. emekle meydana getirmek
labor v. emek harcamak
labor v. ağrı çekmek
labor v. çalışmak (iş vb)
labor v. çaba harcamak
labor v. doğum sancısı çekmek
labor v. çabalamak
labor v. uğraşmak
labor v. (gemi) denizde çalkalanmak
labor v. (taşıt) yavaş yavaş ilerlemek
labor v. sıkıntıya sokmak
labor v. yormak
labor v. yük olmak
labor v. zahmet vermek
labor v. ayrıntılar üzerinde fazlaca durmak
labor v. ince ince uğraşmak
labor v. ayrıntıya girmek
labor v. detaya girmek
labor v. zahmet çekmek
labor v. sıkıntıya dayanmak
labor v. (gemi/bot) sağa sola yalpalamak
labor v. yavaş yavaş ilerlemek
labor adj. işçi sınıfı ile ilgili
labor adj. işçilikle ilgili
labor adj. emekle ilgili
labor adj. çabayla ilgili
labor adj. işçiliği etkileyen
labor adj. işletmeyi etkileyen
Trade/Economic
labor n. beden yükümlülüğü
labor n. işçi sınıfı
labor n. işçiler
labor n. işgücü
labor n. mesai
labor n. para ile ölçülebilen insan emeği
Politics
labor n. işçi partisi
labor n. çalışma bakanlığı
labor adj. işçi partisi ile ilgili
labor adj. işçi sınıfının görüşleri ile ilgili
Marine
labor n. fırtınada geminin şiddetle çalkanması
labor n. fırtınada geminin şiddetle çalkalanması
labor v. çok hırpalanmak
labor v. denizlerde çalkalanmak
Medical
labor n. travay

Bedeutungen von dem Begriff "labor" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Medical
labor labour n.

Bedeutungen, die der Begriff "labor" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
labor force n. iş gücü
labor force n. işgücü
General
manual labor n. el işi
Tom is very skilled in manual labor.
Tom el işinde çok yetenekli.

More Sentences
labor cost n. işçilik maliyeti
The cost of goods sold usually includes direct labor costs and the cost of direct materials used in production.
Satılan malların maliyeti genellikle doğrudan işçilik maliyetlerini ve üretimde kullanılan doğrudan malzemelerin maliyetini içerir.

More Sentences
division of labor n. iş bölümü
There was a natural division of labor among us.
Aramızda doğal bir iş bölümü vardı.

More Sentences
labor pains n. doğum sancıları
I have labor pains every thirty minutes.
Her otuz dakikada bir doğum sancısı çekiyorum.

More Sentences
labor unions n. işçi sendikaları
The labor union announced a strike.
İşçi sendikası grev ilan etti.

More Sentences
manual labor n. el emeği
The pigs supervise the others but do not participate in the manual labor.
Domuzlar diğerlerini denetler ancak el emeğine katılmazlar.

More Sentences
the labor party n. işçi partisi
The Labour party is split on the issue.
İşçi Partisi bu konuda bölünmüş durumda.

More Sentences
labor movement n. işçi hareketi
I don't think he's forgotten, and the labor movement didn't react.
Unuttuğunu sanmıyorum ve işçi hareketi tepki vermedi.

More Sentences
child labor n. çocuk işçiliği
The epidemic of slavery and child labor is one aspect of capitalist exploitation.
Kölelik ve çocuk işçiliği salgını, kapitalist sömürünün bir yönüdür.

More Sentences
labor-saving adj. emek tasarrufu sağlayan
Her kitchen is equipped with labor-saving devices.
Mutfağı emek tasarrufu sağlayan cihazlarla donatılmış.

More Sentences
Idioms
in labor expr. doğumda
Mary died in labor.
Mary doğumda öldü.

More Sentences
Trade/Economic
labor court n. iş mahkemesi
It may go to the labour court.
İş mahkemesine gidebilir.

More Sentences
labor accidents n. iş kazaları
There is something like labor accidents in literature.
Literatürde iş kazası diye bir şey var.

More Sentences
labor law n. iş hukuku
With the globalization of the economy, labour law too has become a global subject.
Ekonominin küreselleşmesiyle birlikte iş hukuku da küresel bir konu haline geldi.

