ince - Türkisch Englisch Wörterbuch

ince

Bedeutungen von dem Begriff "ince" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 122 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ince slender adj.
This cat generally has a well-proportioned and slender build.
Bu kedi genellikle iyi orantılı ve ince bir yapıya sahiptir.

More Sentences
ince fine adj.
As with all music it needs to be a fine tune and properly orchestrated.
Tüm müziklerde olduğu gibi bunun da ince bir ayar yapılması ve düzgün bir şekilde orkestra edilmesi gerekiyor.

More Sentences
ince thin adj.
You should use thinner oil for the engine in summer.
Yazın motor için daha ince yağ kullanmalısınız.

More Sentences
ince slim adj.
You can find the best slim wallets on Amazon.
En iyi ince cüzdanları Amazon'da bulabilirsiniz.

More Sentences
General
ince small adj.
CCK is found in both the small intestines and the brain.
CCK hem ince bağırsaklarda hem de beyinde bulunur.

More Sentences
ince polite adj.
Japanese people in general are polite.
Japonlar genellikle incedirler.

More Sentences
ince subtle adj.
That also applies to the subtle attitude to legal persons.
Bu aynı zamanda tüzel kişilere yönelik ince tutum için de geçerlidir.

More Sentences
ince delicate adj.
My favorite is this towel with delicate needlework.
En sevdiğim, ince iğne işi olan bu havlu.

More Sentences
ince finer adj.
The finer threads used in this study were purchased from Swiss manufacturer Elektrisola.
Bu çalışmada kullanılan daha ince iplikler İsviçreli üretici Elektrisola'dan satın alınmıştır.

More Sentences
ince soft adj.
This beach is known for its soft sand.
Bu plaj ince kumlarıyla ünlü.

More Sentences
ince lean adj.
She has always had a lean figure.
Onun her zaman ince bir vücudu olmuştur.

More Sentences
ince thin adj.
His car was covered with a thin layer of dust.
Arabası ince bir toz tabakasıyla kaplıydı.

More Sentences
ince light adj.
Remember to bring a light coat with you.
Yanınızda ince bir palto getirmeyi unutmayın.

More Sentences
ince slinky adj.
The dancer moved with slinky grace.
Dansçı ince bir kıvraklıkla hareket ediyordu.

More Sentences
ince finely adv.
She was a girl with finely chiseled features.
İnce yapılı yüz hatları olan bir kızdı.

More Sentences
Technical
ince thin adj.
This could be the thin end of the wedge.
Bu, kamanın ince ucu olabilir.

More Sentences
ince slim adj.
A slim young woman rushed into the building.
İnce, genç bir kadın koşarak binaya girdi.

More Sentences
Textile
ince slim adj.
Walking is a good form of exercise to remain slim and fit.
Yürüyüş, ince ve formda kalmak için iyi bir egzersiz şeklidir.

More Sentences
Automotive
ince fine adj.
I think we should make a fine distinction here.
Burada ince bir ayrım yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

More Sentences
ince thin adj.
This is the thin end of the wedge, however.
Ancak bu, kamanın ince ucu.

More Sentences
Meteorology
ince thin adj.
When we decide that 'fundamental ethical principles must be taken into account' we are skating on thin ice.
Temel etik ilkelerin dikkate alınması gerektiğine' karar verdiğimizde ince buz üzerinde kayıyoruz demektir.

