nose - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

nose

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "nose" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 50 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
nose n. burun
General
nose n. burun (uçakta)
nose n. burun gibi çıkıntı
nose n. apaçık
nose n. koklama duyusu
nose n. koku alma yeteneği
nose n. burun
nose n. uç
nose n. kıl payı
nose n. çok az fark
nose v. koku almak
nose v. yavaş ilerlemek
nose v. burnunu sürmek
nose v. ses vb genizden çıkarmak
nose v. koklamak
nose v. koklayarak bulmak
nose v. işgüzarca araştırıp sorgulamak
nose v. gizlice aramak
nose v. gözetlemek
nose adv. tam olarak
nose adv. kesinlikle
Idioms
nose n. anlayış
nose n. sezgi gücü
nose n. hissederek araştırıp bulma yeteneği
Technical
nose n. sıvının tahliye edildiği musluk
nose n. besleyici çanağı
nose n. burun
nose n. çalışma havuzu
nose n. emzik
nose n. uçağın ön kısmı
nose n. uç
nose adj. baş
Architecture
nose n. merdiven basamağının çıkıntılı kenarı
nose n. pervaz kenarı
Automotive
nose n. burun
Aeronautic
nose n. uçak veya başka bir taşıtın çıkıntı yapan ön kısmı
Marine
nose n. geminin ön kısmı
nose n. pruva
Medical
nose n. noz
Anatomy
nose n. burun
Gastronomy
nose n. şarap vb. için ayırt edici aroma
Botanic
nose n. bektaşi üzümü, frenk üzümü, elma vb. meyvelerin çekirdeğe uzak olan ucu
Forestry
nose v. (kütüğün vb.) yuvarlanması için uç kısmını yuvarlamak
Geology
nose v. jeolojik bir burun biçiminde (toprağı) delmek
Hunting
nose n. çekirdeğin ucu
Sport
nose n. golf sopasının ucu
nose v. burun farkıyla kazanmak
Archaic
nose v. küstahça davranmak
nose v. saygısızlık etmek
nose v. meydan okumak

Bedeutungen, die der Begriff "nose" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
nose dive n. pike
nose hair n. burun kılı
break someone's nose v. burnunu kırmak
General
ear nose and throat specialist n. kulak burun boğaz uzmanı
nose wheel n. burun tekerleği
nose dive n. ani düşüş
nose remodelling n. burun estetiği
hooked nose n. gaga burun
long nose n. nanik
roman nose n. kemer burun
nose rib n. burun siniri
pug nose n. ucu kalkık basık burun
one who speaks through his nose n. hımhım
nose cone n. uzay roketinin huni şeklindeki ön kısmı
aquiline nose n. gaga burun
bleeding of the nose n. burun kanaması
nose drops n. burun damlası
insertion of finger into one's nose n. burnunu karıştırma
insertion of finger into one's nose n. burnuyla oynama
beaklike nose n. gagaya benzeyen burun
blocked nose n. tıkalı burun
congested nose n. tıkalı burun
camel's nose n. küçük ama nihayetinde istenmeyen sonuçlar doğuracak bir durum
brown-nose n. dalkavuk
nose-ring n. hırızma
nose ring n. hızma
nose stud n. hızma
nose bag n. yem torbası
big nose n. büyük burun
blocked-up nose n. tıkanık/tıkanmış burun
retrousse nose n. kalkık burun
tip-tilted nose n. kalkık burun
upturned nose n. kalkık burun
upturned nose n. hokka burun
retrousse nose n. hokka burun
tip-tilted nose n. hokka burun
the dog's nose n. köpeğin burnu
the nose of the dog n. köpeğin burnu
sensitive nose n. iyi koku alan burun
sensitive nose n. hassas burun
aquiline nose n. kargaburun
false nose n. takma burun
fake nose n. sahte burun
bunged up nose n. dolu burun
bunged up nose n. tıkalı burun
roman nose n. kemerli burun
beak nose n. kemerli burun
hook nose n. kemerli burun
aquiline nose n. kemerli burun
eagle-like nose n. kemerli burun
runny nose n. burun akıntısı
ship's nose n. gemi burnu
ship's nose n. geminin uç kısmı
ship's nose n. geminin burnu