More Sentences
labor day n. işçi bayramı
Within 12 years, half the states in the country recognized Labor Day as a holiday.
12 yıl içinde ülkedeki eyaletlerin yarısı İşçi Bayramı'nı tatil olarak kabul etti.

More Sentences
labor movement n. işçi hareketi
I don’t think he’s forgotten, and the labor movement didn’t react.
Unuttuğunu sanmıyorum ve işçi hareketi tepki vermedi.

More Sentences
labor market n. işgücü piyasası
We believe expanding such protections would make the labor market more efficient and fair.
Bu tür korumaların genişletilmesinin işgücü piyasasını daha verimli ve adil hale getireceğine inanıyoruz.

More Sentences
labor unions n. işçi sendikaları
They will organize a labor union.
Bir işçi sendikası örgütleyecekler.

More Sentences
division of labor n. iş bölümü
This work will only be done well if there's division of labor.
Bu iş ancak iş bölümü yapılırsa iyi sonuç verir.

More Sentences
labor-saving n. emekten tasarruf
Her kitchen is equipped with labor-saving devices.
Onun mutfağı emek tasarrufu yapan cihazlarla donatıldı.

More Sentences
cheap labor n. ucuz işgücü
Yanni set up a workshop with cheap labor in Morocco.
Yanni Fas'ta ucuz işgücü ile bir atölye kurdu.