More Sentences
General
ince paper adj.
ince brittle adj.
ince fragile adj.
ince elegant adj.
ince tactful adj.
ince gaunt adj.
ince sensitive adj.
ince flimsy adj.
ince sylphish adj.
ince attenuate adj.
ince sharp adj.
ince lank adj.
ince scarious adj.
ince slight adj.
ince eggshell adj.
ince tenuous adj.
ince subtile adj.
ince dainty adj.
ince spare adj.
ince courteous adj.
ince civilized adj.
ince fey adj.
ince tender adj.
ince gracile adj.
ince sylphlike adj.
ince nice adj.
ince petite adj.
ince papery adj.
ince thinner adj.
ince weazen adj.
ince thiner adj.
ince attentive adj.
ince precision adj.
ince graceful adj.
ince keen adj.
ince exquisite adj.
ince urbane adj.
ince attic adj.
ince thinning adj.
ince gossamer adj.
ince gracious adj.
ince sophisticated adj.
ince genteel adj.
ince accurate adj.
ince diplomatic adj.
ince gentle adj.
ince bland adj.
ince chivalrous adj.
ince exact adj.
ince tricky adj.
ince civilised adj.
ince slimline adj.
ince narrow adj.
ince tactful adj.
ince tenuious [obsolete] adj.
ince elongated adj.
ince understated adj.
ince unhardy adj.
ince leptosome adj.
ince macilent adj.
ince leany adj.
ince hairline adj.
ince windlestrae [scotland] adj.
ince bravely adj.
ince gleety adj.
ince rickety adj.
ince invulgar [obsolete] adj.
ince daynt adj.
ince fleshless adj.
ince foggy adj.
ince folious adj.
ince sclender [obsolete] adj.
ince scragged adj.
ince scranky adj.
ince scrannel adj.
ince scranny adj.
ince silken adj.
ince slightish adj.
ince slink adj.
ince sly adj.
ince surgical adj.
ince squinny adj.
ince svelte adj.
ince svelt adj.
ince swamp [scotland] adj.
ince lepto- pref.
ince lept- pref.
Trade/Economic
ince refined adj.
Technical
ince thinnish adj.
Computer
ince acute adj.
Medical
ince hairlike adj.
ince ichorous adj.
Printing
ince lean-faced adj.
Biochemistry
ince ultra adj.
Botanic
ince membranaceous adj.
Linguistics
ince clear adj.
ince front adj.
Photography
ince weak adj.
Archaic
ince tid adj.
ince curious adj.
Slang
ince rackabones n.

Bedeutungen, die der Begriff "ince" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ince espri wit n.
Wit gives zest to conversation.
İnce espri konuşmaya lezzet verir.

More Sentences
ince zeka wit n.
I enjoyed Tom's wit.
Tom'un ince zekasından hoşlandım.

More Sentences
ince düşünceli tactful adj.
Were you tactful?
İnce düşünceli miydin?

More Sentences
ince dal twig n.
General
ince çizgi fine line n.
Regular intake of apples eliminates fine lines and wrinkles.
Düzenli elma tüketimi ince çizgileri ve kırışıklıkları ortadan kaldırır.

More Sentences
ince zeka wit n.
I don't have your wit.
Ben senin ince zekana sahip değilim.

More Sentences
dal (ince) twig n.
Tom heard a twig crack.
Tom bir dalın çatladığını duydu.

More Sentences
ince tabaka film n.
Look! There is a film of oil in my glass.
Bakmak! Bardağımda ince bir yağ tabakası var.

More Sentences
ince dilim sliver n.
I just want a sliver of cheese.
Ben yalnızca ince bir dilim peynir istiyorum.

More Sentences
ince mum taper n.
She decorated the table with tapers.
Masayı ince mumlarla süsledi.

More Sentences
ince taneli kömür slack n.
The heater was designed to work on slack.
Isıtıcı ince taneli kömürle çalışmak üzere tasarlanmıştı.

More Sentences
ince alay irony n.
Tone of voice can indicate anger and irony.
Ses tonu öfke ve ince alayı gösterebilir.

More Sentences
ince filmler thin films n.
The two main types are crystalline solar panels and thin film (or amorphous) panels.
İki ana tip kristal güneş panelleri ve ince film (veya amorf) panellerdir.

More Sentences
ince film thin-film n.
By comparison, thin-film cells can come in long rolls or strips for large-scale applications.
Karşılaştırıldığında, ince film hücreleri büyük ölçekli uygulamalar için uzun rulolar veya şeritler halinde gelebilir.

More Sentences
ince uzun kılıç rapier n.
The fencer skillfully wielded his rapier.
Eskrimci ince uzun kılıcını ustalıkla kullandı.

More Sentences
ince çizgiler fine lines n.
This means that it combats the factors that cause wrinkles and fine lines.
Bu, kırışıklıklara ve ince çizgilere neden olan faktörlerle mücadele ettiği anlamına gelir.

