lean - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

lean

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "lean" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 64 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
lean v. dayanmak
lean v. eğilmek
lean v. yaslanmak
lean v. dayamak
lean adj. yağsız
lean adj. cılız
General
lean n. meyil
lean n. dayanma
lean n. eğilme
lean n. abanık
lean n. meyletme
lean n. yağsız veya az yağlı et
lean v. meyletmek
lean v. meyilli olmak
lean v. yaslamak
lean v. yana yatmak
lean v. eğri durmak
lean v. eğilim göstermek
lean v. kaykılmak
lean v. yaslanmak
lean v. güvenmek
lean v. dayamak
lean v. eğmek
lean v. eğik olmak
lean v. eğri durmak
lean v. eğri olmak
lean adj. kıraç
lean adj. nahif
lean adj. ince
lean adj. verimsiz
lean adj. lagar
lean adj. algın
lean adj. yağsız (et)
lean adj. çok zayıf
lean adj. kıt
lean adj. zayıf
lean adj. arık
lean adj. sıska
lean adj. etsiz
lean adj. dayalı
lean adj. ürünsüz
lean adj. (et) yağsız
lean adj. yaslı
lean adj. eğik
lean adj. fakir
lean adj. mahsulsüz
lean adj. yetersiz
lean adj. özelliksiz
lean adj. düşük nitelikli
lean adj. yakıt yönünden fakir
lean adj. az yağlı
lean adj. yağı az
Irregular Verb
lean v. leaned/leant - leaned/leant
Trade/Economic
lean adj. yalın
Technical
lean v. dayanmak
lean v. eğilmek
lean v. yana atmak
lean adj. yavan
Construction
lean adj. az çimentoyla yapılmış (beton)
Dyeing
lean adj. yağ oranı az (boya)
Automotive
lean adj. seyreltik (yakıt karışımı)
Mining
lean adj. yüksek mineral içeriği olmayan (cevher)
Printery
lean adj. ince görünümlü (matbaa harfi)
British Slang
lean n. sarhoş

Bedeutungen, die der Begriff "lean" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 299 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
lean coal n. zayıf kömür
lean atmosphere n. zayıf atmosfer
lean meat n. yağsız (et)
lean gas n. zayıf gaz
lean-to roof n. sundurma
lean-to shed n. sundurma
lean body weight n. yağsız vücut ağırlığı
the lean times n. sıkıntılı dönemler
lean technology n. yalın teknoloji
lean muscle n. yağsız kas
lean engineer n. yalın üretim mühendisi
extra lean ground beef n. yağsız dana kıyması
lean thinking system n. yalın düşünce sistemi
lean tools n. yalın araçlar
lean laboratory n. yalın laboratuvar
lean-to n. sundurma çatı
lean-to n. yan binaya yaslı çatı
lean-to n. yan binaya yaslı çatısı olan yapı
lean-to tent n. binaya yaslı çadır
foster lean n. dul maaşı
foster lean n. ölüm aylığı
lean back v. kaykılmak
lean upon v. dayanmak
lean against v. dayanmak
cause to lean v. dayatmak
lean out v. eğilmek
lean out v. sarkmak
lean against v. yüklenmek
lean over v. abanmak
lean on v. baskı yapmak
lean on v. dayanmak
lean back v. arkaya yaslanmak
make lean v. abandırmak
lean against v. abanmak
lean on v. güvenmek
lean something on v. dayandırmak
lean upon v. istinat etmek
lean up v. güvenmek
grow lean v. zayıflamak
lean on v. dayandırmak
lean upon v. sıkıştırmak
lean against v. yaslanmak
lean on v. sıkıştırmak
lean against v. dayamak
lean upon v. zorlamak
grow lean and gaunt v. avurdu avurduna geçmek
lean out of (a window/balcony) v. dışarı sarkmak
become lean v. çirozlaşmak
lean out of the window v. pencereden sarkmak
lean (one thing) against (another) v. dayandırmak
lean (something) on v. dayandırmak
lean toward v. olumlu bakmak
lean towards v. sıcak bakmak
lean to v. olumlu bakmak
lean towards something v. olumlu bakmak
lean toward v. sıcak bakmak
lean towards something v. sıcak bakmak
lean towards v. olumlu bakmak
lean to v. sıcak bakmak
lean over v. üzerine eğilmek
lean against v. istinat etmek
lean out of the window v. pencereden dışarı sarkmak
lean out of the window v. pencereden aşağı sarkmak
lean back on the wall v. sırtını duvara yaslamak
have no family to lean on v. sırtını dayayacağı bir ailesi olmamak
have no family to lean on v. sırtını yaslayacağı bir ailesi olmamak
become arid/lean v. kıraçlaşmak
get lean v. zayıflamak
get lean v. incelmek
