işlenmiş - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

işlenmiş



Bedeutungen von dem Begriff "işlenmiş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 32 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
işlenmiş finished adj.
işlenmiş refined adj.
işlenmiş tilled adj.
işlenmiş machined adj.
işlenmiş wrought adj.
işlenmiş dressed adj.
işlenmiş cultivated adj.
işlenmiş trimmed adj.
işlenmiş engraved adj.
işlenmiş process adj.
işlenmiş refine [obsolete] adj.
işlenmiş milled adj.
işlenmiş high-minded adj.
işlenmiş graphical adj.
işlenmiş impressed adj.
işlenmiş doped adj.
işlenmiş picked [obsolete] adj.
işlenmiş insculpt adj.
işlenmiş solid adj.
Law
işlenmiş committed adj.
Technical
işlenmiş treated adj.
işlenmiş machined adj.
işlenmiş worked adj.
işlenmiş processed adj.
işlenmiş drawn adj.
Computer
işlenmiş processed adj.
Architecture
işlenmiş inlaid adj.
Agriculture
işlenmiş cultivated adj.
Abbreviation
işlenmiş tld adj.
Archaic
işlenmiş domestical adj.
işlenmiş inwrought adj.
işlenmiş sative adj.

Bedeutungen, die der Begriff "işlenmiş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 273 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
işlenmiş demir wrought iron n.
işlenmiş toprak tillage n.
özel işlenmiş peynir process cheese n.
tuz veya şapla işlenmiş esnek deri whitleather n.
işlenmiş et processed meat n.
işlenmiş yüz face side n.
işlenmiş tarla tillage n.
işlenmiş kağıt processed paper n.
işlenmiş tütün cavendish n.
kauçuk ve sandarac ile birlikte kimyasal olarak işlenmiş kağıttan oluşan suni deri leatheroid n.
duvara özel olarak işlenmiş bölüm table n.
işlenmiş kurt postu wolf-pelt n.
çekiçle işlenmiş metalden yapılmış eşyalar battery n.
işlenmiş et ürünlerinin taze görünümü bloom n.
ters yöndeki karakterlerle işlenmiş mühür olarak kullanılan küçük değerli taş veya macun medicine seal n.
yeniden işlenmiş şey rework n.
işlenmiş veya parlatılmış çelik yüzey üzerindeki sertleştirilmiş malzeme bölgesini gösteren açık renkli şerit ghost n.
granüllü görünüm vermek için yapay olarak işlenmiş yüzey grain n.
eskiden gübre olarak kullanılan işlenmiş balık veya balina kalıntısı guano n.
işlenmiş etten oluşan sosis biçimli bir köpek maması dog-roll [new zealand] n.
levha üzerine işlenmiş şema pinax n.
altın veya gümüş noktalarla işlenmiş kaplumbağa kabuğu piqué n.
işlenmiş şey inlet n.
işlenmiş deniz kabuğu shell cameo n.
nesne üzerine işlenmiş kabartmalı plaka crusta n.
dikkatle işlenmiş elaborated adj.
incelikle işlenmiş elaborated adj.
taşa işlenmiş lapidary adj.
kakma işlenmiş inlaid adj.
bilgisayarla işlenmiş computerized adj.
işlenmiş (toprak) farmed adj.
sırma ile işlenmiş brocaded adj.
dikkatle işlenmiş elaborate adj.
döverek işlenmiş demir shingled adj.
ustalıkla işlenmiş daedalian adj.
alüminyum ile işlenmiş aluminized adj.
alüminyum ile işlenmiş aluminised adj.
işlenmiş (suç) perpetrated adj.
tekrar işlenmiş reprocessed adj.
iyotla işlenmiş iodinate adj.
kabarmalı işlenmiş embossed adj.
kabartmalı işlenmiş embossed adj.
elle işlenmiş hand-tooled adj.
bilgisayarla işlenmiş computerised adj.
tanalith ile işlenmiş tanalized adj.
tanalith ile işlenmiş tanalised adj.
ince ince işlenmiş lapidary adj.
dikkatle işlenmiş lapidary adj.
briyantin kumaşla işlenmiş brilliantined adj.
kötü işlenmiş miswrought adj.
