incline - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

incline

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "incline" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 41 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
incline n. bayır
incline v. meyletmek
incline v. eğilmek
General
incline n. eğimli yüzey
incline n. eğri yüzey
incline n. yokuş
incline n. meyil
incline n. eğilme
incline v. neden olmak
incline v. yönelmek
incline v. sürüklemek
incline v. yatkın olmak
incline v. sapmak
incline v. sebep olmak
incline v. eğilimi olmak
incline v. yöneltmek
incline v. çalmak
incline v. yatırmak
incline v. baş eğerek selamlamak
incline v. yönlendirmek
incline v. eğinmek
incline v. eğim yapmak
incline v. bir şeye yönelik ilgi uyandırmak
incline v. bir şey lehine etkilemek
incline v. beceri göstermek
incline v. istidadı olmak
incline v. yeteneği olmak
incline v. müsait olmak
incline v. tarafında olmak
Technical
incline v. eğilmek
incline v. eğmek
incline v. yatmak
Computer
incline n. eğim
Railway
incline n. eğim
incline n. meyil
incline n. eğik düzlem
incline n. eğimi takriben 45° olan kablolu tren yolu
Marine
incline v. (gemiyi) dengesini ve ağırlık merkezini belirlemek için eğmek
Mining
incline n. eğimli şaft
incline n. eğimli taşıma yolu
Military
incline v. (askeri birlik) ileri doğru yan yan yürümek

Bedeutungen, die der Begriff "incline" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 44 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
steep incline n. dik bayır
incline to v. eğiliminde olmak
incline one's head v. başını eğmek
incline one's ear v. kulak kabartmak
incline one's ear to somebody v. kulak kabartmak
incline something forward v. bir şeyi öne doğru eğmek
Phrasals
incline away from someone v. birinden uzaklaşmak
incline toward someone or something v. birine/bir şeye doğru eğilmek
incline toward someone or something v. birine/bir şeye daha yakın hissetmek
incline toward someone or something v. birini/bir şeyi tercih etmeye meyilli olmak
incline toward someone or something v. tercihi birinden/bir şeyden yana olmak
incline toward someone or something v. birine/bir şeye olumlu bakmak
incline toward someone or something v. birine/bir şeye sıcak bakmak
incline away v. -den uzaklaşmak
incline away v. '-den meyillenmek
incline away (from someone or something) v. (birinden/bir şeyden) meyillenmek
incline forward v. öne doğru eğilmek
incline forward v. öne eğilmek
incline forward v. öne doğru eğmek
incline forward v. öne eğmek
incline toward v. -e doğru eğilmek
incline toward v. '-e daha yakın hissetmek
incline toward v. '-den yana olmak
incline toward v. '-e olumlu bakmak
incline toward v. '-i tercih etmeye meyilli olmak
incline toward v. '-e meyilli olmak
incline toward v. '-e sıcak bakmak
Idioms
slick incline n. kaygan zemin
slick incline n. riskli durum
incline your ear expr. kulak kabart
incline your ear expr. iyi dinle
Technical
incline gradient n. boyuna doğru meyil
incline level n. eğimölçer
incline ramp n. eğik düzlem
incline level n. klinometre
incline of slope n. şev eğimi
incline of a talus n. şev meyili
incline of a talus n. yamaç eğimi
incline of slope n. yamaç eğimi
Railway
incline plane n. eğik düzlem
incline plane n. yaklaşık 45° eğimi olan kablolu tren yolu
Food Engineering
incline impact test n. eğik düzlem çarpma testi
Geography
incline village n. nevada eyaletinde şehir
Sport
incline bench press n. eğimli göğüs presi