loving - Türkisch Englisch Wörterbuch

loving

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "loving" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
loving n. sevme
Learning, having fun and loving one another in your free time is a pleasure.
Boş zamanlarınızda öğrenmek, eğlenmek ve birbirinizi sevmek bir zevktir.

More Sentences
loving adj. sevecen
Linda was a very loving mother.
Linda çok sevecen bir anneydi.

More Sentences
loving adj. seven
It was courageous men and women, both young and old, who feared reprisals but who loved freedom more.
Misillemeden korkan ama özgürlüğü daha çok seven, hem genç hem de yaşlı cesur erkekler ve kadınlardı.

More Sentences
loving adj. sevgi dolu
A loving wife was his only dream.
Sevgi dolu bir eş onun tek hayaliydi.

More Sentences
loving adj. itinalı
The team carved the cake with loving care.
Ekip pastayı itinalı bir şekilde kesti.

More Sentences
loving n. iyilik
loving n. lütuf
loving adj. aşk dolu
loving adj. müşfik
loving adj. sevgi gösteren
loving adj. dikkatli
loving adj. detaycı
loving adj. kılı kırk yaran
loving adj. titiz
Geography
loving n. new mexico eyaletinde yerleşim yeri

Bedeutungen, die der Begriff "loving" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 56 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
peace-loving adj. barışçıl
We are a peace-loving nation.
Biz barış seven bir milletiz.

More Sentences
peace-loving adj. barışsever
The resistance of peace-loving grass-roots forces will be equally long-lasting.
Barışsever halk güçlerinin direnişi de aynı şekilde uzun ömürlü olacaktır.

More Sentences
fun-loving adj. eğlence düşkünü
Tom is fun-loving.
Tom zevk ve eğlenceye düşkün biridir.

More Sentences
Politics
peace loving adj. barışsever
Iranian people are peace loving.
İran halkı barışseverdir.

More Sentences
General
loving cup n. iki kulplu kupa
loving expression n. aşk ifadesi
loving-kindness n. merhamet
loving-kindness n. şefkat
loving-kindness n. iyilik
peace-loving n. sulhçuluk
tlc (tender loving care) n. (çocuğun ihtiyaç duyduğu) yakın ilgi
tender loving care n. (çocuğun ihtiyaç duyduğu) sıcak ilgi
tlc (tender loving care) n. (çocuğun ihtiyaç duyduğu) sıcak ilgi
tender loving care n. (çocuğun ihtiyaç duyduğu) yakın ilgi
freedom-loving people n. özgürlük sevdalıları
freedom-loving people n. özgürlük seven insanlar
freedom-loving people n. özgürlüğüne düşkün insanlar
loving animals n. hayvan sevgisi
loving animals n. hayvan severlik
loving animals n. hayvanseverlik
loving-kindness n. kibarlık
loving-kindness n. samimiyet
loving-kindness n. nezaket
loving cup n. şampiyonluk kupası
loving cup n. (modern etkinliklerde ödül olarak verilen) büyük dekoratif kupa
loving cup n. (genellikle gümüş ve sapları olan) büyük dekoratif şarap kupası
loving-kindness n. yakınlık
loving cup n. zafer kupası
self-loving n. kendini beğenmişlik
self-loving n. kibirlilik
self-loving n. burnu büyüklük
loving husband n. sevgi dolu koca
loving husband n. seven koca
dedicate in loving memory of v. anısına adamak
treat with tlc (tender loving care) v. itina göstermek
self loving adj. kendini beğenmiş
home-loving adj. evcimen
peace-loving adj. sulhsever
music-loving adj. müziksever
peace-loving adj. sulhperver
fun-loving adj. eğlenmeyi seven
acid-loving adj. asitli ortam seven
acid-loving adj. asitsever
pleasure-loving adj. keyif düşkünü
Idioms
swalk (sealed with a loving kiss) adj. sevgi dolu bir öpücükle mühürlenmiş
swalk (sealed with a loving kiss) adj. sevgiyle/içten duygularla yazılmış/yollanmış
Politics
peace loving peoples n. barışsever toplumlar
peace loving adj. barış yanlısı
peace loving adj. barışçı
Botanic
loving couples n. nisan güzeli
loving couples n. zambakgillerden bir bitki
acid-loving adj. asitik ortam seven
acid-loving adj. asidik ortam seven
alkaline-loving adj. alkali toprak seven
rock-loving adj. kayalık ortamda gelişen (bitki)
sun-loving adj. (bitki) güçlü güneş ışığı altında gelişen