Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Übersetzung
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Übersetzung
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
sterling qualities
molossian
neighbor
bearing correction
morphosis
temkinli bir biçimde
splenetically
squishy
make dainty
soluk, ince ve belli belirsiz şey
hücresel yapı
dehşet
mükemmel şekilde eğitmek (yarış için)
sonradan dizini dövmektense önceden önlem almak/dikkatli olmak iyidir
shred
seçkin tabaka
nadir bir resim
az
a white neighborhood
(as) clear as mud
çizgi romandan fırlamış gibi bir hali olmak
nobby
guard building
elevator button
hiç görülmemiş bir şekilde
squeeze
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Verlauf
Sätze
Bedeutungen von dem Begriff
"squeeze"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 116 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
squeeze
v.
sıkışmak
The neighbour's dog
squeezed
through a gap in the fence.
Komşunun köpeği çitteki bir boşluğa
sıkışmış.
More Sentences
2
Common Usage
squeeze
v.
sıkmak
She reached across the table and
squeezed
his hand.
Masanın öbür ucuna uzanarak onun elini
sıktı.
More Sentences
General
3
General
squeeze
n.
sıkma
My mother gave my shoulder a little
squeeze.
Annem omzumu hafifçe
sıktı.
More Sentences
4
General
squeeze
n.
sıkıştırma
It was a tight
squeeze,
but we got everything into the trunk.
Çok dar bir
sıkıştırma
oldu ama her şeyi bagaja sığdırdık.
More Sentences
5
General
squeeze
n.
baskı
The high interest rates are putting the
squeeze
on SMEs.
Yüksek faiz oranları KOBİ'ler üzerinde
baskı
yaratıyor.
More Sentences
6
General
squeeze
n.
sıkım
This cocktail needs a
squeeze
of lime.
Bu kokteyle bir
sıkım
misket limonu gerek.
More Sentences
7
General
squeeze
v.
kısmak
Management is
squeezing
the marketing budget.
Yönetim pazarlama bütçesini
kısıyor.
More Sentences
8
General
squeeze
v.
kıl payı kazanmak
He managed to
squeeze
through into the semi-finals.
Yarı final hakkını
kıl payı kazanmayı
başardı.
More Sentences
Technical
9
Technical
squeeze
v.
sıkmak
He
squeezed
the water out of his shirt.
Gömleğindeki suyu
sıkarak
çıkardı.
More Sentences
Slang
10
Slang
squeeze
n.
manita
I'm having dinner tonight with my new
squeeze.
Akşama yeni
manitamla
yemek yiyeceğim.
More Sentences
11
Slang
squeeze
n.
sevgili
I want you to meet my new
squeeze.
Yeni
sevgilimle
tanışmanı istiyorum.
More Sentences
General
12
General
squeeze
n.
izdiham
13
General
squeeze
n.
sıkış
14
General
squeeze
n.
bir defada sıkılan miktar
15
General
squeeze
n.
kısıtlama
16
General
squeeze
n.
kıtlıktan ileri gelen zor durum
17
General
squeeze
n.
zorla alma
18
General
squeeze
n.
kucaklama
19
General
squeeze
n.
sıkışma
20
General
squeeze
n.
kıtlık
21
General
squeeze
n.
kısıtlamadan ileri gelen zor durum
22
General
squeeze
n.
sıkışıklık
23
General
squeeze
n.
kalabalık
24
General
squeeze
n.
cemaat
25
General
squeeze
n.
ahali
26
General
squeeze
n.
toplanma
27
General
squeeze
n.
kalabalık topluluk
28
General
squeeze
n.
kalabalık toplantı
29
General
squeeze
n.
(plastik nesnenin bir diğer nesneye bastırılması ile elde edilen) kalıp
30
General
squeeze
n.
elle kavrayarak sıkma
31
General
squeeze
v.
tıkıştırmak
32
General
squeeze
v.
ezmek
33
General
squeeze
v.
baskı yapmak
34
General
squeeze
v.
sıkmak (meyve/ıslak bez vb'ni)
35
General
squeeze
v.
para sızdırmak
36
General
squeeze
v.
ezilmek
37
General
squeeze
v.
zor bir duruma sokmak
38
General
squeeze
v.
kıstırmak
39
General
squeeze
v.
suyunu çıkarmak
40
General
squeeze
v.
sığdırmak
41
General
squeeze
v.
tıkmak
42
General
squeeze
v.
sızdırmak
43
General
squeeze
v.
zorla almak
44
General
squeeze
v.
sarmak
45
General
squeeze
v.
kucaklamak
46
General
squeeze
v.
