eğmek

Bedeutungen von dem Begriff "eğmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 53 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	eğmek	bend v.
Yesterday we obeyed Kings and bent our necks before emperors. Dün krallara itaat ettik ve imparatorların önünde boynumuzu eğdik. More Sentences
2	Common Usage	eğmek	tilt v.
General
3	General	eğmek	bow v.
Will it persist in its attitude or will it bow to the wishes of the budgetary authority? Tutumunda ısrar mı edecek yoksa bütçe otoritesinin isteklerine boyun mu eğecek? More Sentences
4	General	eğmek	tip v.
Tom tipped his hat. Tom şapkasını eğdi. More Sentences
5	General	eğmek	hang v.
That is a total disgrace, about which we should hang our heads in shame. Bu, utanç içinde başımızı öne eğmemiz gereken koca bir rezalettir. More Sentences
Technical
6	Technical	eğmek	incline v.
The woman inclined her head and teleported from the room. Kadın başını eğdi ve odadan ışınlandı. More Sentences
7	Technical	eğmek	tip v.
He tipped his hat. Şapkasını eğdi. More Sentences
General
8	General	eğmek	crankle n.
9	General	eğmek	flex v.
10	General	eğmek	incurve v.
11	General	eğmek	spring v.
12	General	eğmek	decline v.
13	General	eğmek	slant v.
14	General	eğmek	ply v.
15	General	eğmek	contort v.
16	General	eğmek	droop v.
17	General	eğmek	curve v.
18	General	eğmek	inflect v.
19	General	eğmek	sway v.
20	General	eğmek	buckle v.
21	General	eğmek	cant v.
22	General	eğmek	stoop v.
23	General	eğmek	hunch v.
24	General	eğmek	indine v.
25	General	eğmek	bevel v.
26	General	eğmek	top v.
27	General	eğmek	warp v.
28	General	eğmek	cant v.
29	General	eğmek	tip-tilt v.
30	General	eğmek	turn [obsolete] v.
31	General	eğmek	lean v.
32	General	eğmek	jog v.
33	General	eğmek	overbend v.
34	General	eğmek	oversway [obsolete] v.
35	General	eğmek	overturn v.
36	General	eğmek	inflex v.
37	General	eğmek	disturb v.
38	General	eğmek	double v.
39	General	eğmek	courb v.
40	General	eğmek	ply [obsolete] v.
41	General	eğmek	screw v.
42	General	eğmek	crumple v.
43	General	eğmek	spring v.
44	General	eğmek	strein v.
45	General	eğmek	splay v.
Phrasals
46	Phrasals	eğmek	turn under v.
47	Phrasals	eğmek	turn up v.
48	Phrasals	eğmek	fold down v.
49	Phrasals	eğmek	hunch over v.
Technical
50	Technical	eğmek	defect v.
51	Technical	eğmek	tilt v.
Archaic
52	Archaic	eğmek	crankle v.
53	Archaic	eğmek	preponderate v.

Bedeutungen, die der Begriff "eğmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 225 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	boyun eğmek	submit v.
The town people had no choice but to submit to their new King. Kasaba halkının yeni krallarına boyun eğmekten başka çaresi yoktu. More Sentences
General
2	General	boyun eğmek	cave v.
Don't cave into their demands. Taleplerine boyun eğmeyin. More Sentences
3	General	boyun eğmek	yield v.
He will never yield to the pressure of a politician. Bir politikacının baskısına asla boyun eğmez. More Sentences
4	General	boyun eğmek	bend v.
We will not bend to the will of a tyrant. Bir zorbanın isteğine boyun eğmeyeceğiz. More Sentences
5	General	boyun eğmek	comply v.
I'll definitely comply. Ben kesinlikle boyun eğeceğim. More Sentences
6	General	boyun eğmek	buckle v.
Mr. Walker refused to buckle under the lawyer's pressure. Bay Walker avukatın baskısına boyun eğmeyi reddetti. More Sentences
7	General	eğmek (bir şeyi bir yöne)	tilt v.
John tilted his head to look at her. John ona bakmak için başını eğdi. More Sentences