More Sentences
ince detay fine detail n.
Such fine details are very difficult to emulate without tools like ZBrush.
Bu kadar ince detayların ZBrush gibi araçlar olmadan taklit edilmesi çok zordur.

More Sentences
ince ayrıntı fine detail n.
In this study, the geometric morphometry method is described step by step until the finest detail.
Bu çalışmada geometrik morfometri yöntemi en ince ayrıntısına kadar adım adım anlatılmıştır.

More Sentences
ince detaylar fine details n.
We thought the finest details for the safety of our students.
Öğrencilerimizin güvenliği için en ince detayları düşündük.

More Sentences
ince ayrıntılar fine details n.
The camera present within the microscope captures images to reveal the finer details of the specimen.
Mikroskopta bulunan kamera, numunenin daha ince ayrıntılarını ortaya çıkarmak için görüntüleri yakalar.

More Sentences
ince ve hafif kar powder n.
There are three centimetres of powder on the roof of cars.
Arabaların tavanında üç santimetre kadar ince ve hafif kar var.

More Sentences
ince iş affair n.
ince levha lamellae n.
güzel ve ince (kız/kadın) sylphlike n.
ince kıyım tütün return n.
meselenin ince taraflarını kavrayabilme yeteneği subtlety n.
ince eleyip sık dokuyan kimse refiner n.
ince ve zarif kız sylph n.
ince uç needlepoint n.
ince davranış sophistication n.
ince bir nezaket tact n.
ince dal stick n.
ince parşömen vellum n.
ince tahta parçası batten n.
uzun ve ince makarna spaghetti n.
kadın ayakkabısında ince ve sivri uçlu ökçe stiletto heel n.
ince boya tabakası wash n.
ince madeni tabaka leaf n.
ince yapılı slightly built person n.
ince maden tabakası wash n.
ince çizgi stria n.
çok ince olma etherealness n.
ince espri wit n.
ince fark subtlety n.
yumuşak ince ipek sarcenet n.
insan vücudu üzerindeki ince tüyler peach fuzz n.
ince fark nuance n.
ince kum silt n.
ince levha lamination n.
ince tanecik fine grain n.
ince ve renkli deri cordovan n.
ince ve iri madde fine and coarse material n.
ince ve güçsüz olma frailty n.
ince çizgi durumunda açılmış yara chasm n.
ince levha tin foil n.
ince sesli fülüt piccolo n.
ince tüyler fuzz n.
ince iş yapan marangoz cabinetmaker n.
ince çatlak fissure n.
ince topuk stiletto n.
ince eleyip sık dokuma scrutiny n.
çok ince deri parçası blype n.
ince muslin butter muslin n.
ince tabaka lamellae n.
çok ince uç needlepoint n.
ince şerit shred n.
ince topuk spike n.
kabuğu ince pullar halinde dökülme (ağaç) exfoliating n.
ince kopya kağıdı flimsy n.
ince örtü film n.
ince iş elbow grease n.
ince espri attic wit n.
ince işle ve emekle meydana getiren elaborator n.
ince kuştüyü down feather n.
ince kılıç rapier n.
çok ince dal (kesilmiş) switch n.
uzun ince parça sliver n.
ince uzun sandal toothpick n.
havada uçan ince örümcek ağı gossamer n.
ince kumaş voile n.
tropik bölgelerde zaman zaman bulutsuz gökyüzünden düşen ince yağmur serein n.
ince taraf (bir konuya/düşünceye ait) subtlety n.
ince teklif tender offer n.
ince muslin kumaş mull n.
ince çizgi thread n.
ince tüy down n.
ince kömür small coal n.
ince bir tabaka ile kaplı olma niteliği filminess n.
çok ince mum taper n.
ince iş craftsmanship n.
ince doku light case n.
ince dal sprig n.
ince filtre fine filter n.
ince çizgi hatch n.
ince noktalar the niceties n.
ince marangozluk cabinetwork n.
ince bel wasp waist n.