get lean v. kilo vererek incelmek
leant (lean) adj. eğik
lean-to adj. yan binaya yaslı
lean-to adj. dayanmış
lean-to adj. yaslanmış
lean-to adj. yanaşmış
lean-faced adj. ince yüzlü
lean-witted adj. algısı zayıf
Phrasals
lean back v. arkasına yaslanmak
lean backwards v. arkasına yaslanmak
lean something against something v. bir şeyi bir şeye dayamak/yaslamak
lean something forward v. bir şeyi öne doğru eğmek/bükmek
lean toward v. dayanmak
lean back v. geriye yaslanmak
lean down v. eğilmek
lean into v. fayda sağlamak için olumsuz bir durumu kabul etmek
lean backwards v. geriye yaslanmak
lean forward v. ileri eğilmek
lean forward v. ileriye doğru eğilmek
lean forward v. öne eğilmek
lean forward v. öne doğru eğilmek
lean towards v. sıcak bakmak
lean toward v. yaslanmak
lean in v. eğilmek
lean in v. eğilerek yaklaşmak
lean in (to something) v. (bir şeye) doğru eğilmek
lean in (to something) v. (bir yöne) doğru yatmak
lean into (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ittirmek
lean into (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayanmak
lean into (someone or something) v. (birine/bir şeye) yüklenmek
lean across (someone or something) v. öne doğru eğilmek
lean across (someone or something) v. (bir şeyin) üstüne eğilmek
lean across (someone or something) v. eğilerek uzanmak
lean across someone or something v. öne doğru eğilmek
lean across someone or something v. bir şeyin üstüne eğilmek
lean across someone or something v. eğilerek uzanmak
lean back against (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslanmak
lean back against (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayanmak
lean back against (someone or something) v. (birine/bir şeye) sırtını yaslamak/dayamak
lean back against (someone or something) v. geriye yaslanmak/dayanmak
lean back against (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslamak
lean back against (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayamak
lean back against (someone or something) v. geriye yaslamak/dayamak
lean across v. öne doğru eğilmek
lean across v. üstüne eğilmek
lean across v. eğilerek uzanmak
lean back on (someone or something) v. sırtını (birine/bir şeye) yaslamak
lean back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslanmak
lean back on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslamak/dayandırmak
lean down v. aşağı eğmek
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslanmak
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayanmak
lean on (someone or something) v. ağırlığını (birine/bir şeye) vermek
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslamak
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayamak
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) güvenmek
lean on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sırtını yaslamak
lean on (someone) v. (birine) baskı yapmak
lean on (someone) v. (birine) istediğini yaptırmaya çalışmak
lean out (of something) v. (bir şeyden) dışarı sarkmak/eğilmek
lean out (of something) v. (bir şeyden) dışarı sarkıtmak
lean out of v. -den dışarı sarkmak/eğilmek
lean out of v. '-en dışarı sarkıtmak
lean toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru eğilmek
lean toward (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana olmak
lean toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tercih etmek
lean toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) meyilli olmak
lean toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) olumlu/sıcak bakmak
lean toward doing v. yapmaktan yana olmak
lean toward doing v. yapmayı tercih etmek
lean toward doing v. yapmaya meyilli olmak
lean toward doing v. yapmaya olumlu/sıcak bakmak
Proverb
better a lean peace than a fat victory ufak bir barış büyük bir zaferden daha iyidir
Colloquial
lean on v. zorlamak
lean back expr. arkana yaslan
lean in expr. sınırlarını zorla
lean in expr. dayanıklı ol
Idioms
a lean patch n. kötü bir dönem