(tetiği) düşürmek
47
General
squeeze
v.
(tetiği) parmak ile bastırarak kaldırmak
48
General
squeeze
v.
çabalayarak elde etmek
49
General
squeeze
v.
çok çalışarak kazanmak
50
General
squeeze
v.
dikkati ile kazanmak
51
General
squeeze
v.
yoğun çaba ile gerçekleştirmek
52
General
squeeze
v.
emek vererek sağlamak
53
General
squeeze
v.
zorla kazanmak
54
General
squeeze
v.
zorla sağlamak
55
General
squeeze
v.
yer açmak
56
General
squeeze
v.
zaman yaratmak
57
General
squeeze
v.
fırsat yaratmak
58
General
squeeze
v.
(bir şeyi) araya sıkıştırmak
59
General
squeeze
v.
ucu ucuna kazanmak
60
General
squeeze
v.
burun farkı ile elde etmek
61
General
squeeze
v.
çok küçük bir fark ile elde etmek
62
General
squeeze
v.
(baskı ile) şekle getirmek
63
General
squeeze
v.
bir yerden geçmeye zorlamak
64
General
squeeze
v.
bir yere zorlamak
65
General
squeeze
v.
ucu ucuna zafer kazanmak
66
General
squeeze
v.
ucundan köşesinden başarı elde etmek
67
General
squeeze
v.
(omuz, kol) tutarak hafifçe sıkmak
68
General
squeeze
v.
(yakınlık göstermek için) kavramak
69
General
squeeze
v.
miktarını sınırlamak
Trade/Economic
70
Trade/Economic
squeeze
n.
asyalı hizmetçinin istediği rüşvet
71
Trade/Economic
squeeze
n.
asyalı hizmetçi tarafından talep edilen aracılık ücreti
72
Trade/Economic
squeeze
n.
(bir yetkili veya komisyoncu tarafından elde edilen) gizli kar
73
Trade/Economic
squeeze
n.
el altından yapılan kar
74
Trade/Economic
squeeze
n.
rüşvet
75
Trade/Economic
squeeze
n.
hile hurda ile kar elde etme
76
Trade/Economic
squeeze
n.
zorla kazanç sağlama
77
Trade/Economic
squeeze
n.
haraç kesme
78
Trade/Economic
squeeze
n.
haraç baskısı
79
Trade/Economic
squeeze
n.
kısa pozisyon sıkıştırması
80
Trade/Economic
squeeze
n.
mali baskı
81
Trade/Economic
squeeze
n.
finansal baskı
82
Trade/Economic
squeeze
n.
finansal daralma
83
Trade/Economic
squeeze
n.
mali bunalım
84
Trade/Economic
squeeze
v.
ekonomik zorluk yaratmak
85
Trade/Economic
squeeze
v.
ekonomik buhrana yol açmak
86
Trade/Economic
squeeze
v.
ekonomik açıdan zorlamak
87
Trade/Economic
squeeze
v.
(kar miktarını) azaltmak
88
Trade/Economic
squeeze
v.
(karı) düşürmek
89
Trade/Economic
squeeze
v.
ekonomik baskı yaratmak
90
Trade/Economic
squeeze
v.
haraç kesmek
91
Trade/Economic
squeeze
v.
baskı altında tutmak
92
Trade/Economic
squeeze
v.
sindirmek
Technical
93
Technical
squeeze
v.
sıkıştırmak
Textile
94
Textile
squeeze
v.
toklamak
Traffic
95
Traffic
squeeze
v.
farklı bir şeride yönelmek
96
Traffic
squeeze
v.
dar şeride sıkıştırmak
Mining
97
Mining
squeeze
n.