ince kum birikintisi fine sand spit n.
ince tüy fuzz n.
ince elek fine sieve n.
ince bağırsağın üst kısmı jejunums n.
ince bisküvi wafer n.
ince yağmur drizzle n.
ince tozşeker caster sugar n.
çok ince bir tür bürümcük gossamer n.
ince boru tube n.
ince iş fine work n.
ince hasır palmetto n.
ince ayar fine adjustment n.
ince uzun bayrak streamer n.
ince döküm fine casting n.
ince çizgili takım elbise pinstripe suit n.
yılanbalığı ve bazı balıkların ince saydam larvaları leptocephali n.
çevresinden farklı renkte olan ince çizgi streak n.
çok nazik ve ince bir dille yazan euphuist n.
ince taneli (sprey vb) fine mist n.
ince tel filament n.
ince el işi fancywork n.
ince espri swift wit n.
yağda kızartılmış kemiksiz ve ince et escalope n.
otun ince kuru sapı windlestraw n.
ince kağıt tissue paper n.
ince muşamba oilskin n.
ince kil pipeclay n.
çok ince ipek kumaş grenadine n.
ince fark a fine distinction n.
ince dal switch n.
ince el yazısı copperplate n.
ince dosya taper file n.
insan vücudundaki ince sarı tüyler peach fuzz n.
ince tüy flue n.
ince pamuk fine cotton n.
ince tüy pile n.
ince kaplama washing n.
ince uzun bacaklar spindleshanks n.
ince bir tabaka halinde olan parça flake n.
uzun ve ince kumul seif n.
ayna veya resim çerçevesinin arkasında kullanılan ince levha scaleboard n.
acı ve ince çığlık screech n.
ince boru capillary n.
ince çizgi (kumaşta) pinstripe n.
ince dal rod n.
ince bez scrim n.
ince zevk sahibi epicure n.
ince tutkal thin glue n.
ince bir tabaka halindeki kar tanesi flake n.
ince dilimlere kesme aleti microtome n.
ince ve güzel kız sylph n.
ince kağıt tabakası tissue layer n.
ince taneli donuk renkli kömür cannel coal n.
ince kömür fine coal n.
ince bir anlayış tact n.
ince uzun yaprak blade n.
ince duman haze n.
ince altın gold foil n.
ince sac levha latten n.
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar champagne powder n.
ince kuş tüyü down n.
ince kağıt tissue n.
birkaç ince daldan ibaret dayak aleti rod n.
ince zevk sophistication n.
ince kumaş byssus n.
ince ve zayıf nahif olma frailty n.
ince olmama inelegance n.
çok ince kumaş zephyr n.
ince iş (aşk) affair n.
ince fark shade n.
ince kabuklu midye thin shelled mussel n.
ince eleyip sık dokuma scrutinising n.
ince eleyip sık dokuyan scrutinizer n.
mikrotomla dokulardan ince kesitler yapma sectioning n.
ince eleyip sık dokuyan scrutiniser n.
ince eleyip sık dokuma scrutinizing n.
giysi astarı olarak kullanılan ince yün kumaş doku shalloon n.
ince dikiş iğnesi sharps n.
ince bağırsak small bowel n.
ince porselen bone china n.
ince kumaş tissue n.
ince kağıt flimsy n.
ince toz haline getirilmiş madde trituration n.
ince fitilli kadife kumaş needlecord n.
ince ipek ninon n.
ince ayrıntı nicety n.
çok ince kuştüyü crinet n.
çok ince kuştüyü crinel n.
ince ayar fine tune n.
ince yün veya ipek kumaş challis n.
ince kesim fine cut n.
ince kıyım fine cut n.
ince çizgi hairline n.
ince yay hairspring n.
çok ince çatlak hair line n.
ince eleyip sık dokuma subtlety n.
ince tabaka lamina n.
ince yaprak lamina n.
yaprağın ince uzun kısmı lamina n.
ince levha lamina n.
ince ve kısa puro cigarillo n.
ince tahta döşeme batten n.
ince tahta batten n.
ince marangoz cabinetmaker n.
ince marangozluk cabinet making n.
ince marangozluk işi cabinetwork n.
ince iş yapan marangoz cabinet maker n.