a lean patch n. başarısızlıklarla dolu dönem
lean to n. ardiye
lean times ahead n. gelecekteki sıkıntılı dönem
lean times n. sıkıntılı dönemler
lean times n. darboğaz
lean times n. zor dönemler
lean, mean (something) machine n. (bir şey) makinası
lean, mean (something) machine n. (bir şey) uzmanı
lean, mean (something) machine n. (bir şeyde) çok iyi/verimli bir alet, kimse
lean, mean (something) machine n. sıkı bir çalışmaya hazır ve nazır kimse, alet
lean on v. birine dayanmak
lean back on someone v. birine yaslanmak
lean over backwards v. birisini memnun etmek için her yolu denemek
lean on v. birine gereksinimi olmak
lean on v. dayanmak
lean over backwards v. çırpınmak
lean against v. dayanmak
lean on v. gözdağı vermek
lean to v. eğilmek
lean over backwards v. elinden geleni yapmak
lean on v. gözünü korkutmak
lean towards the idea that v. fikrine meyilli olmak
lean on v. istediğini yaptırtmak
lean over backwards v. kıçını yırtmak
lean on v. muhtaç olmak
lean on v. sırtından geçinmek
lean over backwards v. varını yoğunu ortaya koymak
lean over backwards v. yardımcı olmak için elinden geleni yapmak
lean on v. yaslanmak
lean to v. yönelmek
run lean and mean v. verimli bir şekilde çalışmak
lean over backwards v. kendini paralamak
go through a lean patch v. kötü bir dönemden geçmek
go through a lean patch v. kötü bir dönem yaşamak
go through a lean patch v. başarısızlıklarla dolu bir önem yaşamak
go through a lean patch v. gerileme dönemi yaşamak
go through a lean patch v. çöküş dönemi yaşamak
have a lean patch v. kötü bir dönemde olmak
have a lean patch v. kötü bir dönem geçirmek
have a lean patch v. başarısız bir dönemde olmak
have a lean patch v. başarısız bir dönem geçirmek
have a lean patch v. düşüş döneminde olmak
have a lean patch v. performansının düşük olduğu bir dönemde olmak
have a lean patch v. performansının düşük olduğu bir dönem geçirmek
lean over backward v. gereğinden fazla çaba göstermek
lean over backward v. birini memnun etmek için her yolu denemek
lean over backward v. birisi için çırpınmak
lean over backward v. birinin etrafında dört dönmek
lean over backward v. elinden geleni yapmak
lean over backward v. kıçını yırtmak
lean over backward v. kendini paralamak
lean over backwards to do something v. birini memnun etmek için her yolu denemek
lean over backwards to do something v. bir şey yapmak için çırpınmak
lean over backwards to do something v. bir şey yapmak için birinin etrafında dört dönmek
lean over backwards to do something v. bir şey yapmak için elinden geleni yapmak
lean over backwards to do something v. bir şey yapmak için kıçını yırtmak
lean over backwards to do something v. bir şey yapmak için kendini paralamak
lean over backwards (to do something) v. (bir şey yapmak için) çok uğraşmak/çabalamak
lean over backwards (to do something) v. (bir şey yapmak için) zahmete girmek
lean over backwards (to do something) v. (bir şey yapmak için) kendini zahmete sokmak/paralamak
lean over backwards (to do something) v. (bir şey yapmak için) çırpınmak
lean over backwards (to do something) v. (bir şey yapmak için) yırtınmak
lean over backwards (to do something) v. (bir şey yapmak için) varını yoğunu ortaya koymak
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. rehavete kapılmak
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. kazanılan şöhretle yetinmek
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. kazandıklarıyla yetinmek
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. kazancının üzerine yatmak
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. kazandıklarını geliştirmeden korumaya çalışmak
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. durmak
lean on your oars [old-fashioned] [uk] v. kendine tatil vermek
lean and mean adj. sıkı bir çalışmaya hazır ve nazır
as lean as an alley cat expr. bir deri bir kemik
lean to expr. müştemilat
lean and mean expr. kollarını sıvamış bekliyor
Speaking
lean back a bit! n. biraz geriye yaslan!