çok işlenmiş daedal adj.
yağ ile işlenmiş oiled adj.
(arazi) işlenmiş improved adj.
işlenmiş gıda yapımında kullanılan (düşük kaliteli hayvan karkası) cull adj.
tozla işlenmiş powdered adj.
altın ya da gümüşü tel biçiminde işlenmiş filigraned [obsolete] adj.
olay örgüsü ince işlenmiş olan plotty adj.
yekpare malzemesinin üzerine süslemeler işlenmiş solid adj.
güneş ışığıyla işlenmiş sun-cured adj.
işlenmiş bir halde (toprak) cultivatedly adv.
Colloquial
hafızaya işlenmiş down adj.
Trade/Economic
işlenmiş mallar processed goods n.
işlenmiş tarım ürünleri goods resulting from the processing of agricultural products n.
işlenmiş tarım ürünlerinden elde edilen mamüller goods resulting from the processing of agricultural products n.
işlenmiş su processed water n.
işlenmiş gıda processed food n.
işlenmiş/yetiştirilmiş varlıklar cultivated assets n.
işlenmiş ürünler manufactured goods n.
işlenmiş tarım ürünleri sistemi processed agricultural products system n.
yarı işlenmiş maddeler semi-manufactures n.
yarı işlenmiş ve işlenmiş mallar stoku business inventories n.
yarı işlenmiş ürün semi-processed product n.
yarı işlenmiş mallar component material n.
yarı işlenmiş maddeye escalated tariff n.
yarı işlenmiş mallar semi-finished goods n.
yarı işlenmiş semi-finished adj.
yarı işlenmiş semi-manufactured adj.
Law
hunharca işlenmiş cinayet brutal murder n.
kamu düzenine karşı işlenmiş suçlar crimes against public order n.
sözleşmenin icrasından önceki bir tarihte işlenmiş sözleşme ihlali constructive breach n.
sözleşmenin icrasından önceki bir tarihte işlenmiş sözleşme ihlali anticipatory breach n.
kasıtla işlenmiş preconceived mauce adj.
Politics
devletin onayıyla işlenmiş yasadışı fiil act of state n.
hükümet onayıyla işlenmiş kanunsuz eylem act of state n.
işlenmiş sebze ve meyve ürünleri yönetim komitesi management committee for products processed from fruit and vegetables n.
işlenmiş tarım ürünü processed agricultural goods n.
işlenmiş sebze ürünleri processed vegetable products n.
işlenmiş tarım ürünleri processed agricultural products n.
işlenmiş meyve ürünleri processed fruit products n.
Industry
işlenmiş demir levhayı kenarlık oluşturmak için sıcakken büküp çekiçle döverek şekillendirme flange turning n.
Technical
soğuk işlenmiş metaldeki artık gerilmenin giderilmesi recovery n.
torna tezgahında işlenmiş parça turning n.
işlenmiş demirin doğrudan üretiminde kullanılan demir dövme tekniği american forge n.
alaşımlı sıcak işlenmiş çelik alloyed hot-worked steel n.
alaşımsız soğuk işlenmiş çelik unalloyed cold-worked steel n.
büyük miktarda kükürt ile işlenmiş lastik vulcanite n.
elektrokimyasal olarak işlenmiş kanat electro-chemically machined blade n.
işlenmiş lif asbest processed asbestos fiber n.
işlenmiş (hücre/doku) engineered (cell/tissue) n.
işlenmiş portland çimentosu treated portland cement n.
işlenmiş satıh machined face n.
işlenmiş hava treated air n.
işlenmiş boyut dressed size n.
işlenmiş yüz dressed side n.
işlenmiş penetrasyon worked penetration n.
işlenmiş malzemeler processed materials n.
işlenmiş metal worked metal n.
işlenmiş deri pelt n.
işlenmiş taş yüzeyi bozukluğu pitehole n.
işlenmiş yazı kağıdı processed writing paper n.
işlenmiş paslanmaz çelik wrought stainless steel n.
işlenmiş taş dressed stone n.
işlenmemiş - işlenmiş sinyal wet-dry signal n.
işlenmiş demir wrought iron n.
işlenmiş pissu treated sewage n.
