dikkatli - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dikkatli



Bedeutungen von dem Begriff "dikkatli" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 120 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
dikkatli watchful adj.
dikkatli attentive adj.
dikkatli careful adj.
General
dikkatli diligent adj.
dikkatli tender adj.
dikkatli heedful adj.
dikkatli intense adj.
dikkatli calculating adj.
dikkatli solicitous adj.
dikkatli meticulous adj.
dikkatli conscientious adj.
dikkatli thoughtful adj.
dikkatli punctilious adj.
dikkatli deliberate adj.
dikkatli assiduous adj.
dikkatli mindful adj.
dikkatli chary adj.
dikkatli particular adj.
dikkatli alert adj.
dikkatli scrupulous adj.
dikkatli rigorous adj.
dikkatli circumspect adj.
dikkatli sleepless adj.
dikkatli canny adj.
dikkatli selective adj.
dikkatli intent adj.
dikkatli wary adj.
dikkatli narrow adj.
dikkatli observant adj.
dikkatli strict adj.
dikkatli close adj.
dikkatli vigilant adj.
dikkatli gingerly adj.
dikkatli regardful adj.
dikkatli attentive adj.
dikkatli studious adj.
dikkatli prudent adj.
dikkatli shy adj.
dikkatli careful adj.
dikkatli advertent adj.
dikkatli painstaking adj.
dikkatli lidless adj.
dikkatli cautious adj.
dikkatli argus-eyed adj.
dikkatli eagle-eyed adj.
dikkatli diplomatic adj.
dikkatli minute adj.
dikkatli thorough adj.
dikkatli punctual adj.
dikkatli intentive adj.
dikkatli cagy adj.
dikkatli calculating adj.
dikkatli acute adj.
dikkatli adviceful adj.
dikkatli catlike adj.
dikkatli tentful [scottish] adj.
dikkatli tentie [scottish] adj.
dikkatli tentif [obsolete] adj.
dikkatli tenty [scottish] adj.
dikkatli remindful adj.
dikkatli thoughty [dialect] adj.
dikkatli arrect [obsolete] adj.
dikkatli attentional adj.
dikkatli aviseful [obsolete] adj.
dikkatli ententive [obsolete] adj.
dikkatli erect adj.
dikkatli mature adj.
dikkatli wide-awake adj.
dikkatli respective adj.
dikkatli hard adj.
dikkatli measured adj.
dikkatli hoful [obsolete] adj.
dikkatli hooly adj.
dikkatli hooly [scotland] adj.
dikkatli listful adj.
dikkatli loving adj.
dikkatli observative adj.
dikkatli ginger [dialect] adj.
dikkatli choice adj.
dikkatli guardful [obsolete] adj.
dikkatli heedy [obsolete] adj.
dikkatli off your guard adj.
dikkatli conny adj.
dikkatli circumspective adj.
dikkatli compunctive [obsolete] adj.
dikkatli penible [obsolete] adj.
dikkatli prayerful adj.
dikkatli scrutinous adj.
dikkatli skittish adj.
dikkatli snack adj.
dikkatli softly-softly adj.
dikkatli solicitate adj.
dikkatli pointed adj.
dikkatli scotch adj.
dikkatli solicitate adj.
dikkatli squeasy adj.
dikkatli stewardly adj.
dikkatli stinting adj.
dikkatli superstitious [obsolete] adj.
dikkatli surveillant adj.
dikkatli conscious adj.
Colloquial
dikkatli a fast worker n.
Idioms
dikkatli on (one's) guard adj.
dikkatli soft-shoe adj.
dikkatli on the ball expr.
dikkatli on toes expr.
dikkatli on watch expr.
Law
dikkatli cautious adj.
dikkatli prudent adj.
Technical
dikkatli cautious adj.
dikkatli careful adj.
Archaic
dikkatli present adj.
dikkatli intentive adj.
dikkatli considerate adj.
dikkatli attent adj.
dikkatli curious adj.
dikkatli fearful adj.
dikkatli serviceable adj.
Slang
dikkatli with-it adj.
dikkatli with it expr.