More Sentences
General
right to labor n. çalışma hakkı
labor bureaus n. çalışma bakanlığı
labor force n. işgücü oranı
labor discipline n. iş disiplini
labor union members n. işçi sendika üyeleri
codetermination of labor n. yönetime katılma
phases of labor bargaining n. toplu pazarlık aşamaları
contract labor n. sözleşmeli iş
seasonal labor n. mevsimlik iş
labor exchange n. iş ve işçi bulma kurumu
labor force activity n. işgücü iştirak nispeti
adaptation of labor n. işe alıştırma
labor force n. işgücüne katılma oranı
skilled labor n. kalifiye işçi
alien labor n. yabancı iş gücü
labor negotiations n. toplu pazarlık
minister of labor and social security n. çalışma ve sosyal güvenlik bakanı
home labor n. ev işi
pakistani alien labor n. pakistanlı yabancı iş gücü
labor force n. işgücü iştirak nispeti
effectiveness of labor n. emek müessiriyeti
division of labor n. işin bölüşümü
migrant labor n. göçmen işçi
labor costs n. işgücü maliyeti
labor bargaining subjects n. toplu pazarlık konuları
world confederation of labor n. dünya işçi konfederasyonu
labor union locals n. yerel işçi sendikaları
division of labor n. işbölümü
contracts for work and labor n. çalışma ve iş için sözleşmeler
department of labor n. iş bölümü
labor disputes n. iş uyuşmazlıkları
manual labor n. ağır iş
codetermination of labor n. işçilerin yönetime katılması
labor productivity n. iş verimliliği
international labor activities n. uluslararası iş faaliyetleri
contract labor n. sözleşmeli işçi
hours of labor n. çalışma saatleri
the status of labor force n. işgücünün meslekteki mevkii
labor room n. ağrı odası
manual labor n. amelelik
one who uses forced labor n. angaryacı
labor courts n. iş mahkemeleri
collective labor agreements n. toplu iş sözleşmeleri
ottoman labor association n. osmanlı amele cemiyeti
sexual division of labor n. iş bölümünde cinsiyet
cancellation of labor contract n. işten çıkarma
a labor of love n. gönüllü yapılan iş
ottoman labor agreement n. osmanlı toplu iş sözleşmesi
labor force n. insan gücü
the status of labor force n. işgücünün statüsü
labor contract n. iş sözleşmesi
contracts for work and labor n. eser sözleşmeleri
forced labor n. angarya
skilled labor n. vasıflı işçi
labor market n. iş talebi
sweated labor n. az ücretli iş
the ministry of labor n. çalışma bakanlığı
cooperative society of labor n. işçi emek kooperatifleri
cancellation of labor contract n. iş akdinin feshi
labor cost n. işgücü maliyeti
labor time n. iş zamanı
labor contract n. hizmet sözleşmesi
labor laws and legislation n. iş hukuku
flexible hours of labor n. esnek çalışma saatleri
labor relations n. işçi ve işveren ilişkileri
turkish alien labor n. türk yabancı iş gücü
forced labor n. zorla çalıştırma
ottoman labor organizations n. osmanlı işçi örgütleri
casual labor n. gündelikçi
labor pains n. çalışma özeni
labor hygiene n. iş hijyeni
expert for labor hygiene n. iş hijyenisti
labor contract n. hizmet akdi
international labor activities n. uluslararası işçi faaliyetleri
hard labor n. ağır ceza
the rights of a labor n. işçi hakları
labor law n. iş kanunu
labor agreement n. toplu sözleşme
labor policy n. çalışma politikası
labor relations n. iş ilişkileri
labor force activity n. işgücüne katılma oranı
ministry of labor n. çalışma bakanlığı
hand labor n. el ile yapılan iş
labor force activity n. işgücü oranı
a labor of love n. zevk için yapılan iş
labor of love n. hatır işi
labor of love n. zevk için yapılan iş
total labor n. toplam emek
labor total n. emek toplamı
labor hours n. işçilik saati
labor  unions and international relations n. işçi sendikaları ve uluslararası ilişkiler
labor market n. iş piyasası
international labor office n. ilo
labor inspection n. iş denetimi
labor unions and mass media n. işçi sendikaları ve kitle iletişim araçları
labor unions and communism n. işçi sendikaları ve komünizm
labor demand n. iş talebi
labor supply n. iş gücü arzı
labor and laboring classes n. iş ve işçi sınıfları
labor economics n. çalışma ekonomisi
wages and labor productivity n. ücretler ve iş verimliliği
unskilled labor n. vasıfsız işçiler
alien labor n. yabancı işçi
child labor n. çocuk işgücü
labor confederation n. işçi konfederasyonu
day labor n. günlük iş
labor capital formation-accumulation n. tasarrufa teşvik programları