stuffy nose n. tıkalı burun
nose pain n. burun ağrısı
crooked nose n. yamuk burun
nose bone n. burun kemiği
nose pad n. gözlük burun pedi
nose pad n. gözlüklerin buruna oturtulan kısmı
nose flow n. burun akıntısı
tut-nose [dialect] n. kalkık burun
hawk nose n. eğik burun
hawk nose n. şahin gagası gibi kıvrık burun
bottle nose n. şişik ve bazen kırmızı burun
snub nose n. küçük ve kalkık burun
snub nose n. kısa küt burun
snubbed nose n. küçük ve kalkık burun
snubbed nose n. kısa küt burun
put one's nose out of joint v. birisinin ayağını kaydırmak
thrust one's nose into v. karışmak
pay through the nose v. aşırı ödemek
put one's nose out of joint v. birisinin işini bozmak
put one's nose into v. burnunu sokmak
poke one's nose into v. burnunu sokmak
lead by the nose v. parmağında oynatmak
thrust one's nose into v. burnunu sokmak
turn up one's nose at v. reddetmek
put somebody's nose out of joint v. burnunu sürtmek
poke one's nose in v. burnunu sokmak
look down one's nose at v. hor görmek
thrust one's nose in v. karışmak
make a long nose v. nanik yapmak
cut off one's nose to spite one's face v. pire için yorgan yakmak
turn up one's nose at v. burun kıvırmak
nose out v. az bir farkla yenmek
turn one's nose up at v. burun burmak
put somebody's nose out of joint v. gözden düşürmek
nose out v. koklayarak bulmak
nose into v. burnunu sokmak
speak through the nose v. genizden konuşmak
blow one's nose v. burnunu silmek
poke one's nose into something v. bir işe burnunu sokmak
turn one's nose up at something v. burun kıvırmak
follow one's nose v. dosdoğru gitmek
nose around v. koklamak
turn up one's nose at v. burun bükmek
put someone's nose out of joint v. birinin pabucunu dama atmak
turn up one's nose v. burun kıvırmak
pay through the nose v. kazık yemek
turn up one's nose v. beğenmemek
have a stuffy nose v. genizi tıkanmak
pick one's nose v. burnunu karıştırmak
allow oneself be led by the nose v. sakalı ele vermek
nose around v. koku almak
blow one's nose v. sümkürmek
nose out v. kokusunu almak
put one's nose out of joint v. kıskandırmak
bite someone's nose off v. birine ters cevap vermek
nose out v. kıl payı farkla yenmek
put one's nose into v. karışmak
put one's nose out of joint v. birisini gözden düşürmek
put someone's nose out of joint v. birinin pabucunu dama attırmak
keep one's nose clean v. etliye sütlüye karışmamak
turn up one's nose at v. hor görmek
follow one's nose v. sezgilerine dayanarak hareket etmek
cock up the nose v. kurumlanmak
rub somebody's nose in it v. başına kakınç etmek
turn up one's nose at v. beğenmemek
cut off one's nose to spite one's face v. papaza kızıp oruç bozmak
poke one's nose into everything v. vara yoğa karışmak
lead someone by the nose v. birinin yuları elinde olmak
poke one's nose into v. karışmak
look down one's nose at v. küçük görmek
put somebody's nose out of joint v. kırmak
nose up v. yükselmek
put somebody's nose out of joint v. ayağını kaydırmak
have a runny nose v. burnu akmak
(one's) nose bleed v. burnu kanamak
thumb one's nose at somebody/something v. naniklemek
pick one's nose v. burnuyla oynamak
breathe through one's nose v. burnundan nefes almak
congest one's nose v. burun tıkamak
congest one's nose v. burnunu tıkamak
win by a nose v. kıl payı kazanmak
nose-dive v. aniden düşmek
nose-pick v. burun karıştırmak
nose-pick v. burnuyla oynamak
nose-dive v. pike yapmak
nose-pick v. burnunu karıştırmak
get your nose out of joint v. alınmak
nose around v. burnunu sokmak
nose about v. burnunu sokmak
nose about v. kolaçan etmek