8	General	boyun eğmek	buckle under v.
Europe deserves pro-active politicians who refuse to buckle under the terror of political correctness. Avrupa, siyasi doğruculuk terörü altında boyun eğmeyi reddeden proaktif siyasetçileri hak ediyor. More Sentences
9	General	boyun eğmek	give in v.
We have given in too easily to pressure from the WTO. DTÖ'den gelen baskılara çok kolay boyun eğdik. More Sentences
10	General	baş eğmek	bow v.
Close your eyes, bow your head, and begin to dissolve within the group. Gözlerinizi kapatın, başınızı eğin ve grup içinde erimeye başlayın. More Sentences
11	General	boyun eğmek	humble v.
The villagers were humbled by the King's army. Köylüler Kral'ın ordusuna boyun eğdiler. More Sentences
12	General	sorgusuz sualsiz boyun eğmek	kowtow v.
The students were expected to kowtow to the rules. Öğrencilerden kurallara sorgusuz sualsiz boyun eğmeleri bekleniyordu. More Sentences
Phrasals
13	Phrasals	boyun eğmek	give in to v.
We take this as a reality but we are not intending to give in to it. Bunu bir gerçeklik olarak kabul ediyoruz ancak buna boyun eğmek niyetinde değiliz. More Sentences
14	Phrasals	boyun eğmek	give way to v.
You must not give way to those demands. Bu taleplere boyun eğmemelisin. More Sentences
15	Phrasals	boyun eğmek	give in v.
The king is foolish if he believes our rebellion will ever give in! Kral, isyanımızın boyun eğeceğine inanıyorsa aptallık ediyor! More Sentences
16	Phrasals	(birine) boyun eğmek	bow down to (someone) v.
Our task is to produce rules that benefit the community, not to bow down to the dominance of private interests. Görevimiz, özel çıkarların egemenliğine boyun eğmek değil, topluma fayda sağlayacak kurallar üretmektir. More Sentences
17	Phrasals	boyun eğmek	submit to v.
We Germans will not submit to being terrorised by a minority. Biz Almanlar bir azınlık tarafından terörize edilmeye boyun eğmeyeceğiz. More Sentences
18	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	bow to (someone or something) v.
Unfortunately, the European Parliament has bowed to the industry's interests. Ne yazık ki Avrupa Parlamentosu sektörün çıkarlarına boyun eğmiştir. More Sentences
19	Phrasals	(birine/bir şeye) baş eğmek	bow to (someone or something) v.
Tom bowed to me as he passed by. Tom geçerken başını eğerek bana selam verdi. More Sentences
20	Phrasals	(bir şeye) boyun eğmek	succumb to (something) v.
The intermediate court judge was not the only judge who succumbed to pressure from the PLAC. Ara mahkeme yargıcı, PLAC'ın baskısına boyun eğen tek yargıç değildi. More Sentences
Idioms
21	Idioms	baskıya boyun eğmek	yield to pressure v.
We cannot, nor do we wish to, yield to pressure from the United States. ABD'den gelen baskılara boyun eğemeyiz, eğmek de istemiyoruz. More Sentences
Trade/Economic
22	Trade/Economic	boyun eğmek	submit v.
But the state has never submitted itself to this principle. Ancak devlet hiçbir zaman bu ilkeye boyun eğmemiştir. More Sentences
