temkinli - Turc Anglais Dictionnaire

temkinli

Sens de "temkinli" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 51 résultat(s)

Turc Anglais
General
temkinli wary adj.
Many companies are wary of communism.
Birçok şirket komünizm karşısında temkinli.

More Sentences
temkinli cautious adj.
She was very cautious about giving people her phone number.
İnsanlara telefon numarasını verme konusunda çok temkinliydi.

More Sentences
temkinli chary adj.
temkinli sedate adj.
temkinli even adj.
temkinli dignified adj.
temkinli deliberate adj.
temkinli staid adj.
temkinli poised adj.
temkinli imperturbable adj.
temkinli sober adj.
temkinli waiting adj.
temkinli leery adj.
temkinli gingerly adj.
temkinli unflappable adj.
temkinli slow and sure adj.
temkinli undemonstrative adj.
temkinli leerier adj.
temkinli serious adj.
temkinli sure-footed adj.
temkinli self-possessed adj.
temkinli solemn adj.
temkinli tender adj.
temkinli unabashed adj.
temkinli equanimous adj.
temkinli envious adj.
temkinli facile adj.
temkinli even adj.
temkinli evenminded adj.
temkinli even-tempered adj.
temkinli untrustful adj.
temkinli hoful [obsolete] adj.
temkinli ginger [dialect] adj.
temkinli demure adj.
temkinli self-collected adj.
temkinli shy adj.
temkinli skittish adj.
temkinli softly-softly adj.
temkinli suent [dialect] adj.
temkinli spareful adj.
temkinli hovering adj.
temkinli suspense adj.
temkinli warily adv.
Colloquial
temkinli button-down adj.
Idioms
temkinli on the safe side expr.
Technical
temkinli wholesome adj.
Archaic
temkinli considerate adj.
temkinli cautelous adj.
temkinli cautionary adj.
temkinli curious adj.
temkinli fearful adj.

Sens de "temkinli" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 76 résultat(s)

Turc Anglais
General
temkinli yaklaşmak approach cautiously v.
Tom approached cautiously.
Tom temkinli yaklaştı.

More Sentences
temkinli yaklaşmak approach warily v.
Tom approached warily.
Tom temkinli yaklaştı.

More Sentences
temkinli bir şekilde cautiously adv.
Tom walked cautiously down the dark alley.
Tom karanlık sokakta temkinli bir şekilde yürüdü.

More Sentences
temkinli kimse old woman n.
temkinli kimse conservative n.
temkinli davranma pussyfooting n.
temkinli davranmak walk on eggshells v.
temkinli olmak deliberate v.
temkinli yaklaşmak act with deliberation v.
temkinli yaklaşmak approach with caution v.
temkinli olmamak be unwary v.
temkinli olmayı elden bırakmamak urge caution v.
temkinli bir şekilde ilerlemek toe v.
temkinli ve sinsice hareket etmek glide v.
temkinli davranmak fudge v.
en temkinli leeriest adj.
her daim temkinli ever-cautious adj.
aşırı temkinli hypercautious adj.
aşırı temkinli hyperconscious adj.
aşırı temkinli overwary adj.
sonuçlar konusunda temkinli circumspective adj.
temkinli yürüyen slithery adj.
temkinli yürüyen slithering adj.
temkinli davranan pussyfooting adj.
temkinli bir şekilde poisedly adv.
temkinli bir biçimde self-possessedly adv.
temkinli biçimde unperturbably adv.
temkinli olarak proactively adv.
temkinli biçimde deliberately adv.
temkinli bir şekilde circumspectively adv.
temkinli davranarak suent [dialect] adv.
Phrasals
temkinli bir şekilde anlamaya çalışmak feel out v.
cesaret edip temkinli bir şekilde (bir yere) dalmak venture into (some place) v.
(bir şeyi düşünüp tasarlayarak/temkinli biçimde) ifade etmek couch (something) in (something) v.
(bir yerden) temkinli çıkmak venture out of (some place) v.
temkinli çıkmak venture out v.
Proverb
tanımadığın insanlara temkinli yaklaş you should know a man seven years before you stir his fire
düşman iyi davranıyorsa temkinli olmalı beware the greeks bearing gifts
düşman iyi davranıyorsa temkinli olmalı fear the greeks bearing gifts
düşman iyi davranıyorsa temkinli olmalı fear the greeks bearing gifts
Colloquial
diplomatlara atfedilen karmaşık, temkinli veya muğlak dil diplomatese n.
temkinli olmak be on the safe side v.
temkinli davranmak play it safe v.
çok temkinli supercautious adj.
temkinli ol watch your step expr.
temkinli ol mind your step expr.
Idioms
temkinli davranma walking on eggs n.
temkinli çıkmak venture out of (something) v.
temkinli davranmak walk on thin ice v.
temkinli davranmak walk on eggs v.
olayların gelişimine göre temkinli hareket etmek wait for the cat to jump v.
dikkatli/temkinli yaklaşmak keep wary eye v.
bir şeyi ağır ve temkinli biçimde yapmak take it slow v.
temkinli olmak tread water v.
daha temkinli davranmak take a reef v.
temkinli hareket etmek tread lightly v.
(biri veya bir şey hakkında) temkinli yaklaşmak have (one's) doubts (about someone or something) v.
temkinli/ihtiyatlı hareket etmek haul in (one's) horns v.
tartışma/münakaşa esnasında temkinli konuşmak fire (one's) pistol in the air v.
temkinli konuşmak pull a punch v.
temkinli hareket etmek pull a punch v.
(birinin) söylediği bir şeye temkinli yaklaşmak take what (one) says with a pinch of salt v.
çok temkinli/nazik olmak be treading on eggshells v.
çok temkinli/nazik olmak be walking on eggshells v.
temkinli hareket etmek be walking a tightrope v.
(bir şey hakkında) temkinli yaklaşmak have your doubts (about something) v.
temkinli yaklaşmak pick (one's) spot v.
(bir şeyi) ağır ve temkinli biçimde yapmak take (something) slow v.
temkinli hareket etmek play it cozy v.
temkinli yaklaşan a little leery adj.
temkinli bir şekilde bir şeyi dene dip your toe into something expr.
meseleyi temkinli bir şekilde çözme/halletme softly, softly, catchee monkey expr.
Trade/Economic
temkinli para politikası duruşu cautious monetary policy stance n.
Card
yalnızca eli iyi olduğunda bahsi artıran temkinli poker oyuncusu milker n.
Slang
pokerde yalnızca en güçlü elleri oynayan temkinli oyuncu rock [us] n.
temkinli davranmak walk on eggshells v.