(madende üst tabakada) kademeli kapanma
98
Mining
squeeze
n.
kademeli olarak kapatılan maden bölgesi
Medical
99
Medical
squeeze
n.
barotravma
100
Medical
squeeze
n.
basınç sarsısı
Printing
101
Printing
squeeze
n.
kağıdın mürekkepli baskı yüzeyine bastırılması
102
Printing
squeeze
n.
(vizo ile sıkıştırıldığında) baskı harflerinde daralıp şekillenme
Breeding
103
Breeding
squeeze
n.
baş bölgesinin dışarıda kaldığı bir tür sığır kafesi
Baseball
104
Baseball
squeeze
n.
köşeye sıkıştırma taktiği
105
Baseball
squeeze
v.
(sıkışık oyun ile) sayı almak
106
Baseball
squeeze
v.
(sıkışık oyun ile) koşucuyu üçüncü kaleden saha ortasına getirmek
Card
107
Card
squeeze
n.
(briçte) skuiz yapılan oyun
108
Card
squeeze
n.
(briçte) bir oyuncuya ait alıcı olmayan kağıdın alıcı hale geldiği durum
109
Card
squeeze
n.
(remi ve kanasta oyunlarında) kartı güvenli atmak için değerli bir kart kombinasyonunun bozulduğu durum
110
Card
squeeze
v.
(briçte bir diğer oyuncuya) skuiz yapmak
111
Card
squeeze
v.
(briçte bir oyuncuya ait alıcı olmayan kağıdı) alıcı hale getirmek
Slang
112
Slang
squeeze
n.
kız arkadaş
113
Slang
squeeze
n.
manita
114
Slang
squeeze
n.
yatak arkadaşı
115
Slang
squeeze
n.
gizli çarkıfelek fren cihazı
116
Slang
squeeze
n.
gizli çarkıfelek durdurma cihazı
Bedeutungen, die der Begriff
"squeeze"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 303 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
squeeze in
v.
sığışmak
Tom tried to
squeeze in
between Mary and John.
Tom Mary ve John'un arasına
sığışmaya
çalıştı.
More Sentences
2
General
squeeze the lemon
v.
limon sıkmak
I
squeezed the lemon.
Limonu sıktım.
More Sentences
Phrasals
3
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sıkışmak
We
squeezed into
the elevator.
Asansörde
sıkıştık.
More Sentences
4
Phrasals
squeeze together
v.
birbirine sokulmak
They
squeezed together.
Birbirlerine sokuldular.
More Sentences
General
5
General
squeeze [uk]
n.
ipek
6
General
squeeze [uk]
n.
ipekten yapılmış nesne
7
General
squeeze box
n.
(tedavi, taşıma için) hayvan sabitleme kafesi
8
General
squeeze [uk]
n.
ipek materyal
9
General
squeeze box
n.
mağaracıların dar alanlarda sürünme alıştırması yaparken kullandığı ayarlanabilir kutu
10
General
squeeze [uk]
n.
boyun
11
General
squeeze and squash
v.
mıncıklamak
12
General
squeeze almost to death
v.
posasını çıkarmak
13
General
squeeze into
v.
sıkıştırmak
14
General
squeeze money out of somebody
v.
para sızdırmak
15
General
squeeze in
v.
sığışmak (bir yere)
16
General
squeeze in
v.
sıkıştırmak
17
General
squeeze into
v.
araya sıkışmak
18
General
squeeze pimples
v.
sivilce sıkmak
19
General
squeeze pimples
v.
sivilce patlatmak
20
General
squeeze orange
v.
portakal sıkmak
21
General
squeeze lemon
v.
limon sıkmak
22
General
squeeze out
v.
zorlu bir başarı elde etmek
23
General
squeeze for
v.
bilgi almak için sıkıştırmak
24
General
squeeze for
v.
(birini) gasp etmek
25
General
squeeze out
v.
hak edilmiş bir zafer kazanmak
26
General
squeeze out
v.
fışkırtmak
27
General
squeeze for
v.
(birinden) haraç kesmek
28
General
squeeze in
v.
(bir şey için) kaynak yaratmak
29
General
squeeze for
v.
para için zorlamak
30
General
squeeze out
v.
kıran kırana bir galibiyet elde etmek
31
General
squeeze in
v.