Politics
23	Politics	boyun eğmek	obey v.
Love doesn't obey anyone. Aşk kimseye boyun eğmez. More Sentences
General
24	General	kadere boyun eğmek	bow to fate v.
25	General	başını eğmek	nod v.
26	General	boyun eğmek	knuckle under v.
27	General	öne eğmek	stoop v.
28	General	boyun eğmek	acquiesce v.
29	General	duygularına boyun eğmek	be captive of one's feelings v.
30	General	boyun eğmek	comply with v.
31	General	başını eğmek	incline one's head v.
32	General	başını eğmek	nutate v.
33	General	boyun eğmek	surrender v.
34	General	bir yana eğmek	tip v.
35	General	boyun eğmek	indulge v.
36	General	boyun eğmek	sit down under v.
37	General	boyun eğmek	bow v.
38	General	kaprisine boyun eğmek	humor v.
39	General	kadere boyun eğmek	bow to the inevitable v.
40	General	hak ettiği cezaya boyun eğmek	take one's medicine v.
41	General	eğmek (başını)	hang v.
42	General	boynunu eğmek	submit v.
43	General	boyun eğmek	resign oneself to v.
44	General	baş eğmek	truckle v.
45	General	boyun eğmek	truckle v.
46	General	boyun eğmek	give way v.
47	General	boyun eğmek	kiss the dust v.
48	General	boyun eğmek	bend the knee v.
49	General	boyun eğmek	succumb v.
50	General	boyun eğmek	knuckle down v.
51	General	boyun eğmek	bow down v.
52	General	boyun eğmek	defer to v.
53	General	baş eğmek	obey v.
54	General	baş eğmek	comply v.
55	General	baş eğmek	come to heel v.
56	General	boyun eğmek	truckle to v.
57	General	baş eğmek	bend head v.
58	General	başını eğmek	bend one's head v.
59	General	baş eğmek	tilt head v.
60	General	başını öne eğmek	duck one's head v.
61	General	başını öne eğmek	drop one's head v.
62	General	başını öne eğmek	bend one's head v.
63	General	başını eğmek	duck one's head v.
64	General	başını eğmek	hang one's head v.
65	General	başını öne eğmek	bow one's head v.
66	General	başını eğmek	bow one's head v.
67	General	başını öne eğmek	lower one's head v.
68	General	başını eğmek	lower one's head v.
69	General	başını öne eğmek	hang one's head v.
70	General	başını eğmek	drop one's head v.
71	General	öne eğmek	droop v.
72	General	kabul veya doğrulama ifade etmek için başını eğmek	nid-nod v.
73	General	kabul veya doğrulama ifade etmek için başını eğmek	niddle-noddle v.
74	General	-e baş eğmek	truckle to v.
75	General	boyun eğmek	conform v.
76	General	baş eğmek	yield v.
77	General	kaderine boyun eğmek	accept one's fate v.
78	General	kaderine boyun eğmek	resign to fate v.
79	General	kaderine boyun eğmek	accept one's destiny v.
80	General	kaderine boyun eğmek	resign oneself to one's fate v.
81	General	boyun eğmek	agree to v.
82	General	baskılara boyun eğmek	give in to the pressures v.
83	General	boyun eğmek	give into v.
84	General	baskılara boyun eğmek	bow to the pressures v.
85	General	bir şeyi öne doğru eğmek	incline something forward v.
86	General	akran/mahalle baskısına boyun eğmek	succumb to the peer pressure v.
87	General	kaprisine boyun eğmek	humour v.
88	General	boyun eğmek	give ground v.
89	General	taleplerine boyun eğmek	bow to someone's demands v.
90	General	kaba davranış karşısında direnmeden baş eğmek	take lying down v.
91	General	boyun eğmek	abide by v.
92	General	geriye eğmek	recurvate v.
93	General	(onaylama/selam verme amacıyla) başı öne eğmek	nod v.
94	General	boyun eğmek	throw v.
95	General	başını yana eğmek	tilt one's head v.
96	General	yana doğru eğmek	edge v.
97	General	boyun eğmek	ungive v.
98	General	sorgusuz boyun eğmek	kowtow v.
99	General	(başını) eğmek	bend v.
100	General	yukarı eğmek	uptilt v.
101	General	selamlama amacıyla (şapka, kep) eğmek	move v.