ısıya dayanıklı alaşımdan işlenmiş machined in heat resisting alloy n.
makinede işlenmiş yüzey machined surface n.
rüstik işlenmiş köşe rustic quoin n.
silindirik işlenmiş grafit elektrot cylindrical machined graphite electrode n.
sıcak işlenmiş alaşım hot-work alloy n.
sıcak işlenmiş boru hot finished pipe n.
soğuk işlenmiş yapı cold worked structure n.
sıcak işlenmiş çelik hot-work steel n.
sıcak işlenmiş takım çeliği hot work tool steel n.
soğuk işlenmiş çelik cold worked steel n.
tam işlenmiş elektrik sacı fully processed electrical sheet n.
tam işlenmiş durumda teslim edilen soğuk haddelendirilerek yönlendirilmemiş taneli elektrik çelikten levha cold rolled non-oriented electrical steel sheet delivered in the fully processed state n.
yarı işlenmiş durum semi-processed state n.
yüzeyi işlenmiş tuğla texture brick n.
işlenmiş halt whipping n.
işlenmiş cilt whipping n.
belirli boyutlarda işlenmiş demirden ve çelikten çubuk merchant bar n.
katışkı içeren yeni işlenmiş çelik üzerindeki çizgi ghost n.
galvanik pil ile işlenmiş chemiglyphic adj.
daha ileri derecede işlenmiş further-processed adj.
çinko ile işlenmiş zincified adj.
çinko ile işlenmiş zincked adj.
iki başı işlenmiş double end trimmed adj.
ön işlenmiş pre-treated adj.
makinede işlenmiş machine made adj.
kükürtle işlenmiş sulphurated adj.
ön işlenmiş pretreated adj.
önceden işlenmiş pre-treated adj.
önceden işlenmiş pretreated adj.
kükürtle işlenmiş sulfurated adj.
makinede işlenmiş machine-made adj.
soğuk işlenmiş cold worked adj.
sıcak işlenmiş heat treated adj.
sıcak işlenmiş hot-worked adj.
soğuk işlenmiş cold finished adj.
talaşlı işlenmiş machined adj.
tuz ile işlenmiş salified adj.
torna ile işlenmiş turned adj.
yarı işlenmiş semi-processed adj.
yüzeyi işlenmiş dressed surface adj.
elle işlenmiş handwrought adj.
kullanılmak üzere işlenmiş wrought adj.
(değerli taş) işlenmiş cut adj.
silisyumla işlenmiş siliconized [us] adj.
silisyumla işlenmiş siliconised [uk] adj.
işlenmiş demir wi (wrought iron) abrev.
Telecom
işlenmiş veri cooked data n.
işlenmiş veriler smoothed data n.
Television
bilgisayarla işlenmiş bilgilerin bir televizyon ekranında yazılı veya grafik olarak gösterme aracı videotext n.
Textile
yumuşak ve işlenmiş deri aluta n.
işlenmiş deri processed leather n.
işlenmiş kuş tüyünün etiketlenmesi labeling of processed feather n.
tüylü yüzü işlenmiş deri grain-leather n.
bengal'e özgü işlenmiş bir yorgan kantha n.
alüminyum sülfat veya tuzla işlenmiş deri whit leather n.
diz örtüsü, kilim olarak kullanılan işlenmiş kıllı bizon derisi buffalo robe n.
kunduz veya fok kürküne benzemesi için kırkılıp boyanan ve genellikle kadın paltolarında kullanılan işlenmiş koyun postu mouton n.
altın veya gümüşle işlenmiş dantel bullion n.
mekik oyasında desen yapmak için kullanılan işlenmiş halka ring n.
iğneyle işlenmiş needled adj.
iğne oyasıyla işlenmiş needlepoint adj.
tığ ile işlenmiş crocheted adj.