Bedeutungen, die der Begriff "dikkatli" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 302 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dikkatli olma carefulness n.
bakış (uzun ve dikkatli) stare n.
dikkatli olma being careful n.
dikkatli inceleme scrutiny n.
dikkatli olma thoughtfulness n.
dikkatli olma vigilance n.
dikkatli sürücü careful driver n.
dikkatli/tedbirli nöbetçi argus n.
dikkatli bir şekilde söylenen ifade cautious statement n.
dikkatli olma laboriousness n.
dikkatli değerlendirme avisement [obsolete] n.
dikkatli gözlemleme avisement [obsolete] n.
dikkatli düşünme excogitation n.
dikkatli olma vigilancy n.
dikkatli yönetim husbandry n.
dikkatli incelemeyle öğrenilmiş şey gleaning n.
dikkatli bakış glower [dialect] [uk] n.
dikkatli göz gimlet eye n.
dikkatli inceleme going-over n.
dikkatli denetim going-over n.
(para, malzeme, iş gücü) kaynakların dikkatli ve tutumlu yönetimi oeconomy n.
dikkatli inceleme double check n.
dikkatli işçilik curiousness n.
dikkatli okuma poring over n.
dikkatli okuma perusing n.
dikkatli olma outlook n.
dikkatli ve canlı olma sharp-sightedness n.
dikkatli olmak reck v.
birisini son derece dikkatli bir gözle incelemek watch someone with an eagle eye v.
dikkatli olmak mind v.
dikkatli olmak watch out v.
birisini son derece dikkatli bir biçimde izlemek watch someone with eagle eye v.
dikkatli bakmak look carefully v.
dikkatli olmak take care v.
dikkatli olmak take heed v.
dikkatli olmak be careful v.
dikkatli olmak give heed to v.
dikkatli olmak watch one's step v.
dikkatli olmak pay heed to v.
dikkatli olmak keep one's eyes skinned v.
dikkatli olmak keep one's eyes peeled v.
dikkatli olmak be watchful v.
dikkatli olmak keep one's eyes open v.
dikkatli okumak read carefully v.
dikkatli olmak be on the ball v.
dikkatli düşünmek think carefully v.
dikkatli olmak watch out for v.
dikkatli bulunmak have care v.
dikkatli kullanmak use cautiously v.
daha dikkatli olmak be more careful v.
dikkatli olmamak be unwary v.
dikkatli olmak recche [obsolete] v.
(fare) hızlı ve dikkatli hareket etmek dib v.
dikkatli hale getirmek invigilate v.
çok dikkatli precise adj.
pek dikkatli olmayan casual adj.
dikkatli ve devamlı (bir çalışma) assiduous adj.
çok dikkatli cagey adj.
dikkatli ve kuralcı prim and proper adj.
kadar dikkatli as watchful as adj.
dikkatli ve devamlı çalışan assiduous adj.
çok dikkatli meticulous adj.
çok dikkatli ve ağırbaşlı prim adj.
çok dikkatli religious adj.
-e karşı dikkatli careful of adj.
-e karşı dikkatli heedful of adj.
-e dikkatli observant of adj.
(söz) dikkatli guarded adj.
dikkatli harcama yapan frugal adj.
aşırı derecede gözü açık ve dikkatli hypervigilant adj.
daima uyanık/dikkatli ever alert adj.
aşırı dikkatli overcautious adj.
aşırı dikkatli narrow adj.
gereğinden fazla dikkatli too-careful adj.
gereğinden fazla dikkatli overcareful adj.
dikkatli bakıldığında fark edilen underlying adj.
aşırı dikkatli ultracareful adj.
aşırı dikkatli ultracautious adj.
çok dikkatli ve titiz ultrafastidious adj.
tehlikelere karşı dikkatli olmayan unalert adj.
tehlikelere karşı dikkatli olmayan unvigilant adj.
tehlikelere karşı dikkatli olmayan unwatchful adj.
sözcük seçiminde dikkatli quibbling adj.
dikkatli olmayan unexacting adj.
çok dikkatli envious adj.
dikkatli olmayan unobservant adj.
dikkatli olmayan unthorough adj.
tehlikelere karşı dikkatli olmayan unvigilant adj.
tehlikelere karşı dikkatli olmayan unwatchful adj.
tehlikelere karşı dikkatli olmayan unalert adj.
dikkatli ve titiz white-glove adj.
çok dikkatli ve ağır başlı mim [dialect] adj.