lean back expr. geriye yaslan
lean in expr. omuz ver
lean in expr. yüklen
Trade/Economic
lean manufacturing n. yalın üretim
lean six sigma n. yalın altı sigma
lean production n. yalın üretim
lean accounting n. yalın muhasebe
lean production n. yalın imalat
lean operation n. yalın operasyon
lean management n. yalın yönetim
lean year n. zarar yılı
lean startup n. yalın girişim
Technical
lean atmosphere n. arık atmosfer
double lean-to roof n. çift sundurma çatı
lean production n. düşük maliyetli imalat
lean fuel mixture n. fakir karışım
lean mixture n. fakir mahlut
lean concrete n. grobeton
lean mix n. güçsüz karışım
lean gas n. jeneratör gazı
lean coal n. parlak kömür
lean fuel gas n. seyreltik yakıt gazı
lean mortar n. seyreltik harç
lean mixture n. seyreltik karışım
lean furnace atmosphere n. seyreltik fırın atmosferi
lean-gas firing n. seyreltik gazla ateşleme
lean atmosphere n. seyreltik atmosfer
wheel lean n. tekerleğin yana yatması
lean soil n. yağsız toprak
lean clay n. yağsız kil
lean manufacturing n. yalın imalat
lean clay n. zayıf kil
lean mix n. yetersiz karışım
lean burn n. zayıf yanma
lean mix n. zayıf karışım
lean soil n. zayıf toprak
lean gas n. zayıf gaz
lean atmosphere n. zayıf atmosfer
lean coal n. zayıf kömür
lean methodology n. yalın metodoloji
Computer
lean right/left expr. yasla sağ/sol
Mechanic
lean production n. düşük maliyetli imalat
Construction
lean-to ladder n. dayama merdiven
lean concrete n. düşük dozlu beton
lean concrete n. düşük dozajlı beton
lean concrete n. grobeton
lean-to roof n. sundurma çatı
lean mixture n. zayıf karışım
lean mix n. zayıf karışım
lean concrete n. zayıf beton
lean mortar n. zayıf harç
lean-to n. sundurma
lean-to n. çatısı eğimli müştemilat
Automotive
ultra lean combustion n. çok fakir yanma
electronic lean burn n. elektronik kontrollü fakir yanma
lean mixture n. fakir karışım
lean nox catalyst n. fakir karışım azot oksit katalisti
lean misfire n. fakir karışıma bağlı tekleme
lean burn engine n. fakir karışımla çalışan motor
lean air-fuel mixture n. fakir karışım
lean mixture n. fakir karışım
air fuel ratio over lean mulfunction n. hava yakıt oranı aşırı düşük arızası
stratified lean burn n. katmanlı fakir yanma
lean roll n. kısma
lean mixture n. zayıf karışım
lean out v. fakirleştirmek
lean-burn adj. fakir yanmalı
lean-burn adj. fakir karışımla çalışan
Medical
lean tissue mass n. yağsız doku kütlesi
lean body mass n. yağsız vücut kitlesi
lean body mass n. yağ dışı vücut kütlesi
Printing
lean-faced adj. ince
lean-faced adj. dar
Food Engineering
lean fish n. yağsız balık
Sport
lean body mass (lbm) n. yağsız vücut kitlesi
lean body weight (lbw) n. yağsız vücut ağırlığı
Volleyball
passes which lean to one side n. yatık paslar