(bir şeye) zaman yaratmak
32
General
squeeze out
v.
püskürtmek
33
General
in a tight squeeze
adj.
sıkışmış
34
General
in a tight squeeze
adv.
zor durumda
Phrasals
35
Phrasals
squeeze something in
v.
iterek sıkışık/küçük bir yere yerleştirmek
36
Phrasals
squeeze themselves up
v.
tıkış tıkış bir yere sıkışmak
37
Phrasals
squeeze something into something
v.
iterek sıkışık/küçük bir yere yerleştirmek
38
Phrasals
squeeze themselves up
v.
birbirlerini sıkıştırmak
39
Phrasals
squeeze through (something)
v.
bir yerden iterek/sıkıştırarak geçirmek
40
Phrasals
squeeze something out
v.
(tüpten vb) sıkarak çıkartmak
41
Phrasals
squeeze someone up
v.
sıkış tıkış bir yere oturtmak/yerleştirmek
42
Phrasals
squeeze something out of something
v.
(tüpten vb) sıkarak çıkartmak
43
Phrasals
squeeze something from something
v.
(tüpten vb) sıkarak çıkartmak
44
Phrasals
squeeze themselves together
v.
birbirlerini sıkıştırmak
45
Phrasals
squeeze something out of something
v.
sıkarak çıkarmak
46
Phrasals
squeeze something out of something
v.
sıkıp çıkarmak
47
Phrasals
squeeze something out
v.
sıkarak çıkarmak
48
Phrasals
squeeze something out
v.
sıkıp çıkarmak
49
Phrasals
squeeze by
v.
sığışmak
50
Phrasals
squeeze by
v.
(bir işi) zor bela/zar zor yapmayı başarmak
51
Phrasals
squeeze by (someone or something)
v.
yanından sıkışarak/zor bela/zar zor geçmek
52
Phrasals
squeeze by
v.
(dersten/sınavdan/bir üst lige) zar zor geçmek/geçmeyi başarmak
53
Phrasals
squeeze by (someone or something)
v.
yanına sıkışarak/zor bela/zar zor girmek
54
Phrasals
squeeze by (someone or something)
v.
sığışmak
55
Phrasals
squeeze by
v.
yanına sıkışarak/zor bela/zar zor girmek
56
Phrasals
squeeze by
v.
yanından sıkışarak/zor bela/zar zor geçmek
57
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir şeyden/yerden) kıvrılarak geçmek
58
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir şeyden/dar bir yerden yerden) eğilerek çıkmak
59
Phrasals
squeeze (something) out of (someone)
v.
(birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak
60
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
bilgi vermesi için zorlamak
61
Phrasals
squeeze out
v.
sıkıştırıp yerinden etmek
62
Phrasals
squeeze (something) out of (something)
v.
bir şeyi sıkıp içindekini çıkarmak
63
Phrasals
squeeze out
v.
sıkıp içindekini dışarı çıkarmak
64
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir şeyi) sıkıp içinden çıkarmak
65
Phrasals
squeeze out
v.
sıkıştırmak
66
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir şeyden/yerden/kalabalığın arasından) büzüşerek çıkmak
67
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
bilgi almak için sıkıştırmak
68
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
zorla/baskıyla bilgi almak
69
Phrasals
squeeze (something) out of (someone)
v.
(birinden bir şey) sızdırmak
70
Phrasals
squeeze out
v.
dışarı itmek
71
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
zorla elde etmek
72
Phrasals
squeeze out
v.
köşeye sıkıştırmak
73
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
bilgi almak için baskı yapmak
74
Phrasals
squeeze (something) out of (something)
v.
bir şeyi sıkıp bir şey çıkarmak
75
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir şeyi) sıkıp/sıkarak çıkarmak
76
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir yerden/görevden) baskıyla çıkarmaya çalışmak
77
Phrasals
squeeze out
v.
sıkıp çıkarmak
78
Phrasals
squeeze out
v.
baskıyla/zorla söyletmek
79
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir yerden/görevden) zorla çıkarmaya çalışmak
80
Phrasals
squeeze (something) out of (someone)
v.