be nose-dived v. burun üstü düşmek
nose around v. kolaçan etmek
be nose-dived v. burun üstü çakılmak
breathe through the nose v. burundan nefes almak
have blocked nose v. burnu tıkanmak
breathe in through the nose v. burundan nefes almak
breathe in through the nose v. burnundan nefes almak
bleed from one’s nose v. burnundan kan gelmek
pick one's nose v. burun karıştırmak
one's nose to break v. burnu kırılmak
break one's nose v. burnunu kırmak
clean one's nose v. burnunu temizlemek
get a bloody nose v. burnu kanamak
get a bloody nose v. burnu kanamaya başlamak
having a roman nose adj. kargaburun
having a big and long nose adj. burnaz
as plain as the nose on your face adj. besbelli
as plain as the nose on your face adj. apaçık
as plain as the nose on your face adj. gün gibi ortada
as plain as the nose on your face adj. bariz
as plain as the nose on your face adj. açık seçik
nose-heavy adj. burnu ağır
big nose adj. büyük burunlu
on the nose adj. belirli bir kriteri eksiksiz karşılayan
on the nose adj. (yarış hayvanı) kazanmak üzere olan
on the nose adj. hayal gücü olmayan
on the nose adj. harfi harfine
on the nose adj. gerçeklere sıkı sıkıya bağlı
on the nose adj. nüanssız
pug-nose adj. küt burunlu
pug-nose adj. basık burunlu
pug-nose adj. kısa burunlu
by digging with its nose adv. burnuyla deşerek
nose-down adv. baş aşağı
on the nose adv. tam da olması gerektiği gibi
on the nose adv. (yarış hayvanı) kazanmak üzere
Phrasals
nose out v. bir yerden dikkatle çıkmak
nose out v. meydana çıkarmak
nose around for v. arayıp durmak
nose about for v. arayıp durmak
nose in to something v. burnunu sokarak limana girmek veya park etmek
nose something out v. burnunun ucuna/yönünde giderek çıkmak
nose something out of something v. burnunun ucuna/yönünde giderek çıkmak
kiss someone on the tip of one's nose v. birini burnunun ucundan öpmek
nose around for v. (bir şeyi bulmak için) aramak
nose about for v. (bir şeyi bulmak için) aramak
nose in v. yavaş yavaş ilerlemek
nose in v. yavaş yavaş burnunu sokmak
nose in v. burnunu sokmak
nose in v. öne doğru ilerlemek
nose in v. ileri doğru gitmek
nose into v. öne doğru ilerlemek
nose into v. ileri doğru gitmek
nose in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) burnunu sokmak
nose in on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) işine karışmak
nose in on v. arasına girmek
nose in on v. karışmak
nose in on v. bölmek
nose in on v. dahil olmaya çalışmak
nose something (out) (onto something) v. bir şeyin burnunu (bir şeye) çıkartmak
nose out (of something) v. (bir yerden) sıvışmak
nose out (of something) v. (bir yerden) usulca/dikkatlice çıkmak/ayrılmak
nose someone or a group out v. birini/bir grubu burun farkıyla yenmek
nose someone or a group out v. birini/bir grubu kıl payı farkla yenmek
nose someone or a group out v. birini/bir grubu az bir fakla yenmek
nose around for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bulmaya çalışmak
nose around for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) kokusunu almaya çalışmak
nose around for (someone or something) v. etrafta (birine/bir şeye) bakınmak
nose around for (someone or something) v. (birini/bir şeyi) aramak
nose around for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) izini bulmaya çalışmak
nose into (something) v. (bir şeye) burnunu sokmak
nose into (something) v. (özel, gizli hassas bir şeyi) araştırmak
nose into (something) v. (özel, gizli hassas bir konu) hakkında bilgi toplamaya çalışmak
nose into (something) v. (özel, gizli hassas bir şeyi) incelemek
