| Türkisch | Englisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | iletişim kurmak | communicate v. | ||
|
The apoplectic patient tried to communicate with her eyes. Apoplektik hasta gözleriyle iletişim kurmaya çalışıyordu. More Sentences |
||||
| General | iletişim kurmak | make contact with v. | ||
|
Once you’ve drawn up your list, start making contact with the people in your network. Listenizi hazırladıktan sonra, ağınızdaki kişilerle iletişim kurmaya başlayın. More Sentences |
||||
| General | iletişim kurmak | reach v. | ||
|
Mike could hardly reach Linda; she had been withdrawn and pensive lately. Mike Linda'ya güçlükle iletişim kurabildi, son zamanlarda içine kapanık ve dalgındı. More Sentences |
||||
| Statistics | ||||
| Statistics | iletişim kurmak | communicate v. | ||
|
I just can't seem to communicate with my teenage son. Ergen oğlumla bir türlü iletişim kuramıyorum sanki. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | iletişim kurmak | communicate with somebody v. | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | iletişim kurmak | come across v. | ||
| Phrasals | iletişim kurmak | get onto v. | ||
| Phrasals | iletişim kurmak | commerce (with) v. | ||
| Colloquial | ||||
| Colloquial | iletişim kurmak | get ahold of somebody or something v. | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | iletişim kurmak | contact with a link to v. | ||