(birini bir şey) yapması/vermesi için sıkıştırmak
81
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyi dibine kadar kullanmak
82
Phrasals
squeeze off
v.
tetiği çekip silahı ateşlemek
83
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyi sıkıp içindeki çıkartmak
84
Phrasals
squeeze (something) from (someone)
v.
(birinden) zor kullanarak (bir şey) almak
85
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyi sıkıp bir şey çıkartmak
86
Phrasals
squeeze (something) from (someone)
v.
(birinden) baskıyla/zorla bilgi almak
87
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyden en azami faydayı sağlamak
88
Phrasals
squeeze off
v.
ateş etmek
89
Phrasals
squeeze off
v.
tetiğe basmak
90
Phrasals
squeeze (something) from (someone)
v.
(birini) sıkıştırıp (bir şey) elde etmek
91
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şey sıkmak
92
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyi sıkıp bir şeyini çıkartmak
93
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyi gittiği yere kadar kullanmak
94
Phrasals
squeeze (something) from (someone)
v.
(birini) sıkıştırıp bilgi almak
95
Phrasals
squeeze off
v.
tetiği çekmek
96
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye doğru sıkışmak
97
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye doğru sıkıştırmak
98
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye sokulmak
99
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye dayamak
100
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sıkışık bir şekilde yerleşmek
101
Phrasals
squeeze up
v.
sıkışmak
102
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) tıkışmak
103
Phrasals
squeeze up
v.
sıkıştırmak
104
Phrasals
squeeze up
v.
sığıştırmak
105
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) zorla sığdırmak
106
Phrasals
squeeze through
v.
-den sıkışarak geçmek
107
Phrasals
squeeze up
v.
sıkışık bir şekilde yerleşmek
108
Phrasals
squeeze through
v.
-den son anda/kıl payı geçmek
109
Phrasals
squeeze up
v.
ezmek
110
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sıkıştırıp yerleştirmek
111
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(dar bir zamana) sığdırmak
112
Phrasals
squeeze from
v.
'-den baskıyla/zorla bilgi almak
113
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) tıkıştırmak
114
Phrasals
squeeze together
v.
bir arada sığışmak
115
Phrasals
squeeze through
v.
zar zor/ucu ucuna başarmak
116
Phrasals
squeeze up
v.
sıkışık bir şekilde yerleştirmek
117
Phrasals
squeeze up against
v.
-e sokulmak
118
Phrasals
squeeze from
v.
-den azami faydayı sağlamak
119
Phrasals
squeeze together
v.
bir araya/hep birlikte sığıştırmak
120
Phrasals
squeeze from
v.
'-i sıkıp bir şey çıkarmak
121
Phrasals
squeeze from
v.
-i gittiği yere kadar kullanmak
122
Phrasals
squeeze together
v.
bir araya/hep birlikte sıkıştırmak
123
Phrasals
squeeze up against
v.
-e doğru sıkışmak
124
Phrasals
squeeze up
v.
ezip büzmek
125
Phrasals
squeeze up against
v.
-e dayamak
126
Phrasals
squeeze together
v.
hep birlikte sıkışmak/sığışmak
127
Phrasals
squeeze through
v.
dar bir yerden sığışıp geçmek
128
Phrasals
squeeze through
v.
-den sıkışıp geçmeyi başarmak
129
Phrasals
squeeze from
v.
-den sıkarak çıkarmak
130
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sığışmak
131
Phrasals
squeeze from
v.
-den zor kullanarak bir şey almak
132
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(dar bir zamana) sıkıştırmak
133
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sıkıştırmak
134
Phrasals
squeeze up
v.
sığışmak
135
Phrasals
squeeze up
v.
buruşturmak
136
Phrasals
squeeze from
v.