labor capital formation-accumulation n. işçi elinde varlık teşkili
labor-job protection n. iş güvencesi
labor-force participation n. işgücü desteği
labor-worker’s health and job safety-security n. işçi sağlığı ve iş güvenliği
labor dispute-disagreement n. toplu iş uyuşmazlığı
labor dispute-disagreement n. iş uyuşmazlığı
division of labor n. taksimü’l-a’mal
collective-labor bargaining n. toplu pazarlık
labor-employment exchange n. iş ve işçi bulma kurumu
labor struggle-fight n. iş mücadelesi
on-the-site labor n. şantiye çalışması
extra labor n. fazladan çalışma
wage labor n. ücretli işçi
labor school n. meslek lisesi (okulu)
slave labor camp n. esir çalışma kampı
labor of love n. severek yapılan iş
labor of love n. çıkar gözetmeden gönüllü yapılan iş
lip labor n. riya
lip labor n. samimiyetsiz konuşma
day-labor n. gündelik iş
day-labor n. günlük iş
day labor [us] n. gündelik işçi
day labor [us] n. günlük işçi
labor-saving device n. emek tasarrufu sağlayan cihaz
slave labor n. köle gibi çalıştırılan mahkumlara ait iş gücü
slave labor n. köle işgücü
slave labor n. emeğin karşılığının verilmediği iş
slave labor n. (toplama kampındaki mahkumlar gibi) baskı veya tehdit altında çalışan insan grubu
slave labor n. zorla yaptırılan iş
statute labor n. angarya
statute labor n. yüklenti
statute labor n. (bazı ingiliz kolonilerinde) kamu hizmeti için bindirilen iş yükü
be in labor v. doğurmakta olmak
labor under a misconception v. yanlış kanıda olmak
be in labor v. doğum sancısı çekmek
trigger an early labor v. erken doğumu tetiklemek
cause a false labor v. yalancı sancılara sebep olmak
labor for something v. bir şey için çalışmak
go into labor v. doğumun başlaması (gebelikte)
labor [obsolete] v. emek vererek bir yere, konuma vb. getirmek
labor [obsolete] v. dövmek
labor [obsolete] v. vurmak
labor-intensive adj. hizmet
labor-intensive adj. yoğun işgücü gerektiren
non-labor adj. emek dışı
non-labor adj. emek içermeyen
labor-saving adj. kolaylaştırıcı
labor-saving adj. iş gücünü azaltan
Phrasals
labor at something v. bir şey üzerinde çok çalışmak
labor for someone v. birisi için çalışmak
labor over something v. bir şey üzerinde çok çaba sarf etmek/çalışmak
labor away (at something) v. (bir şey üzerinde) durup dinlenmeden çalışmak
labor away (at something) v. (bir şeye) ara vermeksizin çalışmak
labor away (at something) v. (bir işi) gayretle/azimle bitirmeye çalışmak
induce labor in v. suni sancı vermek
labor for (something) v. (bir şey) için/uğruna çok çalışmak
labor for (something) v. (bir şey) için/uğruna canını dişine takmak
labor under (something) v. (bir şey) hayaline kapılmak
labor over v. yoğun emek harcamak/çalışmak
labor under (something) v. (bir şey) sanmak
labor at v. üzerinde çok/sıkı çalışmak
labor over v. üzerinde çok çaba sarf etmek/çalışmak
labor at v. '-e çok/sıkı çalışmak
labor under (something) v. yanlış (bir şeye) yönlenmek
labor for v. için çalışmak
labor for (someone or something) v. (biri/bir şey) için özenle/sıkı bir şekilde çalışmak
labor under (something) v. (yanlış inanışa) kapılmak
labor under (something) v. (bir düşünceye/varsayıma) kendini kaptırmak
Phrases
we who labor here seek only the truth v. bizim burada vazifemiz gerçeği bulmak
respect for labor expr. emeğe saygı
Idioms
labor of love n. hatır işi
labor of love n. hatır için yapılan iş
fruits of one's labor(s) n. emeklerinin meyvesi
a labor of love n. zevk için yapılan iş
a labor of love n. hatır için yapılan iş
labor of hercules n. büyük çaba gerektiren iş/görev
labor of hercules n. büyük gayret isteyen iş/görev
labor of hercules n. çok zor iş/görev
labor of hercules n. çok güç iş/görev
labor of hercules n. meşakkatli iş/görev
labor of hercules n. zahmetli iş/görev
labor of hercules n. büyük çaba gerektiren iş/görev
labor of hercules n. meşakkatli iş/görev
labor of hercules n. çok güç iş/görev
labor of hercules n. çok zor iş/görev
labor of hercules n. zahmetli iş/görev
labor of hercules n. büyük gayret isteyen iş/görev
fruits of labor n. emeğin karşılığı
fruits of labor n. emeklerinin meyvesi
stoop labor n. eğilip kalkmayı gerektiren fiziksel iş
stoop labor n. bedensel çalışma
the fruits of (one's) labor n. (birinin) çalışmasının meyveleri
the fruits of (one's) labor n. emeğinin meyveleri/karşılığı