ince marangoz cabinet maker n.
ince çakıl fine gravel n.
ince zar film n.
ince tabaka flake n.
ince parça flake n.
ince toz gereç flour n.
ince tüy floss n.
çok ince levha foil n.
çok ince levha folio n.
ince kıyım tütün bird's-eye n.
ince dişli tarak fine-toothed comb n.
yiyecekleri kitapları vb kaplamak ve korumak için kullanılan elastik ince tabaka shrink-wrap n.
ince gagalı martı slender-billed gull n.
ince gagalı kervançullu slender-billed curlew n.
ince odun demeti faggot n.
dişli ince çakıl grit n.
ince dilim chip n.
ince farkları görebilme discrimination n.
ince biçem elevated style n.
ince komedi high comedy n.
ince levha haline gelme lamination n.
ince levha haline getirme lamination n.
ince boru minibore n.
ince püskürtme boya katı mist coat n.
ince kireç meager lime n.
ince ayrıntı nuance n.
ince muslin mull n.
ince şim peel shim n.
ince duvar partition n.
ince çakıl pea gravel n.
ince zar pellicle n.
ince çakıl pebble n.
ince tüy pappus n.
ince kıl tentacle n.
ince şerit stripe n.
ince etli boru tube n.
ince dal wicker n.
ince dal twing n.
ince yumuşak kağıt tissue n.
ince altın tel gold thread n.
ince düşündürücü mizah tarzı dry humour n.
ince zeka subtle wit n.
ince kaplama tahtası clapboard n.
ince kapatıcı fırça precision concealer brush n.
kapüşonlu ince yağmurluk cagoule n.
bekletilmiş şarapların üzerinde meydana gelen ince tabaka beeswing n.
ince ve uzun bir puro cheroot n.
ince ve uzun bir puro stogie n.
ince ayar (çekmek) tweak n.
ince bir dilim eritilmiş peynir a thin slice of melted cheese n.
şiş veya makine ile örülen ince saç cornrows n.
kontratın en ufak/ince ayrıntısı every last detail of the contract n.
ince espri witty humor n.
ince espiri subtle humor n.
ince bel slim waist n.
ince bel/bel hattı trim waistline n.
ince zar membrane n.
sadece yüzme amaçlı kullanılan uzun ince havuz lap pool n.
ince saç thin hair n.
ince zevk refined taste n.
eski tablolarda görülen ince çatlak craquelure n.
ince yünlü kumaş doeskin n.
ince odun demeti fagot n.
çok ince olma aetherealness n.
ince düşünce kind thought n.
ince boğazlı kazak skivvy n.
ince kaş thin eyebrow n.
ince uçlu şarj aleti thin pin charger n.
ince uçlu şarj cihazı thin pin charger n.
ince elbise thin dress n.
ince ses high pitch n.
ince toz yeşil çay matcha n.
her ince ayrıntı every single detail n.
ince tüy lanugo n.
kıyafetlerin kurutma makinesinden kırışık çıkmasını engelleyen ince yaprak dryer sheet n.
cep telefonunun kılıfında telefonun dik durmasını sağlayan ince bölme standee n.
kumaş ve benzeri ince ve yumuşak malzeme kesme aleti band knife n.
zayıf, ince insan (özellikle genç kadın) waif n.
boyna takılan ince ip ve rozetten oluşan kravat bolo tie n.
ince marangozluk cabinetry n.
toz şeklinde ince yağmur mizzle n.
ince zevk tack n.
çok ince doğranmış taze soğan, domates, nane, maydanoz ve bulgurla yapılan bir çeşit lübnan salatası tabouli n.
uçurtmanın ince ve uzun kuyruğu tail n.
mücevher yapımında kullanılan ince altın tabakasıyla kaplanmış pirinç talmi gold n.
dut ağacı kabuğundan yapılan ince bir bez tapa cloth n.
dut ağacı kabuğundan yapılan ince bir bez tapa n.
ince zevk tact n.
kırbaçlama için kullanılan ince dallar cane n.
dili damağa değdirerek çıkarılan ince ses tchick n.
yazın havada uçan ince örümcek ağı air thread n.
yazın havada uçan ince örümcek ağları air threads n.