-i sıkıştırıp bilgi almak
137
Phrasals
squeeze up
v.
tıkışmak
138
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sığıştırmak
139
Phrasals
squeeze up
v.
tıkıştırmak
Phrases
140
Phrases
the juice isn't worth the squeeze
expr.
attığın taş ürküttüğün kuşa değmez
Proverb
141
Proverb
you can't squeeze blood from a turnip
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil
142
Proverb
you can't squeeze blood from a turnip
yoktan yonga çıkarılmaz
143
Proverb
you can't squeeze blood from a stone
ölü gözünden yaş çıkarılmaz
144
Proverb
you can't squeeze blood from a stone
yoktan yonga çıkarılmaz
145
Proverb
you can't squeeze blood from a turnip
ölü gözünden yaş çıkarılmaz
146
Proverb
you can't squeeze blood from a stone
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil
Colloquial
147
Colloquial
the squeeze
n.
baskı
148
Colloquial
the squeeze
n.
stres
149
Colloquial
someone's main squeeze
n.
sevdiceği
150
Colloquial
someone's main squeeze
n.
manitası
151
Colloquial
someone's main squeeze
n.
sevgilisi
152
Colloquial
squeeze play
n.
sıkıştırma
153
Colloquial
squeeze play
n.
karşı tarafı sıkıştırma
154
Colloquial
squeeze play
n.
bastırma
155
Colloquial
squeeze play
n.
baskı
Idioms
156
Idioms
budget squeeze
n.
bütçe sıkışıklığı/darlığı
157
Idioms
budget squeeze
n.
bütçede sıkışıklık/darlık
158
Idioms
budget squeeze
n.
bütçe darlığı
159
Idioms
budget squeeze
n.
bütçe kısıtlaması
160
Idioms
budget squeeze
n.
bütçe yetersizliği
161
Idioms
a tight squeeze
n.
sıkışıklık
162
Idioms
a tight squeeze
n.
sıkışık durum
163
Idioms
a tight squeeze
n.
sıkışarak sığma
164
Idioms
a tight squeeze
n.
dar alan
165
Idioms
squeeze money out of
v.
para sızdırmak
166
Idioms
squeeze money out of someone
v.
para sızdırmak
167
Idioms
squeeze until the pips squeak
v.
gırtlağına çöküp para almak
168
Idioms
squeeze till the pips squeak
v.
gırtlağına çöküp para almak
169
Idioms
be somebody's main squeeze
v.
birinin gözdesi, favorisi, sağ kolu olmak
170
Idioms
put the squeeze on someone
v.
birine baskı yapmak
171
Idioms
put the squeeze on
v.
birine baskı yapmak
172
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
silkelemek
173
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
birini bir şey yapmaya zorlamak
174
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
birini bir şey yapmaya zorlamak
175
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
birine yüklenmek
176
Idioms
put the squeeze on someone
v.
birinden para almaya çalışmak
177
Idioms
put the squeeze on someone
v.
sıkıştırmak
178
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
mecbur bırakmak
179
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
birine sorun ya da engel oluşturmak
180
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
birine yüklenmek
181
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
zorlamak
182
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
yüklenmek
183
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
birinden para almaya çalışmak
184
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
birini bir şey yapmaya zorlamak
185
Idioms
put the squeeze on someone
v.
baskı yapmak
186
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
sıkıştırmak
187
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
sıkıştırmak
188
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
birini bir şey yapması için sıkıştırmak
189
Idioms
put the squeeze on someone
v.
boğazına/ümüğüne yapışmak
190
Idioms
put the squeeze on someone
v.
sıkıştırmak
191
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
birini bir şey yapması için sıkıştırmak
192
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
mecbur bırakmak
193
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
mecbur bırakmak
194
Idioms
put the squeeze on someone
v.
zorlamak
195
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
boğazına/ümüğüne yapışmak
196
Idioms
squeeze (one) dry
v.
(birini) soyup soğana çevirmek
197
Idioms
squeeze (one) dry
v.
(birinin) elindekini avucundakini zorla/baskıyla almak
198
Idioms
squeeze (one) dry
v.
(birini) sıkıp suyunu çıkarmak
199
Idioms
squeeze (one) dry
v.