receive the fruits of one's labor v. yaptıklarının meyvesini almak
have the fruits of one's labor v. yaptığı işin meyvesini almak
receive the fruits of one's labor v. yaptığı işin meyvesini almak
have the fruits of one's labor v. yaptıklarının meyvesini almak
labor under an assumption v. bir düşünceye/varsayıma kendini kaptırmak
labor under an assumption v. bir düşünceye/varsayıma yanlış yere inanmak
induce labor in someone v. suni sancı vermek
induce labor in someone v. doğum sancılarını başlatmak için gerekli tıbbi girişimlerde bulunmak
labor under the illusion of/that v. -in yanılgısına düşmek
labor under the illusion of/that v. -in inancıyla yaşamak
labor under the illusion of/that v. -in hayaliyle yaşamak
labor under the delusion of/that [us] v. '-in yanılgısıyla yaşamak
labor under the delusion of/that [us] v. -in hayaliyle yaşamak
labor under the delusion of/that [us] v. '-in hayaline/yanılgısına kapılmak
labor under the delusion of/that [us] v. '-in hayaliyle/yanılgısıyla devam etmek
labor the point v. tekrar tekrar üstüne basmak
labor the point v. bir konu üzerinde fazla durmak
labor the point v. aynı şey hakkında konuşup durmak
labor the point v. aşırı derecede vurgulamak
labor the point v. bokunu çıkarmak
labor the point v. sürekli aynı şeyi söylemek
labor the point v. aynı şeyi/noktayı vurgulayıp durmak
labor the point v. tekrar tekrar vurgulamak
in labor expr. doğurmakta
Speaking
I will not labor the point expr. işin ayrıntılarına girmeyeceğim
my wife is in labor expr. karımın doğum sancısı çekiyor
my wife is in labor expr. eşim doğum sancısı çekiyor
my wife is in labor expr. karımın doğum sancısı başladı
my wife is in labor expr. eşimin doğum sancısı başladı
Trade/Economic
labor turnover n. işçi devir oranı
agricultural labor productivity n. emek girdisi başına düşen tarımsal üretim
labor contract n. iş anlaşması
total product of labor n. emeğin toplam üretimi
labor economics n. çalışma ekonomisi
international division of labor n. uluslararası iş bölümü
labor turnover n. işçi giriş çıkış devri
movement of labor n. emeğin hareketli olması
labor union n. iş birliği
pauper labor n. düşük ücretli emek
the american federation of labor and congress of industrial organizations n. amerikan emek federasyonu ve sanayi kuruluşları kongresi
labor contract n. iş akdi
direct labor n. direkt işçilik
labor emigration n. emek göçü
labor union n. emek birliği
surplus labor n. işgücü fazlası
direct labor time differences n. direkt işçilik zaman farkları
agricultural labor productivity n. tarımsal emek verimliliği
labor rate variance n. işçilik ücret farkı
regional division of labor n. bölgesel uzmanlaşma
production labor n. direkt işçilik
labor policy n. işçi politikası
cheap labor country n. ucuz emek ülkesi
elasticity of demand for labor n. işgücü talebi esnekliği
labor efficiency variance n. işçilik verim sapması
international migration of labor n. uluslararası işgücü göçleri
marginal product of labor n. emeğin marjinal ürünü
indirect labor n. endirekt işçilik
elasticity of substitution of capital for labor n. sermayenin emek yerine ikame esnekliği
supply of labor theory n. iş gücü arzı teorisi
day labor n. gündelik iş
unskilled labor n. beceri sahibi olmayan işçi
labor department n. iş kısmı
sue and labor charges n. dava ve emek masrafları
marginal labor cost n. marjinal emek maliyeti
labor organization n. işçi örgütü
labor contract n. toplu iş sözleşmesi
labor piracy n. daha yüksek ücretlerle başka kuruluşlardan işçi çekme
labor organizations n. işçi örgütleri
organized labor n. örgütlenmiş emek
labor exchange n. işçi borsası
civilian labor force n. sivil işgücü
organized labor n. sendikalaşmış işgücü
female labor force participation rate n. kadın işçi katılım oranı
unskilled labor n. düz işçi
price of labor n. emeğin fiyatı
labor disturbances n. iş karışıklıkları (grev vb)
labor cost variance n. işçilik maliyet sapması
production labor n. üretici işçilik
potential labor force n. potansiyel işgücü
direct labor n. dolaysız emek
competitive labor market n. rekabetçi emek piyasası
labor exchange n. emek borsası
international labor organization n. uluslararası işgücü örgütü
unit cost of labor n. birim emek maliyeti
labor piracy n. işçi korsanlığı
labor supply n. işgücü arzı
international labor market n. uluslararası emek piyasası
