refined - Türkisch Englisch Wörterbuch

refined

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "refined" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
refined adj. arıtılmış
General
refined adj. kibar
They said the meeting is only for refined people.
Toplantının sadece kibar insanlar için olduğunu söylediler.

More Sentences
refined adj. rafine
A diet too high in refined sugar can cause obesity.
Rafine şeker oranı çok yüksek olan bir diyet obeziteye neden olabilir.

More Sentences
refined adj. incelikli
The internal combustion engines became much more refined over the years.
İçten yanmalı motorlar yıllar içinde çok daha incelikli hale geldi.

More Sentences
Trade/Economic
refined adj. zarif
Modern decorative chandeliers create a sophisticated and refined environment.
Modern dekoratif avizeler sofistike ve zarif bir ortam yaratır.

More Sentences
Food Engineering
refined adj. rafine
It has identified additives on which more refined data is necessary.
Bu raporda daha rafine verilerin gerekli olduğu katkı maddeleri belirlenmiştir.

More Sentences
General
refined adj. has
refined adj. safi
refined adj. saf
refined adj. rafine edilmiş
refined adj. işlenmiş
refined adj. tam
refined adj. dakik
refined adj. arıtılmış
refined adj. düzeyli
refined adj. seviyeli
Trade/Economic
refined adj. ince
refined adj. tasfiye edilmiş
Technical
refined adj. arıtık
refined adj. arıtılmış
refined adj. inceltilmiş
refined adj. incelmiş
refined adj. temizlenmiş
Computer
refined n. siyah zemin

Bedeutungen, die der Begriff "refined" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 56 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
refined sugar n. rafine şeker
This is especially true for alcohol, caffeine, tobacco and refined sugar.
Bu özellikle alkol, kafein, tütün ve rafine şeker için geçerlidir.

More Sentences
Technical
refined sugar n. rafine şeker
Natural sugar from fruits is much better than refined sugar.
Meyvelerden elde edilen doğal şeker, rafine şekerden çok daha iyidir.

More Sentences
Food Engineering
refined olive oil n. rafine zeytinyağı
Tunisia also exports refined olive oil to 39 countries.
Tunus ayrıca 39 ülkeye rafine zeytinyağı ihraç ediyor.

More Sentences
refined sugar n. rafine şeker
Refined sugar is bad for your health.
Rafine şeker sağlığınız için kötüdür.

More Sentences
General
white refined sugar n. rafine şeker
refined nickel n. rafine nikel
refined petroleum n. rafine petrol
refined water n. arıtma su
refined taste n. ince zevk
be refined v. rafine edilmek
be refined v. arıtılmak
become refined v. yontulmak
not refined adj. görmemiş
Trade/Economic
nuclear fuel and refined petroleum and coke coal industry n. nükleer yakıt ve rafine petrol ve kok kömür üretimi sanayii
refined birth rate n. düzeltilmiş doğum oranı
Technical
refined lead n. rafine edilmiş kurşun
refined tar n. tasfiye edilmiş katran
refined tar n. damıtılmış katran
refined metal n. rafine metal
refined metal n. arıtılmış metal
refined base stock oil n. rafine edilmiş baz yağ
refined zone n. ince taneli bölge
refined grain n. inceltilmiş tane
refined lead n. rafine kurşun
refined silver n. rafine gümüş
refined zinc n. rafine çinko
refined gold n. rafine altın
refined copper n. rafine bakır
refined oil n. rafine yağ
zone refined metal n. bölgesel arıtılmış metal
fire-refined copper n. fırında arındırılmış bakır
refined iron n. arıtılmış demir
refined aluminium ingots n. rafine alüminyum ingotlar
refined nickel n. rafine nikel
zone refined adj. bölgesel arıtılmış
Computer
refined invoice n. siyah zemin faturası
refined quote n. siyah zemin fiyat teklifi
refined catalog n. siyah zeminli katalog
refined refund n. siyah zemin iadesi
Automotive
refined petroleum products n. rafine petrol ürünleri
Mining
refined copper n. rafine bakır
refined copper n. arıtık bakır
Food Engineering
refined olive pomace oil n. yemeklik rafine prina yağı
granulated refined sugar n. kristal rafine şeker
refined sugar masscuite n. rafine şeker lapası
refined liquor n. rafine şeker kleresi
refined sugar n. arıtılmış şeker
edible refined hazelnut oil n. yemeklik rafine fındık yağı
refined vegetable oil n. arıtılmış bitkisel sıvı yağ
Gastronomy
granulated refined sugar n. kristal rafine şeker
refined liquor n. rafine şeker kleresi
Chemistry
refined oil n. inceyağ
refined glycerine n. rafine gliserin
solvent-refined adj. çözücü ile rafine edilmiş
Agriculture
refined oil n. rafine yağ
edible refined hazelnut oil n. yemeklik rafine fındık yağı