(birinin) donuna kadar almak
200
Idioms
squeeze (one) dry
v.
birini sıkıştırıp her şeyi öğrenmek/bilgi almak
201
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
kabın/bir yerin alacağından fazlasını tıkıştırmak
202
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
küçük bir kaba/yere sıkıştırmak
203
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
küçük bir kaba/yere tıka basa koymak
204
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
küçük bir kaba/yere tıkmak
205
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
iki ayağını bir pabuca sığdırmak/sokmak
206
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
küçük bir kaba/yere tıkıştırmak
207
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
koca şeyi küçücük şeyin içine sığdırmaya çalışmak
208
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
209
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
iki ayağı bir pabuca girmek
210
Idioms
squeeze an orange
v.
iliğini kemirmek
211
Idioms
squeeze an orange
v.
etinden sütünden faydalanmak
212
Idioms
squeeze an orange
v.
iliğini kemiğini sömürmek
213
Idioms
squeeze (someone) until the pips squeak [uk]
v.
(birinin) gırtlağına çökmek
214
Idioms
squeeze (someone) until the pips squeak [uk]
v.
(birinden) para, bilgi koparmak için/koparana kadar gırtlağına çökmek
215
Idioms
in a squeeze
expr.
zor durumda
Trade/Economic
216
Trade/Economic
credit squeeze
n.
kredi darlığı
217
Trade/Economic
credit squeeze
n.
kredi sınırlaması
218
Trade/Economic
squeeze out
n.
satın alma yolu ile ortağın veya ortakların ortaklıktan çıkartılması
219
Trade/Economic
squeeze out
n.
zorunlu satın alma
220
Trade/Economic
squeeze-out merger
n.
ortağı çıkararak birleşme
221
Trade/Economic
squeeze-out merger
n.
(satın alma yolu ile) ortağı çıkararak birleşme
222
Trade/Economic
liquidity squeeze
n.
likidite sıkışıklığı
223
Trade/Economic
credit squeeze
n.
kredi sıkışıklığı
224
Trade/Economic
squeeze the shorts
v.
(kısa pozisyonları) sıkıştırmak
225
Trade/Economic
squeeze the shorts
v.
(daha yüksek kazanç sağlamak için) çok sayıda kısa pozisyon açmak
226
Trade/Economic
squeeze the shorts
v.
(kısa pozisyonlarda) sıkıştırma yapmak
Politics
227
Politics
right of squeeze out
n.
ortaklıktan çıkarma hakkı
228
Politics
credit squeeze
n.
kredi sıkışması
Technical
229
Technical
blow squeeze casting
n.
üflemeli sıkma döküm
230
Technical
high-pressure jolt-squeeze molding
n.
yüksek basınçlı kum kalıplama
231
Technical
squeeze moulding
n.
sıkıştırmalı kalıplama
232
Technical
squeeze board
n.
sıkıştırma tablası (döküm)
233
Technical
squeeze machine
n.
sıkıştırma makinesi
234
Technical
squeeze head
n.
sıkıştırma kafası (döküm)
235
Technical
squeeze casting
n.
sıkıştırmalı döküm
236
Technical
rotary squeeze
n.
merdaneli ezme
237
Technical
jolt-squeeze moulding machine
n.
sarsar-sıkıştırır kalıplama makinesi
238
Technical
jolt-squeeze stripper
n.
sallar sıkıştırır sıyırıcı
239
Technical
jolt-squeeze machine
n.
sallama sıkıştırma makinesi
240
Technical
test for the resistance to internal pressure after application of squeeze-off
n.
sıkıştırma işleminden sonra iç basınca mukavemet deneyi
Telecom
241
Telecom
price squeeze
n.
fiyat sıkıştırması
Construction
242
Construction
squeeze job
n.
pomba basıncı yardımıyla kuyu içindeki sorunlu alana çimento enjekte edilmesi
243
Construction
squeeze cementing
n.
pomba basıncı yardımıyla kuyu içindeki sorunlu alana çimento enjekte edilmesi
244
Construction
squeeze cementing
n.
çimento kalıbı deliklerine çimento basılması
245
Construction
squeeze job
n.
