baskı yapmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

baskı yapmak

Bedeutungen von dem Begriff "baskı yapmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 84 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
baskı yapmak press v.
Regulators and market players themselves are pressing for further European cooperation and integration.
Düzenleyiciler ve piyasa oyuncuları Avrupa'da daha fazla işbirliği ve entegrasyon için baskı yapıyor.

More Sentences
baskı yapmak force v.
General
baskı yapmak urge v.
Our teacher urged us to study harder.
Öğretmenimiz daha çok çalışmamız için baskı yaptı.

More Sentences
baskı yapmak press for v.
But it is something we must press for.
Ancak bu, uğruna baskı yapmamız gereken bir şeydir.

More Sentences
baskı yapmak push v.
Clearly, Parliament and we at the Commission must push for these last steps to be completed.
Açıkçası, Parlamento ve Komisyon olarak bizler bu son adımların tamamlanması için baskı yapmalıyız.

More Sentences
baskı yapmak pressurize v.
They tried to pressurize him into accepting the job offer.
Adama, iş teklifini kabul etmesi için ona baskı yapmaya çalıştılar.

More Sentences
baskı yapmak put pressure v.
The military at all levels put pressure on the local administration to help their preferred candidates.
Her düzeydeki ordu, kendi tercih ettikleri adaylara yardımcı olmaları için yerel yönetimlere baskı yapmaktadır.

More Sentences
baskı yapmak press v.
Aung San Suu Kyi has long pressed for such a dialogue.
Aung San Suu Kyi uzun zamandır böyle bir diyalog için baskı yapıyor.

More Sentences
baskı yapmak oppress v.
Local people were also oppressed by the new ruler.
Bölge halkı da yeni hükümdar tarafından baskı yapılıyordu.

More Sentences
baskı yapmak pressure v.
I will also be pressuring her to have Irish television here too.
Ayrıca İrlanda televizyonunun da burada olması için baskı yapacağım.

More Sentences
baskı yapmak impose v.
She imposes on her friends too often.
Arkadaşlarına çok sık baskı yapıyor.

More Sentences
Law
baskı yapmak oppress v.
The state oppresses the people.
Devlet insanlara baskı yapıyor.

More Sentences
General
baskı yapmak stress v.
baskı yapmak lean on v.
baskı yapmak tyrannize v.
baskı yapmak put the bite on somebody v.
baskı yapmak bear against v.
baskı yapmak constrain v.
baskı yapmak constrict v.
baskı yapmak sit upon v.
baskı yapmak apply pressure v.
baskı yapmak force v.
baskı yapmak coerce v.
baskı yapmak keep down v.
baskı yapmak impress v.
baskı yapmak use force v.
baskı yapmak put leverage on somebody v.
baskı yapmak squeeze v.
baskı yapmak tyrannise v.
baskı yapmak subdue v.
baskı yapmak domineer v.
baskı yapmak bring something to bear v.
baskı yapmak pressurise v.
baskı yapmak adaunt [obsolete] v.
baskı yapmak kvetch v.
baskı yapmak mash (on) v.
baskı yapmak ride v.
baskı yapmak overlead v.
baskı yapmak overlord v.
baskı yapmak overpress [obsolete] v.
baskı yapmak overquell v.
baskı yapmak overrun v.
baskı yapmak overweigh v.
baskı yapmak run off v.
baskı yapmak importune v.
baskı yapmak ingeminate [rare] v.
baskı yapmak instance [obsolete] v.
baskı yapmak distrain (on) v.
baskı yapmak distrain (upon) v.
baskı yapmak distress v.
baskı yapmak coact v.
baskı yapmak consist [obsolete] v.
baskı yapmak pheese v.
baskı yapmak shotgun v.
baskı yapmak press-gang v.
baskı yapmak stretch v.
baskı yapmak strike v.
baskı yapmak persist v.
baskı yapmak strain [obsolete] v.
Phrasals
baskı yapmak work into v.
baskı yapmak preach down v.
baskı yapmak ram (something) down v.
baskı yapmak clamp (on) v.
baskı yapmak clamp (upon) v.
baskı yapmak bear down upon v.
Colloquial
baskı yapmak bust (one's) hump v.
baskı yapmak bulldoze v.
baskı yapmak heavy [australia/new zealand] v.
Idioms
baskı yapmak turn the heat on v.
baskı yapmak put the heat on v.
baskı yapmak lie hard v.
baskı yapmak tread on the neck of v.
baskı yapmak put under the screw v.
baskı yapmak put the squeeze on someone v.
baskı yapmak bring (something) to bear v.
baskı yapmak stuff down throat v.
baskı yapmak tighten the screw v.
baskı yapmak tighten the screws v.
baskı yapmak turn on the heat v.
baskı yapmak turn the heat up v.
baskı yapmak twist arm v.
Law
baskı yapmak use force v.
baskı yapmak efforce v.
Printing
baskı yapmak run v.