geri kalanı kısa kesilmiş saçın enseye doğru sarkan uzun ince tutamı rat-tail n.
geri kalanı kısa kesilmiş saçın enseye doğru sarkan uzun ince tutamı rattail n.
ortalama çoğunluğun beğenisi için fazla ince ve kaliteli kalan ürün caviar n.
ince mum taper n.
dar ve ince parça label [obsolete] n.
anlam, fikir veya tutumdaki ince fark refinedness n.
ince ruhlu olma refinedness n.
ince eleyip sık dokuma refinement n.
ince ruhlu olma refinement n.
ince eleyip sık dokuma refinedness n.
anlam, fikir veya tutumdaki ince fark refinement n.
ince tabaka, plaka veya pullardan oluşan yapı lamellation n.
ateş yakmak için kullanılan ince tahta çubuklar chatwood n.
ince ayrıntılar niceties n.
ince ayrıntı nicery [obsolete] n.
ince ruh nobleness n.
ince işçilik neat work n.
iğneye benzeyen ince ve sivri uçlu nesne needle n.
ince derili olma thin-skinnedness n.
ince işçilikle dekore edilmiş bardak thread glass n.
ince işçilikle dekore edilmiş bardak threaded glass n.
geniş ince bir bıçak ile yapılan balta tobacco hatchet n.
geniş ince bir bıçak ile yapılan balta tobacco spud n.
ince dişli tarak toothcomb n.
ince ayar tweag [obsolete] n.
ince ve tiz ötüş twee n.
ince çubuklar twigs n.
numune almaya yarayan ince pense tweezer n.
alet veya silahın ince sivri çıkıntılı parçası tyne n.
sıvılar için ölçü kabı olarak da kullanılan uzun ince cam bardak ale yard n.
maddeyi çok ince bir toza dönüştürme alcoholization [obsolete] n.
göz büyüklüğü 200 olan bir elekten geçecek kadar ince öğütme all-sliming n.
zarif, ince şey elegance n.
en ince ayrıntısına kadar açıklama elementation n.
ince olmama underniceness n.
ince olmama ungentility n.
havayolu şirketinin adını taşıyan ince ve hafif çanta flight bag n.
ince bir sopa baton n.
ingiliz armalarında uçları kesik ince bir sopa şekli baton n.
ince bir tür av teknesi baidarka n.
ince tel kafes chicken wire n.
kaya üzerinde ince buz tabakası verglas n.
ince uzun parça bandeau n.
ince zeka esprit n.
ince dokulu pirinç veya bakır elek lawn n.
ateş yakmak için kullanılan ince kuru çubuk kindler n.
uzun ve ince keskin çıkıntı knife n.
tek kullanımlık mendil olarak kullanılan katmanlı ince kağıt kleenex n.
belçika'nın ypres kasabasına özgü ince dantel işlemesi ypres lace n.
ince, zayıf kimse leptosome n.
suda bekleterek ince tozları ayırma levigation n.
ince toz haline getirme levigation n.
parlak sırlı ince bir porselen markası belled® n.
güçlendirme amaçlı kullanılan ince demir şerit bend [obsolete] n.
ince şerit şeklinde toprak parçası landstreight n.
(kuyumculukta) genellikle düzensiz şekilde olan ince ve düz kesilmiş elmas lasque n.
uzun, ince ve dar olan şey lath n.
uzun, ince ve dar yapılı kimse lath n.
sağ elde ince ve uzun kılıç tutarken sol elde taşınan düşmanın ince ve uzun kılıcı ile yaptığı saldırıları savuşturmaya yaran hançer main-gauche n.
(tahta) ucundan kesilmiş ince parça list n.
ince çıtır kraker biscuit [uk] n.
(genellikle birleşik halde kullanılır) ince partiküllerin sürtülmesi sonucu meydana gelen aşınma blasting n.
ucu sürtünme ile tutuşan yanıcı bir karışımla kaplanmış tahtadan veya kolay tutuşan başka bir malzemeden elde edilen kısa ve ince parça match n.
ince, pürüzsüz, örgülü hasır leghorn n.
(tablo yüzeyindeki) çok ince çatlak hairline n.
çok ince ip hair line n.
bozuk para üzerindeki ince çizgi hair line n.