çok dikkatli ve ağırbaşlı missish adj.
aşırı dikkatli hypercautious adj.
aşırı dikkatli hyperconscious adj.
aşırı dikkatli overexquisite adj.
aşırı dikkatli overscrupulous adj.
aşırı dikkatli overwary adj.
incelikli ve dikkatli (davranış, bakış açısı) go-slow adj.
(konuşma bakımından) dikkatli ve net close-grained adj.
(konuşma bakımından) dikkatli ve net close-grain adj.
çok dikkatli close adj.
dikkatli bir şekilde inşa edilmiş clever adj.
dikkatli harcayan scotch adj.
dikkatli bir şekilde over adv.
dikkatli bir şekilde observantly adv.
dikkatli bir şekilde shyly adv.
çok dikkatli ve tam olarak minutely adv.
dikkatli bir şekilde watchfully adv.
dikkatli bir şekilde heedfully adv.
dikkatli bir şekilde rigorously adv.
dikkatli bir şekilde mindfully adv.
çok dikkatli bir şekilde just so adv.
dikkatli bir şekilde vigilantly adv.
dikkatli bir şekilde advertently adv.
dikkatli bakıldığında fark edilerek underlyingly adv.
tehlikelere karşı dikkatli olmadan unwatchfully adv.
dikkatli bir şekilde lovingly adv.
dikkatli bir şekilde busily adv.
dikkatli, özenli ve uyanık bir şekilde observingly adv.
dikkatli bir şekilde close adv.
dikkatli bir şekilde scrutinously adv.
dikkatli bir şekilde stewardly adv.
-e karşı dikkatli attentive to prep.
dikkatli ol! take care! interj.
dikkatli ol! watch your step! interj.
Phrasals
dikkatli dokunuşlarla silmek dab off v.
dikkatli dokunuşlarla uygulamak dab on v.
dikkatli kullanmak ease back v.
dikkatli olmak leave up v.
dikkatli çıkmak venture out v.
(birine/bir şeye) karşı dikkatli olmak wise up to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı dikkatli olmasını sağlamak wise up to (someone or something) v.
Phrases
alıcı dikkatli olsun let the buyer beware expr.
istikrarlı ve dikkatli steady as she goes expr.
ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur) (be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur) (be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
Proverb
sonradan dizini dövmektense önceden önlem almak/dikkatli olmak iyidir better (be) safe than sorry [cliché]
sonradan dizini dövmektense önceden önlem almak/dikkatli olmak iyidir better safe than sorry
sonradan dizini dövmektense önceden önlem almak/dikkatli olmak iyidir it's better to be safe than sorry
Colloquial
dikkatli bakış weather eye n.
dikkatli davranmak play safe v.
dikkatli davranmak play it safe v.
dikkatli hareket etmek/konuşmak watch (oneself) v.
(bir şeyle ilgili) dikkatli careful (with something) adj.
aşırı dikkatli supercautious adj.
dikkatli sürün drive safe expr.
dikkatli sür drive safely expr.
dikkatli ol gently does it expr.
öğretmenini dikkatli dinle listen to your teacher carefully expr.
(arabayı) dikkatli kullan drive safe expr.
dikkatli dinle pin your ears back expr.
dikkatli ol easy/gently/slowly does it expr.
dikkatli ol keep a weather eye out expr.
iyi/dikkatli davran take it easy expr.
dikkatli ol mind your step expr.
dikkatli yürü mind your step expr.
dikkatli adım at mind your step expr.
dikkatli davran mind your step expr.
dikkatli ol watch your step expr.
dikkatli yürü watch your step expr.
dikkatli adım at watch your step expr.
dikkatli davran watch your step expr.
dikkatli ol don't take any wooden nickels expr.
ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur) be careful what you wish for(, it might (just) come true expr.
dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur) be careful what you wish for(, it might (just) come true expr.
biraz dikkatli ol do you mind (if...)? expr.
ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur) watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur) watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
biraz dikkatli ol do you mind exclam.
biraz dikkatli, sessiz olsan do you mind exclam.