nose into (something) v. (özel, gizli hassas bir konuyu) eşelemek
nose out of v. -den sıvışmak
nose out of v. '-den usulca/dikkatlice çıkmak/ayrılmak
Phrases
under the nose of expr. burnunun dibinde
right in front of me right under my nose expr. gözümün önünde burnumun dibinde
Colloquial
a big nose n. başkalarının işine karışan tip
right on the nose n. onikiden vurma
on the nose n. onikiden vurma
nose-picker n. burnunu karıştıran kimse
nose-picker n. parmağını burnuna sokan kimse
nose-picker n. burnuyla oynayan kimse
smash one’s nose v. burnunu dağıtmak
brown-nose v. dalkavukluk etmek
poke one's nose into v. maydanoz olmak
brown-nose v. pohpohlamak
brown-nose v. yağ çekmek
brown-nose v. yağ yapmak
brown-nose v. yaltaklanmak
blow nose v. sümkürmek
blow nose v. burnunu silmek
right under one's very nose expr. gözünün önünde
on the nose expr. tamı tamına
right on the nose expr. tam isabet
right on the nose expr. tam kıvamında
on the nose expr. tam isabet
it's no skin off my nose expr. beni ırgalamaz
it's no skin off my nose expr. beni ırgalamaz
the nose knows expr. kokudan anlaşılıyor
the nose knows expr. buruna gelen kokulardan anlaşılıyor
the nose knows expr. burun yalan söylemez
Idioms
keep your nose out of my business n. benim işime burnunu sokma
nose of wax n. yumuşak başlı ve kolay etkilenen kimse
a camel's nose (under the tent) n. istenmeyen sonuçlara yol açan önemsiz karar/eylem
a nose for something n. öğrenmeye yatkınlık
a nose for something n. burnu iyi koku alma
a camel's nose (under the tent) n. felakete yol açan zararsız eylem/karar
a nose for something n. sezgisi güçlü olma
bloody nose strike n. kanlı burun darbesi
bloody nose strike n. önleyici ama karşı saldırıya yol açmayacak derece dar darbe/müdahale
bloody nose attack n. kanlı burun saldırısı
bloody nose attack n. önleyici ama karşı saldırıya yol açmayacak derece dar darbe/müdahale
button nose n. düğme/nokta burun
a camel's nose (under the tent) n. sonu ciddiye dönüşebilecek, masum görünen küçük eylem
a camel's nose (under the tent) n. daha büyük, istenmeyen bir duruma yol açabilecek küçük, zararsız eylem
blood squirting out of his nose n. burnundan fışkıran kan
the camel's nose n. istenmeyen bir duruma sürüklemesi muhtemel önemsiz bir harekete izin verme durumu
blue nose n. sofu
parson's nose n. tavuğun kıçı
pope's nose n. tavuğun arkası
parson's nose n. tavuğun arkası
pope's nose n. tavuğun kıçı
down nose n. hor görme
down nose n. tepeden bakma
down nose n. burun bükme
down nose n. burun kıvırma
down nose n. küçük görme
nose for n. -de sezgileri güçlü olma
nose for n. '-de burnu iyi koku alma
nose for n. '-de iyi olma
nose-picking n. burun karıştırma
have (one's) nose in a book v. kitaplara dalmak
hold one's nose to the grindstone v. köle etmek
lead by the nose v. parmağında oynatmak
put one's nose to the grindstone v. dur durak bilmeden çalışmak
thrust one's nose into v. maydanoz olmak
wipe one's nose of v. mahrum etmek
wipe the nose of v. hile yapmak
wipe the nose of v. aldatmak
lead by the nose v. birine istediğini yaptırmak
hold one's nose to the grindstone v. birini ezmek
wipe one's nose of v. soymak
wipe the nose of v. kandırmak
wipe the nose of v. dolandırmak
have (one's) nose in a magazine v. sürekli okumak
have (one's) nose in a magazine v. kafasını dergisinden kaldırmamak
have (one's) nose in a magazine v. dergiye dalıp gitmek
nose its way v. yolunda yavaş yavaş ilerlemek
stick one's nose into v. burnunu sokmak
rub someone's nose in it v. başa kakmak