çimento kalıbı deliklerine çimento basılması
Automotive
246
Automotive
squeeze casting
n.
sıvı presleme ile döküm
Psychology
247
Psychology
marriage squeeze
n.
evlilik sıkışıklığı
248
Psychology
squeeze technique
n.
sıkıştırma tekniği
Dentistry
249
Dentistry
tooth squeeze
n.
diş sıkışması
Gastronomy
250
Gastronomy
squeeze bottle
n.
plastik sos şişesi
251
Gastronomy
squeeze bottle
n.
plastik sıkma şişesi
252
Gastronomy
twist and squeeze
v.
burup sıkmak
Math
253
Math
squeeze theorem
n.
sıkıştırma teoremi
Military
254
Military
trigger squeeze
n.
tetik düşürme
Hunting
255
Hunting
trigger squeeze
n.
silahı ateşlemek için tetiğe uygulanan basınç
Baseball
256
Baseball
squeeze play
n.
koşucu üçüncü kaledeyken vurucunun koşucunun kaleye ulaşmasına izin vermek için yavaş bir vuruş yaparak uyguladığı taktik
257
Baseball
safety squeeze
n.
üçüncü kale koşucusunun sayı yapmak için vurucunun topa yavaş bir şekilde başarıyla vurmasını beklemesi
258
Baseball
safety squeeze play
n.
üçüncü kale koşucusunun sayı yapmak için vurucunun topa yavaş bir şekilde başarıyla vurmasını beklemesi
259
Baseball
suicide squeeze play
n.
üçüncü kaledeki koşucunun atış yaparken kaleye koştuğu riskli bir manevra
260
Baseball
suicide squeeze
n.
üçüncü kaledeki koşucunun atış yaparken kaleye koştuğu riskli bir manevra
Card
261
Card
squeeze play
n.
(pokerde) eli zayıf oyuncunun bahsi artırdığı bir blöf
Music
262
Music
squeeze-box
n.
diatonik akordiyon
263
Music
squeeze box
n.
diatonik akordiyon
Slang
264
Slang
(one's) main squeeze
n.
manitası
265
Slang
the main squeeze
n.
manitası
266
Slang
(one's) main squeeze
n.
sevdiceği
267
Slang
the main squeeze
n.
sevdiceği
268
Slang
(one's) main squeeze
n.
sevgilisi
269
Slang
the main squeeze
n.
sevgilisi
270
Slang
(one's) main squeeze
n.
favorisi
271
Slang
the main squeeze
n.
favorisi
272
Slang
the main squeeze
n.
gözdesi
273
Slang
(one's) main squeeze
n.
gözdesi
274
Slang
the main squeeze
n.
bir numarası
275
Slang
(one's) main squeeze
n.
bir numarası
276
Slang
main squeeze
n.
sevgili
277
Slang
main squeeze
n.
sevdicek
278
Slang
put the squeeze on
v.
para istemek
279
Slang
squeeze one off
v.
boşalmak (gelmek)
280
Slang
squeeze the lemon
v.
işemek
281
Slang
be the main squeeze
v.
en yetkili kişi olmak
282
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) sevgilisi olmak
283
Slang
be one's main squeeze
v.
en yetkili kişi olmak
284
Slang
be one's main squeeze
v.
en önemli kişi olmak
285
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) manitası olmak
286
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) kız arkadaşı olmak
287
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) kız arkadaşı olmak
288
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) manitası olmak
289
Slang
be the main squeeze
v.
en önemli kişi olmak
290
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) sevgilisi olmak
291
Slang
be the main squeeze
v.
bir bölümün başındaki kişi olmak
292
Slang
be one's main squeeze
v.
bir bölümün başındaki kişi olmak
293
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) sevdiceği olmak
294
Slang
be the main squeeze
v.
(bir alanda) en yetkili kişi olmak
295
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) manitası olmak
296
Slang
be the main squeeze
v.
(bir bölümün) başındaki kişi olmak
297
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) bir numarası olmak
298
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) gözdesi olmak
299
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) favorisi olmak
300
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) sevgilisi olmak
Modern Slang
301
Modern Slang
anaconda squeeze
n.
partnerine/rakibine kollarıyla ve bacaklarıyla sarılıp sıkıştırma
302
Modern Slang
always know if the juice is worth the squeeze
expr.
çekilecek olan sıkıntının/yapılacak olan fedakarlığın alınacak olan sonuca değip değmeyeceğinden emin ol
303
Modern Slang
always know if the juice is worth the squeeze
expr.
bir şeyin yapılacak olan fedakarlıklara/katlanılacak sıkıntılara değip değmeyeceğinden emin ol
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of squeeze
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy