dayatmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

dayatmak

Bedeutungen von dem Begriff "dayatmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 28 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
dayatmak impose v.
Accordingly, the Commission does not wish to impose any particular model under the review.
Buna göre Komisyon, inceleme kapsamında belirli bir model dayatmak istememektedir.

More Sentences
General
dayatmak impose upon v.
The demands we impose upon others we must also impose upon ourselves.
Başkalarına dayattığımız talepleri kendimize de dayatmalıyız.

More Sentences
dayatmak enforce v.
He is trying to enforce his own views on me.
Kendi görüşlerini bana dayatmaya çalışıyor.

More Sentences
dayatmak force v.
I'm fed up with Tom forcing his opinions on me.
Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.

More Sentences
Phrasals
dayatmak force upon v.
Quotas should not be forced upon the Member States from above.
Kotalar, Üye Devletlere yukarıdan dayatılmamalıdır.

More Sentences
General
dayatmak exact v.
dayatmak stick out v.
dayatmak jib v.
dayatmak cause to lean v.
dayatmak insist v.
dayatmak force one's hand v.
dayatmak insist on v.
dayatmak shove down one's throat v.
dayatmak ram it down one's throat v.
dayatmak ram down v.
dayatmak dictate v.
dayatmak impone v.
dayatmak insense [dialect] [uk] v.
Phrasals
dayatmak force on v.
dayatmak bull through v.
dayatmak ram through v.
Idioms
dayatmak shove down one's throat v.
dayatmak ram it down one's throat v.
dayatmak force hand v.
dayatmak shove down throat v.
dayatmak stuff down throat v.
Archaic
dayatmak school v.
Slang
dayatmak come at [australia] v.

Bedeutungen, die der Begriff "dayatmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 34 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dayatmak (bir şeyin geçilmesi veya kabul edilmesi için) ram v.
I'm tired of Tom ramming his ideas down my throat.
Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.

More Sentences
Phrasals
(birine bir şey) dayatmak impose on (someone) v.
We do not want to have a single model imposed on us!
Bize dayatılan tek bir model olsun istemiyoruz!

More Sentences
General
dayatmak (bir sebebe) ground v.
savunduğu konuyu başka birtakım gerekçelere dayatmak shift one's ground v.
birine bir şeyi dayatmak ram it down one's throat v.
birine bir şeyi dayatmak shove down one's throat v.
kendini dayatmak impose oneself on v.
(birine) dayatmak dictate to (one) v.
önceden dayatmak preimpose v.
şart dayatmak premiss v.
koşul olarak dayatmak premise v.
şart dayatmak premise v.
(ceza veya yükümlülük olarak) dayatmak set [obsolete] v.
Phrasals
bir şeyi dayatmak ram (something) down v.
(birine bir şeyi) dayatmak/zorla kabul ettirmek/uygulamak enforce (something) on (one) v.
(birine/bir şeye) bir şeyi dayatmak force on (someone or something) v.
(birine) dayatmak dictate to v.
birine (bir şeyi) dayatmak dictate (something) to someone v.
(bir şeyi birine/bir şeye) dayatmak/zorla benimsetmek lay (something) on (someone or something) v.
-i dayatmak/zorla kabul ettirmek/uygulamak enforce on v.
(birine bir şey) dayatmak force (something) on (one) v.
birine bir şey dayatmak impose something (up)on someone v.
-i dayatmak railroad into v.
yoluyla/kullanarak dayatmak railroad through v.
(yasayı kullanarak bir şeyi) dayatmak railroad (something) through v.
Idioms
birine bir şeyi dayatmak shove something down someone's throat v.
birine bir şeyi dayatmak force something down someone's throat v.
birine bir şeyi dayatmak ram something down someone's throat v.
birine bir şeyi dayatmak jam (something) down (someone's) throat v.
birine bir şeyi dayatmak ram/force something down somebody’s throat v.
birine bir şeyi dayatmak stuff (something) down (one's) throat v.
(birine bir şey) dayatmak force (something) down (one's) throat v.
birine dayatmak ram down someone's throat v.
birine dayatmak shove down someone's throat v.