no skin off someone's nose v. birisini ilgilendiren bir sıkıntı olmamak
thumb one's nose at v. burun kıvırmak
turn one's nose up at v. beğenmemek
keep your nose clean v. beladan uzak durmak
follow one's nose v. bir kokuyu takip etmek
be no skin off someone's nose v. birisinin umurunda olmamak
win by a nose v. burun farkıyla kazanmak
poke one's nose into v. burnunu sokmak
lead by the nose v. birini parmağında oynatmak
no skin off someone's nose v. birisinin derdi olmamak
happen under one's nose v. burnunun dibinde olmak
put the nose-bag on v. bir şeyler yemek
get up someone's nose v. birisini sıkmak
stick one's nose up in the air v. burnu havada olmak
tweak somebody's nose v. birinin burnunu sürtmek
rub someone's nose in it v. birinin ipliğini pazara çıkarmak
push one's nose into v. burnunu sokmak
rub someone's nose in it v. başına kakmak
keep nose clean v. başını belaya sokmamak
get up someone's nose v. birini çok kızdırmak
put someone's nose out of joint v. birisini rahatsız etmek
keep one's nose out of someone's business v. burnunu sokmamak
pay through the nose for something v. bir servet ödemek
put someone's nose out of joint v. birinin ayağını kaydırmak
put someone's nose out of joint v. birini gücendirmek
go into a nose dive v. baş aşağı gitmek
pay through the nose v. bir servet ödemek
keep one's nose out of something v. burnunu sokmamak
rub somebody's nose in it v. başına kakmak
thumb one's nose at someone v. birine nanik yapmak
rub somebody's nose in it v. başa kakmak
turn one's nose up at v. burun kıvırmak
rub somebody's nose in the dirt v. başına kakmak
rub somebody's nose in the dirt v. başa kakmak
give somebody a bloody nose v. birini hırpalamak
follow one's nose v. burnunun dikine gitmek
lead by the nose v. birine istediğini yaptırmak
keep one's nose clean v. başını belaya sokmamak
have one's nose in the air v. burnu havada olmak
poke one's nose in (to something) v. burnunu başkasının işine sokmak
one's nose is in the air v. burnu havada olmak
poke one's nose into v. bir işe burnunu sokmak
keep one's nose clean v. beladan uzak durmak
hold one's nose v. bir şeyi katlanıp yapmak
see no further than the end of nose v. burnunun ucundan ötesini görememek
rub someone's nose in it v. bir şeyi birinin başına kakmak
put one's nose to the grindstone v. canla başla çalışmak
see no further than the end of one's nose v. dar fikirli olmak
see no further than the end of nose v. dar görüşlü olmak
cannot see any further than the end of one's nose v. dar fikirli olmak
can't see beyond the end of one's nose v. dar görüşlü olmak
bloody someone's nose v. cesaretini kırmak
keep one's nose to the grindstone v. dirsek çürütmek
pay through the nose v. cebinden çok para çıkmak
get up someone's nose v. çok öfkelendirmek
keep one's nose to the grindstone v. dur durak bilmeden çalışmak
keep one's nose to the grindstone v. çalışıp didinmek
can't see beyond the end of one's nose v. dar düşünceli olmak
see no further than the end of nose v. dar düşünceli olmak
see no further than the end of nose v. dar kafalı olmak
keep one's nose to the grindstone v. didinmek
can't see beyond the end of one's nose v. dar fikirli olmak
cannot see any further than the end of one's nose v. dar düşünceli olmak
keep one's nose to the grindstone v. çok çalışmak
cannot see further than the end of one's nose v. dar fikirli olmak
keep one's nose to the grindstone v. durmadan çalışmak
cannot see further than the end of one's nose v. dar düşünceli olmak
pay through the nose v. dünyanın parasını ödemek
see no further than the end of one's nose v. dar düşünceli olmak
pay through the nose v. çok pahalıya gelmek
can't see past the end of one's nose v. dar görüşlü olmak
brown-nose v. dalkavukluk etmek
pay through the nose v. çok fazla para ödemek
keep one's nose to the grindstone v. durup dinlenmeden çalışmak
put one's nose out of joint v. hayal kırıklığına neden olmak
have a nose round v. etrafa bakınmak
cut off one's nose to spite one's face v. gavura kızıp oruç bozmak
get one's nose out of joint v. hayal kırıklığına neden olmak
get one's nose out of joint v. gururunu kırmak
rub one's nose in it v. hatasını başına kakmak
rub somebody's nose in the dirt v. hatasını yüzüne vurmak
have one's nose out of joint v. gururunu kırmak
put one's nose out of joint v. gururunu incitmek
rub one's nose in it v. hatalarını yüzüne vurmak
poke one's nose into everything v. her şeye burnunu sokmak
be as plain as the nose on somebody's face v. gün gibi ortada olmak
have one's nose out of joint v. gururunu incitmek
keep one's nose to the grindstone v. gayretle çalışmak
cut off one's nose to spite one's face v. gavura küsüp oruç bozmak
put one's nose out of joint v. gururunu kırmak
rub one's nose in it v. hatasını yüzüne vurmak
get one's nose out of joint v. gururunu incitmek
stick one's nose into everything v. her şeye burnunu sokmak
thumb one's nose at v. hor görmek
rub somebody's nose in the dirt v. hatasını başına kakmak
keep one's nose clean v. etliye sütlüye karışmamak
keep one's nose to the grindstone v. eşek gibi çalışmak
get up someone's nose v. gıcık etmek
can't see beyond the end of one's nose v. göz gözü görmemek
keep one's nose to the grindstone v. harıl harıl çalışmak
look down one's nose v. hor görmek
look down one's nose at v. hor görmek
have one's nose out of joint v. hayal kırıklığına neden olmak
can't see past the end of one's nose v. ilerisini görememek
cannot see any further than the end of one's nose v. işin sonunu düşünmemek
follow one's nose v. içinden geldiği gibi hareket etmek
lead by the nose v. ipleri elinde tutmak
see no further than the end of one's nose v. işin sonunu düşünmemek
cannot see further than the end of one's nose v. ilerisini görememek
get one's nose out of someone's business v. işine burnunu sokmamak
can't see beyond the end of one's nose v. ilerisini görememek
cannot see any further than the end of one's nose v. ilerisini görememek
see no further than the end of one's nose v. ilerisini görememek
can't see beyond the end of one's nose v. işin sonunu düşünmemek
rub someone's nose in it v. ipliğini pazara çıkarmak
get one's nose out of someone's business v. işine karışmamak
see no further than the end of nose v. ilerisini görmemek
your nose is out of joint v. kırgın/üzgün/aşağılanmış hissetmek
cut off one's nose to spite one's face v. öfkeyle kalkıp zararla oturmak
take it on the nose v. katlanmak
poke one's nose into v. karışmak
look down one's nose at v. küçümsemek
look down one's nose at v. küçük görmek
pay through the nose v. kazık yemek
have one's nose in the air v. kibirli olmak
thumb one's nose at v. küçümsemek
have one's nose in a book v. kitap okumak
powder one's nose v. makyajını tazelemek
have one's nose in the air v. kendini beğenmiş olmak
cut off your nose to spite your face v. öfkeyle kalkıp zararla oturmak
stick one's nose up in the air v. kibirli davranmak
cut off one's nose to spite one's face v. kasaba küsüp kolunu kesmek
pay through the nose for something v. kazık yemek
cut off one's nose to spite one's face v. kendini yok yere cezalandırmak