(pamuk ipliği) boya giderici şekilde işlenmiş immune adj.
(kumaş) işlenmiş distressed adj.
Architecture
sabit ve genellikle mimari olarak işlenmiş bölme spier n.
Construction
yüzü işlenmiş duvar faced wall n.
çekiçle işlenmiş bir kesme yapı taşının diğer bir yapı taşı ile birleşeceği kısımlarının yakınında bırakılan pürüzsüz kenar payları margin draft n.
su geçirmez çatı kaplaması olarak işlenmiş malzeme decking n.
çekiçle işlenmiş nigged adj.
çekiçle işlenmiş hammer-dressed adj.
belirli bir boyuta göre işlenmiş (taş yapı) gauged adj.
Woodworking
lale ağacının mobilya ve kaplama yapımında kullanılan hafif işlenmiş odunu true tulipwood n.
lale ağacının mobilya ve kaplama yapımında kullanılan hafif işlenmiş odunu tulipwood n.
lale ağacının mobilya ve kaplama yapımında kullanılan hafif işlenmiş odunu whitewood n.
lale ağacının mobilya ve kaplama yapımında kullanılan hafif işlenmiş odunu white poplar n.
lale ağacının mobilya ve kaplama yapımında kullanılan hafif işlenmiş odunu yellow poplar n.
işlenmiş kereste dressed lumber n.
işlenmiş ağaç dressed timber n.
işlenmiş lamba-zıvanalı kereste dressed and matched lumber n.
beyaz boya ile işlenmiş (ahşap) cerused adj.
Automotive
işlenmiş yüzey machined surface n.
işlenmiş yüzey machined surface n.
makine ile işlenmiş düz kısım machined flat n.
makine ile işlenmiş delik machined hole n.
ön tekerlek yataklarını içinde bulunduran işlenmiş şaft spindle wheel n.
Petrol
bazı hafif bileşenlerini çıkarmak için (damıtma yoluyla) işlenmiş ham petrol topped crude n.
işlenmiş petrol stock n.
Mining
doğal ve işlenmiş demir cevherleri natural and processed iron ores n.
Pharmaceutics
bazı aloe türlerinin işlenmiş suyundan elde edilen müshil ilacı aloe n.
bazı aloe türlerinin işlenmiş suyundan elde edilen müshil ilacı bitter aloes n.
bazı aloe türlerinin işlenmiş suyundan elde edilen müshil ilacı aloes n.
genetik olarak işlenmiş sentetik insan insülini içeren ilaç markası humulin® n.
Food Engineering
işlenmiş balık yumurtası processed fish roe n.
işlenmiş tahıl ağırlıklı gıda maddeleri ve bebek ve küçük çocuklar için mamalar processed cereal-based foods and baby foods for infants and young children n.
işlenmiş peynir processed cheese n.
işlenmiş unlu mamuller processed bakery products n.
işlenmiş patates ürünleri processed potato products n.
ileri işlenmiş ürünler further processed products n.
minimum işlenmiş gıda minimally processed food n.
katkı maddesiz iri taneli işlenmiş tuz kosher salt n.
taze domuz eti üretimi için uygun olan hafif ama iyi işlenmiş domuz yorker n.
mayşe ve malt yapımında kullanılan büyük teknede işlenmiş tahıl drain [uk] n.
işlenmiş soya fasulyesinden hazırlanan yumuşak bir gıda ürünü bean cheese n.
minimum işlenmiş minimal processed adj.
(fabrika yapımı olmayıp) doğal ürün ve süreçlerle hazırlanmış, işlenmiş ve korunmakta olan country adj.