Bedeutungen, die der Begriff "baskı yapmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 137 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
için baskı yapmak press for v.
Nonetheless, we must continue to press for national plans to this end.
Bununla birlikte bu amaca yönelik ulusal planlar için baskı yapmaya devam etmeliyiz.

More Sentences
birine bir şey yapması için baskı yapmak press someone to v.
baskı yapmak (birine) pressurize v.
topluma baskı yapmak tyrannize over the society v.
baskı yapmak (birine) pressure v.
birine baskı yapmak put pressure on v.
baskı resim yapmak lithograph v.
baskı yapmak (birisine) tyrannize over v.
baskı yapmak (dergi vb) print v.
birine baskı yapmak put pressure on someone v.
birine baskı yapmak exert pressure on someone v.
birisine baskı yapmak press upon someone v.
birisine baskı yapmak press on someone v.
otograf baskı yapmak autograph v.
baskı yapmak (birine) pressurise v.
kabul ettirmek için baskı yapmak threap [obsolete] v.
eklemlerle baskı yapmak knuckle v.
(kırbaçlayarak) baskı yapmak whip (off) v.
(kırbaçlayarak) baskı yapmak whip (out) v.
(kırbaçlayarak) baskı yapmak whip (on) v.
tehdit ederek baskı yapmak harass v.
kuvvetlice baskı yapmak dint v.
multigraf makinesi ile baskı yapmak multigraph v.
fazla baskı yapmak overrun v.
fazla baskı yapmak overurge v.
karşı baskı olmadan baskı uygulayarak eğeleme yapmak cross-file v.
(bir yanı baskılı kağıdın) arka tarafına baskı yapmak perfect v.
birine tehditlerle baskı yapmak pressure v.
kabartma baskı yapmak stereotype v.
psikolojik baskı yapmak psyche (out) v.
psikolojik baskı yapmak psych (out) v.
Phrasals
(bir şey için) birine baskı yapmak pressure someone into something v.
kabul ettirmek için ikna etmek veya baskı yapmak urge upon v.
şiddet uygulayarak baskı yapmak screw up v.
'-e baskı yapmak impress upon v.
'-e baskı yapmak impress on v.
birine/bir şeye baskı yapmak press against someone or something v.
'-e baskı yapmak press on v.
bilgi almak için baskı yapmak squeeze out (of something) v.
konusunda baskı yapmak push toward v.
birine para veya bilgi vermesi için baskı yapmak milk someone for something v.
(birine bir şey) için baskı yapmak cow (someone) into (something) v.
için baskı yapmak cow into v.
bir şey için baskı yapmak dragoon into v.
(birine bir şey) için baskı yapmak dragoon (someone) into (something) v.
birine baskı yapmak get on someone v.
(birine) devam etmesi için baskı yapmak goad (someone) on v.
(birine) baskı yapmak lean on (someone) v.
(birine bir şey) için baskı yapmak pester (someone) for (something) v.
(birine bir şey yapması) için baskı yapmak pester (one) into (doing) (something) v.
için baskı yapmak pester into v.
(bir şey) konusunda baskı yapmak pressure into v.
(birine bir şey yapması konusunda) baskı yapmak pressure (one) into (doing something) v.
(bir şey) için baskı yapmak push for (something) v.
(bir yasayı, tasarıyı) geçmesi için bastırmak/baskı yapmak push through v.
(birine bir şey için) baskı yapmak railroad (one) into (something) v.
(birine/bir şeye) baskı yapmak stomp on (someone or something) v.
kalabalık halde (bir şeye) dayanıp zorlamak/baskı yapmak throng against (something) v.
Colloquial
birisine baskı yapmak make demands upon v.
birisine baskı yapmak make demands on v.
birine borç vermesi için baskı yapmak shake someone down v.
bir meblağı/tutarı ödemesi için baskı yapmak shake down v.
(birine) baskı yapmak railroad (one) v.
Idioms
birisine baskı yapmak twist someone's arm v.
birisine baskı yapmak put the arm on v.
birisine baskı yapmak put the arm on someone v.
birine baskı yapmak put the heat on v.
birine baskı yapmak put the heat on somebody v.
birine baskı yapmak put the heat on someone v.
birine baskı yapmak put the squeeze on v.
birine baskı yapmak turn up the heat on someone v.
birine baskı yapmak put the screws on someone v.
birine baskı yapmak put the screws on v.
birine baskı yapmak turn the heat up on someone v.