have one's nose in a book v. kitaptan başını kaldırmamak
thumb one's nose at v. nanik yapmak
poke one's nose into v. lafa karışmak
cut off one's nose to spite one's face v. kızgınlıkla kendi kendine kötülük etmek
look down one's nose v. küçük görmek
stick one's nose up in the air v. kendini beğenmiş olmak
stick one's nose into v. karışmak
push one's nose into v. karışmak
cut off nose to spite face v. kendini yok yere cezalandırmak
get up someone's nose v. küplere bindirmek
pay through the nose v. kazıklanmak
take it on the nose v. sineye çekmek
cut off your nose to spite your face v. pire için yorgan yakmak
put one's nose out of joint v. planlarını bozmak
put someone's nose out of joint v. pabucunu dama atmak
get up someone's nose v. sinirlerini ayağa kaldırmak
keep one's nose to the grindstone v. sürekli çalışmak
have one's nose in a book v. sürekli kitap okumak
keep one's nose clean v. pis işlere bulaşmamak
get up someone's nose v. sinirden kudurtmak
cut off one's nose to spite one's face v. papaza kızıp oruç yemek
pay through the nose v. pahalıya mal olmak
cut off nose to spite face v. pire için yorgan yakmak
blow one's nose v. sümkürmek
get one's nose out of joint v. planlarını bozmak
cut off one's nose to spite one's face v. pire için yorgan yakmak
lead someone by the nose v. parmağında oynatmak
poke one's nose into v. salça olmak
keep your nose clean v. pis işlere bulaşmamak
have one's nose out of joint v. planlarını bozmak
thumb one's nose at v. riayet etmemek
cut off one's nose to spite one's face v. papaza küsüp oruç bozmak
look down one's nose at v. tepeden bakmak
powder one's nose v. (kadınlar için) tuvalete gitmek
be no skin off someone's nose v. umurunda olmamak
brown-nose v. yalakalık etmek
powder one's nose v. (kadınlar için) lavaboya gitmek
brown-nose v. yağ çekerek yakınlaşmaya çalışmak
have a nose for v. (olaylar konusunda) burnu iyi koku almak
brown-nose v. yağ çekmek
brown-nose v. yalakalık yapmak
brown-nose v. yalakalanmak
put the nose-bag on v. yemek yemek
hold one's nose v. (kokudan) burnunu sıkmak/tutmak
stick one's nose in to something v. (başkasının işine) burnunu sokmak
stick one's nose in (where it's not wanted) v. (birinin işine) burnunu sokmak
put one's nose in (where it's not wanted) v. (birinin işine) burnunu sokmak
rub somebody's nose in it v. yüzüne vurmak
poke one's nose into v. vara yoğa karışmak
lead someone by the nose v. zorla/zor kullanarak bir yere götürmek
stick one's nose into something v. (başkasının işine) burnunu sokmak
poke one's nose into something v. (başkasının işine) burnunu sokmak
brown-nose v. yalvarıp yakarmak
poke one's nose in to something v. (başkasının işine) burnunu sokmak
plug one's nose v. (kokudan) burnunu sıkmak/tutmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. pire için yorgan yakmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. öfkeyle kalkıp zararla oturmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. gavura kızıp oruç bozmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. kendi kendini zor duruma düşürmek
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. kendi kuyusunu kazmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. bindiği dalı kesmek
put the nose-bag on v. yemek yemeye başlamak
put the nose-bag on v. yemeğin başına oturmak
put the nose-bag on v. karnını doyurmak
put the nose-bag on v. bir şeyler yemek
put the nose-bag on v. yemek yemek
put the nose-bag on v. bir şeyler otlanmak
get a bloody nose v. duygusal açıdan yaralanmak