Verlauf

deliberate

Bedeutungen von dem Begriff "deliberate" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 46 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	deliberate adj.	kasti
2	Common Usage	deliberate adj.	kasıtlı
General
3	General	deliberate v.	üzerinde durmak (düşünmek vb)
4	General	deliberate v.	tartışmak
5	General	deliberate v.	ölçünmek
6	General	deliberate v.	tartmak
7	General	deliberate v.	düşünmek
8	General	deliberate v.	danışmak
9	General	deliberate v.	temkinli olmak
10	General	deliberate v.	müzakere etmek
11	General	deliberate v.	üzerinde durmak
12	General	deliberate v.	düşünüp taşınmak
13	General	deliberate v.	görüşmek
14	General	deliberate v.	ölçüp biçmek
15	General	deliberate v.	üzerinde tartışmak
16	General	deliberate adj.	emin
17	General	deliberate adj.	ağır
18	General	deliberate adj.	incelikli
19	General	deliberate adj.	düşünceli
20	General	deliberate adj.	önceden tasarlanmış
21	General	deliberate adj.	ölçülü
22	General	deliberate adj.	dikkatli
23	General	deliberate adj.	kasten
24	General	deliberate adj.	mahsus
25	General	deliberate adj.	temkinli
26	General	deliberate adj.	ihtiyatlı
27	General	deliberate adj.	tasarlanmış
28	General	deliberate adj.	tedbirli
29	General	deliberate adj.	kasti
30	General	deliberate adj.	maksatlı
31	General	deliberate adj.	düşünülmüş
32	General	deliberate adj.	planlı
33	General	deliberate adj.	planlanmış
34	General	deliberate adj.	bilinçli
35	General	deliberate adj.	istemli
36	General	deliberate adj.	taammüdi
37	General	deliberate adj.	sakin
38	General	deliberate adj.	kontrollü
39	General	deliberate adj.	bilinçli
Law
40	Law	deliberate n.	kasti
41	Law	deliberate v.	mütalaa etmek
42	Law	deliberate v.	müzakere etmek
43	Law	deliberate v.	tartışmak
44	Law	deliberate adj.	kasten
45	Law	deliberate adj.	kasıtlı
46	Law	deliberate adj.	taammüden

Bedeutungen, die der Begriff "deliberate" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 49 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	deliberate injury to one's own body n.	kendi kendini sakatlama
2	General	a deliberate act of terrorism n.	kasıtlı bir terör saldırısı
3	General	deliberate typo n.	kasıtlı yazım hatası
4	General	deliberate typo n.	bilerek yapılan yazım yanlışı
Phrasals
5	Phrasals	deliberate over v.	bir şey hakkında tartışmak
6	Phrasals	deliberate on someone v.	birini düşünmek
7	Phrasals	deliberate about someone v.	birini düşünmek
8	Phrasals	deliberate over v.	bir konu üzerinde tartışmak
9	Phrasals	deliberate about v.	-i düşünmek
10	Phrasals	deliberate about (someone or something) v.	(biri/bir şey) hakkında düşünmek
11	Phrasals	deliberate about (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) tartışmak
12	Phrasals	deliberate about (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) müzakere etmek
13	Phrasals	deliberate about (someone or something) v.	(biri/bir şey) üzerinde/hakkında düşünüp taşınmak
14	Phrasals	deliberate on (someone or something) v.	(biri/bir şey) hakkında/üzerinde düşünmek
15	Phrasals	deliberate on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) tartışmak
16	Phrasals	deliberate on (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) müzakere etmek
17	Phrasals	deliberate on (someone or something) v.	(biri/bir şey) üzerinde/hakkında düşünüp taşınmak
18	Phrasals	deliberate over (someone or something) v.	(biri/bir şey) hakkında/üzerinde düşünmek
19	Phrasals	deliberate over (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) tartışmak
20	Phrasals	deliberate over (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) müzakere etmek
21	Phrasals	deliberate over (someone or something) v.	(biri/bir şey) üzerinde/hakkında düşünüp taşınmak
Phrases
22	Phrases	without deliberate intent expr.	kasıt olmadan
Law
23	Law	deliberate action n.	kasıtlı fiil
24	Law	deliberate action n.	kasti fiil
25	Law	deliberate killing n.	kasten öldürme
Insurance
26	Insurance	deliberate damage n.	kasti hasar
Psychology
27	Psychology	deliberate indifference n.	birisinin hareketleri ya da ihmallerinin neticesinin bilinçli ya da bilinçsizce dikkate almama
Biology
28	Biology	deliberate releases of genetically modified microorganisms n.	genetiği değiştirilmiş organizmaların amaçlı serbest bırakılmaları
Forestry
29	Forestry	deliberate seeding n.	planlanmış ekim
Linguistics
30	Linguistics	deliberate speech n.	özenli konuşma
Environment
31	Environment	deliberate decontamination n.	dikkatli temizleme
Military
32	Military	deliberate ambush n.	ayrıntılı pusu
33	Military	deliberate crossing n.	hazırlıklı geçiş
34	Military	deliberate ambush n.	hazırlıklı pusu
35	Military	deliberate attack n.	hazırlıklı taarruz
36	Military	deliberate field fortification n.	hazırlanmış sahra tahkimatı
37	Military	deliberate breaching n.	hazırlıklı yarma
38	Military	deliberate minefield n.	hazırlanmış mayın tarlası
39	Military	deliberate defence n.	hazırlıklı savunma
40	Military	deliberate attack n.	planlı taarruz
41	Military	deliberate fire n.	yavaş ateş
42	Military	deliberate defense [uk] n.	hazırlıklı savunma
43	Military	deliberate defense [uk] n.	düşman ile temas halinde değilken veya yeterli sürede organize edilen savunma
44	Military	deliberate planning n.	ortak operasyon planlama ve uygulama sistemi
45	Military	deliberate planning n.	müşterek harekat planlama ve icra sistemi
46	Military	deliberate planning n.	bölünen kuvvet ve kaynakların tahsisi ve kullanımına ilişkin planlama süreci
Football
47	Football	deliberate foul n.	kasten faul
48	Football	deliberate foul n.	kasti faul
49	Football	deliberate foul n.	kasıtlı faul