102	General	baskıya boyun eğmek	give v.
103	General	fiziksel güce boyun eğmek	give v.
104	General	ısrara boyun eğmek	give way v.
105	General	(fıçıyı) belirli bir yöne eğmek	gizzen v.
106	General	(sopanın) yüzeyini eğmek	loft v.
107	General	(birinin) kontrolüne boyun eğmek	obey v.
108	General	ters yöne eğmek	overbow [obsolete] v.
109	General	(birinin) isteklerine aşırı boyun eğmek	overindulge v.
110	General	boyun eğmek	own v.
111	General	toplumsal baskı veya misilleme korkusundan boyun eğmek	goose-step v.
112	General	başını eğmek	dop [obsolete] v.
113	General	kavis oluşturacak şekilde eğmek	incurve v.
114	General	boyun eğmek	consign [obsolete] v.
115	General	(başını) eğmek	doddle [dialect] v.
116	General	(selam verirken) şapkayı çıkarıp eğmek	doff v.
117	General	boyun eğmek	follow v.
118	General	baş eğmek	prostrate v.
119	General	boyun eğmek	prostrate v.
120	General	pasifçe boyun eğmek	spoon-feed v.
121	General	boyun eğmek	subject [obsolete] v.
122	General	boyun eğmek	subminister v.
123	General	çok eğmek	outbow v.
124	General	boyun eğmek	stoop v.
125	General	(koku takibi yaparken) başını aşağı eğmek	stoop [uk] v.
126	General	(fıçıyı) yana eğmek	stoop [dialect] [uk] v.
127	General	aşırı eğmek	outcant v.
128	General	boyun eğmek	resign (to) v.
129	General	eğmek için kullanılan	tilting adj.
Phrasals
130	Phrasals	boyun eğmek	go down to v.
131	Phrasals	boyun eğmek	accommodate oneself v.
132	Phrasals	bir şeye boyun eğmek	bow to something v.
133	Phrasals	baş/boyun eğmek	roll over v.
134	Phrasals	bir şeyi öne doğru eğmek/bükmek	lean something forward v.
135	Phrasals	boyun eğmek	fall in with v.
136	Phrasals	birine ya da bir şeye boyun eğmek	concede to someone or something v.
137	Phrasals	(birine veya birinin taleplerine) boyun eğmek/yenik düşmek	acquiesce to someone or something v.
138	Phrasals	boyun eğmek	acquiesce to (something) v.
139	Phrasals	utanarak başını eğmek	glance down v.
140	Phrasals	utanarak başını yere/önüne eğmek	glance down v.
141	Phrasals	vücudu öne doğru eğmek	bend over v.
142	Phrasals	'-e boyun eğmek	acquiesce to v.
143	Phrasals	birini/bir şeyi geriye eğmek	bend someone or something back v.
144	Phrasals	birine/bir şeye boyun eğmek	bow before someone or something v.
145	Phrasals	boyun eğmek	bow before v.
146	Phrasals	-e boyun eğmek	capitulate to v.
147	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	capitulate to (someone or something) v.
148	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	cave in (to someone or something) v.
149	Phrasals	'-e boyun eğmek	concede to v.
150	Phrasals	(bir konuda) birine/bir şeye boyun eğmek	defer to someone or something (on something) v.
151	Phrasals	(birine/bir şeye) baş eğmek	defer to (someone or something) v.
152	Phrasals	(bir konuda) birine/bir şeye baş eğmek	defer to someone or something (on something) v.
153	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	defer to (someone or something) v.
154	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	give in to (someone or something) v.
155	Phrasals	öne eğmek	incline forward v.
156	Phrasals	öne doğru eğmek	incline forward v.
157	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	kneel before (someone or something) v.
158	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	kneel down before (someone or something) v.
159	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	knock under (to someone or something) v.
160	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	knuckle under to (someone or something) v.
