temkinli - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

temkinli



Bedeutungen von dem Begriff "temkinli" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 48 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
temkinli chary adj.
temkinli wary adj.
temkinli sedate adj.
temkinli even adj.
temkinli dignified adj.
temkinli deliberate adj.
temkinli staid adj.
temkinli poised adj.
temkinli imperturbable adj.
temkinli sober adj.
temkinli waiting adj.
temkinli leery adj.
temkinli gingerly adj.
temkinli unflappable adj.
temkinli slow and sure adj.
temkinli undemonstrative adj.
temkinli leerier adj.
temkinli serious adj.
temkinli sure-footed adj.
temkinli self-possessed adj.
temkinli solemn adj.
temkinli cautious adj.
temkinli tender adj.
temkinli unabashed adj.
temkinli equanimous adj.
temkinli envious adj.
temkinli facile adj.
temkinli even adj.
temkinli evenminded adj.
temkinli even-tempered adj.
temkinli untrustful adj.
temkinli hoful [obsolete] adj.
temkinli ginger [dialect] adj.
temkinli demure adj.
temkinli self-collected adj.
temkinli shy adj.
temkinli skittish adj.
temkinli softly-softly adj.
temkinli suent [dialect] adj.
temkinli warily adv.
Colloquial
temkinli button-down adj.
Idioms
temkinli on the safe side expr.
Technical
temkinli wholesome adj.
Archaic
temkinli cautelous adj.
temkinli cautionary adj.
temkinli considerate adj.
temkinli curious adj.
temkinli fearful adj.

Bedeutungen, die der Begriff "temkinli" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 75 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
temkinli kimse old woman n.
temkinli kimse conservative n.
temkinli davranma pussyfooting n.
temkinli olmak deliberate v.
temkinli davranmak walk on eggshells v.
temkinli yaklaşmak act with deliberation v.
temkinli yaklaşmak approach cautiously v.
temkinli yaklaşmak approach with caution v.
temkinli yaklaşmak approach warily v.
temkinli olmamak be unwary v.
temkinli olmayı elden bırakmamak urge caution v.
temkinli bir şekilde ilerlemek toe v.
temkinli ve sinsice hareket etmek glide v.
en temkinli leeriest adj.
her daim temkinli ever-cautious adj.
aşırı temkinli hypercautious adj.
aşırı temkinli hyperconscious adj.
aşırı temkinli overwary adj.
sonuçlar konusunda temkinli circumspective adj.
temkinli yürüyen slithering adj.
temkinli yürüyen slithery adj.
temkinli davranan pussyfooting adj.
temkinli bir şekilde poisedly adv.
temkinli bir biçimde self-possessedly adv.
temkinli biçimde unperturbably adv.
temkinli olarak proactively adv.
temkinli biçimde deliberately adv.
temkinli bir şekilde cautiously adv.
temkinli bir şekilde circumspectively adv.
temkinli davranarak suent [dialect] adv.
Phrasals
temkinli bir şekilde anlamaya çalışmak feel out v.
cesaret edip temkinli bir şekilde (bir yere) dalmak venture into (some place) v.
(bir şeyi düşünüp tasarlayarak/temkinli biçimde) ifade etmek couch (something) in (something) v.
temkinli çıkmak venture out v.
(bir yerden) temkinli çıkmak venture out of (some place) v.
Proverb
tanımadığın insanlara temkinli yaklaş you should know a man seven years before you stir his fire
düşman iyi davranıyorsa temkinli olmalı beware the greeks bearing gifts
düşman iyi davranıyorsa temkinli olmalı fear the greeks bearing gifts
düşman iyi davranıyorsa temkinli olmalı fear the greeks bearing gifts
Colloquial
diplomatlara atfedilen karmaşık, temkinli veya muğlak dil diplomatese n.
temkinli olmak be on the safe side v.
temkinli davranmak play it safe v.
çok temkinli supercautious adj.
temkinli ol mind your step expr.
temkinli ol watch your step expr.
Idioms
temkinli davranma walking on eggs n.
daha temkinli davranmak take a reef v.
temkinli hareket etmek tread lightly v.
(biri veya bir şey hakkında) temkinli yaklaşmak have (one's) doubts (about someone or something) v.
bir şeyi ağır ve temkinli biçimde yapmak take it slow v.
dikkatli/temkinli yaklaşmak keep wary eye v.
olayların gelişimine göre temkinli hareket etmek wait for the cat to jump v.
temkinli davranmak walk on thin ice v.
temkinli olmak tread water v.
temkinli davranmak walk on eggs v.
temkinli çıkmak venture out of (something) v.
temkinli/ihtiyatlı hareket etmek haul in (one's) horns v.
tartışma/münakaşa esnasında temkinli konuşmak fire (one's) pistol in the air v.
temkinli hareket etmek pull a punch v.
temkinli konuşmak pull a punch v.
(birinin) söylediği bir şeye temkinli yaklaşmak take what (one) says with a pinch of salt v.
çok temkinli/nazik olmak be treading on eggshells v.
temkinli hareket etmek be walking a tightrope v.
çok temkinli/nazik olmak be walking on eggshells v.
(bir şey hakkında) temkinli yaklaşmak have your doubts (about something) v.
temkinli yaklaşmak pick (one's) spot v.
(bir şeyi) ağır ve temkinli biçimde yapmak take (something) slow v.
temkinli hareket etmek play it cozy v.
temkinli yaklaşan a little leery adj.
temkinli bir şekilde bir şeyi dene dip your toe into something expr.
meseleyi temkinli bir şekilde çözme/halletme softly, softly, catchee monkey expr.
Trade/Economic
temkinli para politikası duruşu cautious monetary policy stance n.
Card
yalnızca eli iyi olduğunda bahsi artıran temkinli poker oyuncusu milker n.
Slang
pokerde yalnızca en güçlü elleri oynayan temkinli oyuncu rock [us] n.
temkinli davranmak walk on eggshells v.