semiskilled labor n. yarı nitelikli işgücü
labor saving technological progress n. sermayenin verimliliğini emeğinkinden daha yüksek oranda artıran teknik gelişme
labor immobility n. emek hareketsizliği etkenleri
hard labor n. ağır iş cezası
labor supply n. emek arzı
labor capital ratio n. emek sermaye oranı
labor rate variance n. işçilik fiyat farkı
free movement of labor n. emeğin serbest dolaşımı
outside labor n. firma dışından görevlendirilen işçi
surplus labor n. artık emek
division of labor n. uzmanlaşma
outside labor n. dışarıdan yapılan iş
labor productivity n. emek verimliliği
free circulation of labor n. emeğin serbest dolaşımı
labor resources n. iş kaynağı
regional division of labor n. bölgesel iş bölümü
labor market n. emek piyasası
labor/capital ratio n. emek/sermaye oranı
direct labor wage differences n. direkt işçilik ücret farkları
labor force n. işgücü arzı
labor market discrimination n. işgücü piyasasında ayırımcılık
unfair labor practice n. haksız işgücü uygulamaları
labor saving technological progress n. belli bir yenilik veya buluş dolayısıyla aynı emek miktarının kullanılmasıyla daha yüksek bir üretim elde edilmesi
internal labor market n. içsel emek piyasası
labor rate variance n. işçilik ücret sapması
unskilled labor n. vasıfsız işçi
actual labor force n. halen çalışsın veya çalışmasın iş arayan insanların sayısı
indentured labor n. ödünç işçilik
wage elasticity of labor supply n. işgücü arzının ücret esnekliği
efficiency units of labor n. işgücü etkinlik birimleri
skilled labor n. nitelikli işgücü
external labor market n. dışsal emek piyasası
labor agreement n. toplu iş sözleşmesi
labor exchange n. işçi bulma kurumu
skilled labor n. beceri sahibi işçi
labor laws n. iş yasaları
labor agreement n. iş anlaşması
labor matters n. çalışma mevzuatına ilişkin hususlar
labor abundant country n. emek zengin ülke
skilled labor hypothesis n. yetişkin işgücü hipotezi
unlimited supplies of labor n. sınırsız emek arzı
labor turnover n. işgücü devri
labor day n. iş günü
labor turnover n. emek devir oranı
labor legislation n. toplu sözleşme yasaları
efficiency of labor n. emeğin üretimde verimliliği
mobility of labor n. emeğin hareketliliği
labor productivity n. işgücü verimliliği
labor force n. faal nüfus
underutilization of labor n. emeğin eksik kullanımı
labor contract n. işgücü sözleşmesi
labor budget n. işgücü bütçesi
actual labor force n. gerçek işgücü
labor union contract n. işçi sendikası sözleşmesi
labor demand n. işgücü talebi
ministry of labor and social security n. çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı
secondary labor markets n. ikincil emek piyasaları
labor saving technological progress n. emek tasarrufu sağlayan teknolojik gelişme
labor policy n. işçilere yönelik politikalar
forced labor n. angarya
hard labor n. ağır iş
ministry of labor n. çalışma bakanlığı
productive labor n. direkt işçilik
labor cost n. emek maliyeti
movement of labor n. emek hareketi
input of labor n. emek girdisi
labor time n. emek süresi
labor theory of value n. emek değer teorisi
labor scarce country n. işgücü kıt ülke
labor legislation n. iş mevzuatı
nonproductive labor endirekt n. işçilik
labor leader n. işçi lideri
productive labor n. imalat işçiliği
labor troubles n. iş ve işçi olayları
labor union n. işçi sendikası
labor party n. işçi partisi
labor question n. işçi sorunu
real labor cost n. reel işçilik maliyeti
productive labor n. üretici işçilik
outside labor n. açıktan istihdam
labor force n. beşeri sermaye
dual labor market hypothesis n. ikili emek piyasası hipotezi
marginal productivity of labor n. emeğin marjinal verimliliği
unit labor cost n. birim emek maliyet
turnover in the labor market n. emek piyasasında işçi döngüsü
labor force idle n. atıl durumdaki işgücü
labor policy n. çalışma politikası
labor relations n. iş ilişkileri
labor unions and international relations n. işçi sendikaları ve uluslararası ilişkiler
labor laws and legislation n. iş hukuku
labor contract n. iş sözleşmesi
labor market n. iş piyasası
labor zionism n. iş yaşamında siyonizm
labor courts n. iş mahkemeleri
labor unions and mass media n. işçi sendikaları ve kitle iletişim araçları
labor productivity n. iş verimliliği
labor discipline n. iş disiplini