161	Phrasals	aşağı eğmek	lean down v.
162	Phrasals	(bir şeye) boyun eğmek	resign (oneself) to (something) v.
163	Phrasals	(birine/bir şeye) yüzünü eğmek	sneer at (someone or something) v.
164	Phrasals	(bir şeye) doğru eğmek	tilt toward (something) v.
165	Phrasals	(birine/bir şeye) baş eğmek	truckle to (someone or something) v.
166	Phrasals	(birine/bir şeye) boyun eğmek	truckle to (someone or something) v.
167	Phrasals	boyun eğmek	come to [dialect] v.
168	Phrasals	bir şeye boyun eğmek	lay down v.
Phrases
169	Phrases	boyun eğmek	drift with the stream v.
Colloquial
170	Colloquial	çaresizliğe boyun eğmek	yield to despair v.
171	Colloquial	kadere boyun eğmek	bow to the inevitable v.
172	Colloquial	kaçınılmaza boyun eğmek	bow to the inevitable v.
173	Colloquial	boyun eğmek	cave in v.
174	Colloquial	kafasını önüne eğmek	hide (one's) head v.
175	Colloquial	boyun eğmek	fold v.
Idioms
176	Idioms	kaderine boyun eğmek	dree one's weird v.
177	Idioms	kaderine boyun eğmek	endure one's fate v.
178	Idioms	boyun eğmek	come to heel v.
179	Idioms	boyun eğmek	knuckle under to v.
180	Idioms	boyun eğmek	give up the fight v.
181	Idioms	kaderine boyun eğmek	meet one's doom v.
182	Idioms	gıkını çıkartmadan boyun eğmek	grin and bear it v.
183	Idioms	boyun eğmek	throw one's hand in v.
184	Idioms	başını önüne eğmek	hang one's head v.
185	Idioms	boyun eğmek	crush into submission v.
186	Idioms	görüşüne boyun eğmek	bow to someone's opinion v.
187	Idioms	utançla başını eğmek	hang one's head in shame v.
188	Idioms	bir şeye boyun eğmek	cave in to something v.
189	Idioms	baskıya boyun eğmek	bow to pressure v.
190	Idioms	tamamen boyun eğmek	eat dirt v.
191	Idioms	(birisinin) isteklerine boyun eğmek	bow to (one's) demands v.
192	Idioms	birine boyun eğmek	bow down before (someone) v.
193	Idioms	birine baş eğmek	bow down before (someone) v.
194	Idioms	baskılara boyun eğmek	accede to pressure v.
195	Idioms	(birinin) isteklerine boyun eğmek	bow to (one's) demands v.
196	Idioms	birinin isteklerine boyun eğmek	bow to someone's demands v.
197	Idioms	isteksizce/çaresizce boyun eğmek	throw up (one's) hands in despair v.
198	Idioms	birine/bir şeye boyun eğmek	give oneself over to someone or something v.
199	Idioms	birine/bir şeye boyun eğmek	give someone or something best [uk] v.
200	Idioms	çaresizce boyun eğmek	throw up (one's) hands in despair v.
201	Idioms	cezasına boyun eğmek	kiss the rod v.
202	Idioms	taleplere/isteklere boyun eğmek	bow to demands v.
203	Idioms	boyun eğmek	give (one's) ground v.
204	Idioms	boyun eğmek	give (one's) head for the washing v.
205	Idioms	'-e boyun eğmek	give oneself over to v.
206	Idioms	(birine/bir şeye) boyun eğmek	give way (to somebody/something) v.
207	Idioms	boyun eğmek	give/lose ground v.
208	Idioms	(utançla) başını öne eğmek	hang your head (in/for shame) v.
209	Idioms	başını öne eğmek	hang your head v.
210	Idioms	(utançla) başını eğmek	hang your head (in/for shame) v.
211	Idioms	teraziyi (bir tarafa) eğmek	tilt the scale v.
212	Idioms	teraziyi (bir tarafa) eğmek	tilt the scales v.
213	Idioms	kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek)	like lambs to the slaughter expr.
214	Idioms	kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek)	like a lamb to the slaughter expr.
215	Idioms	kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek)	like a lamb being led to (the) slaughter expr.
216	Idioms	kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek, yapmak, gitmek)	like lambs to the slaughter expr.
217	Idioms	kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek, yapmak, gitmek)	like a lamb to the slaughter expr.
Technical
218	Technical	geriye doğru eğmek	recurve v.
219	Technical	(duvarı, çubuğu, boruyu) eğmek	offset v.
220	Technical	(testerenin dişli noktalarını) hafifçe eğmek	set v.
Marine
221	Marine	gemi direğini öne veya arkaya eğmek	stay a mast v.
222	Marine	(gemiyi) dengesini ve ağırlık merkezini belirlemek için eğmek	incline v.
Boxing
223	Boxing	kafayı öne eğmek	give in v.
Archaic
224	Archaic	boyun eğmek	knock under v.
225	Archaic	boyun eğmek	crook v.