Idioms
dikkatli adım light touch n.
dikkatli bir yaşam tarzı life in the slow lane n.
bir şeyi çok dikkatli bir şekilde yapma a fine-tooth comb n.
sabırlı ve dikkatli bir şekilde başa çıkma the softly-softly approach n.
sabırlı ve dikkatli bir şekilde başa çıkma a softly-softly approach n.
dikkatli göz an eagle eye n.
dikkatli bir göz an eagle eye n.
birinin dikkatli gözü somebody's eagle eye n.
dikkatli göz eagle eye n.
dikkatli bakış eagle eye n.
dikkatli göz eagle-eye n.
dikkatli olma walking on eggs n.
dikkatli para harcamak nickel-and-dime v.
dikkatli ve uyanık olmak be on the qui vive v.
arabayı dikkatli sürmek keep it between the ditches v.
adımlarını dikkatli atmak pick one's way v.
adımlarını dikkatli atmak pick your way v.
birini çok dikkatli izlemek watch someone like a hawk v.
birine iyi/dikkatli davranmak take it easy on someone v.
birisiyle konuşurken çok dikkatli olmak/diken üstünde durmak like walking/treading on eggshells v.
dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak have on the ball v.
dikkatli/temkinli yaklaşmak keep wary eye v.
dikkatli çıkmak venture out of (something) v.
dikkatli yürümek pick one's way v.
dikkatli olmak walk on thin ice v.
dikkatli olmak be on one's toes v.
dikkatli ve etraflıca incelemek take a long hard look at something v.
dikkatli olmak walk on eggshells v.
çok dikkatli davranmak tiptoe around v.
dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak have something on the ball v.
dikkatli olmak walk on eggs v.
dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak be on the ball v.
dikkatli yürümek pick your way v.
her kuruşunu dikkatli harcamak watch every dime v.
mevkisini kaptırmamak için dikkatli davranmak look to one's laurels v.
kullanırken dikkatli olmak go easy on v.
(nehir/göl/kaygan zemin) bir yerden dikkatli geçmek/yürümek pick your way v.
(nehir/göl/kaygan zemin) bir yerden dikkatli geçmek/yürümek pick one's way v.
(hata yapmamak adına) adımlarını dikkatli atmak put one foot in front of the other v.
dikkatli harcamak haul in (one's) horns v.
içkiyi dikkatli içmek nurse (one's) drink v.
olası tehlikelere karşı dikkatli olmamak leave (one's) guard down v.
dikkatli olmak have a lot on the ball [us] v.
daha dikkatli davranmak pull in the reins v.
dikkatli ve etraflıca düşünmek/incelemek take a long look at something v.
dikkatli ve etraflıca düşünmek/incelemek take a cool look at something v.
dikkatli ve etraflıca düşünmek/incelemek take a hard look at something v.
(birini/bir şeyi) yakın/dikkatli incelemeye almak put (someone or something) under a microscope v.
(birini/bir şeyi) yakın/dikkatli incelemeye almak put (someone or something) under the microscope v.
dikkatli adım atmak mind (one's) step v.
dikkatli yürümek, koşmak mind (one's) step v.
bir şeyi dikkatli tüketmek take it easy on something v.
daima dikkatli olmak always be on (one's) guard v.
daima dikkatli olmak always be on (one's) guard v.
ihtiyatlı/dikkatli olmak be looking over (one's) shoulder v.
ihtiyatlı/dikkatli olmak be looking over your shoulder v.
dikkatli olmak be on guard v.
(birine/bir şeye) karşı dikkatli olmak be on the watch (for someone or something) v.
dikkatli olmak be on your guard v.
(birini kırmamak/bir durumu bozmamak için) çok dikkatli olmak be treading on eggshells v.
(birini kırmamak/bir durumu bozmamak için) çok dikkatli olmak be walking on eggshells v.
parayı dikkatli harcamak count one's pennies v.
parayı dikkatli harcamak count the pennies v.
dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak have something/a lot on the ball [us] v.
dikkatli olmak hold jiggers [us] v.
dikkatli olmak keep (one's) head on a swivel v.
dikkatli olmak keep an eye out v.
(birine/bir şeye) karşı dikkatli olmak keep an eye out for (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı dikkatli olmak keep an eye peeled (for something or someone) v.
dikkatli olmak keep eyes open v.
mevkisini kaptırmamak için dikkatli davranmak look to laurels v.
mevkisini kaptırmamak için dikkatli davranmak look to your laurels v.
içkiyi dikkatli içmek nurse a drink v.
dikkatli davranmak pick (one's) spot v.
adımlarını dikkatli atmak pick way v.
dikkatli yürümek pick way v.
dikkatli olmak stand jiggers [us] v.
dikkatli para harcamak stretch money v.
