seviyeli - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

seviyeli



Bedeutungen von dem Begriff "seviyeli" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
seviyeli elite adj.
seviyeli gifted adj.
seviyeli level adj.
seviyeli cultivated adj.
seviyeli refined adj.
seviyeli valuable adj.
seviyeli precious adj.
seviyeli gracious adj.
seviyeli courteous adj.
seviyeli civilized adj.
seviyeli civilised adj.

Bedeutungen, die der Begriff "seviyeli" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 83 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yüksek seviyeli simülasyon high degree of simulation n.
General
düşük seviyeli radyoaktif atık low-level radioactive waste n.
düşük seviyeli radyoaktif atık low-level waste n.
düşük gürültü seviyeli iş yeri low-noise workplace n.
seviyeli münasebet discreet relationship n.
seviyeli ilişki discreet relationship n.
orta seviyeli yazar mid-list n.
alt seviyeli durum lowlihood n.
düşük seviyeli kimse gutty n.
üst seviyeli kimse paravant [obsolete] n.
düşük seviyeli low-level adj.
yüksek seviyeli aktiviteler ile ilgili eventful adj.
iki seviyeli bilevel adj.
iki seviyeli bi-level adj.
düşük seviyeli lower-class adj.
çok seviyeli multilevelled adj.
çok seviyeli multileveled adj.
düşük seviyeli feeble adj.
düşük seviyeli bir şekilde low adv.
düşük seviyeli olarak lowly adv.
Idioms
düşük seviyeli girişim a penny-ante game n.
seviyeli olmak be in good taste v.
seviyeli olmak be in the best possible taste v.
seviyeli olmamak be in bad taste v.
seviyeli olmamak be in the worst possible taste v.
seviyeli olmamak be in the worst possible taste v.
seviyeli olmamak be in bad taste v.
seviyeli olmak be in good taste v.
seviyeli olmak bethe best possible taste v.
Trade/Economic
düşük seviyeli low-end adj.
Politics
çok-seviyeli yönetişim multi-level governance n.
Institutes
üst seviyeli savaş komutanı veya müşterek kuvvet komutanı tarafından ilaveten mühendislik uzmanlığı temin etmek için oluşturulabilen bir kuruluş contingency engineering management organization n.
Industry
fabrikada özelleştirilmiş bilgisayardaki düşük seviyeli arayüz oi (operator interface) abrev.
Technical
düşük seviyeli elektrik direnci low level electrical resistance n.
çok seviyeli yapılar multilevel structures n.
çok seviyeli evirici multilevel inverter n.
çok seviyeli multilevel n.
çok seviyeli yapılar multi-level structures n.
düşen seviyeli permeabilite aleti falling-head permeameter n.
düşük gürültü seviyeli işyeri low-noise workplace n.
düşük seviyeli simülasyon low degree of simulation n.
içinde makine bulunan düşük gürültü seviyeli iş yeri low-noise workplace containing machinery n.
yüksek seviyeli simülasyon high grade simulation n.
düşük seviyeli low-level adj.
Computer
kademeli iki seviyeli imaj sıkıştırma progressive bi-level image compression n.
yüksek seviyeli programlama dili high-level language n.
çocuklara bilgisayar kullanmayı öğretmek için kullanılan yüksek seviyeli programlama dili logo n.
(programlama dili) düşük seviyeli low-level adj.
Informatics
iki seviyeli mimari two-tier architecture n.
Telecom
ITU üst seviyeli komitesi high level committee of ITU n.
sıfır seviyeli kod çözücü zero level decoder n.
üç seviyeli metal triple level metal n.
8-seviyeli artık yanbant 8-level vestigial sideband n.
Furniture
17. yüzyılda kullanılan üç seviyeli konsol tridarn [welsh] n.
Automotive
düşük seviyeli akü low battery n.
gösterge paneli yüksek seviyeli ekran high level ip display n.
sabit seviyeli karbüratör constant level carburettor n.
üç seviyeli dönel kavşak three-level roundabout n.
üç seviyeli elmas kavşak three-level diamond junction n.
Traffic
farklı seviyeli kavşak grade separated junction n.
farklı seviyeli kavşak grade-separated junction n.
Aeronautic
sürekli çok seviyeli numune planı continuous multi-level sampling plan n.
sürekli basit seviyeli numune planı continuous single level sampling plan n.
Medical
çok seviyeli ortopedik cerrahi multilevel orthopedic surgery n.
çoklu seviyeli tıkanıklık multilevel obstruction n.
çok seviyeli yaralanma multiple level injury n.
çok seviyeli ampütasyon multiple level amputation n.
Statistics
çok-seviyeli sürekli örnekleme planları multi-level continuous sampling plans n.
Social Sciences
aydın kültürü ile kültürsüzlük seviyeleri arasında yer alan, orta seviyeli ve kolay ulaşılabilir sanatsal ve fikirsel kültür midcult n.
düşük seviyeli lower-class adj.
Linguistics
seviyeli tonlama downdrift n.
Environment
düşük seviyeli nükleer atık low level nuclear waste n.
sabit seviyeli hidrolik yük constant head n.
Geography
denizde orta seviyeli gelgitlerin yükseldiği sınır çizgisi high-water mark n.
Geology
düşen seviyeli geçirimlilik deneyi falling head permeability test n.
sabit seviyeli geçirimlilik deneyi constant head permeability test n.
Military
çok seviyeli bilgi güvenliği multi level information security n.
üst seviyeli savaş komutanı combatant commander n.
yüksek hazırlık seviyeli kuvvet high readiness force n.
bölgeyi düşük seviyeli radyasyonla kirletmeyi amaçlayan (bomba) dirty adj.
Archaic
alt seviyeli durum lowlihead n.
düşük seviyeli subjected adj.
Slang
düşük seviyeli kimse second banana n.