metal para yüzeyindeki ince çizik hairline n.
viski kokteylini servis ederken kullanılan ince ve ayaklı bardak whiskey sour n.
pencere pervazı ile zemin arasındaki alçak ve ince duvarın içe bakan yüzü window back n.
ince yorganlı nevresim quilted bedspread n.
genellikle cerrahi dikişlerde kullanılan ince ama dayanıklı ip gutstring n.
ince uzun saç tokası hairslide n.
ince bir tür keten bezi bocasine n.
çok küçük ve ince taze fasulye haricots verts n.
çok küçük ve ince taze fasulye haricot vert n.
görgülü veya ince davranış mense [dialect] [uk] n.
tüm partiküllerin geçebileceği en ince elek numarası ile ifade edilen toz inceliği birimi mesh n.
aşırı derecede ince veya gizli akıl yürütme metaphysics n.
çok ince iplik microfilament n.
özellikle biyolojik çalışmalardaki hassas işlemlerde kullanılan çok ince iğne microneedle n.
şapkalarda kullanılan italyan buğdayından yapılmış ince bir hasır örgü milan n.
kadın giyimde ipek, suni ipek veya naylondan yapılan ince ve hafif çözgülü örülü bir kumaş milanese n.
birbiriyle karışık ve şeffaf cama gömülü renkli camdan yapılma ince çubuk ve tüpler millefiore glass n.
soluk, ince ve belli belirsiz şey wraith n.
ayarlı kalemle çizilen ince ve soluk yatay çizgi feint n.
ayarlı kalemle çizilen ince ve soluk yatay çizgi faint n.
grafik sanatlarında gölgelendirme için kullanılan ince çizgiler hatching n.
ince ve sivri suratlı kimse hatchet face n.
ince ve sivri suratlı kimse hatchet-face n.
grafik sanatlarında ince çizgilerle süsleme hatching n.
bir şeyi kesip arasını ince şeritlerle veya altın/gümüş ipliklerle doldurma hatch n.
güneşten korumak için asker kepinin üstünü örten ince kumaş havelock n.
ince toz, tuz taneleri, duman ve su partiküllerinin oluşturduğu bulanıklık haze n.
ince detay minute [obsolete] n.
ince bıçaklı kama misericordia n.
toz şeklinde ince yağmur misle n.
gözün önündeki ince tabaka mist n.
dengede durarak asılı kalan, ince tel veya ipe asılı bir dizi hafif şekil mobile n.
havada hareket edecek şekilde ince tel veya ipe asılı bir dizi hafif şekil mobile n.
dantel desenli ince bir cam mousseline n.
bir çeşit ince cam eşyası mousseline glass n.
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal lime twig n.
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal lime rod n.
el yapımı ince bir tür dantel lisle lace n.
ince ipten dokunmuş yazlık eldiven lisle glove n.
ince yağmur mug [dialect] [uk] n.
ince kum bulldust [australia] n.
ince kum bull dust [australia] n.
ince lifli bir kumaştan yapılan süslemeler bunting n.
ince yapılı, muzip, çekici ve zarif kız gamin n.
ince yapılı, muzip, çekici ve zarif kız gamine n.
mukoza zarının bir kısmını oluşturan ince yumuşak kas tabakası muscularis n.
mukoza zarının bir kısmını oluşturan ince yumuşak kas tabakası muscularis mucosae n.
ince ve güçlü bir polyester film markası mylar® n.
ince şeritler ribbons n.
ince dal rice [dialect] n.
ince dal ris n.
mısırlıların mumya sarmak için kullandıkları ince dokulu eski bir tür keten kumaş byssus n.
altın veya yaldızlı metalden yapılmış ince levha gold latten n.
ince tahta clamp n.
ince tahta kaplama clamp n.
ince algı delicacy n.
ince ve şeffaf kumaş gossamer n.
zarif, ince ve narin şey gossamer n.
su geçirmez, ince pelerin gossamer n.
(şeker) ince kristal grain n.
ince düşünce gratuity n.