-e iyi/dikkatli davranmak take it easy on v.
-i dikkatli tüketmek take it easy on v.
(birini/bir şeyi) çok dikkatli izlemek watch (someone or something) like a hawk v.
(birini/bir şeyi) çok dikkatli izlemek watch (someone or something) with an eagle eye v.
arzu edilmeyen bir durum yavaş ve dikkatli bir şekilde mücadele etmek take it day by day v.
arzu edilmeyen bir durum yavaş ve dikkatli bir şekilde mücadele etmek take things day by day v.
dikkatli ol mind one's eye expr.
son derece dikkatli with one's eyes wide open expr.
(eğer) uslu duramayacaksan,(o zaman) dikkatli ol (davran) if you can't be good be careful expr.
bir meseleyi yavaş ve dikkatli şekilde çözme/halletme softly, softly, catchee monkey expr.
en dikkatli/iyi insan bile (bazen) hata yapar even homer (sometimes) nods expr.
en dikkatli/iyi insan bile (bazen) hata yapar even jove (sometimes) nods expr.
dikkatli ol keep your eyes open expr.
dikkatli ol keep your eyes peeled expr.
dikkatli ol keep your eyes skinned expr.
(birine/bir şeye) karşı dikkatli on the watch (for someone or something) expr.
(birine/bir şeye) karşı dikkatli on watch for (someone or something) expr.
son derece dikkatli with eyes open expr.
Speaking
beni dikkatli dinle listen to me carefully expr.
dikkatli taşıyın handle with care expr.
dikkatli ol easy does it expr.
dikkatli ol be careful expr.
çok dikkatli ol have a care expr.
dikkatli tutun handle with care expr.
dikkatli olmalıyım I should be careful expr.
dikkatli oku read carefully expr.
dikkatli olmalısın you should be careful expr.
dikkatli olun be careful expr.
dikkatli ol be cautious expr.
çok dikkatli ol dot your i's and cross your t's expr.
dikkatli olmalısın you must be careful expr.
dışarıda dikkatli ol be careful out there expr.
kelimelerini daha dikkatli seç choose your words more carefully expr.
müşterilerimizi çok dikkatli değerlendirmeliyiz we have to assess our clients very carefully expr.
ne kadar dikkatli olsan azdır you can't be too careful expr.
sana dikkatli olmanı söylemiştim I told you to be careful expr.
sana dikkatli ol demiştim I told you to be careful expr.
size dikkatli olun demiştim I told you to be careful expr.
size dikkatli olmanızı söylemiştim I told you to be careful expr.
yerinde olsam çok dikkatli olurdum I'd be very careful if i were you expr.
Trade/Economic
alıcı dikkatli olsun caveat emptor expr.
alıcı dikkatli olsun let the buyer aware expr.
Technical
dikkatli şekilde carefully adv.
Computer
gönderilenin rahatsız edici içerik olduğunu ve dikkatli açılması gerektiğini belirten uyarı ifadesi not safe for life (nsfl) n.
başvurunuz dikkatli bir şekilde incelenecektir your application will be carefully reviewed expr.
Botanic
meyve veya kırmızı şarap tatlandırmak için dikkatli ölçülerde kullanılan yapraklar herb grace n.
Environment
dikkatli temizleme deliberate decontamination n.
Sport
(liderliği) riskten kaçınıp dikkatli savunma yaparak elde tutmaya çalışmak protect v.
Basketball
diskalifiye olmaya yaklaşan ve bu yüzden daha dikkatli oynaması gereken oyuncu foul trouble n.
Abbreviation
gönderilenin rahatsız edici içerik olduğunu ve dikkatli açılması gerektiğini belirten uyarı ifadesi nsfw (not safe for work) n.
Archaic
dikkatli işçilik curiosity n.
Slang
dikkatli öğrenci grunt n.
dijital bir görüntünün çözünürlüğü, netliği ve kalitesi konusunda çok hassas/dikkatli kimse pixel peeper n.