birine baskı yapmak put the squeeze on someone v.
birine bir şey yapması konusunda aşırı baskı yapmak high-pressure someone into something v.
birine baskı yapmak jam (something) down (someone's) throat v.
birine baskı yapmak ram/force something down somebody’s throat v.
birine baskı yapmak stuff (something) down (one's) throat v.
(birine) bir şey yapması için baskı yapmak have a gun to (one's) head v.
(birine) bir şey yapması için baskı yapmak hold a pistol to (one's) head v.
(birine) bir şey yapması için baskı yapmak put a pistol to (one's) head v.
(birinin) hakkında bildikleriyle ona baskı yapmak have a hold on (someone) v.
(birine) baskı yapmak put (one) under the pump v.
birine bir şey yapması için baskı yapmak exhort someone to do something v.
birine bir şey yapması için baskı yapmak exhort to do v.
(sporda) bir alana baskı yapmak flood the zone v.
(birine) baskı yapmak get on (one's) case v.
(birine bir şey) satın alması için baskı yapmak give (one) the hard sell v.
(birine bir şey yapması konusunda) aşırı baskı yapmak high-pressure into v.
(birine bir şey yapması konusunda) aşırı baskı yapmak high-pressure (one) into (doing something) v.
'-e baskı yapmak make demands of v.
(birine) baskı yapmak make demands of (one) v.
(birine/bir şeye) baskı yapmak make demands on (someone or something) v.
çok baskı yapmak push too far v.
(birine) emekli olması için baskı yapmak put (someone) out to grass v.
para koparmak gibi amaçlarla birine baskı yapmak put in the nips [australia/canada] v.
(birine) baskı yapmak put the heat on (one) v.
(birine) baskı yapmak put the screws to (someone) v.
(birine) baskı yapmak put pressure on (one) v.
(birine) para/borç vermesi için baskı yapmak put the arm on (one) v.
(birine) baskı yapmak put the screws on (one) v.
(birine) baskı yapmak put the hard word on (one) [australia/canada/new zealand] v.
(birine) baskı yapmak turn the heat on (someone) v.
-e baskı yapmak put the screws on v.
-e baskı yapmak turn up the heat on v.
-e baskı yapmak put the heat on v.
(birine/bir şeye) baskı yapmak turn up the heat (on someone or something) v.
-e baskı yapmak tighten the screws on v.
Law
yetkilerini baskı yapmak amacıyla kullanan devlet memuru oppressor n.
Politics
(tasarı) geçmesi için baskı yapmak lobby v.
Technical
sertleştirilip kabartma veya pres döküm kalıbına baskı yapmak için kullanılan oymalı çelik blok hub n.
fiziksel olarak baskı yapmak clamp down on v.
sıcak baskı yapmak block v.
serigraf baskı yapmak screen v.
Textile
(tasarımı) kumaş üzerine baskı yapmak trace v.
Printing
demirin ısı ve basıncı ile kumaşa baskı yapmak için kağıt mendile çizilmiş ters desen transfer n.
baskı yapmak için kullanılan elektrikli klişe worker n.
çeşitli malzemelerin üzerine baskı yapmak için özel olarak hazırlanmış resimli veya tasarımlı kağıt decal n.
gravürlü çelik veya bakır plakalardan baskı yapmak için kullanılan bir tür pres plate press n.
erimiş veya plastik malzemeyi kalıba dökerek baskı çubuğu yapmak typecast v.
leke baskı yapmak aquatinta v.
leke baskı yapmak aquatint v.
kağıtla baskı yapmak decal v.
serigraf baskı yapmak screenprint v.
prova baskı yapmak prove v.
kabartma baskı yapmak stereograph v.
Art
renkli baskı yapmak veya basılı illüstrasyona renk katmak için kullanılan bir kalıplama işlemi pochoir n.
Bookbindery
ara sayfalara baskı yapmak interpage v.
Printery
baskı levhası yapmak için fotografik çoğaltmada kullanmak üzere yüksek kalite deneme baskısı basma reproduction proof n.
sayfanın bir tarafına baskı yapmak için ayarlanan baskı bloğu page n.
üst baskı yapmak overprint v.
çok sayıda baskı yapmak overset v.
baskı levhası yapmak için fotografik çoğaltmada kullanmak üzere yüksek kalite deneme baskısı basma repro (reproduction proof) abrev.
Archaic
(birine) baskı yapmak downbear v.
Slang
para koparmak gibi amaçlarla birine baskı yapmak put the nips in [aus-nz] v.
bir şeyi satın alma konusunda baskı yapmak hustle v.