Gastronomy
güney afrika ve namibya'da tüketilen kurutulmuş ve işlenmiş et biltong n.
işlenmiş ve sürülebilir amerikan peyniri markası velveeta® n.
sosis şeklinde olup dilimlenerek soğuk tüketilen lezzetsiz bir işlenmiş et devon [australia] n.
tuzla işlenmiş domuz salt pork n.
Physics
merceğinde iyi işlenmiş tel çaprazları olan (optik cihaz) filar adj.
Chemistry
kısmen işlenmiş su partially treated water n.
karbolik asit ile işlenmiş carbolated adj.
amonyak ile işlenmiş ammoniated adj.
iyot veya hidroiyodik asitle işlenmiş iodinated adj.
Biology
genetik olarak işlenmiş genetically engineered adj.
genetik olarak işlenmiş genetically modified adj.
Biochemistry
işlenmiş mrna dizisinden proteine dönüştürülmemiş untranslated adj.
Agriculture
işlenmiş toprak farmland n.
işlenmiş toprak plowland n.
işlenmiş toprak tilled land n.
işlenmiş toprak tillage n.
işlenmiş toprak cultivated land n.
işlenmiş arazi cultivated land n.
işlenmiş toprak tilth n.
işlenmiş tarla cultivated plant n.
işlenmiş toprak ploughland n.
işlenmiş toprakta büyüyen agrestal adj.
işlenmiş (toprak, süt ürünleri vb) husbended adj.
işlenmiş (toprak) cultivated adj.
işlenmiş olmayan unhusbanded adj.
Apiculture
işlenmiş petek drawn-out comb n.
Tobacco
işlenmiş tütün cut filler n.
işlenmiş tütün filler n.
işlenmiş ve fermente edilmiş puro yaprağının üzerindeki küçük çıkıntılar grain n.
History
papirüs veya taş gibi bir nesnenin her iki yüzeyi kullanılarak işlenmiş yazı opisthography n.
Archaeology
mezolitik dönem özellikleri taşıyan ve ok ucu olduğu düşünülen işlenmiş küçük bir taş lunate n.
Environment
(kumaş veya işlenmiş gıdalara zarar veren) küçük organizma infestant n.
Geology
bir cevherin işlenmiş yüzünde yer alan yıldız biçimli kesit star facet n.
Military
işlenmiş bilginin istihbarata dönüştürülmesi analysis and production n.
Art
açılmış rulo şeklinde duvara asılan, kağıt ya da ipeğe işlenmiş japon resmi veya kaligrafisi kakemono n.
sanat eseri, zanaat veya tasarımın incelikle işlenmiş küçük unsurları detail n.
incelikle işlenmiş küçük ve sanatsal unsurlar ekleme detail n.
altından işlenmiş eşya goldwork n.
ince işlenmiş süsleme filagree n.
ipek kumaşa işlenmiş resim stevengraph n.
ipek kumaşa işlenmiş resim stevensgraph n.
taşa işlenmiş lapidarian adj.
altın ya da gümüşü tel biçiminde işlenmiş fillagree adj.
Cinema
sinema sahnesinin hemen çekim sonrası yönetmen veya yapımcının incelemesi için işlenmiş pozitifleri dailies n.
Photography
işlenmiş fotoğraf malzemeleri processed photographic materials n.
işlenmiş yanmaz tabanlı fotoğraf filmi processed safety photographic film n.
sodyum florür ile işlenmiş kağıt üzerinde üretilen fotoğraf fluorotype n.
eksik işlenmiş underdeveloped adj.
normalin altında işlenmiş underdeveloped adj.
Bookbindery
ciltçilikte sıklıkla kullanılan işlenmiş yağlı deri turkey n.
Printery
işlenmiş yazı kağıdı processed writing paper n.
Entomology
termitlerin girişini engelleyecek şekilde inşa edilmiş veya işlenmiş termite-proof adj.
Gastronomy
güney afrika ve namibya'da tüketilen kurutulmuş ve işlenmiş et bultong n.