skilled labor n. kalifiye işçi
labor unions and communism n. işçi sendikaları ve komünizm
labor inspection n. iş denetimi
labor disputes n. iş uyuşmazlıkları
labor demand n. iş talebi
labor and laboring classes n. iş ve işçi sınıfları
labor and worker safety n. iş ve işçi güvenliği
labor force participation rate n. iş gücüne katılım oranı
bonded labor n. borçların para ile değil de doğrudan işcilik ve istihsal gücü ile ödenmesi
cost savings in labor n. işçilik maliyetlerinin düşürülmesi
direct labor n. doğrudan işçilik
backward-bending labor supply curve n. tersine dönen emek arz eğrisi
backward-bending labor supply curve n. bir firmanın fiyat ayarlamasının tüm diğer firmaların ürünlerinin talebine yaptığı makro ekonomik etki
labor-force participation rate n. işgücü katılım oram
labor-unions n. işçi sendikaları
labor relations n. işçi-işveren ilişkileri
capital-labor ratio n. sermaye-emek oranı
labor-scarce country n. emek kıt ülke
capital-labor ratio n. sermaye emek oranı
labor theory of value n. emek-değer teorisi
labor dispute n. işçi-işveren anlaşmazlıkları
labor relations n. işçi-işveren ilişkileri toplu sözleşme görüşmeleri vb
labor intensive commodity n. emek-yoğun mal
labor court n. işçi-işveren ilişkilerine bakan mahkeme
labor-intensive commodity n. emek-yoğun mal
long-run demand for labor n. uzun dönemli emek talebi
labor-augmenting technological progress n. emek geliştirici teknolojik ilerleme
lump-of-labor hypothesis n. sabit toplam iş hipotezi
national labor relations board n. ulusal işçi-işveren ilişkileri kurulu
non-productive labor n. endirekt işçilik
non-productive labor n. dolaylı işçilik
short-run labor demand curve n. kısa dönem emek arz eğrisi
indirect labor n. dolaylı işçilik
labor flow n. işgücü akımı
labor cost n. işçilik
labor agreement n. iş sözleşmesi
labor and management n. işçi ve işveren
labor budget n. maaş bütçesi
labor dispute n. iş anlaşmazlığı
labor indemnity n. işçi tazminatı
labor abundant country n. işgücü bol ülke
labor act n. iş yasası
labor exchange n. iş ve işçi bulma kurumu
division of labor n. işbölümü
hours of labor n. çalışma saatleri
labor cost ratio n. emek maliyet oranı
forced labor n. cebri çalıştırma
labor conditions n. çalışma koşulları
labor capital proportions n. emek/sermaye oranları
labor productivity n. işçi verimliliği
labor protection n. işçi sağlığı korunması
labor safety officer n. iş güvenliği görevlisi
labor-saving n. işçilikten kazanım
labor safety n. iş güvenliği
labor-saving machinery n. işçilik gücü azaltıcı makineler
labor cost n. iş gücü maliyeti
vertical labor union n. dikey sendika
vertical labor union n. sanayi alanında örgütlü sendika
unit labor in man-hours n. birim iş adam-saati
horizontal labor union n. yatay işçi sendikası
horizontal labor union n. belli bir alanda uzman olan işçilerin kurduğu sendika
localization of labor n. coğrafi iş bölümü
localization of labor n. veya bölgesel iş bölümü
semi-skilled labor n. yarı kalifiye işçi
company labor policies n. şirket istihdam politikası
company labor policies n. şirket istihdam siyaseti
direct labor cost n. direkt işgücü maliyeti
collective labor agreement n. toplu iş sözleşmesi
indirect labor cost n. dolaylı işçi maliyeti
unfair labor practices n. haksız işgücü uygulamaları
unfair labor practices n. adil olmayan işgücü uygulamaları
nonproductive labor n. dolaylı işçilik
nonproductive labor n. faydalı olmayan işçilik
cheap labor n. ucuz işçilik
marginal disutility of labor n. emeğin marjinal yararsızlığı
mobility of labor n. işgücünün dolaşımı
mobility of labor n. işgücünün akışkanlığı
direct labor budget n. doğrudan işgücü bütçesi
labor turnover formula n. işçi devridaimi formülü
regional division of labor n. coğrafi iş bölümü
free labor market n. serbest emek piyasası
labor managed firm n. işçi yönetimli firma
labor managed firm n. özyönetim şirket
labor-run company n. özyönetim şirket
labor peace n. çalışma barışı
simple labor n. basit emek
labor shortage n. işgücü kıtlığı
labor legislation n. çalışma hukuku
labor and solidarity day n. emek ve dayanışma günü
standard labor time n. standart iş zamanı
standard labor rate n. standart iş ücreti
casualisation of labor n. geçici personelin sayısının artması
casualization of labor n. geçici ve standart dışı işlerin artması