ince yüzer buz grue [scotland] n.
aralıksız süren ve ince olmayan zonklama sesi grumbling n.
ince uzun çubuk sakız gum-stick n.
ince ve kolay algılanmayan argüman kullanımı logic-chopping [uk] n.
çatırdayan ince buz rubber ice [canada] n.
çatlayan ince buz rubber ice [canada] n.
ince su yolu runnel n.
ince işçilik fine workmanship n.
ince işçilik delicate workmanship n.
ince işçilik exquisite workmanship n.
ince zeka rapier wit [uk] n.
ince detaylarıyla tarif edilen iğrençlik gore n.
en ince ayrıntısına kadar açıklanma circumstantiality n.
ince bir tür keten bezi cobweb lawn n.
üzeri ince çatlaklarla süslü sırlı porselen crackle china n.
üzeri ince çatlaklarla süslü sırlı porselen crackleware n.
sıvının ince bir şekilde akması dribble n.
dalgalanan ince veya yumuşak şey drift n.
(ince veya tozlaştırılmış nesnede) küçük bir miktar dust n.
ince işçiliğe sahip süs fandangle n.
içine konduğu paket açıldığında infilak eden ince patlayıcı düzenek package bomb n.
küçük ince ambalaj packet n.
küçük ince paket packet n.
sonradan meydana gelen ince çıkıntı pad n.
ince duvarlı canlı hücrelerden oluşan damarlı bitki dokusu parenchyme n.
(genellikle bira için kullanılan) uzun ve ince ayaklı bir bardak pilsner n.
(genellikle bira için kullanılan) uzun ve ince ayaklı bir bardak pilsener n.
çok ince kol pipestem n.
çok ince bacak pipestem n.
ince taneli un pollen [obsolete] n.
uzun ve ince bir adam a tall and thin man n.
(hanedan armalarında) ters v şekline paralel duran ince çizgi couple-close n.
ince şerit culpon n.
ince sivri kenar featheredge n.
bir kenarı daha ince olan tahta featheredge n.
ince kenar feather-edge n.
ensedeki çok ince saçlar featheredge n.
çakıl yolda ince kenar featheredge n.
rahat ve ince şilte pad n.
ince ve düz buz parçası pan n.
krep gibi ince ve düz şey pancake n.
uzun ince fotoğraf panel n.
üzerinde boyama yapılan düz ve ince ahşap parçası panel n.
ince ve düz ahşap üzerinde yapılan resim panel n.
ince dantel kenarı pearl edge n.
ince kurdele kenarı pearl edge n.
(körling sahası) buzda ince kabartı oluşumu pebble n.
(kollodyon filmine gömülü) ince organik malzeme tabakası peel n.
(kameralarda kullanılan) yarı saydam ince zar pellicle n.
ince yapılı oyma süs pellet n.
ince sinema filmi pellicle n.
ince tüy çizgileri penciling n.
kalem gibi uzun ince şey pencil n.
ince lazer ışığı penlite n.
ince öğütülmüş baharat powder n.
ince plaka scabbard plane n.
ince plaka scabbard n.
ince tahta scabbard plane n.
ince tahta scabbard n.
korkuluk tabanında yer alan ince taş çıkıntısı cordon n.
çok ince ipçik fibrilla n.
paketlemede kullanılan ince, esnek ve şeffaf kağıt film n.
hav tüyünün ince kılı filament n.
örümcek ağını oluşturan ince ve zayıf malzeme filament n.
perde işlevi gören ince duvar fin n.
ince eleyip sık dokuma fine-toothed comb n.
ince dikiş atan kimse finedrawer n.
dizgicinin düzeltme yapması için satır aralarına konan kart parçası veya uzun ince çizgi şeklindeki işaret flag n.
hareketli bir çubuğa asılan ve indirip kaldırılabilen ince ve uzun parça flag n.
uzunluk ve genişliğine göre ince olan düz eşya flat solid n.
ince saz çatı örtüsü fleaking n.
ince parça fleak n.
ince ve şekil verilemeyen saç telleri flyaway n.
kağıt gibi ince malzeme foil n.
parlaklık veya renk katması için değerli taşın altına konan ince metal yaprak foil n.
ince kağıt foil n.